Jump to content
  • Duyurular

    • Loving

      Steroidturkiye.com - AÇILDI!   29-11-2020

      Steroidturkiye.com açıldı! Hormon gruplarına dair tüm sorularınıza cevap bulmak için sisteme giriş yapıp soru başlığı oluşturmanız yeterli.
    • Loving

      Sarmsturkiye.com - AÇILDI!   29-11-2020

      Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için siteyi ziyaret edebilirsiniz.
  • Peptid Türkiye'ye HOŞ GELDİNİZ!

    Türkiye'nin ilk ve tek en kapsamlı peptid platformuna hoş geldin. Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt olduktan sonra giriş yaptığınızda, kendi içeriğinizi göndererek veya mevcut içeriklere cevap göndererek bu platforma katkıda buluna bileceksin. Profilini özelleştirebilir, ödül puanlarınızı içerik yazarak toplayabilirsiniz, diğer üyelerle kendi özel gelen kutunuz üzerinden iletişim kurabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz! Bu mesaj, oturum açtıktan sonra kaldırılacaktır.

  • Reklam

dgrmnc

Düşük total testosteron seviyemi nasıl yükseltebilirim?

Önerilen İletiler

dgrmnc    3

Hocalarım abilerim kardeşlerim herkese hayırlı günler hayırlı sporlar.
 

Öncelikle isteyeceğiniz bilgileri baştan vereyim.

  • Yaşım 35
  • Kilom 74
  • Boyum 74
  • Yağ oranım %20
  • 6-7 sene spor geçmişim var

Daha önce 5 hafta sakatlık sebebi ile kestiğim ilk kürüm var. 2016 250 Testo mix (sustanon) 250 deca 40 mg dianbol 250 mg boldenon Sakatlanınca cahillik bıraktım kestim aniden ve bir süre ereksiyon problemi yaşadıktan sonra endokrine gidip muayene oldum 3 ay günde 3 adet tablet ile durumu düzelttik.

Pandemi de 16 hafta 250 testo enant ve 250 boldenon kullandım. Ardından pct yapmadan sonra sadece only testo kürü yaptım. Ancak 3 hafta 250 ile başladığım kürüme daha sonra 500 e çıkarttım. 500 e çıkarttıktan 3 hafta sonra meme uçlarımda hissetiğim yanma ve acı hissi ile 250 e çektim ve hafta 1 armidex aldım. Bu kürü 12 hafta yaptım ve ocak 2022 tarihinde bitirdim. Bu kür sonrasıda bir pct yapmadım. 

Bundan sonra başka bir kür tecrübem olmadı.

Ancak gelelim benim sorunuma:
Malumunuz eskisi gibi ereksiyon olamama problemleri yaşadım. İlki normal olsada 2. veya 3. ereksiyon olmamaya boşalma sırasında atım olmamaya ve en sonunda çıkan menide azalma olmaya başladı. Bugün itibari ile 2-3 günde üst seviyeye çıkan sperm birikimim 10 günlere çıktı. Siteye girdim @SERKO hoca diğer hocaların yorumlarını arkadaşlara yazdığı yazıları okudum.

Kan testi yaptırdım.

Sonuçlarını sizinle eski ve yeni olarak paylaşıyorum.

Referans aralığı --- Eski (kürlerin öcesi) ---- Yeni 05.07.2024

  • Fsh = 1.5-12.4             1.84                -        2.36
  • Lh =   1.7-8.6              4.32                          7.58
  • Total Test 2.49 -8.36     6.04                          3.12
  • Serb. Test 5.1-41.5       10.70                       20.3
  • Estradiol  25.8-60.7       37.94                      37.34

Burada bu sonuçları şu sebeple değerlendirmenizi ve bana yardımcı olmanızı rica edeceğim.

Son zamanlarda inanılmaz bir cinsel isteksizliğim var adeta ilişkiye girmeye korkuyorum. Acaba ereksiyon problemi yaşar mıyım diye ve canım böyle kadın olsun da ilişkiye gireyim  diye can atmıyor. Kısacası libidom inanılmaz düşük. Gözümü kadından alamasam da ilişkiye girmek için bir uğraşım dahi yok.
Spora olan motivasyonum azaldı daha az sert daha düşük ağırlıklarla idman atıyorum.
Kalori düşürmeme rağmen karnımda ve yanlarda yağlanmam baya arttı ki kürdeyken %11 oranına kadar düşürmüştüm.
Kaslarımda yumuşama ve kas kaybı yaşıyorum..

2 Profesör endokrin ile görüştüm, ikisi de bana trt tedavisi önerdi ancak ben kabul etmedim. Benim düşük testosteron hastası olduğumu söyledi ve bunun başka bir yolla artmayacağını belirtti. 1 üroloji doktoru ile görüştüm oda endokrine gitmemi ve trt tedavisi uygulamamı söyledi. Abilerim kardeşlerim ben evli değilim, çocuk ile ilgili de bir isteğim yok ancak ömrümün sonuna kadar bir iğneye bağlı kalmak istemiyorum. Sizlerin burada pct olarak yazdığı 30 gün boyunca klomen ve tamoksifen önerilerinizi okudum ancak size sormadan alıp kullanmak istemedim. Malum zaten hormon dengelerim referans aralığı içinde olsa da alt tabana yakın.

Hatta sizlerin tanıdığı ömür erdem akkaya ile konuşmamda da kendisi tedavi önerisi yapmadan ön bilgi olarak bu yaşta bu değerlerin düşük olduğunu testo seviyemin 6 mg üstünde olması gerektiğini belirtti. Ancak muayene ücretinin yüklü olması sebebi ile onunla bir yola çıkmadan sizinle de bir istişare etmek istedim. Bende bilmeden kendi başıma kullanarak bunu daha kötü hale getirmek istemem. Ayrıca Serko hocanın yazdığı bitki kürünü de 3 gündür kullanıyorum ve kesin sonuç onun da dediği gibi 3 ay sonunda belli olacak. @metinav @Askabar

  • Bu dönemde klomen ve tamoksifen ile pct yapmam doğru ya da yanlış olur mu ? 

Yönlendirip yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Herkese hayırlı günler dilerim.

  • Minnettarım 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş


Mhmt38    307

Hocalarım bu konuyu yanıtlayıp çözüm bulacaklardır eminim. Ama naçizane görüşüm total değil de serbest testo’nun düşük olduğu yönünde. Bu süreçte proviron kullananımın oldu mu? 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3
Mhmt38, 6 dakika önce yazdı:

Hocalarım bu konuyu yanıtlayıp çözüm bulacaklardır eminim. Ama naçizane görüşüm total değil de serbest testo’nun düşük olduğu yönünde. Bu süreçte proviron kullananımın oldu mu? 

Yok şuanda serko hocanın bitkisel kürü dışında hiçbir şeye dokunmuyorum. elimde yaklaşık 20 kutu proviron var al derlerse alabilirim. malum bazen eczanelerde bulunmuyor o ihtimale karşı stokladım.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Mhmt38    307
dgrmnc, 10 dakika önce yazdı:

Yok şuanda serko hocanın bitkisel kürü dışında hiçbir şeye dokunmuyorum. elimde yaklaşık 20 kutu proviron var al derlerse alabilirim. malum bazen eczanelerde bulunmuyor o ihtimale karşı stokladım.

Pardon hocam. Kür sonrası olanlara dikkatli bakmamışım. Serbest yüksek total düşükmüş orda. Pct gerekebilir. 

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
SERKO    1.000
dgrmnc, 11 dakika önce yazdı:

Yok şuanda serko hocanın bitkisel kürü dışında hiçbir şeye dokunmuyorum. elimde yaklaşık 20 kutu proviron var al derlerse alabilirim. malum bazen eczanelerde bulunmuyor o ihtimale karşı stokladım.

Dostum merhaba öncelikle geçmiş olsun..

Şimdi gelelim senin sorununa;total teston ne kadar da referans aralığı içinde de olsa baya düşük libido düşüklüğünün ve  ereksiyon sorunun bundan kaynaklanıyor.Btikisel kür 1 i uygulamaya devam et hatta sabah aç karnına ve yatmadan önce 1 tatlı kaşığı al ve buna günlük olarak bitter çikolata ve ceviz ekle 1 aya kadar muhtemelen iyileşme göreceksin

Tıbbı konularda arkadaşlarım yorum yapacaktır

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3
SERKO, 26 dakika önce yazdı:

Dostum merhaba öncelikle geçmiş olsun..

