Jump to content

 

 

 

 

 

 

  • Duyurular

    • Loving

      Steroidturkiye.com - AÇILDI!   29-11-2020

      Steroidturkiye.com açıldı! Hormon gruplarına dair tüm sorularınıza cevap bulmak için sisteme giriş yapıp soru başlığı oluşturmanız yeterli.
    • Loving

      Sarmsturkiye.com - AÇILDI!   29-11-2020

      Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için siteyi ziyaret edebilirsiniz.
  • Peptid Türkiye'ye HOŞ GELDİNİZ!

    Türkiye'nin ilk ve tek en kapsamlı peptid platformuna hoş geldin. Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt olduktan sonra giriş yaptığınızda, kendi içeriğinizi göndererek veya mevcut içeriklere cevap göndererek bu platforma katkıda buluna bileceksin. Profilini özelleştirebilir, ödül puanlarınızı içerik yazarak toplayabilirsiniz, diğer üyelerle kendi özel gelen kutunuz üzerinden iletişim kurabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz! Bu mesaj, oturum açtıktan sonra kaldırılacaktır.

  • Reklam

Plaque

Evlilik öncesi bulk kürü planlamam yardımınıza ihtiyacım var.

Önerilen İletiler

Plaque    9

Arkadaşlar hepinize selamlar kucak dolusu sevgiler!

Öncelikle sizleri okuyorum hepinizi takip ediyorum senelerdir bu forumda adeta bir hayaletim.

  • 13.06.1995 doğumluyum
  • 2017 den beri spor yapıyorum
  • 2021 de askere gittim

ve gitmeden önce formum aşağıdaki gibidir 2021 yılından sonra askerden döndüm ve hayatım çöküşe geçti aile içi hastalıklar baş gösterdi ve kendime vakit ayıramadım psikolojik olarak en dibi gördüm hiç ilaç kullanmadım fakat yakın zamanda tekrar dönmek istiyorum evlilik gibi planlarım var ve bu şekilde damatlığa giremem 1 senelik hızlandırılmış kursa ihtiyacım engin bilgilerinize ihtiyacım var güncel forumumdan acayip utanç duymakta ve bunu paylaşmaktan çekinmekteyim 56 kg yum Küre girme gibi bir durumum söz konusu beslenmeye hiç önem göstermedim sizlerden ricam en basit en yenilecek şekilde yemek planlamamı bekliyorum ilaç düşüncem ise;

  • danabol
  • testosteron
  • boldenon

Beslenme ve kür fikirlerinizi duymak isterim : @DeMoNhUnTeR @Emrahtkty @Semih Erarslan @otopsicikedi @Askabar

52094faf-a836-4aab-a1f9-9bff4f35b833.thumb.jpg.a50506dc5f35860d38c881ee564a0b63.jpg  0c824fcb-cc62-4cc0-883d-e3d0e507e143.jpg

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş


KlasikFizik    249

Evlilik aşamasında ilaca girmeni tavsiye etmem dostum önce hayatını düzene oturt. Vurduğun ilaçlar karakterini, yaşantını ve hatta ilişkini dahi etkileyebilir. Natural olarak daha fazla yemek yiyerek kilo alabilirsin, vücudunu düzene sokabilirsin bunun için ilaca ihtiyacın yok.

Kilo alma aşamasında ise 2700 kaloriyle 1 hafta kendini gözlemle kilo artışı durana kadar bekle, kilo artışın durduğu hafta başında +300 şekilde kaloriyi arttır. İştah sıkıntın varsa bunu neyden aldığının önemi yok proteinin kilox2 al yeter. İştah sorunun yoksa klasik pirinç,makarna,tavuk,hindi,kırmızı etle temiz beslenerek hedeflediğin kaloride durmaya çalış. 

Antremanları 1 saatten uzun tutma, kısa ve ağır çalış ki vücut antremanda fazla kalori harcamasın, kortizol hormonun yükselip yıkıma geçmesin. Sana verebileceğim tavsiyeler bunlar kardeşim dediğim gibi kesinlikle evlilik önce ilaca bulaşmanı tavsiye etmiyorum. Aklına başka soru gelirse her zaman cevaplarım etiketle yeter

  • Beğen 1
  • Alkış 1
  • Tamam 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
GHOST    844

Ne kullanacaksın mg olarak testo ve boldenonda ha bir de danabolde?

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
DeMoNhUnTeR    235

Küre girmekte kararlıysan bile o en son zaman olur

O yüzden önümüzdeki 9-10 ay naturel gideceğin bölümü şimdi konuşalım

Öncelikle gün içindeki çalışma hareket durumunu iştahını uyku durumunu hangi besinleri rahat sindirdiğini buraya yazıyorsun

Herhangi bir rahatsızlığın var mı kür geçmişin var mı

Bunlara göre plan yapılacak 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
DeMoNhUnTeR, 59 dakika önce yazdı:

Küre girmekte kararlıysan bile o en son zaman olur

O yüzden önümüzdeki 9-10 ay naturel gideceğin bölümü şimdi konuşalım

Öncelikle gün içindeki çalışma hareket durumunu iştahını uyku durumunu hangi besinleri rahat sindirdiğini buraya yazıyorsun

Herhangi bir rahatsızlığın var mı kür geçmişin var mı

Bunlara göre plan yapılacak 

hocam kür geçmişim yok iştah hiç yok uyku durumum iyi 12 gibi yatar 8 de kalkarım gün içerisinde orta tempo iş yapıyorum herhangi bir rahatsızlık durumum yok seçicide değilimdir 

GHOST, Bir saat önce yazdı:

Ne kullanacaksın mg olarak testo ve boldenonda ha bir de danabolde?

 standart bir ilerleme  500-500-30 optimum pharma düşünüyorum 

KlasikFizik, 1 saat önce yazdı:

Evlilik aşamasında ilaca girmeni tavsiye etmem dostum önce hayatını düzene oturt. Vurduğun ilaçlar karakterini, yaşantını ve hatta ilişkini dahi etkileyebilir. Natural olarak daha fazla yemek yiyerek kilo alabilirsin, vücudunu düzene sokabilirsin bunun için ilaca ihtiyacın yok.

Kilo alma aşamasında ise 2700 kaloriyle 1 hafta kendini gözlemle kilo artışı durana kadar bekle, kilo artışın durduğu hafta başında +300 şekilde kaloriyi arttır. İştah sıkıntın varsa bunu neyden aldığının önemi yok proteinin kilox2 al yeter. İştah sorunun yoksa klasik pirinç,makarna,tavuk,hindi,kırmızı etle temiz beslenerek hedeflediğin kaloride durmaya çalış. 

Antremanları 1 saatten uzun tutma, kısa ve ağır çalış ki vücut antremanda fazla kalori harcamasın, kortizol hormonun yükselip yıkıma geçmesin. Sana verebileceğim tavsiyeler bunlar kardeşim dediğim gibi kesinlikle evlilik önce ilaca bulaşmanı tavsiye etmiyorum. Aklına başka soru gelirse her zaman cevaplarım etiketle yeter

hocam çevre o kadar etkiliyor ki heleki üzerimde kurulan kilo al baskısı 😄  sosyal medyada olan fizikler böyle deli dehşet başlamalık bir durum varmış gibi hissediyorum 😂

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
DeMoNhUnTeR    235
Plaque, 6 dakika önce yazdı:

hocam kür geçmişim yok iştah hiç yok uyku durumum iyi 12 gibi yatar 8 de kalkarım gün içerisinde orta tempo iş yapıyorum herhangi bir rahatsızlık durumum yok seçicide değilimdir 

İştah olmasa bile yazdıklarımızın tamamını yemen gerekiyor.

