Jump to content
  • Duyurular

  • Peptid Türkiye'ye HOŞ GELDİNİZ!

    Türkiye'nin ilk ve tek en kapsamlı peptid platformuna hoş geldin. Tüm özelliklerine erişmek için şimdi kaydolun. Kayıt olduktan sonra giriş yaptığınızda, kendi içeriğinizi göndererek veya mevcut içeriklere cevap göndererek bu platforma katkıda buluna bileceksin. Profilini özelleştirebilir, ödül puanlarınızı içerik yazarak toplayabilirsiniz, diğer üyelerle kendi özel gelen kutunuz üzerinden iletişim kurabilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz! Bu mesaj, oturum açtıktan sonra kaldırılacaktır.

  • Reklam

rastlantisal

Sosyal medya 'uzmanları'

Önerilen İletiler

rastlantisal    3.635

Merhabalar.

Evet özellikle "UZMAN" kelimesini tırnak içine aldım. Çünkü bu arkadaşları uzman yapan kurum bizzat kendileri. 

Herhangi bir konuda biraz okuyup uzman oluveriyorlar. Aksi yönde gelen yorumları ya geçiştiriyor, ya siliyor, ya da engelliyorlar.

Konunun ehli, eğitimini almış ve kendini bu noktada geliştirmiş insanların referanslı (bilimsel atıflı) yazılarını kendilerine referans olarak gönderdiğinde ise işleri bambaşka boyutlara taşıyıp geçiştirmeye özen gösteriyorlar. Çoğu ile birebir konuşuyorum. Ancak her zaman sizin tarafınızdayım. O yüzden bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Bu başlık sosyal medyada garip gördüğüm içeriğe denk geldikçe güncellenecektir.

Bu aynı zamanda bir uyarıdır. 

Sosyal medya uzmanları ağız birliği yapmışçasına şu aralar paketlenmiş gıdaların, tatlandırıcıların, abur cuburların, vs vs ölçülü tüketildiğinde zararı olmadığı konusunda mutabıklar. İllaki denk gelmiş ve görmüşsünüzdür. Yani giren kalori ile çıkan kalori dengesinin esas olduğuna vurgu yapıp duruyorlar. Kağıt üzerinde haklı da olabilirler. Aldığın besinin saatinin ve sıklığının ise yine bu matematikle önemsiz olduğunu söylüyorlar.

Peki iş böyle mi?

Konuyu temelden ele alalım. 100 sene gibi inanılmaz kısa sürede erkeklerin doğal olarak ürettiği testosteron yarı yarıya düştü. 100 sene önce dünya savaş yeri iken bırak protein ağırlıklı beslenmeyi, koskoca kıtayı hayatta tutan şeyin adı patates ve / veya buğday idi. E bu bizim günümüz beslenme bilgi normlarına da uymuyor? Yani bu adamlar daha kötü beslenirken niye bizden daha heriftiler? Cevabını bilmediğim problemlerde başlangıç ve bitiş arasındaki sürece bakarım. 

İlk olarak bizden daha hareketli hayat yaşıyorlardı. Bu bilindiği gibi testosteron üretiminde pozitif durum. E ama çok ciddi sporcularımızın doğal testosteron ortalaması 1200'mü? değil. Bu bir etken olsa da ana sebep olamaz.

İkinci olarak günde bir yada 2 öğün besleniyorlardı. IF beslenme biçimini (fasılalı açlık) hayat biçimi haline getirmiş insanlar var. Bunlara baktığımızda yine 1200 testosteronu göremiyoruz. Uzun açlıklar GH üretiminde çok faydalı bunu biliyoruz ama yine de bu bizim ana sebebimiz olamaz. 

Yaşam biçimlerini ele aldığımızda henüz endüstrinin yeni yeni gelişmesinden dolayı paketlenmiş gıda diye bir şeyin hayatlarında olmadığı görmek için uzman olmaya da gerek yok. O yıllardan bu yıllara değişen en önemli etken beslenme biçimindeki bozulma (evet bunun adı bozulma). Aynı zamanda doğal diye tükettiğimiz besinlerdeki iz elementlerin 100 sene öncesine göre daha az olması. 

E peki bu paketlenmiş gıdalar yüzünden veya bozuk beslenme düzeni yüzünden testosteron yarı yarıya gitmişken 1+1=2 diyebilir miyiz? 

Diyemeyiz arkadaşlar. Sosyal medya uzmanlarının söylediğinin aksine insan biyolojisi 1+1 değildir. Daha çok 2x+3y+z+5u gibidir. Siz beslenirken veya spor yaparken şimdiyi değil 100 sene öncesini referans almalısınız. Çünkü "ideal" şuan değil o zamanki erkeklerdir. Paketlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarmalı, beslenme biçimini düzenlemeli, şeker tüketimini kısıtlamalı, şeker kaynaklarını düzeltmeli, besinlerden alamadığınız iz elementleri dışarıdan almalısınız. Yapmaz çünkü bizim için vücudun anabolik modda kalması elzemdir. Bu yüzden kürden küre atlıyoruz. 1200 testosteron sahibi birine yedirdiğin 400gr tavuk ile 500mg testosterona sahip birinin yediği 400gr tavuk arasında uçurum var.

