corey

dostum, benim tahminime ve kendi üzerimde uyguladığım deneylere göre, ereksiyon problemin prolaktin kaynaklı. çünkü vücudun belli ki memelerden süt gelmesi için gerekli çalışmaları başlatmış. kan tahlili yaptırıp estrojen ve prolaktine bakmak gerekiyor. bir çok denememde, estrojen ve prolaktini aşağı çektiğimde az olan libidoda aşırı ( dikkat et aşırı) artış gözlemledim. cialis konusunda da bir süre sonra vücut alışıyor ve daha yüksek mg lar almak zorunda kalabilliyor insan. bu yüzden cialisi sadece , cinsel sahneye çıkışlarda kullanmalısın. eczane ürünü cialisten vazgeçmezdim yerinde olsam . bir de proviron da iş görüyor. ezcümle kür içi libido düşüşünü ben prolaktini (dostinex ile) ve estrojeni (tamoksifen ve arimidex ile ) aşağı çekerek yakalıyorum.. geçmiş olsun . kendine iyi bak.

benim önereceğim yol şudur. ürolojiye sanırım randevu almışsınız. ürolojiden sizi endokrinoloji ve metabolizma uzmanına sevketmesini isteyin. böylelikle sorununuzu çözmek üzere endokrin uzmanı sizin için gerekli bütün testlere bakacaktır. bu sayede size bir tedavi protokolü uygulayacaktır. küçük testisleri büyütmek için o testisleri genelde etrojenle uyarırlar. yani hcg iğnesi dediğimiz bir iğne ile deri altından estojen verilir vücuda. bu sayede vucut estrojeni görünce genetik erkek genetiği olduğu için dengelemek üzere yaklaşık olarak yüzde 400 oranında testosteron üretimine geçer. doğal üretim için de testisleri çalıştırmaya teşvik eder. çalışan testisler büyür. mantık bu. ama testisleriniz küçülmemiş de olabilir. belki de size öyle geliyordur.acaba testisleriniz küçüldü mü gerçekten? size testislerinizin küçülüp küçülmediğini anlamanız için basit bir test yolu söyleyeyim. ereksiyon halinde ya da ilişki sırasında arada testisleriniz yukarı kaçıyor mu? ya da ereksiyon halinde testis torbası büzüşüp sıkıştığında elinizle testislerinizden herhangi birini yukarı doğru ittiğinizde testisiniz yukarı kaçıyor mu eğer böyle bir durum oluyorsa evet küçülmüş demektir. eğer yukarı kaçma durumu yoksa müjdemi isterim testisleriniz küçülmemiş :)) . hiç uğraşmayın bakın keyfinize :)) . size küçülmüş gibi geliyor.. son olarak tahlil sonuçlarınızı paylaşırsanız yine buradaki üstadlar yardımcı olacaktır. ben de görürsem ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. çok geçmiş olsun. moralinizi bozmayın bazen kötü sandığnız bir durum sizi bambaşka güzel yollara götürebilir.

vayyy bu haber de çok güzel, gezeyim umarım bulurum. çok teşekkürler.

ben de en son kürümde ovitrelle kullanmıştım ben de fayda görmemiştim. soğuk zincir olmasaydı yurt dışından getirirdik de zinciri bozuluyor yolda. bilmiyom napacaz. yeminle kendi laboratuvarımı kurup kadın idrarından kendi hcg mi üretesim var cevabınız için teşekkür ederim hocam.

arkadaşlar konuyu hortlatıyorum ; ama yıllar sonra bunu konuşmak farz oldu. yaşadığımız ülkede hcg üretilmediği konusunda hepimiz hemfikiriz. merak ettiğim şey şu; sizler pct de pregnly ya da choriomon kullanmıyorsanız, (ki kullanmıyorsunuz eminim çünkü türkiyede yok) ne kullanıyorsunuz? pct de testisleri eski haline getirmezsek o testisleri bir daha uyandırmanın yolu yok. arkadaşlar ovitrelle haricinde marka ya da hcg için ne yapıyosunuz? çok merak ediyorum

hocam selamlar, gluteus medius kasını araştırmanı öneriyorum. ventrogluteal bölgeden enjeksiyon nasıl yapılır bunu öğrenmen gerekiyor? orası çok güvenilirdir ve kolay kolay apse yapmaz. bir de apsenin sebebi ilaç içindeki yağ( susam yağı ya da her ne ise ona alerjin olabilir) marka değişerek bunu çözebilirsin diye düşünüyorum. hemşire hanımın bile yaptığı yerde apse olmuşsa muhtemelen ilaç içeriğindeki bir maddeye karşı bir reaksiyon oluyor. yukarıdaki üstadlardan biri zaten marka değiş demiş. bir de gluteus medius kasına hemşire hanıma yaptırmaya çalış oradan dene.