Şimdi gelelim senin sorununa;total teston ne kadar da referans aralığı içinde de olsa baya düşük libido düşüklüğünün ve  ereksiyon sorunun bundan kaynaklanıyor.Btikisel kür 1 i uygulamaya devam et hatta sabah aç karnına ve yatmadan önce 1 tatlı kaşığı al ve buna günlük olarak bitter çikolata ve ceviz ekle 1 aya kadar muhtemelen iyileşme göreceksin

Tıbbı konularda arkadaşlarım yorum yapacaktır

Selam hocam vakit ayırıp cevap verdiğiniz için teşekkür ederim öncelikle. Sizin bitkisel kür 1 tavsiyenizi harfiyen yaptırdım, sabah uyanır uyanmaz aç karna gece yatmadan önce aç karna alıyorum bugün 3. günüm enerji olarak bir artış plasebo etkisi değil ise dün ki idmanımda çok iyi geçti. Harfiyen uyacağım. Dönüşlerini de yazacağım, zaten ölçümlerim burada 1 ay sonra tekrar test yaptırıp paylaşacağım.

Ceviz ve bitteride gün itibari ile ekliyorum. 

@metinav hocamızında klomen ve tamoksifen yorumunu sabırla bekliyorum. Teşekkür ederim tekrardan.

  • Tamam 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Askabar    1.146

Ben de doktorların görüşüne katılarak 3-4 ay kadar trt yapmanı öneririm. 21 günde 1 tane olacak şekilde Sustanon kullanıp en azından psikolojini iyice rahatlattıktsn sonra gerekirse düzgün bir pct protokolü yapılır ama kesinlikle yağ oranını düşürmeni d3 seviyelerini üst sınırlarda tutmanı ve düzenli çinko kullanmanı öneririm. Mümkün ise çinko pikolinat.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3
Askabar, 2 saat önce yazdı:

Ben de doktorların görüşüne katılarak 3-4 ay kadar trt yapmanı öneririm. 21 günde 1 tane olacak şekilde Sustanon kullanıp en azından psikolojini iyice rahatlattıktsn sonra gerekirse düzgün bir pct protokolü yapılır ama kesinlikle yağ oranını düşürmeni d3 seviyelerini üst sınırlarda tutmanı ve düzenli çinko kullanmanı öneririm. Mümkün ise çinko pikolinat.

Teşekkürler cevabınız için öncelikle.

Çinko ve d3 alabilirim, seviyelerini ölçtürmem lazım öncelikle tabikide.

Bu Trt tedavisi kalıcı bir fayda sağlar mı ? Yoksa devamında kullanacağımız pct mi bu testosteronun seviyesini yüksek kalmasını sağlayacak ? 

Spor motivasyonunu kaybettiğimden ötürü yaklaşık 1 senedir spora gitmiyorum ara ara idman yapıyordum ayda 2-3 şuanda eski disipline dönmek adına haftada 5 gün gidiyorum. Yağ oranımı kısa sürede düşüreceğimi düşünüyorum, tavsiyelerini dikkate alacağım mutlaka çok teşekkür ederim.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Askabar    1.146

Öncelikle trt senşn testosteronunu olması gereken seviyelerde tutacak ve Buda testesterona bağlı tüm mekanizmalarda olumlu bir sonuç sağlayacak. Ayrıca bu işin psikolojik kısmıda fizyolojik kısmı kadar önemli. Her şey yolun girdikten bir süre sonra kan verip değerleri gözlemleriz eğer ihtiyaç olursa pct ile hrt yapıp her şeyi yoluna sokarız. 3-4 tane Sustanon alman bu süreçte en yeterli olur 21 günde 1 tane olacak şekilde vur 3 tane tamamla sonra 21 gün bekle 4. Enjeksiyonu yapmadan önce kan ver duruma bakalım öyle 4. Enjeksiyonu yapar yada bekleriz 

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    4.002

Merhabalar.

Geçmiş olsun. 

Vücudun üretmek için daha çok efor sarf etmesine rağmen daha az üretiyor. 

Öncesi ve sonrası dediğin değerler arasında yıllar var. Ne yaşandı, ne getirdi ne götürdü bilemiyoruz.

  • Kesinlikle kendine değil partnerine odaklan. Psikolojini düzeltmeden düzgün ereksiyon yüzü göremezsin. Her şey muntazam olsa bile göremezsin.
  • Bu süreçte aktardan macun al yada hilti gibi her yerde bulabileceğin basit tadanafil kaynakları kullan. Psikolojine olan pozitif etkisine şaşarsın.
  • Testosteron için 3 ay @SERKO dostumun "bitkisel kür 1" formülünü ve Kingsize Alpha King supplementini kullan. 3 ay sonra gene test yaptır durumuna bakalım.
  • Son çare tekrar küre girmek olmalı. Bunu da anabolik etkisinden ziyade DHT bazlı bir kürle yapılmalı. Biraz sivilce atarsın ama tedavi maksatlı kür için en doğru yol DHT.
  • Yağ oranını kesinlikle %15 altına indir.
  • Protein ağırlıklı beslen.
  • Hayvansal yağ ve kaliteli yağ tüketimini artır.
  • Eskilerin doğal tatlılarından tüket (pekmez vs).

Muhtemelen bunlardan sonra PCT veya kür gerekmeksizin düzeleceksin. Macun kullanımı (bir çay kaşığı yeter) zaten psikolojik yükünü alıp seni yükseltecektir. Senin yaşlarında senin sorununu yaşarken 100mg viagra ile sonsuza kadar bir seferde çözmüştüm. Çünkü "başarısız olur muyum?" kafasını benden alıp partnerime odaklanmamı sağladı. Sonra da bir daha "başarısız olur muyum?" düşüncesinde olmadım.

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3
rastlantisal, 7 saat önce yazdı:

Merhabalar.

Geçmiş olsun. 

Vücudun üretmek için daha çok efor sarf etmesine rağmen daha az üretiyor. 

Öncesi ve sonrası dediğin değerler arasında yıllar var. Ne yaşandı, ne getirdi ne götürdü bilemiyoruz.

  • Kesinlikle kendine değil partnerine odaklan. Psikolojini düzeltmeden düzgün ereksiyon yüzü göremezsin. Her şey muntazam olsa bile göremezsin.
  • Bu süreçte aktardan macun al yada hilti gibi her yerde bulabileceğin basit tadanafil kaynakları kullan. Psikolojine olan pozitif etkisine şaşarsın.
  • Testosteron için 3 ay @SERKO dostumun "bitkisel kür 1" formülünü ve Kingsize Alpha King supplementini kullan. 3 ay sonra gene test yaptır durumuna bakalım.
  • Son çare tekrar küre girmek olmalı. Bunu da anabolik etkisinden ziyade DHT bazlı bir kürle yapılmalı. Biraz sivilce atarsın ama tedavi maksatlı kür için en doğru yol DHT.
  • Yağ oranını kesinlikle %15 altına indir.
  • Protein ağırlıklı beslen.
  • Hayvansal yağ ve kaliteli yağ tüketimini artır.
  • Eskilerin doğal tatlılarından tüket (pekmez vs).

Muhtemelen bunlardan sonra PCT veya kür gerekmeksizin düzeleceksin. Macun kullanımı (bir çay kaşığı yeter) zaten psikolojik yükünü alıp seni yükseltecektir. Senin yaşlarında senin sorununu yaşarken 100mg viagra ile sonsuza kadar bir seferde çözmüştüm. Çünkü "başarısız olur muyum?" kafasını benden alıp partnerime odaklanmamı sağladı. Sonra da bir daha "başarısız olur muyum?" düşüncesinde olmadım.

Hocam cevabınız için teşekkür ederim, elimde mevcut alpha king direkt kullanmaya başlıyorum. Eğer 3 ay sonunda faydasını göremezsem o zaman dediğiniz diğer yöntemlere geçeriz. Dht içerikli kürlere, eğer görmek ya da bilmek istediğiniz başka kan değerleri varsa not alayım, hepsini bir yaptırayım bir daha ki sefer için. Tekrar çok teşekkür ederim.