Ben afedersiniz kusup kusup tekrar yediğimi biliyorum 

Her ay kilo alacağını var sayarak 30 dk koşu da öneriyorum

12-13 ay boyunca her gün sabah uyanıp yemeye başlayacaksın ve yatana kadar bu devam edecek 2-3 saatte 1

uyku saatini 23:00-07:00 yapalım bu şekilde daha fazla yiyeceksin 

Yemek demişken rahat sindirdiğin protein karbonhidrat ve yağlar nelerdir 

  • Alkış 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
DeMoNhUnTeR, 3 dakika önce yazdı:

İştah olmasa bile yazdıklarımızın tamamını yemen gerekiyor.

Ben afedersiniz kusup kusup tekrar yediğimi biliyorum 

Her ay kilo alacağını var sayarak 30 dk koşu da öneriyorum

12-13 ay boyunca her gün sabah uyanıp yemeye başlayacaksın ve yatana kadar bu devam edecek 2-3 saatte 1

uyku saatini 23:00-07:00 yapalım bu şekilde daha fazla yiyeceksin 

Yemek demişken rahat sindirdiğin protein karbonhidrat ve yağlar nelerdir 

Pirinç ve tavuk hiçbir sorun yaşamadan yiyebilirim yağda da sorun yaşamamaktayım spor yaptığım dönemde normal rutin bir şekilde yiyordum ama düzen içerisinde 4/4 lük bir program değil kafama buyruk takılıyordum şimdi olayı üst seviyeye çıkarmak istiyorum 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Emrah    1.426

Selamlar dostum boldenon önermiyorum ben çünkü vücudunun bolca östrojene ihtiyacın var maddi durumunda sıkıntı yok ise testesteron-deca-anapolon öneririm sana ilaç olarak beslenme konusunda ise maltodekstrin gibi hızlı sindirilen karbonhidratları beslenmene dahil etmelisin vücudunun ihtiyacı var ve mümkün olduğunca östrojene dokunmamalısın.

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
DeMoNhUnTeR, 20 dakika önce yazdı:

İlk 2 hafta

450 Gr karb

120 Gr protein

50 Gr yağ

İlk 1 ay

Haftada 3 gün idman 4 gün dinlenme

300 pirinç 100 yulaf ve malto ile desteklesem yeterli gelir mi? 

Emrahtkty, 16 dakika önce yazdı:

Selamlar dostum boldenon önermiyorum ben çünkü vücudunun bolca östrojene ihtiyacın var maddi durumunda sıkıntı yok ise testesteron-deca-anapolon öneririm sana ilaç olarak beslenme konusunda ise maltodekstrin gibi hızlı sindirilen karbonhidratları beslenmene dahil etmelisin vücudunun ihtiyacı var ve mümkün olduğunca östrojene dokunmamalısın.

hocam başlangıç için neden danabol yerine anapolon önerdiniz o ince nüans nedir acaba ve östrojene ihtiyacın var dedin başka sonda dokunma dedin onuda pek anlamadım aydınlatabilirsen şu kardeşini çok sevinirim 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Ironmann    432

Evlilik öncesi bende çok önermem gerek psikolojik gerek cinsel sıkıntı riskinden dolayı eğer yapıcaksanız en az 4 ay kala kürü bitirmiş olun tavsiye konusuna gelince şu an 56 kilosunuz bir önceki formunuz ilaç için bence uygun oradaki kiloya en az 5 kilo olucak kadar doğal şekilde yaklaşın bunu da yemeğe ekstra ilk başta Creatin olarak gainer pirinç patlağı ve pirinç unu (vanilyalı tavsiye ederim ) bu desteklerle sağlayabilirsiniz 1 ay antrenmanı oturtun sadece gerisi çok rahat gelir.

Kür konusunda 

propinat,rimobolan,Anapolon iş görecektir.

Anapolon söyleme sebebi arkadaşların dht türevi olup vücutta östrojene dönüşmesede östrojenik bir görev tarzında çakışmasından olabilir ben tamamen hissiyat ve etki bazından öneriyorum başarılar.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
Ironmann, 27 dakika önce yazdı:

Evlilik öncesi bende çok önermem gerek psikolojik gerek cinsel sıkıntı riskinden dolayı eğer yapıcaksanız en az 4 ay kala kürü bitirmiş olun tavsiye konusuna gelince şu an 56 kilosunuz bir önceki formunuz ilaç için bence uygun oradaki kiloya en az 5 kilo olucak kadar doğal şekilde yaklaşın bunu da yemeğe ekstra ilk başta Creatin olarak gainer pirinç patlağı ve pirinç unu (vanilyalı tavsiye ederim ) bu desteklerle sağlayabilirsiniz 1 ay antrenmanı oturtun sadece gerisi çok rahat gelir.

Kür konusunda 

propinat,rimobolan,Anapolon iş görecektir.

Anapolon söyleme sebebi arkadaşların dht türevi olup vücutta östrojene dönüşmesede östrojenik bir görev tarzında çakışmasından olabilir ben tamamen hissiyat ve etki bazından öneriyorum başarılar.

o fotoğraflarda max 65 kg idim ama dolu doluydum boyum 1,73 peki anapolon ile testo ve bolde kombinlenir mi deca biraz tırstırıyor 😂😂😂

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
DeMoNhUnTeR    235
Plaque, 1 saat önce yazdı:

300 pirinç 100 yulaf ve malto ile desteklesem yeterli gelir mi? 

hocam başlangıç için neden danabol yerine anapolon önerdiniz o ince nüans nedir acaba ve östrojene ihtiyacın var dedin başka sonda dokunma dedin onuda pek anlamadım aydınlatabilirsen şu kardeşini çok sevinirim 

Şimdilik okey

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Ironmann    432
Plaque, 3 saat önce yazdı:

o fotoğraflarda max 65 kg idim ama dolu doluydum boyum 1,73 peki anapolon ile testo ve bolde kombinlenir mi deca biraz tırstırıyor 😂😂😂

Kombinlenir tabi ama bolde yerine rimo tercih ederim yine kısa süre için 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
KlasikFizik    249
Plaque, 5 saat önce yazdı:

 hocam çevre o kadar etkiliyor ki heleki üzerimde kurulan kilo al baskısı 😄  sosyal medyada olan fizikler böyle deli dehşet başlamalık bir durum varmış gibi hissediyorum 😂

Hocam yeterince irade, azim ve çalışmayla natürel gayet iyi vücut inşa edilebilir. Hele ki doğal sinirina ulaşmamış bir bireysen bu kadar kolaya kacmamani öneririm. Önünde doğal bir şekilde geliştirebilecegin güzel zaman ve yol var.Küçük bir örnek kür sonrası libido, ereksiyon problemi yaşarsan iliskini ve sonrasini da etkileyebilir. O zaman keşke eski vücudum kalsaydı da bu duruma dusmeseydim diyebilirsin. Ve kür sonrası ilaçla gelen de ilaç bitince gidecektir zararinla kalırsın. Benimkisi sana dostça bi tavsiye..

tarihinde KlasikFizik tarafından düzenlendi
  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    4.002

Bir zamanlar 50 kilo ile spora başlamış biri olarak yazıyorum sana.

