Akne oluşumunda rol oynayan birçok faktör olsada; akne, genel olarak hormonal bir sorundur. Kür içerisinde androjenik sirkülasyonun artması ile sebase bezlerde hücre büyümesi eşliğinde artan sebum üretimi sebebiyle oluşmaktadır.
Fakat bazı durumlar da karaciğere aşırı yüklenildiğinde, özellikle toksik etkisi yüksek olan oral steroid kullanımlarda (anadrol, dianabol, halotestin gibi) da akne problemleri yaşanmakta ki genel olarak akne, karaciğer kaynaklı bir sorun değildir. ALT ve AST değerleri kontrol edilerek enzimlerin durumuna göre günlük 900-2400mg Asetilsistein kullanımı düşünülebilir. İleri seviye karaciğer sağlığı gerekliyse, Tudca kullanımı düşünülmelidir. Örnek: Günlük 250-1000mg Tudca, 900-1200mg Asetilsistein gibi.
ASETİLSİSTEİN:
Bir aminoasit olan L-sistein'in N-asetillenmiş türevi olup normal de mukolitik olarak kullanılır. Bizi asıl ilgilendiren kısmı ise glutatyon üretilmesine izin vermesi. Glutatyon sayesinde antioksidan etkileri kaçınılmazdır (Glutathione, karaciğer ve akciğer de üretilen doğal bir antioksidan). Doğadaki bilinen en iyi antioksidandır diyebilirim.
Genel etkileri:
- KOAH semptomlarını azaltıcı eskisi vardır.
- Kurşunun yan etkilerini hafifletir.
- Akne oluşumunu engellemede etkilidir. Asetilsistein, yağ bezlerinin sayısını azaltmada ve cilt doku bozukluğunu düzenlemede etkili sonuçlar doğurmaktadır.
- Nikotin, Esrar, Kokain bağımlılığından tutun vücudun her tür noktasına faydası vardır.
- Dopamin salınımını arttırma eğilimindedir.
- Anksiyete gibi kişinin yaşam kalitesini ve kür verimini düşüren sıkıntılı bir sürecin önlenmesinde fayda sağlamaktadır (özellikle trenbolone kürlerinde kullanımını tavsiye ederim).
- Akciğer, böbrek ve karaciğer sağlığı.
TUDCA:
Safra kesesinde üretilen safra tuzu. Karaciğer için oldukça faydalıdır.
Ek olarak SİLYMARİN (DEVE DİKENİ) kullanımı da karaciğer enzimlerinin düşürülmesinde rol oynamaktadır. Aynı şekil de ENGİNAR tüketimi de önemlidir.
HİJYEN-TEMİZLİK:
Bir başka etken, hijyen konusu. Artan sebum salgısını azaltmak adına cilt temiz tutulmalıdır.
- Cildinize uygun temizleme jelleri/sabunları ile cilt üzerindeki fazla yağ temizlenmelidir. Aşırıya kaçınılmamalı. Gereğinden fazla temizlemek cildinizi daha hassas bir hale getirebilir.
- Cilt yağlanması fazlaysa günde iki kez duş almaya çalışın.
- Ara ara solaryum yapılabilir. Akne üzerinde kurutucu etkisi var. Fakat abartılırsa tam ters etki yapabilmektedir.
- Deniz suyu kullanılabilir (özellikle yüz bölgesi için).
- Çarşaflarınızı rutin olarak değiştirmeyi unutmayın.
- Antrenman da artan ter salgısı da cilt yağlanmasını arttırabilir bu yüzden uzun süre terli kalmayın. Antrenmanda benchlerde kullandığınız havluyla sürekli yüzünüzü silmeyin.
- Beslenme ve akne ilişkisi hakkında bir çok araştırma vardır fakat hala kesin bir sonuç yoktur. Yine de şekerli, yağlı ve glisemik indeksi yüksek besinler akne oluşumunda etkili sayılabilecek unsurlardır. Ayrıca süt ve süt ürünlerinin aşırı tüketimi de akne oluşumunda rol oynayabilmektedir.
BİTKİSEL VE VİTAMİN DESTEKLERİ:
A VİTAMİNİ:
Sebum salgılanmasını azaltıcı ve sivilceleri tedavi edici özelliği bulunmaktadır. Ayrıca anti-aging etkisi olan bir vitamindir. Roacutanne gibi akne tedavisinde kullanılan ve en iyi sonucu veren izotretinoin içerikli ilaçların öncüsü bir vitamindir.
B5 VİTAMİNİ:
Pantotenik Asit olarak da bilinen B5 vitamini, hormonal aknede de dahil olmak üzere cildin ürettiği sebum veya yağ miktarını azalttığı için hormonal sivilcelerin tedavisinde etkilidir.
