phDinSportSciences

Yani aylar önce almıştım, normalde aldığımın 2 katından fazla ödedim. Fiyat yazmak istemedim

Uzun süredir temin ettiğim arkadaşım vasıtasıyla

Ticarilerden uzak durmak lazım. En son SP ürünleri kullandım SP kullanıp da verim alamadığım olmadı ama fiyatları da fahiş oldu dolar bahanesiyle son zamanlarda bunun yanısıra testoları da irana çevirdim bir süredir iran testo kullanıyorum. Kesinlikle herhangi bir satıcıdan almam.

Uzun bir süredir big joy predator kullanıyorum

Arkadaşlar merhaba herşeyi genelde bulabileceğim en aromasız ve katkısız haliyle alırım, sık kullanılan supplementlerin içerisindeki extra maddeleri almaya gerek yok diye düşünüyorum, renklendiriciler, tadlandırıcılar vs... Ayrıca aktardan alınacak türde destekleri 250-500gr lık toz halleriyle alıp istediğim miktarda kullanıyorum kapsül olarak almak yerine, saw palmetto, milk thistle, ginseng vs.. gibi şeyleri, hatta vitaminleri bile toz haliyle satın alıyorum örneğin 500gr c vit çok makul geliyor. Markalar herhangi güvenilir markalar olabilir markayı ön plana çıkarmak gibi bir amacım yoktur. Size de aynı şekilde yapmanızı önerebilirim, fikir vermesi açısından paylaştım

Sık ve yüksek miktarda yiyip karnının şişmemesini beklemek olmaz. Çok normal. Yenilenler dolayısıyla şişmek yanısıra, vücuttaki su,bağırsaklardaki hava hepsi bunu etkileyebilir. Dış derinin kalınlığı da bir miktar şişkin gösteriyor. Normal yani, bunu istemiyorsan, çok sağlıklı ve hafif bir diye uygularsın, hiç bir şeyciğin kalmaz.

Merhaba, definasyon kürlerinde özellikle güçlü su atıcı özelliği de olan ilaçların kullanımında eklem sakatları tesadüf değil belirteyim. Özellikle trenbolone gibi ilaçlarla birlikte kullanılan ostrojen baskılayıcılar da eklem sakatlığı riskini körükler. Ostrojen vücuttaki en güçlü su tutuculardan biridir, ostrojen eklemler için olmazsa olmaz. Eklem sakatlıklarıyla bağlantısı olduğu kanıtlanan araştırmalar var, araştırmalar olması da gerekmiyor ostrojen eksikliğine bağlı bir çok eklem ve kemik hastalığı var. Kaynak herhangi bir patofizyoloji kitabı. Bunun hakkında bilgi vermek istedim ilk olarak. En azından çok düşük bir miktarda testoyla devam edilebilirdi diye düşünüyorum, ben öyle yapıyorum genelde herhangi bir aksilik olmazsa. Bir kere hem tembelliğime gelmişti hem de antrenmanı kestiğim bir dönemde ilaçların tümünü kesip haftalarca testo bile almamıştım, yaklaşık bir ay kadar. LH FSH 1. küsür ve 2. küsür gibi rakamlarda çalışmaya başlamıştı ama o arada hiçbir cinsel sorun yaşamamıştım. Testo alt referans aralığının biraz üzerindeydi. Cinsellik sorunu yaşamamak için sağlıksız bulk diyetleri uygulanmamalı, bunu şu yüzden söylüyorum bu tarz yüksek kalorili ve sağlıksız diyetlerde kan akışı zaten steroidler nedeniyle sağlıksızlaşmışken sağlıksız bulk diyeti nedeniyle daha da sağlıklaşıyor. Badicilerin yaşadığı sertleşme bozukluğu sorunlarının birincil sebebi sağlıklı kan akışına sahip olmamaları bunu her yazımda tekrarlıyorum, tabii ki başka sebepleri de var ama genelde en önemli sebep bu oluyor. Bence çok sağlıklı bir diyetle devam et. Tadalafil, yohimbe gibi ilaçlar bir noktaya kadar senin de dediğin gibi, aralıksız kullandığım olmuştu bu ilaçları, uzun süreli kullanımlarında tansiyon sorunlarına neden olabiliyor. Sertleşmeyi sağlayan tek etken testo değildir, testo kullanırken bile penisin tamamının sertleşememesi gibi durumlar (uç kısmı özellikle) hissizlik gibi durumlar olabiliyor. Penis dokusunda da diğer dokularda olduğu gibi bir büzülme genişleme mekanizması var nitrik oksitle çalışan, nitrik okside duyarlı damar yüzeyindeki bu yapıların bazı steroidlerin kullanımında zarar gördüğünü düşünüyorum ben ve düzelmesi zaman alabiliyor. Atletlerde direnç antrenmanları ve nandrolone kullanımı ile ilgili yapılmış bir araştırmada bu dediğime yakın bir şeyi okumuştum, tek bir araştırmadan böyle bir şeyin kesin varolacağını çıkaramayız ama ben kendi fikrimi söylemiş olayım. Bence ilk etapta bir doktora uğra ve kan testlerine baksın, bu esnada da sağlıklı beslenme ve antrenmanına devam et.