1) Düğün öncesi asla küre girme. Cinsel sorun yaşarsan o evlilik ölü başlar kardeşim. Sex, bir erkeğin gücüdür. Niye böyle bir riski göze alasın?

2) sosyal medya senin ayarlarını bozuyorsa sosyal medyayı kapa. Kendin dön. 

3) Natural olarak kilo almayı başarmadan kür ile aldığın her kilo, kür sonu gidecek. Bu kültürü oturtmadan asla kür vs aklından geçirme. Anabolikler büyü değil. Temel fizik kuralı bellidir. Giren enerjiden daha fazlasını yakarsan kilo verirsin, daha azını yakarsan kilo alırsın. Demek ki senin beslenmeyi artırman gerek.

4) Senin için temiz beslenme diye bir kavram olmamalı. Kilo almaya odaklanacaksın. Gerekli proteini aldıktan sonra ne varsa gömeceksin. Hiç bir şeye burun kıvırmayacaksın. "canım çekmiyor" gibi kelimeleri kullanmak yok. Biz ağırlık sporcuları için böyle seçenekler yok. Yemek yemek görevdir ve yerine getiririz.

  • Beğen 2
  • Vayyyy!! 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
rastlantisal, 2 saat önce yazdı:

Bir zamanlar 50 kilo ile spora başlamış biri olarak yazıyorum sana.

1) Düğün öncesi asla küre girme. Cinsel sorun yaşarsan o evlilik ölü başlar kardeşim. Sex, bir erkeğin gücüdür. Niye böyle bir riski göze alasın?

2) sosyal medya senin ayarlarını bozuyorsa sosyal medyayı kapa. Kendin dön. 

3) Natural olarak kilo almayı başarmadan kür ile aldığın her kilo, kür sonu gidecek. Bu kültürü oturtmadan asla kür vs aklından geçirme. Anabolikler büyü değil. Temel fizik kuralı bellidir. Giren enerjiden daha fazlasını yakarsan kilo verirsin, daha azını yakarsan kilo alırsın. Demek ki senin beslenmeyi artırman gerek.

4) Senin için temiz beslenme diye bir kavram olmamalı. Kilo almaya odaklanacaksın. Gerekli proteini aldıktan sonra ne varsa gömeceksin. Hiç bir şeye burun kıvırmayacaksın. "canım çekmiyor" gibi kelimeleri kullanmak yok. Biz ağırlık sporcuları için böyle seçenekler yok. Yemek yemek görevdir ve yerine getiririz.

Hocam sadece yaşadığımız o stresli dönemlerden sıyrılıp bir başlangıç olarak görmek istiyorum böyle gazlanacak etken olarak, geri döndüm demem o kıyafetlerin yakıştığı zamanlarıma dönmek istiyorum hastalıklı birey gibi gözükmekte epey yordu beni 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    4.002
Plaque, 18 dakika önce yazdı:

Hocam sadece yaşadığımız o stresli dönemlerden sıyrılıp bir başlangıç olarak görmek istiyorum böyle gazlanacak etken olarak, geri döndüm demem o kıyafetlerin yakıştığı zamanlarıma dönmek istiyorum hastalıklı birey gibi gözükmekte epey yordu beni 

Benim konularımda before - afterlarım var. Hastalıklı görünmek ne demek, iyi görünmek ne demek acayip iyi bilirim. :)

Makineni de bozmadan 250mg testosteron ile başla. Ama yemek yemezsen o da boşa. Yani bu iş seni kotarmaz. Önce beslenme sonra steroid. Motivasyon kovalama. Sana bu lazım değil. Sana disiplin lazım. 

İlla kilo alacağım diyorsan yemek zorundasın. İnan bana başka yolun yok. Öğünlerine bol bol kaliteli yağ ekle. Öğün arası gainer tüket.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
rastlantisal, 46 dakika önce yazdı:

Benim konularımda before - afterlarım var. Hastalıklı görünmek ne demek, iyi görünmek ne demek acayip iyi bilirim. :)

Makineni de bozmadan 250mg testosteron ile başla. Ama yemek yemezsen o da boşa. Yani bu iş seni kotarmaz. Önce beslenme sonra steroid. Motivasyon kovalama. Sana bu lazım değil. Sana disiplin lazım. 

İlla kilo alacağım diyorsan yemek zorundasın. İnan bana başka yolun yok. Öğünlerine bol bol kaliteli yağ ekle. Öğün arası gainer tüket.

hocam örnek bir beslenme programı hatırlar mısın o zamanlardan kullandığın yüksek kalori içeren

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    4.002
Plaque, 15 dakika önce yazdı:

hocam örnek bir beslenme programı hatırlar mısın o zamanlardan kullandığın yüksek kalori içeren

Programlı beslenmeye karşıyım ben. Müsabık insanların işi o. Hedefli beslenme taraftarıyım. Telefonuna diyetkolik uygulamasını kuracaksın. Yediğin her şeyi ve kalori içeren içtiğin her şeyi kalori takip kısmına gireceksin. Orada aldığın kalori ve makrolar yazar. Her akşam o kısmın ekran görüntüsünü at buraya üzerinden konuşalım. Göreceksin ki küçük dokunuşlar çok şeyi değiştirecek.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
rastlantisal, 1 saat önce yazdı:

Programlı beslenmeye karşıyım ben. Müsabık insanların işi o. Hedefli beslenme taraftarıyım. Telefonuna diyetkolik uygulamasını kuracaksın. Yediğin her şeyi ve kalori içeren içtiğin her şeyi kalori takip kısmına gireceksin. Orada aldığın kalori ve makrolar yazar. Her akşam o kısmın ekran görüntüsünü at buraya üzerinden konuşalım. Göreceksin ki küçük dokunuşlar çok şeyi değiştirecek.

çok sağolun hocam uygulamayı kullanacağım

DeMoNhUnTeR, 13 saat önce yazdı:

kesinlikle

hocam neden bolde testo dana önermedin ? anapolon ve deca çok güçlü değil mi acaba 

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
DeMoNhUnTeR    235
Plaque, 2 saat önce yazdı:

çok sağolun hocam uygulamayı kullanacağım

hocam neden bolde testo dana önermedin ? anapolon ve deca çok güçlü değil mi acaba 

hayır hayır test e ve dianabol olabilir ama boldenon yerine primobolan öneririm

ayrıca küre girmek konusunda emin misin?

çünkü şuan 0 noktasında olduğun için çaba göstererek ve naturel olarak 13-16 kg alabilirsin

@rastlantisal abimiz küre girersen cinsel sorunlar yaşarsın demiş ama bence öyle olmaz çünkü ilk testosteron alımın olduğu için hayatında hiç olmadığı kadar sert ve istekli olacaksın

ancak gel gelelim bıraktıktan sonra elveda cinsellik :)

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Plaque    9
DeMoNhUnTeR, 2 dakika önce yazdı:

hayır hayır test e ve dianabol olabilir ama boldenon yerine primobolan öneririm

ayrıca küre girmek konusunda emin misin?