Askabar, 17 saat önce yazdı:

Öncelikle trt senşn testosteronunu olması gereken seviyelerde tutacak ve Buda testesterona bağlı tüm mekanizmalarda olumlu bir sonuç sağlayacak. Ayrıca bu işin psikolojik kısmıda fizyolojik kısmı kadar önemli. Her şey yolun girdikten bir süre sonra kan verip değerleri gözlemleriz eğer ihtiyaç olursa pct ile hrt yapıp her şeyi yoluna sokarız. 3-4 tane Sustanon alman bu süreçte en yeterli olur 21 günde 1 tane olacak şekilde vur 3 tane tamamla sonra 21 gün bekle 4. Enjeksiyonu yapmadan önce kan ver duruma bakalım öyle 4. Enjeksiyonu yapar yada bekleriz 

sevgili hocam cevabınız için teşekkür ederim. Şu bitki kürü bitimine kadar bir değişiklik olmazsa zaten ortak kanaat sanırım bu trt ye başlayıp pct yapmamız olacak sanırım. Anladığım bu yönde... Doktorlar direkt trt dediğine sizlerde trt olabilir dediğinize göre yolumuz buradan geçecek. Ama duam buna gerek kalmadan normal hale getirebilmek. İlginize çok teşekkür ederim.

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3

Herkese selam, 

Konuyu tekrar hortlatıyorum. Sizlerin önerileri ve 2 adet doktorun incelemeleri kullandığım ilaçların sonunda, yeni yapılan kan testi ve sonuçlarını paylaşıyorum. Bu süre zarfında sizlerden gelen öneri üzerinde vitaminlerimi de ölçtürdüm onları da paylaşıyor olacağım. Sonuçları yazmadan önce arada yapılan kan testimde prolaktinim yüksek çıktı, 3 ay dostinex kullandım. Haftada 1 pazartesi ve perşembe yarım olacak şekilde. Onun dışında d vitamini referans aralığında çıktığı halde 100 bandına yükseltebilmek için 15 gün 20 bin iu d vitamini kullandım. Haftada 2 olacak şekilde 20bin iu d vitamini kullanımım devam etmektedir. Ayrıca burada paylaşılan bitkisel kür başlığında ki kürü 3 ay boyunca kullandım 2 koca kavanoz bitirdim.

Referans aralığı --- Eski (kürlerin öcesi) ---- Yeni 05.07.2024 - En Güncel Test sonuçları (08.12.2024)

  • Fsh = 1.5-12.4             1.84                -        2.36                                     2,40
  • Lh =   1.7-8.6              4.32                          7.58                                     7,38 
  • Total Test 2.49 -8.36     6.04                          3.12                                    3.72
  • Serb. Test 5.1-41.5       10.70                       20.3                                     21,2
  • Estradiol  25.8-60.7       37.94                      37.34                                    36,94
  • B vitamini          197-771                                                                         536,8
  • Prolaktin            4,04-15,2                                                                       1,24
  • Ferritin              30-400                                                                           416,8 (Referansından yüksek)
  • D vitamini                                                                                               42,89 (15 günlük kullanımdan sonra tekrar ölçülmedi)
  • Magnezyum      1,6-2,6                                                                            2.12
  • Albumin            34-48                                                                             47,36
  • Potasyum          3,5,-5,1                                                                          4,08
  • Calsium            8,4-10,2                                                                          9,74
  • Kreatin             0,7-1,2                                                                            1,13
  • Folat               4,6-18,7                                                                            8,29

Sonuçlarında ardından doktoruma libidomun yükselmediğini belirttim ancak kendisi değerlerde bir problem olmadığını bu doğrultuda en iyisi psikolojik tedavi olduğunu söyledi. Bende bunun üzerine başka bir doktora daha gittim o da sonuçların doğal olduğunu ve bir gereklilik olmadığını söyledi. Ben ikisine de bu süreçte belki eski kürün etkisini geçte olsa toparlayabilmek adına klomen ve tamoksifene başlamak istediğimi söyledim. Değerlerin böyleyken veremem diye cevap aldım. Tam bu noktada bu işin içinde olmadığı için bu konulara uzak doktorların bir fayda sağlamayacağı aşikar. Siz değerli hocalarımın geçmiş tecrübelerinizden ve ilaç bilgisinden de faydalanarak ne yapmam gerektiğini sormak istedim. Bu noktada sizden gelecek tavsiyelerin benim için altın değerinde olduğunu belirterek konuyu tekrar diriltmek istedim.

SORULARIM:

  1. Şuanda yapacağım bir pct'nin bana faydası dokunur mu ?
  2. Ya da bazı cevaplarda olduğu gibi benim içeriğini bilmediğim dht kürünü yapmam mı daha uygun olur ? 

Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

@metinav @SERKO

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
SERKO    1.000

geçmiş olsun tekrar 

değerlerin güzel ama total testonun senin yaşlarında  400-500 arası olması bekleniyor.Benim tavsiyem bitkisel küre devam edip yanına keçiboynuzu çayı ve 50 mg çinko + 1000 mcg c vitamini + arginine eklemen olacaktır ve böylelikle total teston istenilen seviyeye gelecektir buna eminim.

ekstra pct ye gerek var mı @metinavabi gerekli bilgilendirmeyi yapacaktır

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
6arrows    170

Hocam selamlar,

  1. testislerinizde ufalma oldu mu olduysa çözdünüz mü bu durumu?
  2. sbhg ve prolaktin değerlerinize baktırdınız mı?
  3. ayrıca t3, t4, tsh değerlerinize baktırdınız mı?

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3
SERKO, 15 saat önce yazdı:

geçmiş olsun tekrar 

değerlerin güzel ama total testonun senin yaşlarında  400-500 arası olması bekleniyor.Benim tavsiyem bitkisel küre devam edip yanına keçiboynuzu çayı ve 50 mg çinko + 1000 mcg c vitamini + arginine eklemen olacaktır ve böylelikle total teston istenilen seviyeye gelecektir buna eminim.

ekstra pct ye gerek var mı @metinavabi gerekli bilgilendirmeyi yapacaktır

Hocam sizin bitkisel kür pro 2 yazdığınız küre başlamayı düşünüyorum. Birincisinden 2 kavanoz bitirdim ama yanlış anlaşılmasın bu bir eleştiri değildir, sperm miktarındaki artma dışında libidosal bir fayda göremedim. 2. kürünüzde epimedium eklemişsiniz, araştırmalarıma göre libidosal ve ereksiyona katkısı varmış. Kürü okumadan öncede biri tavsiye etmişti o vesile ile araştırmıştım. Bu kürün bana bir tık daha faydası olacağını düşünüyorum, siz de daha iyi olur derseniz 2. versiyona başlamayı düşünüyorum.

6arrows, 15 saat önce yazdı:

Hocam selamlar,

  1. testislerinizde ufalma oldu mu olduysa çözdünüz mü bu durumu?
  2. sbhg ve prolaktin değerlerinize baktırdınız mı?
  3. ayrıca t3, t4, tsh değerlerinize baktırdınız mı?

Merhaba, 

1- Testislerimde ilk kürümde olmuştu ama diğer kürlerden sonra bir ufalma olmadı ancak kendi testislerimde çok büyük değil, belki de orada bir problem vardır diye düşündüm üroloğa gittim ancak mevcut boyutunun normal olduğunu belirtti.
2- Sbhg 20nmol/L Prolaktin ise şuanda 1,24 ancak ara bir test yapıldı, 32,3 çıkmıştı ve düşürmek için dostinex kullandım, şuanda alt limitinde altında.
3- TSH 2,03 T4 1,36 T3 malesef ölçülmemiş.

SERKO, 15 saat önce yazdı:

geçmiş olsun tekrar 

değerlerin güzel ama total testonun senin yaşlarında  400-500 arası olması bekleniyor.Benim tavsiyem bitkisel küre devam edip yanına keçiboynuzu çayı ve 50 mg çinko + 1000 mcg c vitamini + arginine eklemen olacaktır ve böylelikle total teston istenilen seviyeye gelecektir buna eminim.

ekstra pct ye gerek var mı @metinavabi gerekli bilgilendirmeyi yapacaktır

Ayrıca belirttiğiniz şeyleri de hemen tedarik edeceğim. Sadece arginine için herhangi bir dozajlama var mıdır ? ona göre tedarik edeyim onuda.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
SERKO    1.000
dgrmnc, 9 saat önce yazdı:

Hocam sizin bitkisel kür pro 2 yazdığınız küre başlamayı düşünüyorum. Birincisinden 2 kavanoz bitirdim ama yanlış anlaşılmasın bu bir eleştiri değildir, sperm miktarındaki artma dışında libidosal bir fayda göremedim. 2. kürünüzde epimedium eklemişsiniz, araştırmalarıma göre libidosal ve ereksiyona katkısı varmış. Kürü okumadan öncede biri tavsiye etmişti o vesile ile araştırmıştım. Bu kürün bana bir tık daha faydası olacağını düşünüyorum, siz de daha iyi olur derseniz 2. versiyona başlamayı düşünüyorum.

