metinav

Kış ayında olsaydık yohimbine derdim...İkisi gayet sinerjik ve güçlü çalışıyorlar.Fakat yazın gitmez, sıkıntı yaparlar... Kalori planı oluştur beslenmeni standart hale getir.500 kalori açık oluştur ve l karnitinli yohimbinli termojenik kullanarak 2 günde bir 1 saat kardiyo yap üzerindekiler sırılsıklam olana kadar çalış...1-2 ay içinde ciddi oranda yağ / kilo kaybın olur.

Kreatinin böbrek sağlığı ile ilgili değerleri yükselttiği biliniyor.Bunun zararı olur diyemesek de, 1-2 ay kullanıp 1 ay ara vermen iyi olur...Alman gereken proteini almalısın.Bazı gıdalardaki protein dokunuyorsa, diğer çeşitlere kaynaklara yönelebilirsin...

Kas yıkımın artmasıyla hücrelerin parçalanmasıyla alakalı artış yaşanıyor üre de...Protein alımını azaltmak yerine bitkisel proteinlere yönelebilirsin.Vucudun kendini onarması için proteine ihtiyacı var.Bunu yeterince karşılamadan birde sert yorucu egzersizler yaparsak sonuç benzer bir tablo olabilir... Protein tozlarının özellikle yerli ve ucuz markaların içinde tağşiş yapıldığı çok yerde belirtiliyor.Kreatinden de olabildiğince uzak durmak iyi olur... Yeşil bitkilere ağırlık vermek yeterli mineral almak ve d vitamini takviyesi önemli...

Trenbolonun vucuda dağıldığı ve etkilediği en bilindik organ akciğerler olmasından, bu geçici anlık durum genelde yaşanıyor.Kendi tecrübeme göre konuşursam : her enjeksiyonda yaşamadığımı ve bazen hızlı enejekte ettiğim zamanlarda olduğunu farketmiştim.Nefesin bir iki dakika kesilmesi ve bazen baygınlık benzeri bir durumun da tabloya eşlik etmesi oluyordu.Sebebi kısa ester olmasından veya merdiven altı ürünlerde belki ester bile tam anlamıyla olmadığından, birden kanda ayrışmasının akciğerlerde geçici dispne ve damarlarda vazokonstrüksiyona neden olması sebebiyle oluyor.Yavaş enjeksiyonla ve büyük/orta damarlara iğneyi saplamamaya dikkat ederek önüne geçilebileceğini düşünüyorum. Ayrıca kesin olmamakla birlikte trenbolon enjeksiyonundan 30-45 dakika önce efedrin, clenbuterol, ventolin veya terbutalin benzeri ilaçlardan bir doz kullanıp etkisi başladıktan sonra trenbolon enjeksiyonu yapılırsa akciğer için bronş daralmasının önüne geçeceğini düşünüyorum.Kendim de özellikle efedrin kullandığımda trenbolonun bu etkisini hiç yaşamadım...Denenebilir, ve faydalı oluyorsa paylaşılabilir...

Yeterli...Bir zaman sonra 2-3 günde bir kullanabilirsin, etki süresi açısından yeterli gelebilir...

Kanın koyulaşması beklenen bir durum.Onun için öncesinde bir ünite kan verilmeli diyoruz.Kanı sulandıracak özellikte ilaç-suplement kullanılması her zaman gerekli...Onun dışında kürden bağımsız olarak aşı yaptıranlarda yaşanan kan koyulaşması durumu da var, bağlantısı olabilir... Genelde kan değerlerin hep üst sınırlarda...Günlük 100 mg aspirin kullan bir hafta Sadece boldenonun etkisiyle değil trenbolonunda kan koyulaşması üzerine etkisi var...Kürde kanın akışkanlığının artmasını sağlamak tansiyon ve kalp damar sağlığı için önemli bir unsurdur.Nasıl neyle yaptığınızdan bağımsız olarak uygulanmalı.Yoksa antrenmanda bu tabloya ilaveten uygulanacak her zorlu çalışma, olumsuz geri dönüşlere sebep olabilir...