Fiyatı için bu markayı alacaksan bence gerek yok piyasada tutunmuş ve kabul görmüş markalardan birini al bence. Kutu üzerine iyi güzel yazıyorlar hatta fazla bile yazıyorlar miktarları ama ben güvenemiyorum açıkcası. Bigjoy predator kullanıyorum uzun zamandır.

Şimdi zaten referans aralıklardaki ostrojeni ve prolaktini tekrar tekrar baskılamaya gerek yok diye düşünüyorum sıfırlamak da iyi değil, isteksizlik gerçekten zaman zaman hormonların referans değerler içerisinde olsa bile karşılaşabileceğin bir sorun. Her zaman önerdiğim bir şey var, ağır kürlerde kür içerisinde ve sonrasında sağlıklı kan akışının sağlanması için kardiyolar ve sağlıklı kan akışını destekleyecek beslenme programları olmalı. Kür sonrası yaşanan sertleşme bozukluklarının çoğunun nedeni sağlıklı kan akışının olmaması kanın katı kısmı artıyor, akmaya karşı direnç gösteren bir kan meydana geliyor yani kanın vizkozitesi azalıyor. Deca dick ,tren dick denilen sorunların bile temelinde genelde bu yatar. Sağlıklı kan akışı için kardiyolar yapar ek olarak citrulin malate, arginin içeren destekler kullanırsın, beslenme planına ek olarak. Ayrıca yapay alınan testosteronun verdiği o yüksek cinsel isteği ilacın etkisi geçtikten sonra yakalayamaman normal olacaktır.

Şimdi gördüm, yani zaten yeşil zone kısmında çıkmış değerin, yani normal görünüyor bu sonuca göre. Ben sorununun dht olduğunu nereden anladın onu anlayamadım. Kullandığın maddelerin miligramları neydi bu arada? Bir de sorununu anlamak açısından soruyorum isteksizliğin ve ereksiyon sorununun sebebi farklı olabilir, senin sorunun ereksiyon sorunu mu yoksa cinsel anlamda bir şey hissetmiyor musun bunu mu kastediyorsun cevaplarsan ona göre yorum yapabilirim

Sorununuz ve dht arasında nasıl bir bağlantı kurdunuz anlayamadım, dht değerleriniz nerede hem neden dht o kadar başka neden olabilecekken az mı çıkmış dht?

Testlerin ölçebilirlik limiti değişebilir hastaneden hastaneye. Ayrıca enjeksiyondan 5-6 gün sonra test verdiyseniz bile farkeder, çünkü vurduğunuz gibi kalmıyor dolaşımda olan testo var globüline bağlanmış testo var, fazla olduğu için dönüşmüş testo var, vurduğunuz miktarı sonucunuzda göremeyebilirsiniz bence buyüzden. Ayrıca total testo sekresyonu gün içerisinde bile değişen bir şey normal koşullarda, vücut ne kadarını kullanılabilir tutuyor bu kişiden kişiye değişir sanıyorum. Tüm bunlara ek olarak kullandığınız testo miktarı da tahlil sonucunda göreceğiniz sonucu etkiler diye düşünüyorum, 500 testo kullanan ile 1500 testo kullananın testo değerleri aynı olmayacaktır. 500 testo kullanıp 6-7 gün sonra gidin test verin max referans değerler içinde çıkacak testonuz büyük ihtimalle, pikleri görebileceğinizi düşünmüyorum. Özellikle bu tahlili enjeksiyondan kaç gün sonra verdiğiniz konusunu bir değerlendirin çünkü farkediyor. Bununla birlikte toplam testosteronun bildiğim kadarıyla sadece yaklaşık %2'si serbest bir şekilde dolaşımda bulunuyor. %45 kadarı seks hormonu bağlayıcı globüline %53 gibi bir miktarı ise ise albümin proteinine bağlı halde bulunuyor... Sex hormonu bağlayıcıya bağlanan testo depodur, depolanmış testodur diyebiliriz. Serbest testosteron azalınca kullanılır. Serbest testo dediğimiz her an kullanılabilir olan testodur. Buyüzden bir fikir edinmek için tüm testolara bakmak gerekir. Bence eğer bir ilaç kullanıyorsanız sahte olup olmadığı oturup konuşabileceğiniz bir doktor öncülüğünde çok rahat anlaşılabilir diye düşünüyorum. Macera aramaya gerek yok. Bununla birlikte yazdıklarım biraz kendi tecrübelerim biraz da internet araştırmalarımdan ibaret, hatalarım olabilir, medikal expert değilim sonuçta ben de bilgi paylaşımı için bu konudayım merakımdan dolayı araştırıyorum.