Merhaba, 

1- Testislerimde ilk kürümde olmuştu ama diğer kürlerden sonra bir ufalma olmadı ancak kendi testislerimde çok büyük değil, belki de orada bir problem vardır diye düşündüm üroloğa gittim ancak mevcut boyutunun normal olduğunu belirtti.
2- Sbhg 20nmol/L Prolaktin ise şuanda 1,24 ancak ara bir test yapıldı, 32,3 çıkmıştı ve düşürmek için dostinex kullandım, şuanda alt limitinde altında.
3- TSH 2,03 T4 1,36 T3 malesef ölçülmemiş.

Ayrıca belirttiğiniz şeyleri de hemen tedarik edeceğim. Sadece arginine için herhangi bir dozajlama var mıdır ? ona göre tedarik edeyim onuda.

arginine en az 2000 mg alabilirsin

duyumlarım tanık olduklarım gözlem altında tuttuğum kişilerin yüzde 80 ninde bitkisel kürler başarı sağladı ama tabiki herkezde aynı başarıyı yakalamak ne yazik ki imkansız deneme yanılma aslında 

ayrıca biz pct de sadece hormonlara yöneliyoruz herzaman söylerim meni hacmi ve sperm sayısı testi analizi çok önemli bunu atlıyoruz

dgrmnc, 9 saat önce yazdı:

Hocam sizin bitkisel kür pro 2 yazdığınız küre başlamayı düşünüyorum. Birincisinden 2 kavanoz bitirdim ama yanlış anlaşılmasın bu bir eleştiri değildir, sperm miktarındaki artma dışında libidosal bir fayda göremedim. 2. kürünüzde epimedium eklemişsiniz, araştırmalarıma göre libidosal ve ereksiyona katkısı varmış. Kürü okumadan öncede biri tavsiye etmişti o vesile ile araştırmıştım. Bu kürün bana bir tık daha faydası olacağını düşünüyorum, siz de daha iyi olur derseniz 2. versiyona başlamayı düşünüyorum.

Merhaba, 

1- Testislerimde ilk kürümde olmuştu ama diğer kürlerden sonra bir ufalma olmadı ancak kendi testislerimde çok büyük değil, belki de orada bir problem vardır diye düşündüm üroloğa gittim ancak mevcut boyutunun normal olduğunu belirtti.
2- Sbhg 20nmol/L Prolaktin ise şuanda 1,24 ancak ara bir test yapıldı, 32,3 çıkmıştı ve düşürmek için dostinex kullandım, şuanda alt limitinde altında.
3- TSH 2,03 T4 1,36 T3 malesef ölçülmemiş.

Ayrıca belirttiğiniz şeyleri de hemen tedarik edeceğim. Sadece arginine için herhangi bir dozajlama var mıdır ? ona göre tedarik edeyim onuda.

bitkisel kür 2 daha sert bir kür tabi deneyebilirsin

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
6arrows    170
dgrmnc, 8 saat önce yazdı:

2- Sbhg 20nmol/L Prolaktin ise şuanda 1,24 ancak ara bir test yapıldı, 32,3 çıkmıştı ve düşürmek için dostinex kullandım, şuanda alt limitinde altında.

yüksek veya düşük prolaktin hipofizi etkileyebilir hocam. dostinex kullanıyorsan kes ve prolaktini referans aralığında tutarak bitkisel kürleri dene

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
metinav    4.967

Kür geçmişini bilmiyorum; şuan vucudunda anabolik etkisi var mı onu da es geçerek, testislerinde duyarsızlık ve belki doku kaybından dolayı hipofize zayıf tepki verdiğini düşünüyorum...Bu tablo bu şekilde devam ederse ilerde sekonder hipo olabilirsin...Çare olarak, testislerini maksimum seviyede üretime zorlayıp dokuların hücresel boyutta kendisini yenilemesini sağlamak olduğunu düşünüyorum.Lh ve fsh arasındaki bu büyük uçurum kapanmalı...

Sentetik veya doğal lh ve fsh analoğu ilaçlar kullanmalısın.Pregnyl, ovitrelle, menogon, gonal-f vb. sana yardımcı olabilir.Veya hiç bir şey yapamıyorsan uzun süre klomen kullanabilirsin...

Prolaktini fazla baskıladığın için onu dengelemek adına östrojen yükselmiş.Dostinex kullanmayı azalt yada bırak...

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3

Hocam dostinex kullanımı bıraktık yeni testi yaptıracağım yakın zamanda. Bana önerdiğiniz lh ve fsh analoğu ilaçların hangisini ne dozda kullanmam gerektiği konusunda bilgi verirseniz ben temin eder ve süre ve dozajlarını tamamlarım. Sonra yeni bir test daha yaparım. Lh ve Fsh hangi dozlarda olmalı en iyi seviyede onu da ortalama olarak bir rakam verebilir misiniz ?

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
metinav    4.967
dgrmnc, 2 saat önce yazdı:

Hocam dostinex kullanımı bıraktık yeni testi yaptıracağım yakın zamanda. Bana önerdiğiniz lh ve fsh analoğu ilaçların hangisini ne dozda kullanmam gerektiği konusunda bilgi verirseniz ben temin eder ve süre ve dozajlarını tamamlarım. Sonra yeni bir test daha yaparım. Lh ve Fsh hangi dozlarda olmalı en iyi seviyede onu da ortalama olarak bir rakam verebilir misiniz ?

Fsh seviyen iyi, lh yüksek...Bunun testis yetersizliğnden oluştuğunu düşünebiliriz.Geliştirmek için ya sentetik olarak dışarıdan hcg pregnyl veya ovitrelle alınmalı.Doz olarak ben yüksek dozu mantıklı buluyorum.2500 ünite tek seferde vurulmalı.Pregnyl bulunmuyor üretim olmadığı için...Ovitrelle 6500 ünite olarak geliyor fakat etkisi zayıf...İkiye bölünebilir yada tek doz olarak...Menogon da hem lh hem fsh bir arada...Sana lh lazım temelde ama yine de kullanılabilir.75 ünite tek doz günlük şeklinde...Klomen için günlük 50 veya 25 mg en az 1 ay kullanım olmalı...Hepsi bir arada değil, istediğini seçip tercih edebilirsin...Enjeksiyon olanlar 1-5 enjeksiyon şeklinde kullanılabilir, ihtiyaca göre.Menogon hergün, diğerleri 5 günde bir şeklinde...

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3
metinav, 19.01.2025 - 11:53 yazdı:

Fsh seviyen iyi, lh yüksek...Bunun testis yetersizliğnden oluştuğunu düşünebiliriz.Geliştirmek için ya sentetik olarak dışarıdan hcg pregnyl veya ovitrelle alınmalı.Doz olarak ben yüksek dozu mantıklı buluyorum.2500 ünite tek seferde vurulmalı.Pregnyl bulunmuyor üretim olmadığı için...Ovitrelle 6500 ünite olarak geliyor fakat etkisi zayıf...İkiye bölünebilir yada tek doz olarak...Menogon da hem lh hem fsh bir arada...Sana lh lazım temelde ama yine de kullanılabilir.75 ünite tek doz günlük şeklinde...Klomen için günlük 50 veya 25 mg en az 1 ay kullanım olmalı...Hepsi bir arada değil, istediğini seçip tercih edebilirsin...Enjeksiyon olanlar 1-5 enjeksiyon şeklinde kullanılabilir, ihtiyaca göre.Menogon hergün, diğerleri 5 günde bir şeklinde...

Günlük 50mg klomen yanında 5000 mg arginine + 50 mg çinko + 1000 mcg c vitamini ve bitkisel kür 2 ye an itibari ile başladım 1 ay sonunda sonuçlarımı tekrar paylaşacağım.
Verdiğiniz cevaplar, bilgiler ve yardımlarınız için çok teşekkür ederim. Herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. 