Sivilce oluyor fakat lekelenme ben görmedim.Bir doktora göster, dermotolojiye baktır...Karaciğerden kaynaklanabilir, ama sanki bağışıklık sistemiyle ilgili (alerjik) ve psikolojik bir temelli şey gibi...En doğrusunu uzmanı bilir. Geçmiş olsun

İnsülinin ana görevi, kaslara glikoz ve amino asit sokmaktır.Bunun yanında daha fazla da görevleri vardır. Vucut geliştirme sporu yapanlar çok fazla yemek yerler, fakat ne kadar yerseniz yiyin yeterli insülininiz yoksa kaslarınıza bu gıdaları sokamazsınız.Ve sokamadığınız kandaki tüm glikoz idrar yoluyla atılacaktır.Yine bir çok sporcunun kullandığı HGH ilaçları insülin direncini arttırmaktadır.İFBB pro sporculardan duyduğumuz kadarıyla, hgh kullanımı kas gelişimini azaltmaktadır.Bu nedenle yarışma öncesi kullanmayı tercih etmişler yada, yerine insülin kullanmışlardır.İnsülin keşfedilmeden önce diyabet hastaları kasları eriyip tükenene kadar açlık yaşar ve öyle ölürlerdi. Hiperplazi ve hipertrofi ayrımına gelirsek, hipertrofi var olan hücrelerin hacimsel genişlemesine denir.Hiperplazi ise hücrenin bölünerek çağalması olayıdır.Hipertrofik büyüme kalıcı olmayıp şartlar sağlanmadığı zaman eski hale dönüşü kolaydır.40 yıllık sporcular da bile hipertrofik küçülme kolaylıkla gerçekleşmektedir. Yapılan testlerde görülmüştür ki hgh kullananlarda kas dokusunda hiperplazi ortaya çıkmamaktadır.Elde edilen sonuçlarda hgh kullanımı sonucu kemik ve tendon gibi dokularda hiperplazi etkisi görülmüştür.Uzun süre hgh kullanan eski sporcularda hiperplazi etkisiyle kas büyümesi olmadığından, 280 libre kütleden 150 libre kütleye küçülme yaşanmaması gerekirdi.Bu da gösteriyor ki hgh kas dokuda hiperplazi oluşturmuyor.Günde 27 ünite büyüme hormonu kullananlarda bile kas hücresinde hiperplazi görülmüyor. İnsülin salgılanması ve büyüme hangi zamanlarda gerçekleşiyor sorusuna cevap olarak: Yemek yediğimiz sürece insülin salgılarız ve insülin salgıladığımız sürece zarar gören kaslarımız onarılır olacaktır.İnsülin vucutta bloke edildiğinde, kas gelişimi tamamen durur.Bu da bize gösteriyor ki insülin etkisi kas gelişimi için anahtar öznedir.Bazı sporcular büyümek için deli gibi yemek yerler fakat kullandıkları hgh yüzünden insülin sistemine zarar verdiklerini bilmezler. Kandaki yüksek glikozun zararları bilenleri her zaman korkutmuştur.Yüksek kan şekeri sinirleri öldürür, bir çok organda hasar yaratır ve diyabete neden olur.Bir çok sporcuda yüksek kan şekeri nedeniyle bacak kaslarında sinir hasarı gerçekleşmiş ve kasları küçülmüştür.Diğer sinir hasarı yaşanılan bölge de bağırsaklardır.Zamanla sinir harabiyetinden dolayı bağırsak hareket fonksiyonu azalır ve çalışmaz hale gelir.Gh kullanımının en dikkat çekici etkisi bağırsak da yavaşlama ve gıdaları işleyen bakterilerin ince bağırsağa geçmesinin sağlanması sonucunda, yoğun gaz üretimine ve bağırsaklarda genişlemeye neden olma etkisidir.İnce bağırsak normalde steril bir ortamdır ve bakteri bulunmaz... İnsülinin 3 farklı çeşiti vardır.Bunlar kısa orta ve uzun etkili insülinler olarak ayrılır.Kilo alımı-kilo kaybı ve iştah artışı-iştahsızlık gibi etkilere neden olurlar.Mesela "lantus" iştah artışı ve kilo alımı yaparken, "levemir" iştahı kapatır ve kilo kaybı yapar.Tamamen amaca yönelik kullanım ve planlama gereklidir.Diğer farkta insilün ilaçlarının reseptörlere ne kadar güçlü bağlanıp bağlanmama yönüyledir.Bazı insülin ilaçları doğal üretimden de zayıf afiniteye sahiptir.Üçüncü etki de, igf-1 artışı yapan ve yapmayan insülinler olarak ayrım yapılabilir.Mesela lantus küçük dozlarla bile igf-1 artışı sağlar. Uzun etkili insülinler günde tek doz olarak kullanılırlar.Sabah alınan tek doz yaklaşık 16 saat insülin seviyesini yüksek tutacaktır.Ve bu süre içerisinde beslenme yoluyla aldığımız tüm gıdalar daha az kayıpla kaslarımıza geçebilecektir.