Tadalafil daha makul oluyor hem etki süresi de fazla 36 saat dense de daha uzun etkisini görüyorum, balkanın tadalafilleri vardı 20mg onlardan alıyordum. Dikkat edilmesi gereken bu gibi ilaçlar kan basıncını ciddi anlamda yükseltiyor, uzun süreli devamlı kullanım olacaksa etki görülen makul bir dozda kullanmak mantıklı, mesela balkanın 20mg tadalafilini ikiye bölerek alıyordum yetiyordu. Dediğim gibi kan basıncına dikkat etmek lazım bir de kürde olacaksın ve kan basıncın zaten normale göre yüksek olacak.

Boldenon grip benzeri semptomlara neden olabiliyor bir yanetki olarak kaynak; https://www.bionity.com/en/encyclopedia/Boldenone.html#:~:text=Boldenone is also known to,%2C cypionate%2C and undecyclenate forms. side effects kısmında. Ayrıca anabolik steroid kullandığın için bağışıklığın ortadan kalkmış değil, bir taraftan anabolik steroidlerin etkileriyle de boğuşuyor anlamına geliyor, yaşadığın basit bir soğuk algınlığıysa hayli hayli başa çıkar. Tavsiyede bulunamam ama ben bugüne kadar hasta da olsam devam ettim. Danabolü hasta olmasan da kullanmanı önermezdim. İnsan vücudunun bir süre sonra bu ilaçlarla da bağışıklığını korumaya devam ettiğini bir çok kez gözlemledim, hatta bana göre bir süre sonra steroid kullanımına ara verildiğinde bağışıklık daha da güçlü oluyor. (Kaynak yok, kendi fikrim) ayrıca kendimde gözlemlediğim steroid kullanırken basit bir soğuk algınlığını daha çabuk yeniyorum. Geçmiş olsun.

Testlere göre bebek gibisin hiçbir şeyin yok pct ye de gerek yok, hayatımda böyle sorunsuz kür görmedim

20-25 tekrar yazacaktım 20-35 yazmışım

Zaten her ağırlık hipertrofi sağlatır ama hipertrofi sağlatma yüzdesi değişir. Ben de başa ve sona yüksek tekrarlar eklerim ama her antrenman da değil, her antrenmanda yapmamamın sebebi eğer ağır gireceksem kası çok fazla acıtmadan hedeflediğim ağırlığı tam performans çalışabilmek Ayrıca ağırlıkla yaptığımız son tekrardan sonra 5-10 tekrar daha geliyorsa o ağırlığı doğru seçmemişiz demektir. Yani 12 tekrarlı çalışma yapacaksın diyelim ama zorlanarak 20-35 tekrar çıkarıyorsun bu noktada ağırlığı yanlış seçtiğini söyleyebiliriz Ben genelde şöyle düşünürüm 12 tekrar yapabileceğim ağırlık dediğimde maksimum zorlanarak 13 olur 14 olur, ya da 8 tekrar dediğimde max 9 çıkar 10 zor çıkar ya da çıkmaz, eğer 10 tekrar yapacağım dediğim ağırlıkla 15 tekrar çıkarabiliyorsam artırırım yani o ağırlığı.

Sen şimdi bence şöyle yap, dahiliyeden randevu al, üniversite/araştırma hastanesi falan olsun, kullandığın ilaçları doktora anlat, testosteron kullandın sanarsa tüm testlerini yapmaz, ağır bazı veterinerlik ilaçları da kullandım de, endişeli olduğunu söyle ve tüm değerlerine bakmasını iste uygun bir dille, tahlil sonuçların çıksın ona göre bir yol izlersin.