Bir insanın takipçi sayısının çokluğu onu uzman yapmaz. İçinde bulunduğumuz zaman çok kirli zaman bilgiden yana. Olayları ve olguları değerlendirirken içinden değil, kendinizi dışına çekerek gözlemleyin. Yoksa hata yaparsınız. 

43 yaşında bende doğal testosteron nerede ise 800. Yıllarca günde 2 öğün, paketlenmiş gıdalardan uzak (sevmiyorum), tatlı tüketeceksem yemekten hemen sonra şeklinde gitti. 10 sene önce sebebini anlamış olsam da artık bunun sebebini biliyorum.

Genetik sandığımız çoğu şeyin aslında genetik değil bizden kaynaklandığını bilmelisiniz. 5 tane farklı farklı aşçının pişirdiği 1 tabak pilavın kalorisi aynı değildir. Attıkları yağ ölçüsü bambaşkadır. Biz bunu aynı diye genellersek, kilo alma sebebimizin genetik olduğunu düşünürüz. Oysaki öğretilmiş mutfak bilgisinden kaynaklandığını fark edemeyiz. 

 

tarihinde rastlantisal tarafından düzenlendi
  • Beğen 26
  • Yıldız 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş


GHOST    611

Hocam çok güzel konu olmuş ama sosyal medyam tam bir illüzyon gençler, amatörler hepsi kandırılıyor!

Sosyal medyada kim aynı ağızdan bir ürünü veya söylemi devamlı sizlere tekrarlıyor, sunuyorsa bilin ki orada sorun var. 

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Rdm    2.543

@rastlantisal dedem çok iyi bir noktaya değinmişsin. Yıllardır değişen  bir şey yok,  zamanında zeytinyağı, tereyağını sağlıksız ilan eden uzmanlar da vardı :) Bununla birlikte hava kirliliği de çok büyük etken, bahsettiğin zamanlarda araçların ve fabrikalarının zehirli gazlarını solumuyorlardı.

  • Beğen 4

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
gokalaf    138

Bende meslek olarak şuanda dijital pazarlama ve sosyal medya yöneticisi olarak çalışıyorum. Şirkette product managerlar ürün satmak için olmayan şeyleri var gibi pazarlıyorlar, bende mecburen o şekilde pazarlıyorum. Sosyal medya koca bir yalan arkadaşlar, size verilen keyif karşılığında ya paranızı alır yada değerli zamanlarınızı.

  • Beğen 3

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Semih Erarslan    1.271

Çok güzel bir konuya değinmişsin abi bu iş baştan sona ticarete döndüğü için açık bir şekilde yine durumu açıklamadıkları için ve tamamen yanlış anlaşılmaması uğruna bir beslenme yalanı uydurulmuş gerçeği çok iyi kapatan en iyi ve sağlıklı olanda bu diye beslenmeyle üstü kapatılmış durumlar bu kimin işine yarıyor bir suplement firmalarına 2 bu işten para kazanan uzaktan eğitim veren antrönörlere 3 sağlıklı altında üretim yapan hazır gıda şirketlerine hatta bununla ilgili size bi örnekte vericem ama şuan zamanım kısıtlı gece inşallah yazarım

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
yigiterkent    14
rastlantisal, 3 saat önce yazdı:

Merhabalar.

Evet özellikle "UZMAN" kelimesini tırnak içine aldım. Çünkü bu arkadaşları uzman yapan kurum bizzat kendileri. 

Herhangi bir konuda biraz okuyup uzman oluveriyorlar. Aksi yönde gelen yorumları ya geçiştiriyor, ya siliyor, ya da engelliyorlar.

Konunun ehli, eğitimini almış ve kendini bu noktada geliştirmiş insanların referanslı (bilimsel atıflı) yazılarını kendilerine referans olarak gönderdiğinde ise işleri bambaşka boyutlara taşıyıp geçiştirmeye özen gösteriyorlar. Çoğu ile birebir konuşuyorum. Ancak her zaman sizin tarafınızdayım. O yüzden bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Bu başlık sosyal medyada garip gördüğüm içeriğe denk geldikçe güncellenecektir.

Bu aynı zamanda bir uyarıdır. 