çünkü şuan 0 noktasında olduğun için çaba göstererek ve naturel olarak 13-16 kg alabilirsin

@rastlantisal abimiz küre girersen cinsel sorunlar yaşarsın demiş ama bence öyle olmaz çünkü ilk testosteron alımın olduğu için hayatında hiç olmadığı kadar sert ve istekli olacaksın

ancak gel gelelim bıraktıktan sonra elveda cinsellik :)

valla hocam aşşırı kararsız bir o kadar kararlıyım evet çok doğru 0 noktasındayım hiçbir şeyde yapasım yok ya bitik hissediyorum kendimi :(, cinselliği patlatmamam lazım hocam evlenir ayak gitmesin elden bee :D

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
DeMoNhUnTeR    235
Plaque, 11 dakika önce yazdı:

valla hocam aşşırı kararsız bir o kadar kararlıyım evet çok doğru 0 noktasındayım hiçbir şeyde yapasım yok ya bitik hissediyorum kendimi :(, cinselliği patlatmamam lazım hocam evlenir ayak gitmesin elden bee :D

o zaman hiç girme veya evlenmene 1 hafta kala gir

ama iki türlü de o makroları hemen şuanda almaya başlaman gerekiyor

pazartesi değil şimdi

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

  • Etiket tabanlı benzer içerikler

    • Yazan: Burak12345
      Cümleten selamünaleyküm arkadaşlar bilgi paylaştıkça güzeldir.
      Şöyle bir sorunum var:
      Geçen sene 4 aylık Testo bolde kurunde ikinci ayda Bolden açılmış dördüncü ayda iyi sonuç almış biri olarak. Bu sene ise altı aylık bir kür yapıp beş ay geçmesine rağmen hala Boldenonu hissetmemek! Bu gibi durum daha önce birinizin başına geldi mi nedendir neden olabilir kan testlerine göre ilaç çatır çatır çalışıyor kullanılan marka aynı doz yükseltmeme rağmen beklediğim sonucu alamıyorum neden?? Şunu da eklemek istiyorum geçen sene bol de köründen sonra iki ay ara verip definasyona girdim definasyon da Testo bolde ve tren on hafta kullandım tekrar üç ay ara verip altı aylık Testo bolde kürüne girdim şu an tepki ve sonuç alamıyorum ne yapmam lazım ne eklemem lazım yanlış yaptığım bir yer var mı?
      GÜNCEL KÜR İÇERİĞİM:
      750 mg Testosteron 750 mg Boldenon Tüm öneri ve düşünceler için şimdiden teşekkürler.
    • Yazan: SAMOtrophin
      Herkese Selam, arkadaşlar.
      Geçmişte bu kürü kullanıyordum ve haftada iki gün enjeksiyon yapıyordum. Bu kür benim ilk kürüm olmakla beraber iyi bir etki aldım ve yan etki görmedim. Sağlıklı bir PCT süreci geçirdikten sonra 2 haftadır tekrardan aynı kürü kendime uygulamaya başladım.
      GEÇMİŞ KÜRÜM:
      350 MG Rimobolon 350 MG Testosteron Enantathe YENİ PLANLADIĞIM KÜRÜM:
      Testosteron Enanthate Rimobolon Npp Gh SORULARIM:
      Bu kürümde Rimo, Testo, NPP'den kaç mg almalıyım? NPP'yi diğer iki ilaçla aynı anda, tek enjektörle kendime enjekte edebilir miyim? Tüm cevaplar için teşekkürler.
    • Yazan: metinav
      Mineral bor, metabolizmada bitki, hayvan ve insan sağlığı için gerekli olan ve dünyadaki yaşamın evrimi için son araştırmaların gösterdiği hayati derecede önemli rollere sahip bir mikro besindir.
      Faydaları şu şekilde özetlenebilir:
      (1) Kemiğin büyümesi ve bakımı için gereklidir
      (2) Yara iyileşmesini büyük ölçüde hızlandırır 
      (3) Vucudun östrojen, testosteron ve D vitamini kullanımını faydalı bir şekilde etkiler 
      (4) Magnezyum emilimini arttırır 
      (5) Yüksek hassasiyetli C-reaktif protein (hs-CRP) ve tümör nekroz faktörü a (TNF-a) gibi enflamatuar seviyelerini azaltır 
      (6) Süperoksit dismutaz (SOD), katalaz ve glutatyon peroksidaz gibi antioksidan enzimlerin seviyelerini arttırır 
      (7) Pestisit kaynaklı oksidatif strese ve ağır metal toksisitesine karşı koruma sağlar 
      (8) Yaşlılar için beynin elektriksel aktivitesini, bilişsel performansını ve kısa süreli belleği geliştirir 
      (9) S - adenosil metiyonin (SAM-e) ve nikotinamid adenin dinükleotid (NAD + ) gibi anahtar biyomoleküllerin oluşumunu ve aktivitesini etkiler 
      (10) Prostat, servikal ve akciğer kanserleri ve multipl ve Hodgkin dışı lenfoma gibi bir takım kanserlerde önleyici ve tedavi edici etkiler göstermiştir
      (11) Geleneksel kemoterapötik ajanların yan etkilerini iyileştirmeye yardımcı olabilir 