çünkü psikolojik. dışarıdan alınca placebo etkisi yaratıyor. adamın 5 birim testosu var diyor ki libidom yok. ben 3.44 birim testoyla taşı duvara tırmanıyordum. psikolojileri bitmiş.

belki estrojenin yüksektir. estrojeni düşür libidon tavan yapar; ama normalde sorun olmayıp da yatakta sorun yaşaman psikolojik diye tabir edilen, adrenalinle alakalı olabilir. insanın yüksekten düşerken ya da korku panik halinde ziki kalkar mı kanka? kalkmaz tabi. bu yüzden biraz adrenalin sporlarına yönel vücudun adrenaline alışsın yatakta kızdan korkuyorsun korku seni felç ediyor. korkunu yen. o korku dogal değil ve doğal olmayan korkular üstad sigmund freudin teorislerine göre ki bunu ben de deneyimledim üzerine gidince yok edilir.

normal değil tahlillerin. estrojen referans degerleri arasında olsa da 30 birim sana ağır gelmiş. estrojeni düşürürsen libidon yükselecektir.

arkadaşlar eğer hormon değerlerinizde sorun yoksa damar sağlığınıza ve bağısaklarınıza yönelin. Candida albincas ı araştırın. evde kendi kendinize candida testi yapın. candidayı çözün sorunlarınız düzelsin.

endokrinoloji uzmanına git. ilaç kullandığını söyle. jinekomasti olmuş olabilirm de sana klasik jinekomasti tedavi protokolü uygulasın. böylelikle jinekomasti durumlarında nasıl neler uygulanır görmüş olacaksın. ilacını da ucuza almış olursun.

ya hu bu kadar basit bir şey için danabole steroide girmeye gerek yok. yapması gereken şey yukarıda arkadaş da demiş insülini kullanmak yalnız ben insülini dışarıdan almasını önermiyorum. vucudundaki insülini kullanacak doğal yoldan tetikleyerek.. hemen body buildinge başlasın kendini yorup perişan etmeden günde max 30 dk çalışsın. her sabah kahvaltı sonrası 1 yemek kaşığı zeytinyağı. her antrenman öncesi ve sonrası gömebilidiği kadar jelibon gömsün. sabah öğlen akşam normal yemeğini yesin üzerine de ekmeğe nutella sürüp gömsun. nutella gömdüğü kadar da bol su içsin. vucudu aldığı kirli karbonhidrat kadar da o suyu hayvan gibi tutacak. bu sürecte su atıcı hiç bir şey, yeşil çay, çay , kahve dahil kullanmayacak. tuzlu beslenebilir. bir de spor süresince gerçek üzüm suyuyla kreatin kullanabilir.2 haftada 2- 6 kilo arası almazsa gel yüzüme tükür. bir hafta deneyin taktiğin çalıştığını göreceksiniz. ama unutmasın olay nutella ya da yağlar değil olay suda bitiyor bünyeye yüklediğin pis karbonhidray ve yag kadar suyu da vucut kendinde tutuyor. olay su içmede bitiyor. geri dönüş yaparsan sevinirim. bır hafta sonra buraya geri dönüş yap lütfen. günde min 3 max 4 litre su içsin.

bu arada enjeksiyon yapan , enjeksiyonla uğraşan bu riski bilmeyen bütün kardeşlerimi sepsis farkındalığına davet ediyorum. lütfen okuyun. Sepsis Nedir? Vücudun enfeksiyon ile savaşında rol alan bağışıklık sistemi, vücudun kendi doku ve organlarında hasara neden olunca sepsis ortaya çıkar. Bu durum organ yetmezliklerine ve sonucunda yaşam kaybına neden olabilir. Sepsis acil bir durumdur. Ne yazık ki, sepsis nedeniyle her 3-4 saniyede bir kişi yaşamını kaybetmektedir. Birçok enfeksiyon hastalığında yaşam kaybı, sepsis nedeniyle gerçekleşir. SEPSİS NEDEN OLUŞUR? Enfeksiyonların birçoğu sepsise yol açabilir. Bunlar arasında zatürre, idrar yolu enfeksiyonları, karın içi enfeksiyonlar, deri veya yara enfeksiyonları ya da menenjit gibi yaygın olarak görülen enfeksiyonlar vardır. Grip, sıtma, dank humması, sarı humma ve ebola gibi enfeksiyon hastalıklarının tümü sepsis ile sonuçlanabilir. Sepsise neden olan enfeksiyonların %80’inden fazlası hastane dışında kazanılır. Herkes sepsis olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış olan kişiler risk altındadır. Bunlar 60 yaş üzerindeki erişkinler, 1 yaş altındaki çocuklar, kronik akciğer, karaciğer, kalp hastalığı olan kişiler, şeker (diyabet) ya da AIDS hastalığı olanlar veya dalağı olmayan kişilerdir. SEPSİSİN BELİRTİLERİ Sepsis bazı belirti ve bulgularla belirlenebilir: Sersemlik ve geveleyerek konuşma Aşırı titreme Kas ağrısı AteşŞiddetli nefes darlığı Gün boyu idrar yapamama Solgun, benekli, rengi değişmiş cilt Ölecekmiş gibi hissetme SEPSİS ÖNLENEBİLİR Sepsisi önlemenin en kolay yolu enfeksiyonların önlenmesidir. Bu da aşılama ve temel hijyenle yapılabilir. Bir enfeksiyon sepsise yol açmışsa hızlı bir şekilde tanınmalı ve enfeksiyonun kaynağı antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Enfeksiyonların erken tedavisi ve sepsisin erken tanınması hayat kurtarır. Sepsis dünyadaki en önlenebilir yaşam kaybı nedenidir. Aşılama, temiz sağlık tesislerine, temiz suya erişim gibi sağlık önlemleri ve hepsinden önce farkındalığın artırılmasıyla önlenebilir. Hayatta kalan pek çok kişi uzun vadeli sonuçlarla karşı karşıya kalır. Parmak veya uzuv kayıpları, hafıza ve konsantrasyon zayıflığı veya travma sonrası stres bozukluğu vb gibi… SEPSİS FARKINDALIK GÜNÜ Sepsis krizinin önlenmesine yardımcı olabilirsiniz. Sevdiklerinizi bilgilendirin. Her yıl 13 Eylül’de “Dünya Sepsis Günü”ne katılın. Farkındalığın artırılması, sepsisin önlenmesi için destek olun. Ne kadar çok kişi sepsisi bilirse o kadar çok kişi güvende olur.