Sosyal medya uzmanları ağız birliği yapmışçasına şu aralar paketlenmiş gıdaların, tatlandırıcıların, abur cuburların, vs vs ölçülü tüketildiğinde zararı olmadığı konusunda mutabıklar. İllaki denk gelmiş ve görmüşsünüzdür. Yani giren kalori ile çıkan kalori dengesinin esas olduğuna vurgu yapıp duruyorlar. Kağıt üzerinde haklı da olabilirler. Aldığın besinin saatinin ve sıklığının ise yine bu matematikle önemsiz olduğunu söylüyorlar.

Peki iş böyle mi?

Konuyu temelden ele alalım. 100 sene gibi inanılmaz kısa sürede erkeklerin doğal olarak ürettiği testosteron yarı yarıya düştü. 100 sene önce dünya savaş yeri iken bırak protein ağırlıklı beslenmeyi, koskoca kıtayı hayatta tutan şeyin adı patates ve / veya buğday idi. E bu bizim günümüz beslenme bilgi normlarına da uymuyor? Yani bu adamlar daha kötü beslenirken niye bizden daha heriftiler? Cevabını bilmediğim problemlerde başlangıç ve bitiş arasındaki sürece bakarım. 

İlk olarak bizden daha hareketli hayat yaşıyorlardı. Bu bilindiği gibi testosteron üretiminde pozitif durum. E ama çok ciddi sporcularımızın doğal testosteron ortalaması 1200'mü? değil. Bu bir etken olsa da ana sebep olamaz.

İkinci olarak günde bir yada 2 öğün besleniyorlardı. IF beslenme biçimini (fasılalı açlık) hayat biçimi haline getirmiş insanlar var. Bunlara baktığımızda yine 1200 testosteronu göremiyoruz. Uzun açlıklar GH üretiminde çok faydalı bunu biliyoruz ama yine de bu bizim ana sebebimiz olamaz. 

Yaşam biçimlerini ele aldığımızda henüz endüstrinin yeni yeni gelişmesinden dolayı paketlenmiş gıda diye bir şeyin hayatlarında olmadığı görmek için uzman olmaya da gerek yok. O yıllardan bu yıllara değişen en önemli etken beslenme biçimindeki bozulma (evet bunun adı bozulma). Aynı zamanda doğal diye tükettiğimiz besinlerdeki iz elementlerin 100 sene öncesine göre daha az olması. 

E peki bu paketlenmiş gıdalar yüzünden veya bozuk beslenme düzeni yüzünden testosteron yarı yarıya gitmişken 1+1=2 diyebilir miyiz? 

Diyemeyiz arkadaşlar. Sosyal medya uzmanlarının söylediğinin aksine insan biyolojisi 1+1 değildir. Daha çok 2x+3y+z+5u gibidir. Siz beslenirken veya spor yaparken şimdiyi değil 100 sene öncesini referans almalısınız. Çünkü "ideal" şuan değil o zamanki erkeklerdir. Paketlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarmalı, beslenme biçimini düzenlemeli, şeker tüketimini kısıtlamalı, şeker kaynaklarını düzeltmeli, besinlerden alamadığınız iz elementleri dışarıdan almalısınız. Yapmaz çünkü bizim için vücudun anabolik modda kalması elzemdir. Bu yüzden kürden küre atlıyoruz. 1200 testosteron sahibi birine yedirdiğin 400gr tavuk ile 500mg testosterona sahip birinin yediği 400gr tavuk arasında uçurum var.

Bir insanın takipçi sayısının çokluğu onu uzman yapmaz. İçinde bulunduğumuz zaman çok kirli zaman bilgiden yana. Olayları ve olguları değerlendirirken içinden değil, kendinizi dışına çekerek gözlemleyin. Yoksa hata yaparsınız. 

43 yaşında bende doğal testosteron nerede ise 800. Yıllarca günde 2 öğün, paketlenmiş gıdalardan uzak (sevmiyorum), tatlı tüketeceksem yemekten hemen sonra şeklinde gitti. 10 sene önce sebebini anlamış olsam da artık bunun sebebini biliyorum.

Genetik sandığımız çoğu şeyin aslında genetik değil bizden kaynaklandığını bilmelisiniz. 5 tane farklı farklı aşçının pişirdiği 1 tabak pilavın kalorisi aynı değildir. Attıkları yağ ölçüsü bambaşkadır. Biz bunu aynı diye genellersek, kilo alma sebebimizin genetik olduğunu düşünürüz. Oysaki öğretilmiş mutfak bilgisinden kaynaklandığını fark edemeyiz. 

 

BABA FULL İLİM FULL BİLGİ BU ADAMIN DEĞERİNİ BİLİN. Sergio oliva 1 öğün at yemi yiyerek mr universe oldu. Saygılar.

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Mhmt38    304

Yaşlı bir cerrah özellikle son yıllara erkek jino ameliyatlarında %70 artış olduğunu ve özellikle ergenliğe giren erkeklerde çok fazla olduğunu söylemişti. Aslında tam tersi olması lazım. 