  • Tamam 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
dgrmnc    3

Hocalarım tekrar merhaba, ay sonu yapacağım kan testinden önce yaşadığım bazı şeyleri sormak işin içinde yanlış bir şey olup olmadığının teyidini almak üzere tekrar yazıyorum. @SERKO @metinav


Şuanda günlük 50 mg klomen 1 adet proviron 1000 mcg c vitamini 50 mg çinko 10.000 iu d vitamini 200 mg magnezyum 2000 mg argigine ve serko hocanın bitkisel kür 2 karışımını alıyorum. Bunları kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra testislerim büyüdü. Hep dolu dolu hissetiriyor ancak meni miktarı çok fazla gelmiyor. Çok katı geliyor. Ama eskisinden daha iyi atım oluyor. Bir şeyler değişti ama iyi mi kötü mü tabi anlayamadım.

Tam doğru ve net sonucu ay sonuna doğru yaptıracağım kan testinde paylaşacağım.
Normal bir arkadaş ortamında endokrin doktoru ile konuştum, kendisi yöntemin gayet makul ve tıbbi olduğunu bunun iyileştirici olabileceğini söyledi. Eğer bu da işe yaramazsa HCG kullanmamı da ekledi. Zaten onu sizde önermiştiniz. Ama bu etki etmezse onu uygulamanın daha mantıklı olduğunu da belirtti.  Şuanlık bu tabloya göre görüşlerinizi merak ediyorum.

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

  • Etiket tabanlı benzer içerikler

    • Yazan: 6arrows
      Merhabalar herkese iyi forumlar.
      Bir süredir düşündüğüm ve üzerine herkesin tecrübesini, bilgisini, düşüncesini merak ettiğim bir konu var.
      Steroid kürlerinde testosteron referans aralığında tutulabilir mi?
      Bu soruyu ortaya atmamın sebepleri şunlar:
      Steroid kullanımında herhangi bir hormon referans dışında kalınca sorunlar baş göstermeye çalışıyor. Neden testosteronu referansın çok üzerinde tutmanın getirdiği sorunları görmezden geliyoruz (örneğin; kardiyovasküler sorunlar, karaciğer sorunları, prostat-sperm üretimi sorunları, psikolojik sorunlar vs...). Yüksek testosteron, diğer anabolikler gibi igf-1 artışı, protein sentezi, toparlanma hızı, nitrojen tutumu, performans artışı gibi etkiler ile hipertrofi sağılıyor mu sağlıyorsa ne derecede sağlıyor? Testosteron bir anabolik görevi mi görüyor yoksa kür için bir MCT ürünü olarak mı çalışıyor? Sizlerin düşünceleri nelerdir? Düşük doz testosteron kullanıp da herhangi bir olumlu veya olumsuz etki yaşadınız mı?
      Kendim kısa bir süredir haftalık 240 mg testosteron propionat ve masteron kullanıyorum ve çok güzel etki aldığımı görüyorum (150-200 arasına çekmeyi düşünüyorum). Bana öfke sorunları yaşatmıyor, ekstra sivilcelendirme yapmıyor, hemogram değerlerimi bozmuyor ve libidomda inanılmaz artış hissediyorum. 
    • Yazan: grooseçetin
      Merhaba arkadaşlar, nasılsınız?
      Şuanda aktif olarak daha yeni bu hafta tanıdığım tanınan bir boksör ağabeyimden boldenon testo aldım ve bolde testo kürüne başladım ancak bir sorum olacak, kür etkileri ne zaman belli olur yani ne zaman hissedebilirim?
      KÜR İÇERİĞİM:
      250 mg Testosteron 250 mg Boldenon SORULARIM:
      Kan değerlerinde neylere dikkat etmem gerekiyor? Nelere bakmam gerekiyor? Ayrıca pct olarak neler yapmam gerekiyor? Yardımlarınızı bekliyorum teşekkür ederim.
    • Yazan: muhammedb1907
      Merhabalar Arkadaşlar,
      Yaklaşık 6 aylık Kürün sonuna geldim 116 kilo başladığım bu serüvene an itibari ile 92 kilo olarak devam ediyorum kolum 37 cm'den 42'ye kadar büyüdü yaklaşık 30 kilo vermeme rağmen bu beni mutlu ediyor ama belki kilomdan kaynaklıdır steroidin devasa etkilerini göremedim belki de only testo yaptığım için olabilir.
      Aynaya geçince devasa farklar göremiyorum,  bu sürede 6 ay boyunca ortalama haftalık 300mg only testo ent Ve son 2 hafta 200mg tren ent kullandım amacım 4 hafta kullanmaktı  ama aşırı yan etki görünce 2.hafta sonunda bıraktım ve kürü sonlandırdım şuan bırakalı 4 hafta oldu, ama şöyle bir hata yaptım ki ilk siparişimi vortex markasından aldım ve bana supedrol verdi bende araştırmadan etmeden 2 ay boyunca günlük 30mg kullandım ve kullanmayı bıraktığım günden beri Sertleşme Sorunu yaşıyorum.
      SORUM:
      Ben Kan testi İçin Randevu Aldım Hangi Testleri Yaptırmam Gerekiyor?
      Bana Yardımcı olursanız çok Sevinirim.
    • Yazan: Mustafa Can Yılmaz
      Merhaba arkadaşlar günaydın,
      2 farklı testosterone enantahe markasını 1flakona birleştirmek ilacın yapısına zarar verebilir mi?
      Cevaplar için teşekkürler.
    • Yazan: metinav
      Mineral bor, metabolizmada bitki, hayvan ve insan sağlığı için gerekli olan ve dünyadaki yaşamın evrimi için son araştırmaların gösterdiği hayati derecede önemli rollere sahip bir mikro besindir.
      Faydaları şu şekilde özetlenebilir:
      (1) Kemiğin büyümesi ve bakımı için gereklidir
      (2) Yara iyileşmesini büyük ölçüde hızlandırır 
      (3) Vucudun östrojen, testosteron ve D vitamini kullanımını faydalı bir şekilde etkiler 
      (4) Magnezyum emilimini arttırır 
      (5) Yüksek hassasiyetli C-reaktif protein (hs-CRP) ve tümör nekroz faktörü a (TNF-a) gibi enflamatuar seviyelerini azaltır 
      (6) Süperoksit dismutaz (SOD), katalaz ve glutatyon peroksidaz gibi antioksidan enzimlerin seviyelerini arttırır 
      (7) Pestisit kaynaklı oksidatif strese ve ağır metal toksisitesine karşı koruma sağlar 
      (8) Yaşlılar için beynin elektriksel aktivitesini, bilişsel performansını ve kısa süreli belleği geliştirir 
      (9) S - adenosil metiyonin (SAM-e) ve nikotinamid adenin dinükleotid (NAD + ) gibi anahtar biyomoleküllerin oluşumunu ve aktivitesini etkiler 
      (10) Prostat, servikal ve akciğer kanserleri ve multipl ve Hodgkin dışı lenfoma gibi bir takım kanserlerde önleyici ve tedavi edici etkiler göstermiştir
      (11) Geleneksel kemoterapötik ajanların yan etkilerini iyileştirmeye yardımcı olabilir 