Çalışmalar insülinin doğada en anti-katabolik madde olduğunu göstermiştir.Yeterli glikozla birlikte insülin salınımı olduğunda, katabolik ajan olan glukagon salgısı durdurulur. Vucut geliştiriciler için diğer seçenek kısa etkili insülinlerdir.Yemekten 15-20 dakika önce alınmalı ve sindirim süreciyle birlikte hızla pik yaparak gıdaların kas içerisine sokulması sağlanmalıdır.Sürelere dikkat edilmezse katabolik hormon olan glukagonun etkisine girilir ve yemeğin bir kısmı heba edilmiş olunur.Genelde kullanılan kısa etkili "humolog" formu tercih edilmektedir. Gelelim insülin dozunu ayarlamaya, diyabet hastaları için tıbbi seviye ünite başına 4-18 gram karbongidrat aralığındadır.Herkesin vucudu ve insülin seviyesi farklı olduğu için doz ayarlamasını test ve hesaplamayla bulmak gerekiyor.Mesela 100 gram karbonhidrat içeren bir öğünün öncesinde en düşük seviye 2 ünite insülin alalım.Ve 1-2-3-4 saat sonra kan şekerini ölçelim.Eğer aldığımız ünite miktarı kan şekerimizi yeteri kadar düşürüyorsa o seviye bizim için baz alınmalıdır.Eğer kan şekeri geçen zaman içinde düşmüyorsa insülin miktarını kademeli olarak arrttırp tekrar kontrol ederek kendi seviyemizi bulmaya çalışırız. KİMSEYE İNSÜLİN KULLANIMINI ÖNERMİYORUM ! Fakat insanlar tehlikelerini çok fazla abartıyorlar bu da bir gerçek.Şimdiye kadar çok yüksek doz insülin kullanıp yemek yemeden yapılan intihar girişimlerinde bile, % 2,7 oranında bir ölüm gerçekleşmiştir. Netleşmesi için şöyle bir örnek verilebilir : 3000 kalorilik bir öğünde karaciğerde gerçekleşen işlem sonunda, pankreas 70 iü insülin salar sisteme.Aslında portal kanaldan karaciğere iki katı insülini serbest bırakır fakat, karaciğer bu dozun yarısını devredışı bırakır.5 ünite alınan insülinin çok olduğunu düşünenler için, sanırım bu örnek iyi bir yaklaşım sunar. İnsülin kullanımına dair deneyimlerim ve görüşlerim şu şekilde.Çoğu erkek büyümek için 5-6 bin kalorilere çıkmaktadır.Bu miktara göre insülin alımının ortalama seviyesi, kısa etkili 5 iü+ uzun etkili 30 iü şeklinde planlanabilir.Daha yüksek bir aralık için ise, 15/50 iü seçilebilir.Bu tamamen kişiye özel ve beslenme rejimine göre uygulanmalıdır. İnsülin şişmanlatır mı diye bir soru soruluyor.İNSÜLİN ŞİŞMANLATMAZ ! Eğer şişmanlatsaydı gergün insülin vurulan diyabet hastaları obez olmuş olurlardı Şeker hastası bir çok vucut geliştiren bulunmakta ve hiç biri şişmanlamamaktadır. Şişmanlığın sebebi insülin direncidir.Yersin insülin salgılarsın, yemezsin yine insülin salgılarsın fakat asla fit değilsindir.Bunun sebebi bozulan insülin mekanizmasıdır.İnsülin direnci kas hücrelerinin insüline karşı tepkilerinin azalmasına denir.Yag ve kas hücreleri farklı tepkiler verdikleri için aynı şekilde artmaz ve azalmazlar insülin etkisine göre... Kaslara insülin duyarlılığını arttırmak yağlara ise azaltmak için, mesela glutamin gibi takviyeler kullanabilirsiniz.Doğal olarak kaslarınızdan fazla yağ dokunuz insüline hassas olursa genetik olarak, normal insülin seviyenizle de yağlanacaktınız. Basit bir örnek verelim: beslenmenizin standart tutulduğunu varsayarak, 6 ay sonunda 10 kg kas 1 kg yağ kazandığınızı düşünelim.İnsülin kullandığınızda bu oran 20 kg kas 2 kg yağ şeklinde ikiye katlanacaktır.Burada yağ artışı olması olumsuz gibi gelebilir fakat 6 ay içerisinde iki katı kas elde edebilmek insülin olmadan mümkün değildir.Bu açıdan bakıldığında ne büyük bir fayda sağladığını anlamak zor olmaz. Doymuş yağlar insülin direnci için kötüdür.Onun yerine pufa yağları tercih edilmeli.Pufa yağları insülin hassasiyetini arttırır, beyaz yağ kazanımını azaltır ve deri altı yağ kalınlığını düşürür.İnsülin kullanımı sırasında asla yağı sıfırlamayın, bu büyümeye zarar verecektir. İnsülin kullanırken boş şeker yemeyin, normal öğünlerinizi tüketin.Kas gelişimi sağlamayan dekstrozlu şekerli gıdalardan uzak durun.Her öğünde karbonhidratınızı, proteininizi ve yağınızı gerekli miktarda almaya dikkat edin. Başarılar dilerim.