      Özet: Bu makale öncelikle kemik gelişimi ve rejenerasyonu, yara iyileşmesi, seks steroidleri geliştirilmesi, D vitamini üretimi ve metabolizması ile kalsiyum ve magnezyumun emilimi, kullanımı da dahil olmak üzere borun insan sağlığı üzerindeki en belirgin etkilerine odaklanmaktadır. Ek olarak, bor, artriti hafifletmeye ve beyin fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olabilecek anti-enflamatuar etkilere sahiptir ayrıca borlanmış bileşikler şu anda çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır ve önemli antikanser etkileri göstermiştir.
      Kemik Büyümesi ve Bakımı:
      Bilim adamları, yıllardır borun sağlıklı kemikler için gerekli olduğunu biliyorlar. 1985 yılında ABD Tarım Bakanlığı (USDA), düşük borlu bir diyet (119 gün boyunca 0.25 mg / gün) uygulanan menopoz sonrası kadınların (n = 12) 3 mg / gün ile takviye edildiği bir deney gerçekleştirdi. Bor takviyesi ile kadınların günlük idrar kalsiyum atılımının % 44 azaldığı görüldü. 
      Bor osteogenezde önemli bir rol oynar ve eksikliğinin kemik gelişimini ve rejenerasyonunu olumsuz etkilediği gösterilmiştir. Bu eser mineral, kalsiyum kaybının ve kemik demineralizasyonunun önlenmesini, steroid hormonlarının üretimini ve aktivitesini etkileyerek yapar. Bor takviyesinin art arda hem kalsiyum hem de magnezyumun idrar atılımını önemli ölçüde azalttığı ve postmenopozal kadınlarda serum estradiol ve kalsiyum emilim seviyelerini arttırdığı gösterilmiştir. Bor, D vitamini kullanımını faydalı bir şekilde etkiler. Bor ile takviye edilen, D vitamini eksikliği olan hayvanlarda kemik büyümesini uyarır ve D vitamini eksikliğinin karakteristiği mineral metabolizmasındaki işlev bozukluklarını azaltır.
      2010 yılında, borun osteogenez üzerindeki etkilerinin altında yatan mekanizmaları inceleyen bir araştırma yayınlandı. Borun, doku mineralizasyonu ile ilgili genlerin ekspresyonunu ve kemik büyümesi ve döngüsünde yer alan anahtar hormonların (17β-estradiol [E2], testosteron ve D vitamini) hareketlerini düzenleyerek osteoblastların mineralizasyonunu indüklediği belirlenmiştir.
      Yara iyileşmesi:
      1990'da borun yara iyileşmesini önemli ölçüde iyileştirdiği gösterilmiştir. Derin yaralara % 3 borik asit çözeltisinin uygulanması, yoğun bakımda gereken süreyi üçte iki oranında azalttı. 2000 yılında, insan fibroblastları kullanılarak yapılan in vitro araştırmalar, bir borik asit çözeltisinin, hücre dışı matris üzerindeki etki yoluyla yara iyileşmesini geliştirdiğini göstermiştir. 2002 yılında yayınlanan diğer in vitro çalışmalar, borun bu yararlı etkilerinin fibroblastlarda bulunan spesifik enzimler üzerindeki doğrudan etkilere bağlı olduğunu ortaya koymuştur (elastaz, tripsin benzeri enzimler, kollajenaz ve alkalin fosfataz). Hayvan bağ dokusundaki en yaygın hücreler olan fibroblastlar, hücre dışı matrisi ve kolajeni sentezler ve yara iyileşmesinde kritik bir rol oynar. Bor, bu anahtar enzimlerin fibroblastlardaki aktivitesini kolaylaştırır, böylece hücre dışı matris devir hızını artırır.
      Hücre Dışı Matris Proteinlerin İfadesi:
      Borun etkilerinin arkasındaki mekanizmalar, çok çeşitli hücre dışı matris proteinlerinin haberci RNA (mRNA) ekspresyonu, sadece yara onarımına dahil olanları değil, aynı zamanda mineralize doku ilişkili proteinler, kollajen tip 1 (COL1), osteopontin (OPN), kemik sialoprotein (BSP) ve osteokalsin (OCN) şeklindedir. Bu eylemlerin birleşik etkileri kemik hücrelerinin mineralizasyonunun yanı sıra osteoblast hücresi canlılığını, proliferasyonunu ve morfolojisini de arttırır.
      Diğer araştırmacılar tarafından insan kemik iliği stromal hücreleri üzerinde yapılan daha fazla araştırma, borun osteojenik farklılaşmayı arttırdığı mekanizmaların daha önceki keşiflerini doğruladı. Borun ayrıca alkalin fosfataz ve kemik morfogenetik proteinlerinin (BMP'ler) mRNA ekspresyonunu arttırdığı bulunmuştur. Diğer bazı araştırmacılar, borun temel BMP'lerin (BMP-4, BMP-6 ve BMP-7) protein seviyelerini ve runt ile ilgili transkripsiyon faktörü 2'nin (RUNX2) mRNA ifadesini düzenlediğini doğruladı.
      BMP'ler, dönüştürücü büyüme faktörü β (TGF-β) süper familyasına ait çok işlevli büyüme faktörleridir ve bazıları yeni kıkırdak ve kemiğin oluşumuna neden olur.
      Borun ayrıca çekirdek bağlayıcı faktör alt birimi a-1 (CBF-a1) olarak da bilinen RUNX2 üretimini düzenlediği belirlenmiştir. RUNX2 osteoblastik farklılaşma ve kemik oluşumu ve kemik bakımı için gereklidir. Osteoblast gen ekspresyonunu ve mezenkimal kök hücrelerin osteoblastlara farklılaşmasını uyarmak için BMP'lerle birlikte çalışan bir transkripsiyon faktörüdür ve olgun osteoblastlarda aktif kalır. Aktif RUNX2 seviyeleri düşürüldüğünde, BSP, OCN, OPN ve COL1 dahil olmak üzere ana kemik-matris proteinlerini kodlayan genlerin ekspresyonu düşer.
      Seks Hormonlarının Düzenlenmesi:
      Bor takviyesinden sonra hem erkeklerde hem de kadınlarda artan seks steroidleri seviyeleri gösterilmiştir. 1987 yılında Nielsen ve arkadaşları, daha önce düşük bor diyetinde olan postmenopozal kadınlarda (n = 13) bor takviyesinin, özellikle östrojen için serum estradiol (E2) ve testosteron seviyelerinin önemli ölçüde arttırdığını bildirmiştir. Magnezyum alımıyla kadınlarda, E2 neredeyse iki katına çıkarak ortalama 21.1 pg / mL'den 41.4 pg / mL'ye yükseldi. Testosteron iki kattan fazla arttı ve ortalama 0.31 ng / mL'den 0.83 ng / mL'ye yükseldi. 1997 yılında Naghii ve arkadaşları, 21 sağlıklı erkekde (n = 18) 4 haftalık bor takviyesi sonrasında serum E2 düzeylerinde benzer bir artış bulguları yayınladılar.
      1997 yılında sadece 6 haftalık 6 mg / gün bor takviyesi sonrasında, Naghii ve arkadaşları tarafından 20 sağlıklı erkek (n = 8) üzerinde yapılan bir çalışmada, ortalama 11.83 pg / mL'den 15.18 pg/ml'e yükselen serbest testosteronda önemli bir artış olduğu bulunmuştur.  E2'de ise, 42.33 pg / mL'den 25.81 pg / mL'e önemli düşüşler kaydedilmiştir. Ölçülen tüm enflamatuar biyobelirteçler de azaldı. İnterlökin (IL) 6, 1.55 pg / mL'den 0.87 pg / mL'ye,  yüksek hassasiyetli C-reaktif protein (hs-CRP) yaklaşık % 50 oranında, 1460 ng / mL'den 795 ng / mL'ye belirgin bir azalma ve tümör nekroz faktörü  (TNF-a) yaklaşık % 30, 12.32 ila 9.97 pg / mL azalmıştır. Dihidrotestosteron, kortizol ve D vitamini seviyeleri hafifçe arttı.
      6 haftalık bor takviyesinden sonra erkek plazma E2 de önemli azalma ve total testosteronun (T)  serbest testosterona (FT) dönüşüm oranının daha yüksek olduğu görülmektedir. Sonuçlardan hareketle, borun androjen amplifikatör etkilerine sahip olduğunu söylenebilir.
      Testosteron moleküllerinin yaklaşık % 98'inin kandaki proteinlere, esas olarak seks hormonu bağlayıcı globuline (SHBG) bağlı olduğu ve biyoyararlı olmadığı iyi bilinmektedir. Bu nedenle, bor takviyesi ile görülen serbest testosteronun artışı, özellikle tipik olarak SHBG seviyelerinin arttığı ve FT seviyelerinin azaldığı yaşlı erkeklerde, önemli faydalı sonuçlar verebilir.
      D Vitamini Eksikliğinin Önlenmesi:
      Borun hayvan ve insan çalışmalarında D vitamini eksikliği olan bireylerde serum 25-hidroksivitamin D3 seviyelerini arttırdığı gösterilmiştir. Orta yaşlı erkek ve kadınların (n = 15) düşük borlu bir diyete tabi tutulduğu klinik bir araştırmada (0.23 mg B / 2000 kcal ), yapılan bor takviyesinden (3mg)  49 gün sonra d3 seviyeleri belirgin şekilde yükseldi. 25 (OH) D3 seviyeleri, 44.9 nM'den, % 39 artışla 62.4 nM'ye yükseldi.
      Benzer sonuçlar, D vitamini eksikliği (serum 25 [OH] D3 <12 ng / mL) olarak önceden belirlenmiş orta yaşlı bireylerin (n = 13) açık bir pilot çalışmasında da görülmüştür. 25 (OH) D3 seviyeleri, kalsiyum fruktoborat, Ca ([C6H10O6] 2B) 2 · 4H20, içeren bir kompleks kullanılarak 60 gün boyunca 6 mg / gün bor takviyesi sırasında incelenmiştir. Çalışma Sırbistan'da, D vitamini durumunun kötüleşeceği bir zaman olan sonbahar-kış geçişi (ekim-ocak) sırasında gerçekleşti. Bununla birlikte, bor takviyesi ile 25 (OH) D3 seviyeleri önemli ölçüde artmış ve ortalama% 20 artış göstermiştir. Bor, D vitamininin yarılanma ve kullanım ömrünü arttırır.
      Magnezyum Emilimi:
      Bor, magnezyum emilimini ve kemikte birikmesini önemli ölçüde geliştirir. Magnezyumun kemikte eksikliği bor yetmezliğinin yaygın belirtilerindendir.
      İnsan vücudundaki magnezyumun yaklaşık% 60'ı, kalsiyum metabolizmasını düzenleyen anahtar enzimler için bir kofaktör olduğu kemikte bulunur. Kemikteki magnezyumun çoğu, apatit kristalinin yapısının ayrılmaz bir parçası olan kortikal kemik üzerinde bulunur. Apatit kristallerindeki yapısal rolünün yanı sıra, osteoblast ve osteoklastlarda ve magnezyumun adenosin trifosfat (ATP) üretimi için temel olduğu ve lipit, proteinde yer alan 300'den fazla enzimin kofaktörü olarak hizmet ettiği tüm canlı hücrelerde magnezyum gereklidir. ve nükleik asit sentezi. Pozitif yükü nedeniyle magnezyum hücre zarlarını stabilize eder, kalsiyumun hareketlerini dengeler ve bir sinyal transdüseri olarak işlev görür.
      Anti-inflamatuar Etkiler:
      Borun inflamatuar biyobelirteç düzeylerini azalttığı bir çok çalışma ile gösterilmiştir. Sağlıklı erkek gönüllüleri (n = 8) içeren yeni bir insan denemesinde, 11.6 mg bor ile takviye edildikten 6 saat sonra plazma hs-CRP ve TNF-α seviyelerinde önemli azalmalar ile birlikte plazma bor konsantrasyonlarında önemli bir artış meydana geldi. Bir haftalık 10 mg / gün bor takviyesi, TNF-a'nın plazma konsantrasyonunda % 20, (12.32 pg/mL den 9.97 pg/mL) ve hs-CRP'nin plazma konsantrasyonunda yaklaşık % 50, (1460 ng/mL den 795 ng/mL) ve IL-6  plazma konsantrasyonunda (1.55 pg/mL den 0.87 pg/mL) dikkate değer düşüş gözlenmiştir.
      Yüksek hs-CRP'nin meme kanseri, obezite ve metabolik sendrom, ateroskleroz, kararsız angina, insülin direnci, tip 2 diyabet, alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı,  metastatik prostat kanseri, akciğer kanseri, erişkin depresyonu, genç erişkin yaşamında psikoz, koroner kalp hastalığı ve inme ile ilişkili bir risk olduğunu düşünün.