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
BLACAXELOT    40
gönderildi (düzenlendi)
Mhmt38, 05.10.2023 - 13:16 yazdı:

Yaşlı bir cerrah özellikle son yıllara erkek jino ameliyatlarında %70 artış olduğunu ve özellikle ergenliğe giren erkeklerde çok fazla olduğunu söylemişti. Aslında tam tersi olması lazım. 

@Mhmt38hocam rastlantısal hocama bu jinekomasti konusunda danıştım kardeşimle ilgili sıkıntı pek ergenlik değil o dönemdeki beslenme şekli ufak çaplı araştırma yaptığımda et tavuğu denen ve bizlerin de  afiyetle yediği o    tavuklar sentetik östrojen basılarak büyüyor .Diğer yediğklerimizin içindeki raf ömrünü uzatan renk veren kimyasallarda cabası. Ee hocam GH tan bi haber ön hipofiz hormon üretimi için temel birimdir nasıl dengede kalmasını sağlayacağımızı kendimiz belirleriz @rastlantisal hocamında dediği gibi . Erken yaşta (gereksiz) ilaç kullanmış biri olarak söylüyorum düzgün spor beslenme ve yaşam tarzı ile çok hızlı gelişiyorum varsın steroid kadar olmasın maksimum neyse o nu yapıyorum Kısacası erkekliğimizi güçlendirmek çoğunlukla bizim elimizde. Saygılarımla...

tarihinde BLACAXELOT tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
  • Alkış 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
mertozkyaa    25
rastlantisal, 03.10.2023 - 12:01 yazdı:

Merhabalar.

Evet özellikle "UZMAN" kelimesini tırnak içine aldım. Çünkü bu arkadaşları uzman yapan kurum bizzat kendileri. 

Herhangi bir konuda biraz okuyup uzman oluveriyorlar. Aksi yönde gelen yorumları ya geçiştiriyor, ya siliyor, ya da engelliyorlar.

Konunun ehli, eğitimini almış ve kendini bu noktada geliştirmiş insanların referanslı (bilimsel atıflı) yazılarını kendilerine referans olarak gönderdiğinde ise işleri bambaşka boyutlara taşıyıp geçiştirmeye özen gösteriyorlar. Çoğu ile birebir konuşuyorum. Ancak her zaman sizin tarafınızdayım. O yüzden bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Bu başlık sosyal medyada garip gördüğüm içeriğe denk geldikçe güncellenecektir.

Bu aynı zamanda bir uyarıdır. 

Sosyal medya uzmanları ağız birliği yapmışçasına şu aralar paketlenmiş gıdaların, tatlandırıcıların, abur cuburların, vs vs ölçülü tüketildiğinde zararı olmadığı konusunda mutabıklar. İllaki denk gelmiş ve görmüşsünüzdür. Yani giren kalori ile çıkan kalori dengesinin esas olduğuna vurgu yapıp duruyorlar. Kağıt üzerinde haklı da olabilirler. Aldığın besinin saatinin ve sıklığının ise yine bu matematikle önemsiz olduğunu söylüyorlar.

Peki iş böyle mi?

Konuyu temelden ele alalım. 100 sene gibi inanılmaz kısa sürede erkeklerin doğal olarak ürettiği testosteron yarı yarıya düştü. 100 sene önce dünya savaş yeri iken bırak protein ağırlıklı beslenmeyi, koskoca kıtayı hayatta tutan şeyin adı patates ve / veya buğday idi. E bu bizim günümüz beslenme bilgi normlarına da uymuyor? Yani bu adamlar daha kötü beslenirken niye bizden daha heriftiler? Cevabını bilmediğim problemlerde başlangıç ve bitiş arasındaki sürece bakarım. 

İlk olarak bizden daha hareketli hayat yaşıyorlardı. Bu bilindiği gibi testosteron üretiminde pozitif durum. E ama çok ciddi sporcularımızın doğal testosteron ortalaması 1200'mü? değil. Bu bir etken olsa da ana sebep olamaz.

İkinci olarak günde bir yada 2 öğün besleniyorlardı. IF beslenme biçimini (fasılalı açlık) hayat biçimi haline getirmiş insanlar var. Bunlara baktığımızda yine 1200 testosteronu göremiyoruz. Uzun açlıklar GH üretiminde çok faydalı bunu biliyoruz ama yine de bu bizim ana sebebimiz olamaz. 

Yaşam biçimlerini ele aldığımızda henüz endüstrinin yeni yeni gelişmesinden dolayı paketlenmiş gıda diye bir şeyin hayatlarında olmadığı görmek için uzman olmaya da gerek yok. O yıllardan bu yıllara değişen en önemli etken beslenme biçimindeki bozulma (evet bunun adı bozulma). Aynı zamanda doğal diye tükettiğimiz besinlerdeki iz elementlerin 100 sene öncesine göre daha az olması. 