Antrenman bilimi üzerine, çok teşekkürler şimdiden

Kardeşim mehabalar, paylaştığın videoyu izlemedim ruh hali yerinde olmayan insanları eğer videoyu yanlışlıkla açmadıysam takip etmiyorum Antrenman biliminde genel kapsam içerisinde bazı ayrıntılar vardır, hareket hızı, tekrar sayısı, set sayısı, hareket miktarı ve bunun gibi şeyler. Bunun gibi bir sürü ayrıntı var ama bu yazdıklarımdan bahsedeceğim için bunları yazdım. Beni az çok tanıyanlar biraz bilir, pat diye şunu yap şunu yap demek yerine eğer biliyorsam detaylı bilgi vermeyi severim, çünkü kişi yapacağı işin detayını bilmiyorsa devamlı kafasında başka sorular belirecektir, okuma alışkanlığı olmayanların okumamasını tercih ederim Hareket hızı; yaptığımız hareketin hangi özelliği çalıştıracağını belirler, aynı kilogram ağırlık ile patlayıcı kuvvet de güç de, çabuk kuvvet de, direnç de çalışabilirsiniz. Mesela maksimum kaldırabileceğiniz ağrılığın %60-70 i ile hızlı hızlı yaptığınız tekrar ile çok yavaş yaptığınız tekrar arasında hipertrofi yapabilirlik açısından fark var. Yanlış hatırlamıyorsam Bompa'nın antrenman bilimi kitabındaydı, yalnızca Bompa değil bir kaç antrenman bilimci daha var mesela Harre var. Bu şekilde sayılar veren en belirgin hatırladığım Bompa aklımda kalmış, bu adamların antrenman bilimleri kitaplarında hangi hareketin hangi tekrar aralığında ve hangi hareket hızında tahmini %kaç hipertrofiye etki ettiğini yazar. Genelde hipertrofi için yani kasın enine kesitini büyütmek için maksimalinizin %60-70'ı aralığında yavaş-orta hızda yüklenmeli çalışmalar hipertrofi içindir şeklinde belirtilir. Mesela direnç idmanları da hipertrofiye etki eder ama kaydadeğer seviyede etki etmez daha az bir yüzde olarak etki eder, güç antrenmanları da belirli bir yüzdede hipertrofiye yardım eder ama esas hipertrofi antrenmanları kadar etmez. Submaksimal,supramaksimal tüm çalışmalar hipertrofiye etki eder ama genelde ünlü antrenman bilimcilere göre hipertrofi çalışma aralığı daha düşüktür. Tabii ki diğer yüksek şiddetle çalışma ağırlıkları da hipertrofi çıtamızı yükseltmek kaldırdığımız ağırlıkları artırmak için olmazsa olmazdır. Yani bu noktada dikkatini çekerim hipertrofi çalışmamız gereken ağırlık daha düşüktür derken yüksek ağırlıklar işe yaramaz demiyorum, yüksek veya yükseğe yakın ağırlıklarla yapılan çalışmalar zaruridir, kas için ara ara dayanıklılık çalışmalarının da yapılmasının zaruri olduğu gibi, yani antrenman programında seyrek bir şekilde güç antrenmanları maksimal kuvvet antrenmanları yer almalı, profesyonel antrenman programlarında hergün maksimal veya maksimale yakın çalışılmaz, devamlı tekrar eden hergün yapılan 1-3 tekrarlardan oluşan antrenman programları saçmalıktır genelde bunu yapan tayfa ''hocam hiç bir şey de yapmadım ama omuzum dirseğim ağrıyor'' diye gezinen tayfadır'' çünkü bu antrenman eğer elit seviyede halterci falan değilsen ve yarışma döneminde değilsen pek tercih etmen gereken bir çalışma şekli değildir. Bazı kaynaklarda bu tür yüksek ağırlıklık çalışmalar için 2 haftada bir 10 günde bir - bir bölge olacak şekilde seyrek bahsedilir. Tüm bunlardan bahsederken veteran olduğunu ortaseviye veya üzerinde olduğunu farzederek konuşuyorum. Diğer konuya geçelim. Bir ikinci değinmemiz gereken ve önemli gördüğüm konu, hareket miktarı ve hareket sıralaması. Bir antrenmanda tarihten günümüze keşfedilmiş tüm gögüs hareketlerini yapmak zorunda değilsiniz, bir gögüs antrenmanı yüklenme şiddetinin, hareket tekrarının ve hızının değiştiği yalnızca tek bir temel hareketle yapılabilir veya bir gögüs antrenmanına her zaman aynı hareketle başlanılmak zorunda değildir, 2.3. hareketlerden sonra yapılan hareketler genelde daha az randıman alınacağı için ilk setlerde kas tüketildiği için daha düşük performansla metabolik stres yaratılarak yapılıyor, kas maruz kaldığı her streste hipertrofiye uğramaz uğrasa bile gerçekleştireceği hipertrofi oranı daha düşük olur, bir strese uğrar enzim kapasitesi artar,bir strese uğrar atp kapasitesi artar, kılcallanması artar, bizim istediğimiz bu artışlardan ziyade kasın uygun ağırlıkla kasılarak strese uğramasıdır. Farketmez gibi düşünebilirsiniz ama farkeder nasıl farkedeceğini açıklayayım, hangi kas tipimizin çalışacağını belirleyen etken nedir? mesela çıktım 15 dakika koşuyorum hangi kas