      Özet: Bu makale öncelikle kemik gelişimi ve rejenerasyonu, yara iyileşmesi, seks steroidleri geliştirilmesi, D vitamini üretimi ve metabolizması ile kalsiyum ve magnezyumun emilimi, kullanımı da dahil olmak üzere borun insan sağlığı üzerindeki en belirgin etkilerine odaklanmaktadır. Ek olarak, bor, artriti hafifletmeye ve beyin fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olabilecek anti-enflamatuar etkilere sahiptir ayrıca borlanmış bileşikler şu anda çeşitli kanser türlerinin tedavisinde kullanılır ve önemli antikanser etkileri göstermiştir.
      Kemik Büyümesi ve Bakımı:
      Bilim adamları, yıllardır borun sağlıklı kemikler için gerekli olduğunu biliyorlar. 1985 yılında ABD Tarım Bakanlığı (USDA), düşük borlu bir diyet (119 gün boyunca 0.25 mg / gün) uygulanan menopoz sonrası kadınların (n = 12) 3 mg / gün ile takviye edildiği bir deney gerçekleştirdi. Bor takviyesi ile kadınların günlük idrar kalsiyum atılımının % 44 azaldığı görüldü. 
      Bor osteogenezde önemli bir rol oynar ve eksikliğinin kemik gelişimini ve rejenerasyonunu olumsuz etkilediği gösterilmiştir. Bu eser mineral, kalsiyum kaybının ve kemik demineralizasyonunun önlenmesini, steroid hormonlarının üretimini ve aktivitesini etkileyerek yapar. Bor takviyesinin art arda hem kalsiyum hem de magnezyumun idrar atılımını önemli ölçüde azalttığı ve postmenopozal kadınlarda serum estradiol ve kalsiyum emilim seviyelerini arttırdığı gösterilmiştir. Bor, D vitamini kullanımını faydalı bir şekilde etkiler. Bor ile takviye edilen, D vitamini eksikliği olan hayvanlarda kemik büyümesini uyarır ve D vitamini eksikliğinin karakteristiği mineral metabolizmasındaki işlev bozukluklarını azaltır.
      2010 yılında, borun osteogenez üzerindeki etkilerinin altında yatan mekanizmaları inceleyen bir araştırma yayınlandı. Borun, doku mineralizasyonu ile ilgili genlerin ekspresyonunu ve kemik büyümesi ve döngüsünde yer alan anahtar hormonların (17β-estradiol [E2], testosteron ve D vitamini) hareketlerini düzenleyerek osteoblastların mineralizasyonunu indüklediği belirlenmiştir.
      Yara iyileşmesi:
      1990'da borun yara iyileşmesini önemli ölçüde iyileştirdiği gösterilmiştir. Derin yaralara % 3 borik asit çözeltisinin uygulanması, yoğun bakımda gereken süreyi üçte iki oranında azalttı. 2000 yılında, insan fibroblastları kullanılarak yapılan in vitro araştırmalar, bir borik asit çözeltisinin, hücre dışı matris üzerindeki etki yoluyla yara iyileşmesini geliştirdiğini göstermiştir. 2002 yılında yayınlanan diğer in vitro çalışmalar, borun bu yararlı etkilerinin fibroblastlarda bulunan spesifik enzimler üzerindeki doğrudan etkilere bağlı olduğunu ortaya koymuştur (elastaz, tripsin benzeri enzimler, kollajenaz ve alkalin fosfataz). Hayvan bağ dokusundaki en yaygın hücreler olan fibroblastlar, hücre dışı matrisi ve kolajeni sentezler ve yara iyileşmesinde kritik bir rol oynar. Bor, bu anahtar enzimlerin fibroblastlardaki aktivitesini kolaylaştırır, böylece hücre dışı matris devir hızını artırır.
      Hücre Dışı Matris Proteinlerin İfadesi:
      Borun etkilerinin arkasındaki mekanizmalar, çok çeşitli hücre dışı matris proteinlerinin haberci RNA (mRNA) ekspresyonu, sadece yara onarımına dahil olanları değil, aynı zamanda mineralize doku ilişkili proteinler, kollajen tip 1 (COL1), osteopontin (OPN), kemik sialoprotein (BSP) ve osteokalsin (OCN) şeklindedir. Bu eylemlerin birleşik etkileri kemik hücrelerinin mineralizasyonunun yanı sıra osteoblast hücresi canlılığını, proliferasyonunu ve morfolojisini de arttırır.
      Diğer araştırmacılar tarafından insan kemik iliği stromal hücreleri üzerinde yapılan daha fazla araştırma, borun osteojenik farklılaşmayı arttırdığı mekanizmaların daha önceki keşiflerini doğruladı. Borun ayrıca alkalin fosfataz ve kemik morfogenetik proteinlerinin (BMP'ler) mRNA ekspresyonunu arttırdığı bulunmuştur. Diğer bazı araştırmacılar, borun temel BMP'lerin (BMP-4, BMP-6 ve BMP-7) protein seviyelerini ve runt ile ilgili transkripsiyon faktörü 2'nin (RUNX2) mRNA ifadesini düzenlediğini doğruladı.
      BMP'ler, dönüştürücü büyüme faktörü β (TGF-β) süper familyasına ait çok işlevli büyüme faktörleridir ve bazıları yeni kıkırdak ve kemiğin oluşumuna neden olur.
      Borun ayrıca çekirdek bağlayıcı faktör alt birimi a-1 (CBF-a1) olarak da bilinen RUNX2 üretimini düzenlediği belirlenmiştir. RUNX2 osteoblastik farklılaşma ve kemik oluşumu ve kemik bakımı için gereklidir. Osteoblast gen ekspresyonunu ve mezenkimal kök hücrelerin osteoblastlara farklılaşmasını uyarmak için BMP'lerle birlikte çalışan bir transkripsiyon faktörüdür ve olgun osteoblastlarda aktif kalır. Aktif RUNX2 seviyeleri düşürüldüğünde, BSP, OCN, OPN ve COL1 dahil olmak üzere ana kemik-matris proteinlerini kodlayan genlerin ekspresyonu düşer.
      Seks Hormonlarının Düzenlenmesi:
      Bor takviyesinden sonra hem erkeklerde hem de kadınlarda artan seks steroidleri seviyeleri gösterilmiştir. 1987 yılında Nielsen ve arkadaşları, daha önce düşük bor diyetinde olan postmenopozal kadınlarda (n = 13) bor takviyesinin, özellikle östrojen için serum estradiol (E2) ve testosteron seviyelerinin önemli ölçüde arttırdığını bildirmiştir. Magnezyum alımıyla kadınlarda, E2 neredeyse iki katına çıkarak ortalama 21.1 pg / mL'den 41.4 pg / mL'ye yükseldi. Testosteron iki kattan fazla arttı ve ortalama 0.31 ng / mL'den 0.83 ng / mL'ye yükseldi. 1997 yılında Naghii ve arkadaşları, 21 sağlıklı erkekde (n = 18) 4 haftalık bor takviyesi sonrasında serum E2 düzeylerinde benzer bir artış bulguları yayınladılar.
      1997 yılında sadece 6 haftalık 6 mg / gün bor takviyesi sonrasında, Naghii ve arkadaşları tarafından 20 sağlıklı erkek (n = 8) üzerinde yapılan bir çalışmada, ortalama 11.83 pg / mL'den 15.18 pg/ml'e yükselen serbest testosteronda önemli bir artış olduğu bulunmuştur.  E2'de ise, 42.33 pg / mL'den 25.81 pg / mL'e önemli düşüşler kaydedilmiştir. Ölçülen tüm enflamatuar biyobelirteçler de azaldı. İnterlökin (IL) 6, 1.55 pg / mL'den 0.87 pg / mL'ye,  yüksek hassasiyetli C-reaktif protein (hs-CRP) yaklaşık % 50 oranında, 1460 ng / mL'den 795 ng / mL'ye belirgin bir azalma ve tümör nekroz faktörü  (TNF-a) yaklaşık % 30, 12.32 ila 9.97 pg / mL azalmıştır. Dihidrotestosteron, kortizol ve D vitamini seviyeleri hafifçe arttı.
      6 haftalık bor takviyesinden sonra erkek plazma E2 de önemli azalma ve total testosteronun (T)  serbest testosterona (FT) dönüşüm oranının daha yüksek olduğu görülmektedir. Sonuçlardan hareketle, borun androjen amplifikatör etkilerine sahip olduğunu söylenebilir.
      Testosteron moleküllerinin yaklaşık % 98'inin kandaki proteinlere, esas olarak seks hormonu bağlayıcı globuline (SHBG) bağlı olduğu ve biyoyararlı olmadığı iyi bilinmektedir. Bu nedenle, bor takviyesi ile görülen serbest testosteronun artışı, özellikle tipik olarak SHBG seviyelerinin arttığı ve FT seviyelerinin azaldığı yaşlı erkeklerde, önemli faydalı sonuçlar verebilir.