E peki bu paketlenmiş gıdalar yüzünden veya bozuk beslenme düzeni yüzünden testosteron yarı yarıya gitmişken 1+1=2 diyebilir miyiz? 

Diyemeyiz arkadaşlar. Sosyal medya uzmanlarının söylediğinin aksine insan biyolojisi 1+1 değildir. Daha çok 2x+3y+z+5u gibidir. Siz beslenirken veya spor yaparken şimdiyi değil 100 sene öncesini referans almalısınız. Çünkü "ideal" şuan değil o zamanki erkeklerdir. Paketlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarmalı, beslenme biçimini düzenlemeli, şeker tüketimini kısıtlamalı, şeker kaynaklarını düzeltmeli, besinlerden alamadığınız iz elementleri dışarıdan almalısınız. Yapmaz çünkü bizim için vücudun anabolik modda kalması elzemdir. Bu yüzden kürden küre atlıyoruz. 1200 testosteron sahibi birine yedirdiğin 400gr tavuk ile 500mg testosterona sahip birinin yediği 400gr tavuk arasında uçurum var.

Bir insanın takipçi sayısının çokluğu onu uzman yapmaz. İçinde bulunduğumuz zaman çok kirli zaman bilgiden yana. Olayları ve olguları değerlendirirken içinden değil, kendinizi dışına çekerek gözlemleyin. Yoksa hata yaparsınız. 

43 yaşında bende doğal testosteron nerede ise 800. Yıllarca günde 2 öğün, paketlenmiş gıdalardan uzak (sevmiyorum), tatlı tüketeceksem yemekten hemen sonra şeklinde gitti. 10 sene önce sebebini anlamış olsam da artık bunun sebebini biliyorum.

Genetik sandığımız çoğu şeyin aslında genetik değil bizden kaynaklandığını bilmelisiniz. 5 tane farklı farklı aşçının pişirdiği 1 tabak pilavın kalorisi aynı değildir. Attıkları yağ ölçüsü bambaşkadır. Biz bunu aynı diye genellersek, kilo alma sebebimizin genetik olduğunu düşünürüz. Oysaki öğretilmiş mutfak bilgisinden kaynaklandığını fark edemeyiz. 

 

hocam selamlar size ozelden ulasmam lazım lakın mesaj atmadım donus saglama sansınız mewcutmu tesekkurler

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    3.635
mertozkyaa, 09.10.2023 - 16:06 yazdı:

hocam selamlar size ozelden ulasmam lazım lakın mesaj atmadım donus saglama sansınız mewcutmu tesekkurler

Forumumuzda özel mesaj ve kişisel bilgilerin verilmesi yasaktır.

Yardım istediğiniz herhangi bir konuda başlık açarsanız, bilgi sahibi ve vakti olan insanlar (ben dahil) size gönüllü olarak yardımcı olurlar.

  • Beğen 3

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
`Tesron    34
rastlantisal, 03.10.2023 - 12:01 yazdı:

Merhabalar.

Evet özellikle "UZMAN" kelimesini tırnak içine aldım. Çünkü bu arkadaşları uzman yapan kurum bizzat kendileri. 

Herhangi bir konuda biraz okuyup uzman oluveriyorlar. Aksi yönde gelen yorumları ya geçiştiriyor, ya siliyor, ya da engelliyorlar.

Konunun ehli, eğitimini almış ve kendini bu noktada geliştirmiş insanların referanslı (bilimsel atıflı) yazılarını kendilerine referans olarak gönderdiğinde ise işleri bambaşka boyutlara taşıyıp geçiştirmeye özen gösteriyorlar. Çoğu ile birebir konuşuyorum. Ancak her zaman sizin tarafınızdayım. O yüzden bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Bu başlık sosyal medyada garip gördüğüm içeriğe denk geldikçe güncellenecektir.

Bu aynı zamanda bir uyarıdır. 

Sosyal medya uzmanları ağız birliği yapmışçasına şu aralar paketlenmiş gıdaların, tatlandırıcıların, abur cuburların, vs vs ölçülü tüketildiğinde zararı olmadığı konusunda mutabıklar. İllaki denk gelmiş ve görmüşsünüzdür. Yani giren kalori ile çıkan kalori dengesinin esas olduğuna vurgu yapıp duruyorlar. Kağıt üzerinde haklı da olabilirler. Aldığın besinin saatinin ve sıklığının ise yine bu matematikle önemsiz olduğunu söylüyorlar.

Peki iş böyle mi?