      Osteoartritte Antienflamatuar Etkiler:
      Epidemiyolojik kanıtlar, olgu sunumları ve kontrollü hayvan ve insan çalışmaları, osteoartrit (OA) için güvenli ve etkili bir tedavi olarak borun kullanımı için kanıt sağlamıştır. Bor uygulaması ve dünya çapında OA prevalansı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar, bor alımının 1 mg / d'ye eşit veya daha fazla olduğu alanlarda, artrit insidansının % 20 ila % 70 arasında değiştiğini keşfettiler. Buna karşılık, bor alımının genellikle 3 ila 10 mg / gün olduğu bölgelerde, artritin tahmini insidansı % 0 ila % 10 arasında değişir. OA hastalarının femur başlarında, kemiklerinde ve sinovyal sıvısında bor konsantrasyonunun OA olmayan bireylere göre daha düşük olduğu bulunmuştur.
      Bor yoksunluğu ve takviyesi üzerine yapılan insan çalışmaları, borun eritrosit süperoksit dismutaz (SOD) aktivitesini önemli ölçüde arttırdığını göstermiştir. 63 gün bor yoksunluğunun ardından 49 gün bor takviyesi 3 mg / gün takip edilen bir çalışmada, SOD, 45 yaşından büyük erkeklerde 2666 U / g Hb'den 3231 U / g Hb'ye, postmenopozal kadınlarda 3091 U / g Hb'den 3169 U / g Hb'ye ve östrojen tedavisi alan postmenopozal kadınlarda 2520 U / g Hb'den 3327 U / g Hb'ye yükseldi.
      Borun OA hastalarının tedavisinde kullanılmasına yönelik insan klinik kanıtları, ilk olarak Avustralya'da yürütülen ve günde 6 mg bor (sodyum tetraborat dekahidrat) takviyesine önemli ölçüde olumlu yanıt veren çift kör, plasebo kontrollü bir takviye çalışması ile sağlandı. OA olan 20 kişide ilave bor alan deneklerin% 50'si plasebo alanların sadece% 10'u iyileşmiştir.
      Beyin Aktivasyonu ve Psikolojik Fonksiyonu:
      Hem hayvanlarda hem de insanlarda bor yoksunluğunun, beynin elektriksel aktivitesinde azalmaya yol açtığı göstermiştir. Olgun sıçanlarda bor yoksunluğu, azalmış yüksek frekans ve düşük frekanslı beyin elektriksel aktivitesi ile ilişkiliydi, azalmış uyarılma ile tutarlıydı, bu da borun hayvanlarda beyin aktivasyonunun korunmasında önemli bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir. İnsanlarda, bor yoksunluğu (<0,3 mg / gün) motor hızı ve el becerisi, dikkat ve kısa süreli bellek görevlerinde daha düşük performansla sonuçlanmıştır. Sağlıklı yaşlı erkeklerde ve kadınlarda yapılan bir dizi deney, sınırlı bor alımının beyin fonksiyonlarını ve bilişsel performansı olumsuz etkilediğini bulmuştur. En tutarlı EEG bulgusu, düşük bor alımının, düşük frekanslarda daha fazla aktiviteye ve EEG spektrumunun yüksek, baskın frekanslarında daha az aktiviteye doğru bir kaymaya yol açmasıydı; bu, tipik olarak spesifik olmayan yetersiz beslenme ve ağır metal toksisitesine tepki olarak gözlenen aynı etkidir.  Artan düşük frekans aktivitesi, zihinsel uyanıklığın azalması durumlarının karakteristiğidir, uyanıklık ve psikomotor görevleri yerine getirme yeteneğinin azalmasıyla ilişkilidir ve hafıza performansının bozulması ile ilişkilendirilmiştir.
      Ağır Metal Toksisitesi:
      Bazı bor bileşiklerinin (borik asit, boraks, kolemanit ve uleksit) ağır metallerin (arsenik trioksit, kolloidal bizmut altkriti, kadmiyum klorür, cıva klorür ve kurşun klorür) neden olduğu genotoksisite üzerindeki etkinliği insan kan kültürlerinde değerlendirildi. Lenfositlerde DNA hasarı oluşturmak için kardeş kromatid değişimi (SCE) ve mikronükleus (MN) deneyleri yapıldı ve oksidatif stres, ana, antioksidan, enzim aktiviteleri ve eritrositlerdeki toplam glutatyon seviyelerindeki değişiklikler tahmin edilerek değerlendirildi. Ağır metal tedavileri, hem SCE hem de MN'nin sıklığını ve oksidatif stresin bir göstergesi olan malondialdehitin plazma seviyelerini arttırdı ve kontrollere kıyasla antioksidan enzim aktivitelerini ve toplam glutatyon seviyesini azalttı. Borla test edilen tüm bileşikler (5-20 ppm), düşük dozda ağır metallerin neden olduğu tüm genotoksik etkileri önemli ölçüde azalttı.
      Antikanser Etkileri:
      Giderek artan sayıda kağıt borun antikarsinojenik özelliklere sahip olduğunu göstermiştir. Bor bakımından zengin diyetler ve toprak ve suyun bor açısından zengin olduğu bölgeler, prostat, meme, servikal ve akciğer kanserleri de dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerinin düşük riskleri ile ilişkilidir. Borla zenginleştirilmiş diyetlerin, prostat ve serviks kanseri riskinde önemli azalmalar ve sigara içen kadınlarda akciğer kanseri riskini azalttığı bulunmuştur.
      Son birkaç yılda, antikanser ajanlar olarak doğal ve sentetik bor içeren bileşiklerin kullanımı, özellikle ameliyat edilemeyen kanserlerde ve yüksek malignitesi olanlarda artmıştır. Bor içeren bileşikler, serin proteazların inhibisyonu, NAD-dehidrojenazlar, mRNA birleştirme ve hücre bölünmesi, reseptör bağlanma taklidi ve apoptozun indüksiyonu dahil olmak üzere çeşitli mekanizmalar yoluyla kanser hücrelerinin fizyolojisine ve çoğalmasına müdahale eder.
      Prostat kanseri:
      Bor seviyesi, prostat kanseri insidansı ile ters orantılıdır. Ulusal Sağlık ve Beslenme Muayene Araştırması (NHANES) III verilerine göre, beslenmelerinde 1,8 mg/d'den fazla bor olan erkeklerde, bor alımı 0,9 mg/d den düşük veya eşit olan erkelere kıyasla prostat kanseri riski % 52 daha düşüktü. Yeraltı sularındaki bor konsantrasyonu ile Teksas'taki prostat kanserinin dağılımı arasında yüksek korelasyon ( r = 0,63) bulundu.
      Borik asit, in vitro insan prostat kanseri hücre çoğalmasını inhibe eder. Bir çalışmada, borik asit farelerdeki prostat tümörlerinin boyutunu azalttı ve tümör dokusunda ve serum prostat spesifik antijenin (PSA) insülin benzeri büyüme faktörü  (IGF-1) düzeylerini önemli ölçüde azalttı. Çalışmada, grup başına 10 hayvan içeren üç gurup oluşturuldu. 1. ve 2. gruba gavaj yoluyla borik asit çözeltileri (1.7-9.0 mg /kg) verildi. Kontrol grubuna sadece su verildi. Tümör boyutları 8 hafta boyunca haftalık olarak ölçüldü. Düşük ve yüksek dozda borik aside maruz kalan farelerde tümörlerin boyutu sırasıyla % 25 ve % 38 azalmıştır. İki dozaj için serum PSA seviyeleri kontrol grubuna göre sırasıyla % 88.6 ve % 86.4 azaldı. Dolaşımdaki IGF-1 düzeyleri gruplar arasında farklılık göstermedi, ancak IGF-1'in tümörlerde ekspresyonu bor tedavisi ile önemli ölçüde azaldı.
      PSA, hem normal hem de kanserli prostat epitel hücreleri tarafından üretilen androjenle düzenlenmiş bir serin proteazdır (enzim) ve hala prostat kanseri için en yaygın olarak kullanılan serum markörüdür. Boronik asidin PSA aktivitesini inhibe ettiği gösterilmiştir.
      Rahim ağzı kanseri:
      Rahim ağzı kanseri dünya çapında kadınlarda en sık görülen ikinci kanser olmakla birlikte, Türkiye'de sadece dokuzuncu sırada yer almakta olup Avrupa ve Kuzey Amerika'dan 2 ila 5 kat daha düşüktür. Her ne kadar bu farkın nedenleri mutlaka sosyokültürel farklılıklar, nüfus temelli tarama programlarının eksikliği veya Türkiye'de daha düşük bir insan papilloma virüsü (HPV) prevalans oranı gibi faktörlerin bir kombinasyonunu içermesine rağmen, serviks kanseri insidansının düşük olduğu öne sürülmüştür. Türkiye'de bor bakımından zengin toprak ile ilişkilidir. HPV, serviks kanserinin ana nedenidir. HPV-16 ve HPV-18, tüm servikal kanserlerin yaklaşık % 95'ine neden olur ve bor, HPV'nin yaşam döngüsüne müdahale eder.
      Serin proteaz inhibitörleri, HPV E7 onkogeninin ölümsüzleştirme ve dönüştürme kapasitesini azaltır. Bor, insan vücudunda çoğunlukla serin proteaz inhibitörü olan borik asit formunda bulunur. Korkut ve arkadaşları , servikal kansere bağlı histopatolojik bulguların bor açısından zengin ve bor açısından fakir bölgelerle ilişkili olduğunu ortaya koyan araştırmalar yaptıktan sonra içme suyunda daha yüksek miktarda borun HPV dönüşümünü önlemeye ve serviks kanseri insidansını azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürdü.
      Bu çalışmada, bor bakımından zengin (472 kadın) ve bor fakiri (587 kadın) bölgede yaşayan sosyoekonomik durumu düşük 1059 kadın için servikal smearlarda advers sitolojik bulgu insidansı değerlendirilmiştir. Ortalama bor alımı, bor bakımından zengin bölgelerden kadınlar için 8.41 mg / d ve bor bakımından fakir bölgelerde yaşayan kadınlar için 1.26 mg / d idi. Bor açısından zengin bölgelerden hiçbir kadında serviks kanseri sitopatolojik belirtisi yoktu; bor fakiri bölgelerden 15 kadında sitopatolojik bulgular mevcuttu.
      Bor Alımı / Tamamlayıcı Öneriler:
      Bor normal insan beslenmesinin bir parçasıdır, ancak günlük alım, beslenmedeki çeşitli gıda gruplarının oranlarına ve topraktaki bor konsantrasyonlarına bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Ortalama toplam bor alımı için bildirilen değerler : Amerika Birleşik Devletleri'nde 1,7 ila 7,0 mg / gün; Meksika'da 1,75 ila 2,12 mg / gün; Avrupa Birliği'nde 0.8 ila 1.9 mg / gün; Avustralya'da 2,16 ila 2,28 mg / gün; ve Kore'de yaklaşık 0.93 mg / gün olarak değişir. 
      Çeşitli, bitki-gıda açısından zengin bir beslenmenin yaklaşık 1.5 ila 3 mg / gün bor sağladığı tahmin edilmektedir. Bitki kaynaklı gıdalar, özellikle meyveler, yapraklı sebzeler, fındık ve baklagiller, bitki kaynaklı fermente edilmiş içecekler (şarap, elma şarabı ve bira) gibi bor bakımından zengindir. Ancak et, balık ve süt ürünleri zayıf kaynaklardır. Fıstık ve fıstık ezmesi, diğer fındık, kuru üzüm, şarap ve avokado da bor alımına en çok katkıda bulunanlardır.
      Bor için önerilen seviye yoktur, fakat üst alım seviyesi 20 mg/ gün olarak belirlenmiştir. 18 yaş ve üstü yetişkinler için yaklaşık 20 mg / gün olan tolere edilebilir bir miktardır. Dünyanın bor bakımından zengin bölgelerindeki sakinler üzerinde yapılan araştırmalar, 3 mg / gün kullanımın, çok uzak yan etki riski ile fayda sağlayacak bir miktar olduğunu gösterdi. Örneğin, Türkiye'de bir borik asit üretim tesisinde çalışan işçiler için günlük bor alımı ortalama 12.6 mg / gün olup, hiçbir olumsuz etkisi yoktur.
       