RESVERATROL:
Trans-resveratrol başta üzüm olmak üzere pek çok farklı bitkide varolan doğal bir fitoaleksindir. Akne mekanizmasının sinyalizasyonunu indirgemektedir. Propionibacterium acnes, cildin normal florasında bulunan bir bakteridir. Akne oluşumunda etkilidir. Resveratrol ise bu bakteri üzerinde anti bakteriyel etki sağlamaktadır.
KROM:
Hormonlarımızı dalgalanma ve hormonal sivilceleri önlemeye yardımcı olacak kan şekerinin düzenlenmesi için krom gereklidir. Krom ayrıca, akneye de sebep olan bakterilerin cildimizde yayılmasını da önleyecek antibakteriyel özelliğe sahiptir.
B3 VİTAMİNİ:
Niasin olarak da bilinen B3 vitamini, en güçlü anti inflamatuar içeriklerden biridir. Akneye bağlı kızarıklığın baskılanmasında çok etkilidir.
BİYOTİN:
Biotin, hormonal akne problemlerinde diğer B vitaminleri ile sinerjik olarak çalıştığı ve cildimizi koruyan yağ asitlerinin oluşmasında gerekli olduğu için, sivilce önlenmesinde önemli bir vitamindir.
SELENYUM:
Selenyum, akneye sebep olan bakterilerle savaşarak bağışıklık sistemimizi desteklemeye yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.
KOENZİM Q10:
CoQ10, sivilce kaynaklı lekeler dahil birçok cilt problemlerini iyileştirmeye yardımcı etkiye sahiptir. Bir antioksidan olarak, hücre hasarını önler, cilt hücrelerini yeniler ve kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünü azaltır.
ÇİNKO:
Anti-inflamatuar ve pro-enflamatuar enzimleri, örneğin desatürazları veya lipoksijenazları etkileyerek önlediği bilinen minerallerdir. Sebum üretimini azaltıcı etkisi vardır.
D VİTAMİNİ:
A vitamini ile birlikte keratinosit dediğimiz derinin en üst tabakasında hücresel çoğalmayı azaltıcı etkisi bulunmaktadır. Vitamin D3, cildin daha pürüzsüz görünmesine, inflamasyonu azaltmaya yardımcı olur.
ANDROGEN-DHT ETKİSİ / İNHİBİSYONU VE İZOTRETİNOİN KULLANIMI:
Öncelikle izotretinoin kullanımından bahsedelim.
İZOTRETİNOİN:
İsotretinoin, kistik akneyi ve diğer ilaçlara karşı dirençli olduğu görülen akneyi tedavi etmek için kullanılan güçlü bir ilaçtır. İsotretinoin, retinoid’dir (A vitamini formu).
Akne oluşumuna etki eden genel dört faktör vardır:
- Fazla yağ üretimi
- Tıkanmış cilt gözenekleri
- P. acnes
- İltihaplanma
Tümüyle savaşan tek ve en etkili akne tedavisidir.
İsotretinoin içeren ilaçlar; Roaccutane, Zoretanin, Aknetrent, Acnegen.
Kür içerisinde yüksek androjen nedeniyle artan yağ salgısı, bakteri oluşumu ve iltihaplanmayı önlemek adına kullanılabilir.
Kullanım önerime geçmeden önce size bu ilaçla ilgili olan yan etkilerden bahsetmem gerekiyor. Daha doğrusu özellikle bizi ilgilendiren yan etkilerinden. Çünkü ilaç öyle bir ilaç ki yan etki prospektüsü ile kitap yazılabilir.
Kür içerisinde kullanıldığında, doza, kullanım sıklığına ve kişiden kişiye değişmekle birlikte bizi ilgilendiren asıl yan etkileri:
- Eklem ve Kas Ağrıları
- Yüksek Kolestrol Seviyeleri
- Artan Karaciğer Enzimleri
- Kırmızı Kan Hücrelerinde Azalma (yorgunluk, zayıflık, solgunluk vb.)
- Beyaz Kan Hücrelerinde Azalma (sık sık hastalanma)
- Anksiyete
Ek olarak cilt kuruluğu yapmaktadır. Bu nedenle sıvı alımı önemli ve cildiniz hassaslaşabileceği için lekelenme gibi problemler yaşanmaması adına aşırı güneşden korunmak, gerektiğinde güneş kremi de kullanılmalıdır.
Kür içerisindeki izotretinoin kullanım önerisi:
Kişinin steroidlerden kaynaklı yağ salgısındaki artış durumuna göre günaşırı veya üç günde bir 10mg alım yapılması tüm komplikasyonların önüne geçmek için yeterli olacaktır. Tedavi dozu günlük 30-50mg olduğu düşünüldüğünde harici kullanım olarak üç günde bir 10mg alımı yan etkiler bazında oldukça düşük olacaktır, hatta hissedilmeyebilir bile.
Yine de önlem olarak özellikle karaciğer enzimleri ve kolestrol seviyeleri kontrol edilmelidir.