Konuyu temelden ele alalım. 100 sene gibi inanılmaz kısa sürede erkeklerin doğal olarak ürettiği testosteron yarı yarıya düştü. 100 sene önce dünya savaş yeri iken bırak protein ağırlıklı beslenmeyi, koskoca kıtayı hayatta tutan şeyin adı patates ve / veya buğday idi. E bu bizim günümüz beslenme bilgi normlarına da uymuyor? Yani bu adamlar daha kötü beslenirken niye bizden daha heriftiler? Cevabını bilmediğim problemlerde başlangıç ve bitiş arasındaki sürece bakarım. 

İlk olarak bizden daha hareketli hayat yaşıyorlardı. Bu bilindiği gibi testosteron üretiminde pozitif durum. E ama çok ciddi sporcularımızın doğal testosteron ortalaması 1200'mü? değil. Bu bir etken olsa da ana sebep olamaz.

İkinci olarak günde bir yada 2 öğün besleniyorlardı. IF beslenme biçimini (fasılalı açlık) hayat biçimi haline getirmiş insanlar var. Bunlara baktığımızda yine 1200 testosteronu göremiyoruz. Uzun açlıklar GH üretiminde çok faydalı bunu biliyoruz ama yine de bu bizim ana sebebimiz olamaz. 

Yaşam biçimlerini ele aldığımızda henüz endüstrinin yeni yeni gelişmesinden dolayı paketlenmiş gıda diye bir şeyin hayatlarında olmadığı görmek için uzman olmaya da gerek yok. O yıllardan bu yıllara değişen en önemli etken beslenme biçimindeki bozulma (evet bunun adı bozulma). Aynı zamanda doğal diye tükettiğimiz besinlerdeki iz elementlerin 100 sene öncesine göre daha az olması. 

E peki bu paketlenmiş gıdalar yüzünden veya bozuk beslenme düzeni yüzünden testosteron yarı yarıya gitmişken 1+1=2 diyebilir miyiz? 

Diyemeyiz arkadaşlar. Sosyal medya uzmanlarının söylediğinin aksine insan biyolojisi 1+1 değildir. Daha çok 2x+3y+z+5u gibidir. Siz beslenirken veya spor yaparken şimdiyi değil 100 sene öncesini referans almalısınız. Çünkü "ideal" şuan değil o zamanki erkeklerdir. Paketlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarmalı, beslenme biçimini düzenlemeli, şeker tüketimini kısıtlamalı, şeker kaynaklarını düzeltmeli, besinlerden alamadığınız iz elementleri dışarıdan almalısınız. Yapmaz çünkü bizim için vücudun anabolik modda kalması elzemdir. Bu yüzden kürden küre atlıyoruz. 1200 testosteron sahibi birine yedirdiğin 400gr tavuk ile 500mg testosterona sahip birinin yediği 400gr tavuk arasında uçurum var.

Bir insanın takipçi sayısının çokluğu onu uzman yapmaz. İçinde bulunduğumuz zaman çok kirli zaman bilgiden yana. Olayları ve olguları değerlendirirken içinden değil, kendinizi dışına çekerek gözlemleyin. Yoksa hata yaparsınız. 

43 yaşında bende doğal testosteron nerede ise 800. Yıllarca günde 2 öğün, paketlenmiş gıdalardan uzak (sevmiyorum), tatlı tüketeceksem yemekten hemen sonra şeklinde gitti. 10 sene önce sebebini anlamış olsam da artık bunun sebebini biliyorum.

Genetik sandığımız çoğu şeyin aslında genetik değil bizden kaynaklandığını bilmelisiniz. 5 tane farklı farklı aşçının pişirdiği 1 tabak pilavın kalorisi aynı değildir. Attıkları yağ ölçüsü bambaşkadır. Biz bunu aynı diye genellersek, kilo alma sebebimizin genetik olduğunu düşünürüz. Oysaki öğretilmiş mutfak bilgisinden kaynaklandığını fark edemeyiz. 

 

Hocam çok güzel ve temiz anlatmışsınız. Teşekkür ederim. Benim bir sorum olucak ;

Günlük yaşamınızda Tavuk eti tüketiyor musunuz ? (Malum artık Tavuklar helal kesim değil, makinalardan geçiliyor ayrıca ilaçlı olduğu kaçınılmaz, benim düşüncem )

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    3.635

Evet tüketiyorum. Ağırlıklı olarak tavuk tüketiyorum. Artık kış geldiği için 2 günde balık yiyorum. Onda da genelde 600-700gr palamut fletosu oluyor. Dönemine göre değişiyor bu. Hafta da 1 gün kırmızı et, 1 gün de sakatat tüketiyorum. Helal haram kısmını ben bilmem. İnançlı biri değilim ancak ilaç kısmına çok takılmamak lazım. Steroid diye ağır metali bir yerlerine saplayan insanların böyle dertleri olmamalı :)

 

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Unrest    58

Teşekkürler hocam bilgiler için. Bir ek yapmak istersem. Tam 4 senedir nedeni bulunamaya. aritmi ve bazı sağlık problemleri yüzünden her 3-6 ayda bir kan tahlili veriyorum. Buna hormonlarda dahil. Beslenme aşırı önemli ama daha önemli olan şeyin vücudun sirkadiyen ritmi olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum hiç duydunuz mü ? Askere bazı sağlık sorunlarıyla gidip (reflü , kronik bağırsak sorunları vb. ) döndüğünde kendini çok daha iyi hisseden insanları. Özellikle bunu acemideki bir çok insandan duydum. Bende bunu bizzat yaşadım. 