tipinin çalışacağını ne belirler? şiddet belirler.. Bazı kas lifleri az şiddette bazı kas tipleri orta şiddette bazı kas tipleri yüksek şiddette devreye girer. Yine birden fazla kas fibril çeşidi egzersizin şiddetine göre aynı anda çalışabilir. Yine aynı şekilde sistemlerimiz de böyledir, sadece glikoz ve atp sistemimiz yok, zaman zaman şiddete göre iki enerji sistemi bir arada çalışabilir. Yani hangi enerji sisteminin devreye girip yağlardan mı karbolardan mı CP den mi yoksa her ikisinden birden mi enerji sağlayacağını yüklenme şiddetiniz ve sıklığınız belirler. Yani saded şu hipertrofi için uygun şiddet ve uygun ağırlık seçmelisin. Bahsettiğim şeyi uygulayabilirsin, bir gögüs antrenmanı 1 veya 2 hareket. Set miktarı fazla olacak şekilde dilersen artan piramit, azalan piramit veya hem artan hem azalan piramit şeklinde çalışabilirsin. Artan azalan piramit tekniği doğru şiddetle ve hareket hızıyla yapıldığında kuvveti, ve kuvvette devamlılığı (hipertrofiyi) sağlayacak antrenman metotlarından biridir. Bir çok kaynakta kuvvette devamlılık çalışma aralığı (hipertrofi çalışma aralığı) diye geçer.Zamanla antrenmanına diğer temel gögüs hareketlerini de ekleyebilirsin. Mantık şu, uygun şiddette kas bitene kadar kası yormak, sağa sola kabloya halata başka bir şeye sapmadan bir ondan bir şundan bir de diğerinden ekleyip beşe bölünmemek, tek bir harekete odaklanıp o hareketi ve o hareketin çalıştırdığı kas grubunu ve daha küçük yapıları geliştirmek. Ayrıca bazı günler hipertrofi ve kuvvet konusunu kenara bırakıp gögüs kasına yalnızca %40-50 yüklenme şiddeti aralığında çalışmalar uygulayabilirsin, bunun nedenini de aşağıda açıklıyor olacağım. Gögüsünü bicepsin gibi iyi hissetmen için gögüs kasına farklı antrenman metotları uygulaman gerek, sadece kuvvet değil, kasın dayanıklılık özelliğini geliştirmen gerek böylece o bölgede enzimatik aktiviteler, kapilarizasyon (kılcal damarlanma) artacak, sadece kas değil, kas içi aktiviteler özellikle de sitoplazma için aktiviteler artacak işte bu anlattığımız şey de yeni yeni herkezin diline dolanıp trend olmuş ''sarkoplazmik hipertrofi'' dir. Biz daha çok myofibrillar hipertrofi sağlamaya çalışırız ama dediğim gibi, gögüs kapasitesini %100 kullanabilmek için sarkoplazmik hipertrofi zaruridir. Mantık esasında şudur, hani adaptasyon süreci denilip yeni başlayanlara her antrenman öncesi belirli bir dönem kardiyo yazılır ya işte o kardiyolar fizyolojik adaptasyon içindir, enzim aktivitelerini artırmak, kapilarizasyonu artırmak, kalp dolaşım sistemini hazırlamak, kasları ve diğer yapıları antrenmana hazırlamak, işte sarkoplazmik hipertrofi de vücudu diğer tür yüklenmelere adapte etmek, hazırlamak içindir. Yine antrenman programlarında önemli olan bir nokta da kasılma türleridir, en tercih edilmeyen veya gözönünde bulundurulmayan çalışma izometrik çalışmalardır, antrenman programlarına seyrek bir şekilde dahil edilebilir, antrenmana entegre edilebileceği gibi başlı başına bir antrenmanmış gibi de yapılabilir, yine ünlü antrenman bilimcilerin kitaplarında izometrik çalışmaların hipertrofiye etki edebileceği ama çok sık bahsedilir fakat sık olması o kadar da iyi değil. Ayrıca spor bilimlerinde yapılmış bir çok araştırma var bir çoğunu benim arkadaşlarım yaptı, örnek veriyorum izometrik kasılmanın hipertrofiye etkisi gibi.. Aynı şekilde antrenman programına izokinetik çalışmalar da dahil edilmeli kasın iki yönlü ve sürekli gerim halinde çalıştığı bu tarz çalışmalar da çok sık değil ama bir farklılık olarak antrenman programına ve hedeflenen kas grubu için yapılacak hareketlerin arasına eklendiğinde hipertrofi sağlatabilir. Şimdilik bu kadar herhangi bir detayı atladıysam ve sormak istediğin herhangi bir şey olursa yazabilirsin. Bu arada bu sene bir bilimsel araştırma gerçekleştiriyorum egzersiz ile alakalı çok kısa 1-2 dakika sürecek bir anket çalışması, burada link paylaşabiliyor muyum emin değilim ama anket çalışmamın google docs linkini burada paylaşabilirsem anket çalışmama katılmak ister misiniz, yaklaşık 1000 katılımcıya ulaşacağım bir çalışma olacak, paylaşmadan önce bir yoklamak istedim, yazıyı okuyanlar yoruma bununla ilgili fikirlerini belirtebilirler, ayrıca bunu yazdığım yazı okunmuş mu okunmamış mı bunu anlamak için bilerek sona ekledim hadi bakalım.