Bence hiç kullanma bırak, ani kan şekeri düşmesi yaşayıp komaya girebilirsin.Forumda kür içinde veya kilo alma problemi yaşayan arkadaşlar için min. yan etkilerde uzun bazal etkili insülini tanıtmıştık.Diğerleri çok bilinçli olmayan insanlar için tehlike arzediyor ve faydadan çok zarar verir...

Cinselliğe olumsuz etkisi olduğu hem prospektüslerde belirtiliyor, hemde kullananların geri dönüşlerinden biliyoruz.Mekanizması gereği, yüksek prolaktin yüksek seratonin ve duruma göre yüksek östrojen sebebiyle bu durum gerçekleşiyor diyebiliriz... Küre bence dolaylı yoldan etkisi var.Özellikle trenbolon, deca gibi anaboliklerle etkileşimi var...Only testosteronla sorun oluşturmasını beklemem... Bazı arkadaşlar antidepresan tedavisindeyken ağır kürleri yada yağ yakıcı adrenalin sentezini arttırıcı ilaçları kullanıyorlar...Sonra panik atak başladı kuruntularım iç sıkıntılarım arttı vesaire şeklinde yakınmalara başlıyorlar...Zaten bu ilaçlar vucudu sakinleştirip parasempatik sistemi aktifleştirmeye böylece daha az düşünmeye daha az strese daha az bunalmaya sebep olarak işlev yapıyorlar.Diğer kullanılan maddeler ilaçlar bunların etkisini kıracak rekabet edecek tam ters işlevde etkilere sahip olduklarından, sanki hiç içilmemiş gibi bir duruma sokuyorlar kişiyi.Kısacası uyumlu olup olmadığını ilacın hangi yolla çalıştığını ve onunla birlikte kullanılmak istenen ilaçların etkileşime girip girmeyeceğini az çok tıp bilgisiyle anlamak zor değil... Onun dışında başka bir engel durumu yok genel olarak...

Böbreklerde sorun olsa östrojen niye yükselsin Üre-ürik asit creatin crp ve idrar değerlerinde sorunlar olur.Böbrek üstü bezlerinde sorun olsa kortizol progesteron dhea vb. hormonlarında dengesizlikler olabilir.Yine de baksın tahlil vesaire ile teşhis koysun olmazsa endokrinoloğa gidersin...