    • Yazan: MhanYhag
      Selamünaleyküm cümleten hayırlı akşamlar.
      189 boy,102KG ve 28 yaşındayım. Parça parça 3 yıl kadar spor geçmişim var ama yaşadığım bazı maddi/manevi ve psikolojik sorunlar yüzünden ne beslenme ne de antrenman konusunda başarılı olamadım antrenman ve diyet disiplini oluşturmadan ne kürü? Diyecek hocalarıma saygım sonsuz 3,5 aylık  kür sonunda ne demek istediklerini çok iyi anladım. Ama artık bazı şartlar değişti bu sefer yapabileceğime inanıyorum. 
      Geçen sene 14 hafta Testo/Bolde kürü yaptım kürün kendisini ve sonunu çok saçma sapan bir şekilde bitirdim. Takıldığım her konuda Diver hocam desteğini hiç esirgemedi bana önerdiği şekilde PCT yaptım hormonlar olması gereken seviyeye ulaştı ve aradan 3 ay geçti içimde yarım kalan şeyler olduğundan bu sefer daha disiplinli ve istekli olarak küre başlama kararı aldım.
      8 haftadır Only Testo küründeyim:
      Pazartesi 0.5ml perşembe 0.5ml Toplamda hatalık 250mg Testo Enantath alıyorum.(İran) Hedefim 90KG civarına düşmek ve bu esnada da kas kütlesi eklemek. Önce sıkı diyete girip kas yap ne varsa eritip sonrasında kilo almak için uğraşmak yerine yavaş yavaş yağımı yakar kasımı ekler kafasındayım. Ama hesap etmediğim E2 sorunu ile karşı karşıyayım. E2 değeri bu aralıktayken yağ yakımın da sıkıntı yaşayabileceğimi ve yan etki olarak su tutumu, jinekomasti vs durumlarla karşılaşmamak için ve yukarıda da bahsettiğim gibi yavaş yavaş acele etmeden yağ yakımı ve maksimum kas kütlesi için Testo yanına ne eklersem nokta atışı yapmış olurum. 
      Forum‘da Arimidex konusunda biraz araştırma yaptım haftalık düzenli periyotlarda kullanılması gerekiyor düzensiz kullanımda östrojen seviyesine + yönde etkilediği söyleniyor. Kim ne derse desin ne makale yayınlarsa yayınlasın Bolde E2yi çok iyi kontrol altına alıyor(nedenini hiç araştırmadım) bizzat deneyimledim ama yağ yakım küründe bi etkisi olur mu? Sanmıyorum  Masteron daha çok yarış zamanı düşük yağ döneminde  kullanıldığı için ve bendeki bu yağ oranında ekstra bi etki yaratmayıp maddi zarar oluşturmak dışında sadece E2yi kontrol altına alacağını düşündüğümden Etki/Yan etki durumuna bakarak tercih etmek istemiyorum.
      Elimde 3 kutu İran enantath var SKTler seneye bittiğinden bu süreç içerisinde bunları kullanmak zorundayım. Uzun ester testo yanına hedefim doğrultusunda ne yapmamı önerirsiniz? Bu konular hakkında bildiklerim ve okuduklarım yanlış olabilir yukarıda yazdıklarım size uymayabilir bu konuda eleştiri ve öneriye de açığım ekstra bilgi her zaman iyidir  
      Not: HGB yüksekliğinden dolayı bugün test sonrası bir ünite kan verdim Hemogram değerlerim için dahiliyeden destek alıyorum.
      Güncel form, Kan tahlili, ilaç görselleri ektedir.
            