Maltodekstrin dextroz gibi basit şekeleri yoğun ihtiyaç duyulan zamanlarda tüketebilirsin, antrenman sonrası gibi veya antrenman öncesi dolaşımdaki karbonhidrat seviyesini artırmak amaçlı. Proteinle birlikte kullanılmaması için herhangi bir sebep yok. Ben malto ile dextroz u karıştırıp antrenman sonrası alıyorum 10gr birinden 10gr birinden, antrenman sonrası 2 muz yemekle arasında herhangi bir fark gördüğümü söyleyemem.

Doğru yere bile yapsan komplikasyon gerçekleşebilir, internetteki hemşirelik notlarını karıştırabilirsin ama bu tek başına uzman olmaya yetmeyecektir, yalnızca kabataslak bilgi edinmiş olursun. Genel geçer bazı tıbbi yöntemler ve enjeksiyon noktaları bellidir, dediğim gibi en güvenilir kaynak tıp notları.

Benim de tek sorunum bu olsa keşke

6 denek üzerinde testo cypionat ve testo enantate denemişler ve karşılaştırmasını yapmışlar, peak olarak gösterilen zirve nokta iki ilacın plazmada max seviyeye ulaştığı nokta, 10. günden sonra artık iki ester de enjeksiyon öncesi duruma dönmeye başlıyor.

Katılaşmış az akışkan kan saç köklerinin düşmanı, kan akışkanlığına ve kalitesine dikkat etmek lazım, buna sebep olan herhangi bir madde saç dökülmesine ön ayak olabilir diye düşünüyorum, yani direkt değil ama indirekt yolla. Bir de kendi tecrübelerimden bahsedeyim, saçları alnına kadar gür olan biriyimdir, trenbolone ve winstrolü birlikte kullandığım dönemlerde hafif seyrelme ve dökülme hissetmiştim ama sorun yaratacak seviyede değildi sonrasında yaptığım bir deca küründe saçlarımın gözle görülür şekilde gürleştiğini hissedip araştırmıştım nandrolone un saç üzerindeki etkisini. Deca nın saç çıkardığına yönelik söylentiler mevcut hatta yabancı forumlarda elle kafa derisine topikal jel gibi uygulayanları bile var haha Ben de dht miktarının azalmasına bağlı olarak böyle bir şeyin mümkün olabileceğini düşünenlerdenim ama kafa derisine sürerek değil.