İlaçların kullanım şekli yarılanma süresine göre belirlenir.Şuan aldactonun vucutta kalış süresini bilmiyorum geçmişte yazmış olabiliriz.İstersen prospektüsüne bak, orada kullanım şekli planlaması genelde bu duruma göre yazılır.Günlük 1 tabletse 1 kullanabilirsin.Aç-tok durumu yine orada yazdığı gibi olmalı.İlaç olduğu için efor öncesi sonrası gibi bir duruma bağlı değildir... Potasyum efervesan evet dediğin gibi kalinordu...Dikkat etmen gereken şey, vucutta sodyum-potasyum dengesi var.Bu denge bozulmuyor çoğunlukla ve hücresel anlamda bir alış veriş için gerekli bu denge.Fazla potasyum alımı ve potasyum atılımını azaltıcı aldakton gibi ilaçlar yüksek seviyelere neden olabilirler...Bu da olumsuzluk yaratabilir.Kontrollü ve dikkatli gitmek gerekir...

Trenbolon gece terlemesi sıklıkla yapar.Ayrıca kan şekerinin uykuya geçiş döneminde yüksek olması da gece terlemesi yapıyor...Benim genelde bu ve başka etkenlerden dolayı, güğüs kalp ve boyun çevresi terler uyurken...

4 üniteden aşağısı etki vermez.İçinden çıkan prosoektüs te dozajlama yazıyor olmalı hatırladığım kadarıyla.63 ünitelik bir kalem 6 günde biter 4 ünite kullanıldığında.Çözücü sıvının hacmine bak kaç ml ? Örnek 1 ml çözücü var ve 36 ünite hammedde içeriyorsa 1/6 yaparsan günlük alman gereken 4 ünitenin kaç ml yağtığını bulur kalem üzerinden ayarlarsın...Hazır bilgi yoksa bu şekilde hesaplama yapabilirsin.

Normal kullanımı son bir hafta günlük 1-2 tablet şeklinde...Ama çok güçlü bir ilaç değil potasyum tutucu diüretik.Deri altındaki suyu atabilmeyi amaçlıyor kullananlar...Potasyum hücre dışındaki suyun atılmasını kolaylaştırıyor.Bu açıdan kullanılması sorun değil, fakat androjen reseptörlerini dolduruyor bu sefer bazı bünyelerde sıfır cinsellik durumu oluşturuyor Etkisi de 1 aya kadar uzayabiliyor...Bence bunun yerine dışarıdan potasyum tabletleri almak daha doğru bir ara eczanelerde suda eriyen potasyum tabletleri vardı...

Kullandığın bir şeyler bu tabloya neden olmuş olabilir.Yada ölçümlerde hata var...Sarms dediğin ürünlerin orjinalini bulmak zor, piyasada satılanların içinde ne var belli değil.Klomen de koyabilirler başka oral steroid hammeddesi de belki mix bile olabilir 3-4 hafta pazartesi perşembe yarım tablet arimidex kullan sonra bırak.Yine prolaktin için 1 tablet cabaser vb. kullan...Hali hazırda kullandığın antidepresan vb. ilaçlar varsa bunlar bu sonuçlara neden olabilirler bırak diyemem doktorla görüşmelisin...Onun haricinde ilaç kullanma.

Gerçekten öyle, bence silahtan da karlı bir sektör ilaç sanayi...Maliyeti 1 tl olan ürün bitince 100 tl ye satılabiliyor.Böyle bir kar oranı hiç bir şeyde yok

Kalçadan yapabilirsin daha sorunsuz olur.Ben ilk günden itibaren kalçadan enjeksiyon yapıyorum bacağı hiç kullanmadım, iğneden nefret eden biri olarak bunu başardıysam herkes kolaylıkla yapabilir. Bacak da doğru yerin belirlenmesi, kasın kasılmamış olması ve iğneyi batırırken bir anda saplama şeklinde olmasıyla, yavaş yavaş girmesi çok farklı sonuçlara neden oluyor...Ödem ve morarma vb. açılardan...