    • Yazan: mtnsk25
      Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?
      2025 Eylül için yarışma kararı aldım ve bir koç ile çalışıyorum şu anda. 
      KÜR İÇERİĞİM:
      Testosteron Cypionate 400mg Deca 400mg Masteron 100mg Dianabol 40mg Büyüme Hormonu 4iu Bilgisi yorumu olan arkadaşlar kendi ve tecrübesine dayanarak yorumlarını yazabilir.  

Copyright © 2010 Peptid Türkiye. Tüm hakları saklıdır.

5651 sayılı yasaya göre forumumuzdaki mesajlardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
Şikayet; info@peptidturkiye.com Adresine mail atıldığı taktirde, ilgili konu en geç 48 saat içerisinde kaldırılacaktır.


Tıbbi Sorumluluk Reddi / Yasal Uyarı! Bu sitede yer alan yazıların tümü, bilgi edinmek isteyen ziyaretçiler için hazırlanmıştır. Bu bilgiler, hiç bir zaman hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Yazılar, sadece yazarların bilgilerini, deneyimlerini ve fikirlerini aktarmaktadır. İçeriği başkaları tarafından doğru ve geçerli bulunmayabilir. Sitede yer alan yazı ve resimlerin kopyalanması, her türlü kullanımı ve bilgilerin uygulanması sonucu doğan hukuki, ahlaki, mesleki, sağlık ve yaşamsal sorunlar sadece bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sorumluluğundadır. Bunlardan dolayı ortaya çıkabilecek hiç bir sorundan site ve yazarları sorumlu kılınamaz. Doktorunuza Danışmadan sitede yer alan diyet veya benzerlerine başlamayınız.
×