      D Vitamini Eksikliğinin Önlenmesi:
      Borun hayvan ve insan çalışmalarında D vitamini eksikliği olan bireylerde serum 25-hidroksivitamin D3 seviyelerini arttırdığı gösterilmiştir. Orta yaşlı erkek ve kadınların (n = 15) düşük borlu bir diyete tabi tutulduğu klinik bir araştırmada (0.23 mg B / 2000 kcal ), yapılan bor takviyesinden (3mg)  49 gün sonra d3 seviyeleri belirgin şekilde yükseldi. 25 (OH) D3 seviyeleri, 44.9 nM'den, % 39 artışla 62.4 nM'ye yükseldi.
      Benzer sonuçlar, D vitamini eksikliği (serum 25 [OH] D3 <12 ng / mL) olarak önceden belirlenmiş orta yaşlı bireylerin (n = 13) açık bir pilot çalışmasında da görülmüştür. 25 (OH) D3 seviyeleri, kalsiyum fruktoborat, Ca ([C6H10O6] 2B) 2 · 4H20, içeren bir kompleks kullanılarak 60 gün boyunca 6 mg / gün bor takviyesi sırasında incelenmiştir. Çalışma Sırbistan'da, D vitamini durumunun kötüleşeceği bir zaman olan sonbahar-kış geçişi (ekim-ocak) sırasında gerçekleşti. Bununla birlikte, bor takviyesi ile 25 (OH) D3 seviyeleri önemli ölçüde artmış ve ortalama% 20 artış göstermiştir. Bor, D vitamininin yarılanma ve kullanım ömrünü arttırır.
      Magnezyum Emilimi:
      Bor, magnezyum emilimini ve kemikte birikmesini önemli ölçüde geliştirir. Magnezyumun kemikte eksikliği bor yetmezliğinin yaygın belirtilerindendir.
      İnsan vücudundaki magnezyumun yaklaşık% 60'ı, kalsiyum metabolizmasını düzenleyen anahtar enzimler için bir kofaktör olduğu kemikte bulunur. Kemikteki magnezyumun çoğu, apatit kristalinin yapısının ayrılmaz bir parçası olan kortikal kemik üzerinde bulunur. Apatit kristallerindeki yapısal rolünün yanı sıra, osteoblast ve osteoklastlarda ve magnezyumun adenosin trifosfat (ATP) üretimi için temel olduğu ve lipit, proteinde yer alan 300'den fazla enzimin kofaktörü olarak hizmet ettiği tüm canlı hücrelerde magnezyum gereklidir. ve nükleik asit sentezi. Pozitif yükü nedeniyle magnezyum hücre zarlarını stabilize eder, kalsiyumun hareketlerini dengeler ve bir sinyal transdüseri olarak işlev görür.
      Anti-inflamatuar Etkiler:
      Borun inflamatuar biyobelirteç düzeylerini azalttığı bir çok çalışma ile gösterilmiştir. Sağlıklı erkek gönüllüleri (n = 8) içeren yeni bir insan denemesinde, 11.6 mg bor ile takviye edildikten 6 saat sonra plazma hs-CRP ve TNF-α seviyelerinde önemli azalmalar ile birlikte plazma bor konsantrasyonlarında önemli bir artış meydana geldi. Bir haftalık 10 mg / gün bor takviyesi, TNF-a'nın plazma konsantrasyonunda % 20, (12.32 pg/mL den 9.97 pg/mL) ve hs-CRP'nin plazma konsantrasyonunda yaklaşık % 50, (1460 ng/mL den 795 ng/mL) ve IL-6  plazma konsantrasyonunda (1.55 pg/mL den 0.87 pg/mL) dikkate değer düşüş gözlenmiştir.
      Yüksek hs-CRP'nin meme kanseri, obezite ve metabolik sendrom, ateroskleroz, kararsız angina, insülin direnci, tip 2 diyabet, alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı,  metastatik prostat kanseri, akciğer kanseri, erişkin depresyonu, genç erişkin yaşamında psikoz, koroner kalp hastalığı ve inme ile ilişkili bir risk olduğunu düşünün.
      Osteoartritte Antienflamatuar Etkiler:
      Epidemiyolojik kanıtlar, olgu sunumları ve kontrollü hayvan ve insan çalışmaları, osteoartrit (OA) için güvenli ve etkili bir tedavi olarak borun kullanımı için kanıt sağlamıştır. Bor uygulaması ve dünya çapında OA prevalansı arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar, bor alımının 1 mg / d'ye eşit veya daha fazla olduğu alanlarda, artrit insidansının % 20 ila % 70 arasında değiştiğini keşfettiler. Buna karşılık, bor alımının genellikle 3 ila 10 mg / gün olduğu bölgelerde, artritin tahmini insidansı % 0 ila % 10 arasında değişir. OA hastalarının femur başlarında, kemiklerinde ve sinovyal sıvısında bor konsantrasyonunun OA olmayan bireylere göre daha düşük olduğu bulunmuştur.
      Bor yoksunluğu ve takviyesi üzerine yapılan insan çalışmaları, borun eritrosit süperoksit dismutaz (SOD) aktivitesini önemli ölçüde arttırdığını göstermiştir. 63 gün bor yoksunluğunun ardından 49 gün bor takviyesi 3 mg / gün takip edilen bir çalışmada, SOD, 45 yaşından büyük erkeklerde 2666 U / g Hb'den 3231 U / g Hb'ye, postmenopozal kadınlarda 3091 U / g Hb'den 3169 U / g Hb'ye ve östrojen tedavisi alan postmenopozal kadınlarda 2520 U / g Hb'den 3327 U / g Hb'ye yükseldi.
      Borun OA hastalarının tedavisinde kullanılmasına yönelik insan klinik kanıtları, ilk olarak Avustralya'da yürütülen ve günde 6 mg bor (sodyum tetraborat dekahidrat) takviyesine önemli ölçüde olumlu yanıt veren çift kör, plasebo kontrollü bir takviye çalışması ile sağlandı. OA olan 20 kişide ilave bor alan deneklerin% 50'si plasebo alanların sadece% 10'u iyileşmiştir.
      Beyin Aktivasyonu ve Psikolojik Fonksiyonu:
      Hem hayvanlarda hem de insanlarda bor yoksunluğunun, beynin elektriksel aktivitesinde azalmaya yol açtığı göstermiştir. Olgun sıçanlarda bor yoksunluğu, azalmış yüksek frekans ve düşük frekanslı beyin elektriksel aktivitesi ile ilişkiliydi, azalmış uyarılma ile tutarlıydı, bu da borun hayvanlarda beyin aktivasyonunun korunmasında önemli bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir. İnsanlarda, bor yoksunluğu (<0,3 mg / gün) motor hızı ve el becerisi, dikkat ve kısa süreli bellek görevlerinde daha düşük performansla sonuçlanmıştır. Sağlıklı yaşlı erkeklerde ve kadınlarda yapılan bir dizi deney, sınırlı bor alımının beyin fonksiyonlarını ve bilişsel performansı olumsuz etkilediğini bulmuştur. En tutarlı EEG bulgusu, düşük bor alımının, düşük frekanslarda daha fazla aktiviteye ve EEG spektrumunun yüksek, baskın frekanslarında daha az aktiviteye doğru bir kaymaya yol açmasıydı; bu, tipik olarak spesifik olmayan yetersiz beslenme ve ağır metal toksisitesine tepki olarak gözlenen aynı etkidir.  Artan düşük frekans aktivitesi, zihinsel uyanıklığın azalması durumlarının karakteristiğidir, uyanıklık ve psikomotor görevleri yerine getirme yeteneğinin azalmasıyla ilişkilidir ve hafıza performansının bozulması ile ilişkilendirilmiştir.
      Ağır Metal Toksisitesi:
      Bazı bor bileşiklerinin (borik asit, boraks, kolemanit ve uleksit) ağır metallerin (arsenik trioksit, kolloidal bizmut altkriti, kadmiyum klorür, cıva klorür ve kurşun klorür) neden olduğu genotoksisite üzerindeki etkinliği insan kan kültürlerinde değerlendirildi. Lenfositlerde DNA hasarı oluşturmak için kardeş kromatid değişimi (SCE) ve mikronükleus (MN) deneyleri yapıldı ve oksidatif stres, ana, antioksidan, enzim aktiviteleri ve eritrositlerdeki toplam glutatyon seviyelerindeki değişiklikler tahmin edilerek değerlendirildi. Ağır metal tedavileri, hem SCE hem de MN'nin sıklığını ve oksidatif stresin bir göstergesi olan malondialdehitin plazma seviyelerini arttırdı ve kontrollere kıyasla antioksidan enzim aktivitelerini ve toplam glutatyon seviyesini azalttı. Borla test edilen tüm bileşikler (5-20 ppm), düşük dozda ağır metallerin neden olduğu tüm genotoksik etkileri önemli ölçüde azalttı.
      Antikanser Etkileri:
      Giderek artan sayıda kağıt borun antikarsinojenik özelliklere sahip olduğunu göstermiştir. Bor bakımından zengin diyetler ve toprak ve suyun bor açısından zengin olduğu bölgeler, prostat, meme, servikal ve akciğer kanserleri de dahil olmak üzere çeşitli kanser türlerinin düşük riskleri ile ilişkilidir. Borla zenginleştirilmiş diyetlerin, prostat ve serviks kanseri riskinde önemli azalmalar ve sigara içen kadınlarda akciğer kanseri riskini azalttığı bulunmuştur.
      Son birkaç yılda, antikanser ajanlar olarak doğal ve sentetik bor içeren bileşiklerin kullanımı, özellikle ameliyat edilemeyen kanserlerde ve yüksek malignitesi olanlarda artmıştır. Bor içeren bileşikler, serin proteazların inhibisyonu, NAD-dehidrojenazlar, mRNA birleştirme ve hücre bölünmesi, reseptör bağlanma taklidi ve apoptozun indüksiyonu dahil olmak üzere çeşitli mekanizmalar yoluyla kanser hücrelerinin fizyolojisine ve çoğalmasına müdahale eder.
      Prostat kanseri:
      Bor seviyesi, prostat kanseri insidansı ile ters orantılıdır. Ulusal Sağlık ve Beslenme Muayene Araştırması (NHANES) III verilerine göre, beslenmelerinde 1,8 mg/d'den fazla bor olan erkeklerde, bor alımı 0,9 mg/d den düşük veya eşit olan erkelere kıyasla prostat kanseri riski % 52 daha düşüktü. Yeraltı sularındaki bor konsantrasyonu ile Teksas'taki prostat kanserinin dağılımı arasında yüksek korelasyon ( r = 0,63) bulundu.
      Borik asit, in vitro insan prostat kanseri hücre çoğalmasını inhibe eder. Bir çalışmada, borik asit farelerdeki prostat tümörlerinin boyutunu azalttı ve tümör dokusunda ve serum prostat spesifik antijenin (PSA) insülin benzeri büyüme faktörü  (IGF-1) düzeylerini önemli ölçüde azalttı. Çalışmada, grup başına 10 hayvan içeren üç gurup oluşturuldu. 1. ve 2. gruba gavaj yoluyla borik asit çözeltileri (1.7-9.0 mg /kg) verildi. Kontrol grubuna sadece su verildi. Tümör boyutları 8 hafta boyunca haftalık olarak ölçüldü. Düşük ve yüksek dozda borik aside maruz kalan farelerde tümörlerin boyutu sırasıyla % 25 ve % 38 azalmıştır. İki dozaj için serum PSA seviyeleri kontrol grubuna göre sırasıyla % 88.6 ve % 86.4 azaldı. Dolaşımdaki IGF-1 düzeyleri gruplar arasında farklılık göstermedi, ancak IGF-1'in tümörlerde ekspresyonu bor tedavisi ile önemli ölçüde azaldı.
      PSA, hem normal hem de kanserli prostat epitel hücreleri tarafından üretilen androjenle düzenlenmiş bir serin proteazdır (enzim) ve hala prostat kanseri için en yaygın olarak kullanılan serum markörüdür. Boronik asidin PSA aktivitesini inhibe ettiği gösterilmiştir.
      Rahim ağzı kanseri:
      Rahim ağzı kanseri dünya çapında kadınlarda en sık görülen ikinci kanser olmakla birlikte, Türkiye'de sadece dokuzuncu sırada yer almakta olup Avrupa ve Kuzey Amerika'dan 2 ila 5 kat daha düşüktür. Her ne kadar bu farkın nedenleri mutlaka sosyokültürel farklılıklar, nüfus temelli tarama programlarının eksikliği veya Türkiye'de daha düşük bir insan papilloma virüsü (HPV) prevalans oranı gibi faktörlerin bir kombinasyonunu içermesine rağmen, serviks kanseri insidansının düşük olduğu öne sürülmüştür. Türkiye'de bor bakımından zengin toprak ile ilişkilidir. HPV, serviks kanserinin ana nedenidir. HPV-16 ve HPV-18, tüm servikal kanserlerin yaklaşık % 95'ine neden olur ve bor, HPV'nin yaşam döngüsüne müdahale eder.
      Serin proteaz inhibitörleri, HPV E7 onkogeninin ölümsüzleştirme ve dönüştürme kapasitesini azaltır. Bor, insan vücudunda çoğunlukla serin proteaz inhibitörü olan borik asit formunda bulunur. Korkut ve arkadaşları , servikal kansere bağlı histopatolojik bulguların bor açısından zengin ve bor açısından fakir bölgelerle ilişkili olduğunu ortaya koyan araştırmalar yaptıktan sonra içme suyunda daha yüksek miktarda borun HPV dönüşümünü önlemeye ve serviks kanseri insidansını azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürdü.
      Bu çalışmada, bor bakımından zengin (472 kadın) ve bor fakiri (587 kadın) bölgede yaşayan sosyoekonomik durumu düşük 1059 kadın için servikal smearlarda advers sitolojik bulgu insidansı değerlendirilmiştir. Ortalama bor alımı, bor bakımından zengin bölgelerden kadınlar için 8.41 mg / d ve bor bakımından fakir bölgelerde yaşayan kadınlar için 1.26 mg / d idi. Bor açısından zengin bölgelerden hiçbir kadında serviks kanseri sitopatolojik belirtisi yoktu; bor fakiri bölgelerden 15 kadında sitopatolojik bulgular mevcuttu.
      Bor Alımı / Tamamlayıcı Öneriler:
      Bor normal insan beslenmesinin bir parçasıdır, ancak günlük alım, beslenmedeki çeşitli gıda gruplarının oranlarına ve topraktaki bor konsantrasyonlarına bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Ortalama toplam bor alımı için bildirilen değerler : Amerika Birleşik Devletleri'nde 1,7 ila 7,0 mg / gün; Meksika'da 1,75 ila 2,12 mg / gün; Avrupa Birliği'nde 0.8 ila 1.9 mg / gün; Avustralya'da 2,16 ila 2,28 mg / gün; ve Kore'de yaklaşık 0.93 mg / gün olarak değişir. 
      Çeşitli, bitki-gıda açısından zengin bir beslenmenin yaklaşık 1.5 ila 3 mg / gün bor sağladığı tahmin edilmektedir. Bitki kaynaklı gıdalar, özellikle meyveler, yapraklı sebzeler, fındık ve baklagiller, bitki kaynaklı fermente edilmiş içecekler (şarap, elma şarabı ve bira) gibi bor bakımından zengindir. Ancak et, balık ve süt ürünleri zayıf kaynaklardır. Fıstık ve fıstık ezmesi, diğer fındık, kuru üzüm, şarap ve avokado da bor alımına en çok katkıda bulunanlardır.
      Bor için önerilen seviye yoktur, fakat üst alım seviyesi 20 mg/ gün olarak belirlenmiştir. 18 yaş ve üstü yetişkinler için yaklaşık 20 mg / gün olan tolere edilebilir bir miktardır. Dünyanın bor bakımından zengin bölgelerindeki sakinler üzerinde yapılan araştırmalar, 3 mg / gün kullanımın, çok uzak yan etki riski ile fayda sağlayacak bir miktar olduğunu gösterdi. Örneğin, Türkiye'de bir borik asit üretim tesisinde çalışan işçiler için günlük bor alımı ortalama 12.6 mg / gün olup, hiçbir olumsuz etkisi yoktur.
       

Copyright © 2010 Peptid Türkiye. Tüm hakları saklıdır.

5651 sayılı yasaya göre forumumuzdaki mesajlardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
Şikayet; info@peptidturkiye.com Adresine mail atıldığı taktirde, ilgili konu en geç 48 saat içerisinde kaldırılacaktır.


Tıbbi Sorumluluk Reddi / Yasal Uyarı! Bu sitede yer alan yazıların tümü, bilgi edinmek isteyen ziyaretçiler için hazırlanmıştır. Bu bilgiler, hiç bir zaman hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Yazılar, sadece yazarların bilgilerini, deneyimlerini ve fikirlerini aktarmaktadır. İçeriği başkaları tarafından doğru ve geçerli bulunmayabilir. Sitede yer alan yazı ve resimlerin kopyalanması, her türlü kullanımı ve bilgilerin uygulanması sonucu doğan hukuki, ahlaki, mesleki, sağlık ve yaşamsal sorunlar sadece bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sorumluluğundadır. Bunlardan dolayı ortaya çıkabilecek hiç bir sorundan site ve yazarları sorumlu kılınamaz. Doktorunuza Danışmadan sitede yer alan diyet veya benzerlerine başlamayınız.
×