Değerlerin çok iyi ve stabil...Kürden sonra umarım bozulmazlar ve eski haline geri döner...Koruyucular adı altındaki bir çok şey gereksiz.İyi bir multivitamin ve karaciğer koruyucusunun yanında kolesterol damar sağlığı için omega 3 olsa yeterli...Demir seviyen biraz düşmüş gibi bunu içeriğinde demir bulunan gıdalarla alabileceğin gibi haplarla da alabilirsin, çok düşük değil.Fazla kan üretimi artışı olmuş o nedenle rezervler hızlı kullanılmış...Boldenon kürü yapacaksan öncesinde kan vermeyi düşün, daha rahat edersin tansiyon açısından...

Kesinlikle pct yapmalısın...Tam başlama zamanındasın üstelik...Östrojeni ve prolaktini düşürecek ilaç kullanma fazla düşmüş durumda

Aynen histamin denilen vucudu uyaran maddeyi baskılayan ilaçlar kas gelişimine de bir oranda engel teşkil ediyorlar...Aynı aspirin gibi bu kas gelişim sürecinde bir yerde süreci durdurup yavaşlatıyorlar...Mümkün olduğunca düşük doz yada daha hafif varyasyonlar tercih edilebilir.Alerjik durumların olması bünyede sulanma ve ödemle ilgili sorunlara da neden olabilir.Herşey kas gelişimi değil, kasın istenildiği gibi olması ve yan sorunların yaşanmaması da önemli...

Zamanla dolaşım arttıkça o yumru da gider...Senin burada düşünmen gereken neden ödem oluyor ? Yanlış enjektör, yanlış vurma şekli, yada enjekte edilen sıvıyla ilgili bir sorun mu var değerlendirmesi yapman gerekli...

Bunu değerlendirmek için önceki dönmelere ait testlerin olmalı.Belki total testosteronun düşük değil senin doğal seviyen...Serbest testosteronun durumu nispeten değişkenlik arzeder.

Testonun dozunu azalt trenle aynı veya hafif altında olsun... Bu amaçla kullanilabilecek ilaçlar var, ama etkileri değişken ve kontrolsüz olabilir.Ayrıca küre olumsuz etkisi de olabilir.Mesela aldactone... Bundan başka prolaktini arttırıp dopamini azaltan ilaçlar da libido konusunda işe yarayabilir ve anti depresanlar da... En iyisi müdahale etmemek, bilinçsiz olmaktan daha iyidir...

Ezbere konuşmak istemiyorum, fakat videodaki vatandaşın da dediği gibi lokal olarak dutasterid veya finasterid kana karışıyor.Ha içmişsin ha deri yoluyla kılcal damarlardan kıl köklerinden emilmiş...Yapısı gereği bu şekilde alınabildiğinden dht yi alınan doza ve emilime bağlı olarak baskılayacaktır. Yaptığın kür dht türevi anabolikler içeriyorsa bunların verimini düşürecektir.Çünkü dht dönüşümünü baskılıyor ve devamında reseptörlere bağlanmasını da engelleyebiliyor.Dht düşük olduğunda hemen shbg seviyesi yükselir...Shbg yükseldiğinde free testosteron düşer östrojen dokulara daha fazla taşınır ve sonuç ? Yağlanırsın, şişersin, su tutarsın, libidon düşer, kas gelişimin azalır, dopamin dht nin azalmasından dolayı düşer, düşük dopaminden dolayı prolaktin artar vb. kısacası hem fizyolojik hemde psikolojik norolojik olumsuzluklar yaşatır erkek bedenine...Bir dozla olmasa da bu sürece girildikten sonra hızla değişmeye başlar insanlar. Ketoral bu diğer iki ilaca göre çok daha masum.Daha çok kıl köklerinde kan akımını arttırıcı etkilere sahip direkt dht engellemiyor Zamanında yazmıştık dht nin 2 tipi vardı, şimdi 3. tipini de tanımlamışlar.Finasterid tip 2 yi engelliyor geri dönüşümsüz olarak.Bunların yerine dht yi prostat ve saç derisinde baskılamak için saw palmetto extreleri kullanılması daha mantıklı olur diye belirtmiştik...Kafeinin bile saç derisinde dht engelleyici özelliği var az da olsa... Ama genetiğin önüne geçmek zor.Bir şeyi baskıladığınız da, diğer şey daha aktif ve baskın hale geçiyor.İnsanı da hormonlar yönettiğinden kısa zamanda durumlar olumlu\olumsuz değişebiliyor.Dikkatli olmak lazım...