dostum yanlış yönlendirme yok. bir enfeksiyon sepsise neden olabilir. kendisine sepsis olmuşsun demedim. enfeksiyonun kana karışmasıyla ortaya çıkan en küçük duruma bile kapaca sepsis denir zaten. sepsisi buricella gibi bir hastalık olarak algılama öyle bir şey değil. kabaca kana enfeksiyonun bulaşması ortaya çıkan hastalıktır. bir virüs değildir sepsis. ezcümle kendisini en kötü durumdan haberdar edip doktora yönlendirmişim. nerede yanlış yönlendirme var o yazıda?

evet steril olmayan ilaçlar kanınızda iltihabi durumun yükselmesine sebep olur. zaten genelde akşamları ateş ve üşütme olması sepsis denilen kana iltihabın bulaşması olarak adlandırılır. genelde antibiyotik kullanmak tedaviye cevap verir ve iyileşme sağlanır; ancak unutulmamalıdır ki sürekli steril olmayan bir ilacı vücudunuza vererek antibiyotiğin bakteri etrafında oluşturacağı hücre çeperini, kanınıza bulaşmış bakteri aşmayı öğrenecektir. dolayısı ile kullanılan antibiotiğin etken maddesi artık bünyenizde işe yaramayacaktır. bu defa sürekli daha yeni nesil antibiyotikler kullanmak zorunda kalabilirsiniz. bu da çok tehlikelidir; çünkü bir gün gerçekten kötü bir şekilde hastalanırsanız antibiyotiklere vücudunuz cevap vermeyecektir. bunun en büyük örneği bademcik ameliyatı olan kişilerdir. artık antibiyotikler bademcik iltihabına cevap vermezler, doktorlar da careyi organeli almakta bulurlar. size tavsiyem şudur; doktora giderek kanınızda iltihap olduğunu düşündüğünüzü söyleyin ateş üşütme yaşadığınızı söyleyin. zaten kan tahlilde iltihap çıkacaktır. doktor antibiyotik yazacak ve bu antibiyotiği sonuna kadar kullanın. ateşiniz daha ilk 2 günde geçti diye sakın antibiyotiği kullanmayı yarım bırakmayın, bırakırsanız bir üst paragrafta bahsettiğim minvaldeki bakterinin hücre çeperini aşabilme yeteneğini geliştirmesine sebep olursunuz ve örneğin genelde doktorların vermiş olduğu koamoksilav içeren amoksisilin yani augmentin ya da amoklavin gibi ilaçlar artık sizde çalışmamaya başlar. ya da yüksek dozaj almanız gerekebilir. bu yüzden doktorun vermiş olduğu antibiyotiği sonuna kadar kullanın ve unutmayın ki antibiyotikler bakteri öldürürler ve unutmayın ki zararlı bakterilerin yanında vücudunuzdaki özellikle bağışıklık sitemini dogrudan ilgilendiren barsaklarınızdaki yararlı bakterilerin de bir kısmı ölecektir. bu da psikolojinize bile yansıyabilir bu yüzden doktora danışarak antibiyotik kullandığınızda ve sonrasında aynı zamanda probiotik de kullanmalısınız ki antibiyotiğin barsaklarınızda öldürdüğü yararlı bakterileri probiotikle geri yerine koyasınız ve de bağışıklığınız düşmesin. bu yüzden doktora güvenip verdiği ilaçları kullanın ve bu sürecte de ne olduğu belli olmayan steroidleri kullanmayın. belli ki steril değil. steril olmayan steroidleri kullanmaya devam ederseniz daha kötü vakalarla da karşılaşabilirsiniz.