Karaciğer için NAC (N-Acetlycystein) ve TUDCA kullanılabilir.
ASETİLSİSTEİN günlük 900-2400mg
TUDCA günlük 250-1000mg
Kür de oral steroid yoksa sadece NAC yeterli olacaktır.
Kolestrol için B3 vitamini ve Omega-3. Kalp ve tansiyon için CoQ10 kullanılabilir.
ANDROGEN/DHT DÖNÜŞÜMÜ:
Genelde steroid döngülerinde hormon kaynaklı akne sorunu şu sebeplerden oluşmaktadır:
- Androjenik ilaçların sebase bezlerde ve sebum üretiminde artış sağlaması.
- Kür içerisindeki yüksek Androjenin, DHT dönüşümü ile ciltteki reseptörlere bağlanması ve kendisi DHT olan roidlerin kullanılması.
Peki bu sebeplerden kaynaklanan akneye nasıl bir çözüm üretilebilir?
BETA SİTOSTEROL:
Bitkilerden elde edilir. Meyveler, sebzeler, kabuklu yemişler ve tohumlarda bulunur. Kullanımı, hem tek başına hem diğer benzer fitosterollerle beraber kullanıldığında kandaki kolesterol seviyesini indirir ve bazen hiperkolesterolemi tedavisinde kullanılır.
Kolestrol yararı bir tarafa dursun. İspatlanmamış olsada prostat büyümesi sonucu idrar rahatsızlığı ya da iyi huylu prostat hiperplazisinde de faydalıdır. Fakat DHT üzerinde bir nevi inhibe edici özelliği nedeniyle evet saç dökülmesi ve DHT kaynaklı akne gibi problemleri hafifletmeye yardımcı olsada DHT, erkek için özellikle cinsel anlamda son derece önemlidir. Libido kaybı ve erektil disfonksiyon gibi yan etkileri kanıtlanmamış olsa da kesinlikle kür haricinde kullanılmamasının altını çiziyorum.
SAW PALMETTO (SABAL MEYVESİ):
Saw Palmetto'nun sağlığa yararları oldukça fazladır. Sabal meyvesi özellikle kronik öksürük ve sindirim problemlerinde tavsiye edilmektedir.
Prostat büyümesinde ve idrar yolları iltihaplanmalarında kullanımı yaygındır. Saw Palmetto, prostattaki dihidrotestosteron miktarını azaltan yağ asitleri içermektedir. Bu asitler aynı zamanda iltihabı azaltarak, prostat büyümesini engeller. Yine beta sitosterol gibi DHT dönüşümünü inhibe-azaltıcı etkisi sebebiyle kür harici kullanılmasını tavsiye etmiyorum.
Bitkisel önlemler haricinde daha kararlı bir inhibisyon isteniyorsa, Finasteride kullanımı yapılabilir. Aynı şekilde Beta Sitosterol ve Saw Palmetto da söylediğim gibi DHT bloklanması sebebiyle kür içerisindeki kullanımı dışında harici kullanımlardan kaçınılmalıdır.
FİNASTERİDE:
Finasterid, testosteronu dihidrotestosterona (DHT) çeviren tip 2, 5-alfa redüktaz enziminin inhibitörüdür. Prostat ve saç dökülmesi konularında tedavi amaçlı kullanılmaktadır.
Genetik olarak ciltteki Androjen ve DHT reseptörleri fazla olan kişilerde Androjenlerin, DHT dönüşümünü belli oranda inhibe etmek bir çözüm olabilir.
Kür içerisindeyken düşük doz da finasteride kullanımı (1 mg) , Androjenlerin 5 Alfa Redüktaz enzimi ile DHT'ye dönüşümünü belli oran da inhibe ederek DHT kaynaklı akne oluşumu engellenmiş olur.
Kür sonrası tedavi dönemindeki yaşanan akne sorununa gelecek olursak:
Tedavi sürecindeki yüksek dozda ve uzun süre HCG kullanımları başta olmak üzere klomen kullanımınında da aromatize yolu ile östrojen seviyelerinde yükselmeler, dalgalanmalar oluşturmaları sonucu testosteron ve östrojen hormon dengesizliği sebebiyle akne problemi yaşanabilmektedir.
Bu nedenle bu dönemde anlık/günlük yüksek dozlardan kaçınılmalı, aksi taktir de bir aromataz inhibitörü düşük dozda bu sürece dahil edilmeli. AI tercihi olarak eğer nolvadex/tamoksifen varsa Aromasin kullanılmalıdır. Nedeni, Arimidex ile Tamoksifen kullanımı, bu iki ilacında etkisizliği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Tek seferde 5000iu HCG ve 50mg+ üzeri klomen alımlarından kaçınılmalıdır. Ek olarak akne için testosteron-östrojen dengesi sadece tedavi döneminde değil, kür boyuncada kontrol altına alınmalıdır.