 

Acemiyi Hatayda yaptım. Ektopik atımlarım ve aritmilerim olduğundan askere çok korkarak gittim. Ataklar olduğunda çok zorlu geçiyor.Askerde can sıkıntısı , stres dolayısıyla 3 yıldır biraktığım.sigaraya tekrar başladım. Ve her akşam arkadaşlarla otururken kantinden kolaydi dondurmaydı cipsti çok fazla tükettim. Normalde neredeyse sıfırdır. 1. Hafta sonunda beklediğimin aksine aritmilerim bitmiş , sindirim sorunlarım.aşırı iyiye gitmişti. 2..hafta sonunda tamamen iyileştiğimi düşünmeye başladım. Acemi dönüşü laba gidip kan tahlili verdim sağlıksız beslendiğim için değerlerin mahfolacağını düşünürken total testo ortalama değerimin tam 150 puan üstüne  750ng/dl ye çıktı. Daha önce 650 nin üzerinde hiç görmemiştim ilk defa bu değeri gördüm. Diğer değerlerde iyileşmis veya son tahlilimden çok az kötüye gitmişti.

Askerde iyi olan faktörleri sıralarsak:

Her gece en geç 11 gibi yatış..her sabah 5bucuk 6 gibi.kalkış. güneşin doğuşunu ve batışını görmenin yanında saatlerce güneş altında kalma. Zorunlu görevler var ama kafanda hayat kaygısı neredeyse sıfıra iniyor. Komutan ne söylerse o. Yemek saatleri hep aynı aralıklarda ve 3 öğün. Günlük en az 15-20 bin adım.

Oyüzden bence sıralama , konu sağlık ve hormonlar olduğunda şu şekilde 

Sirkadiyen ritim = stres kaygı vb durumlarının az olması > Beslenme > Diğer herşey bunlardan sonra geliyor. 

 

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    3.635

Psikoloji her şeyi belirler. Psikolojiyi de hormonlar belirler. Eğer yüksek testosteron istiyorsan yüksek protein ve kaliteli yağlardan oluşmuş bir diyet, düzenli hayat, düzenli hareketlilik, bol bol güneş, temiz hava ve makro mikro açısından dengeli öğün gerek. E askerlik sana bunu zaten sağlıyor. 

Sirkadiyen dediğin de zaten 24 saatli ele alır ve düzen ister. Bunu normal hayatında da uygulaman gerekir. 44 yaşında benim doğal testom 700-800 bandında idi en son. Şuan TRT dozu kesip PCT yapıp doğal sürece dönsem bununda üstüne çıkarım. Çünkü artık daha da bilgiliyiz ve doğru supplementleri de biliyoruz.

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
`Tesron    34
rastlantisal, 1 saat önce yazdı:

Evet tüketiyorum. Ağırlıklı olarak tavuk tüketiyorum. Artık kış geldiği için 2 günde balık yiyorum. Onda da genelde 600-700gr palamut fletosu oluyor. Dönemine göre değişiyor bu. Hafta da 1 gün kırmızı et, 1 gün de sakatat tüketiyorum. Helal haram kısmını ben bilmem. İnançlı biri değilim ancak ilaç kısmına çok takılmamak lazım. Steroid diye ağır metali bir yerlerine saplayan insanların böyle dertleri olmamalı :)

 

:D:D:D ilaç kısmında haklısınız tabi fakat tavuk etlerine de bastırılan ilaçlar östrojenik diye biliyorum. Bende sizin gibi paketli gıdalardan kaçmaya çalışırken ikimizin de östrojenik ilaç basılan tavuğu yememiz ne kadar mantıklı ?

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    3.635
`Tesron, Şimdi yazdı:

:D:D:D ilaç kısmında haklısınız tabi fakat tavuk etlerine de bastırılan ilaçlar östrojenik diye biliyorum. Bende sizin gibi paketli gıdalardan kaçmaya çalışırken ikimizin de östrojenik ilaç basılan tavuğu yememiz ne kadar mantıklı ?

Türkiye'de yaşıyoruz. Tamamen kırmızı etle beslenmek çok gerçekçi olmuyor. Hiç almamaktansa yemek daha doğru bir seçenek oluyor. Keza sırf tavuk tükettiği halde ağırlık antrenmanı da yapan bireylere bakıldığında, düşük protein, kalitesiz yağ ve yüksek karb. beslenen hareketsiz bireylere göre testosteron seviyesi ve hatta kan değerleri daha iyi oluyor.

Yani evet gönül ister ki sadece doğada gezinen geyik eti yiyelim Kanada'da olduğu gibi. Lakin namümkün.

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Diver    1.679
`Tesron, 4 dakika önce yazdı:

:D:D:D ilaç kısmında haklısınız tabi fakat tavuk etlerine de bastırılan ilaçlar östrojenik diye biliyorum. Bende sizin gibi paketli gıdalardan kaçmaya çalışırken ikimizin de östrojenik ilaç basılan tavuğu yememiz ne kadar mantıklı ?

Tavuk etlerinin genetiğiyle oynandığını düşünüyorum. Tavuklara hormon verilmesi hem maliyetli hemde doz ayarlamasının imkansıza yakın olduğunu düşünüyorum. 

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
rastlantisal    3.635
Diver, 1 dakika önce yazdı:

Tavuk etlerinin genetiğiyle oynandığını düşünüyorum. Tavuklara hormon verilmesi hem maliyetli hemde doz ayarlamasının imkansıza yakın olduğunu düşünüyorum. 

Seçici üretimin de bunda etkisi büyük. İş sadece danabol hammaddesi yedir ile bitmiyor. Büyümeye yatkın olanlar aradan seçilip onlardan devam ediliyor vs. 

Akvaryum merakı olanlar bilirler, seçici üretim ile türlü varyeteler elde edildi ediliyorda. 

  • Beğen 2

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
`Tesron    34
Diver, 5 dakika önce yazdı:

Tavuk etlerinin genetiğiyle oynandığını düşünüyorum. Tavuklara hormon verilmesi hem maliyetli hemde doz ayarlamasının imkansıza yakın olduğunu düşünüyorum. 

bunda hemfikiriz, şayet öyle bir dönemdeyiz ki kimse birbirinin cebinden bişey almadan bırakmaz.

Kırmızı et vs nefret ederim. Ama tavuklu pilav da vazgeçilmezimdir.

  • Beğen 1

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş
Unrest    58
rastlantisal, 52 dakika önce yazdı:

Psikoloji her şeyi belirler. Psikolojiyi de hormonlar belirler. Eğer yüksek testosteron istiyorsan yüksek protein ve kaliteli yağlardan oluşmuş bir diyet, düzenli hayat, düzenli hareketlilik, bol bol güneş, temiz hava ve makro mikro açısından dengeli öğün gerek. E askerlik sana bunu zaten sağlıyor. 

Sirkadiyen dediğin de zaten 24 saatli ele alır ve düzen ister. Bunu normal hayatında da uygulaman gerekir. 44 yaşında benim doğal testom 700-800 bandında idi en son. Şuan TRT dozu kesip PCT yapıp doğal sürece dönsem bununda üstüne çıkarım. Çünkü artık daha da bilgiliyiz ve doğru supplementleri de biliyoruz.

Başka faktörleride ele almak lazım. Mesela growth hormonunun doğal olarak en büyük nabzı uykuya ilk daldığımız saatlerde oluyor. Bunun çok geç olmayan saatlerde olması önemli. Yine gece mavi ışığa maruz kalmak(telefon , bilgisayar). bunların elimizden önümüzden düşmemesi hem dopaminerjik sistemi bozuyor hemde sirkadiyen ritmi. Florasan lambalar yine ritmi bozuyor. Yabancılar da bu konulara meraklılar evlerinde infrared lambalar kullanıyor mesela

İletiyi paylaş


İletiye bağlantı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Copyright © 2010 Peptid Türkiye. Tüm hakları saklıdır.

5651 sayılı yasaya göre forumumuzdaki mesajlardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
Şikayet; info@peptidturkiye.com Adresine mail atıldığı taktirde, ilgili konu en geç 48 saat içerisinde kaldırılacaktır.


Tıbbi Sorumluluk Reddi / Yasal Uyarı! Bu sitede yer alan yazıların tümü, bilgi edinmek isteyen ziyaretçiler için hazırlanmıştır. Bu bilgiler, hiç bir zaman hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Yazılar, sadece yazarların bilgilerini, deneyimlerini ve fikirlerini aktarmaktadır. İçeriği başkaları tarafından doğru ve geçerli bulunmayabilir. Sitede yer alan yazı ve resimlerin kopyalanması, her türlü kullanımı ve bilgilerin uygulanması sonucu doğan hukuki, ahlaki, mesleki, sağlık ve yaşamsal sorunlar sadece bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sorumluluğundadır. Bunlardan dolayı ortaya çıkabilecek hiç bir sorundan site ve yazarları sorumlu kılınamaz. Doktorunuza Danışmadan sitede yer alan diyet veya benzerlerine başlamayınız.
×