Jump to content
  • Duyurular

    • Loving

      Steroidturkiye.com - AÇILDI!   29-11-2020

      Steroidturkiye.com açıldı! Hormon gruplarına dair tüm sorularınıza cevap bulmak için sisteme giriş yapıp soru başlığı oluşturmanız yeterli.
    • Loving

      Sarmsturkiye.com - AÇILDI!   29-11-2020

      Hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için siteyi ziyaret edebilirsiniz.

Liderlik Tablosu


Popüler İçerik

02-10-2021 tarihinden beri tüm alanlarda en beğenilenler

  1. 38 points
    Merhaba arkadaşlar; Kür dönemi işi bilen, bilmeyen çokça kişinin başına gelen ödem, apse, iltihap konusuna değineceğiz. Neden olur? Nasıl geçer? Nelere dikkat etmeliyiz? Benzer bazı başlıklara değineceğiz ve bu sorunları geride bırakacağız hep beraber. ENJEKSİYON SONRASI APSE, BÖLGEDE ŞİŞLİK SEBEBİ NELERDİR? Arkadaşlar bunu birden fazla sebebi olabilir bunları başlıklar halinde inceleyecek olursak. YENİ BAŞLAYANLARDA %99 ENJEKSİYON SONRASI APSE OLUR! Çünkü vücut ilk defa ilaçla tanışıyordur marka ve içerikten bağımsız %99 apse durumu olur çünkü vücuda yabancı madde girer ver vücut derhal savunmaya geçecek bölgede ve vücudun genelinde kontrolü eline almak isteyecektir 1 ila 3 hafta arası ilacın içeriğinde sıkıntı yoksa yağ, alkol vb apseler duracak bir daha sporcu bu sorunu yaşamayacaktır. '' Ya hocam ben hayatımda ilk defa vurdum sorun yaşamadım! '' ne mutlu sana %1'lik kesimde olabilirsin o Firavun Faresi dediğimiz kişilerden olabilirsin Firavun Farelerine dünyanın en zehirli Kral Kobralarının zehiri dahi ciddi anlamda etki etmez ve ayakta kalırlar işte sizde öyle sağlam bir vücut metabolizmasına sahip olduğunuz için kendinizle gurur duyabilirsiniz veya atalarınızla ENJEKSİYON ZAMANI YAPILAN HATALARDAN SEBEP APSE OLUR! Evet arkadaşlar yapılan en temel hataların başlıca sebebi enjeksiyon öncesi, sırası ve sorasında oluyor genelde. Adım adım bu kısmı anlamanızı istiyorum: Enjeksiyon öncesi mutlaka bölgeyi kolonyalı pamuk ile dezenfekte edelim. İğne kasa içine girdiğinde elimiz asla titrememeli. İğne kas içinde çıktığı zaman sadece pamukla tampon yapalım bölgeyi asla ovuşturmayalım. Enjeksiyon sonrası kesinlikle oturmayalım, bacak bacak üstüne atmayalım, uyumayalım! Enjeksiyon sonrası mümkünse 50,60 Sumo Squat yapalım eller önde veya 500, 600 metre yürüyelim. KISA ESTER KULLANMAK APSEYE MERHABA DEMENİN DİĞER YOLUDUR! Evet arkadaşlar ülkemizdeki en büyük yanlışlardan biri kısa ester tercihleri evet hemen kana girdiği an çalışır, tepki almaya başlarasınız ama kısa esterlerin steroid dünyasına kazandırılma ana sebebi sizin bir tık daha performans almanız veya yağ yakma gayreti içinde olmanız için değil '' tamamen yarışmacılar için, müsabık sporcular için hemen kana girsin, çalışsın, görevini yapsın ve kandan çıksın yakalanmasın, diskalifiye olmasınlar '' diye ilaç sektörüne kazandırılmış gruplardır. Misal şunları hiç gördünüz mü? KISA ESTER ASPRİN KISA ESTER DIKLORON KISA ESTER AĞRI KESİCİ Yok çünkü... Gerekte yok... Yapılabilir miydi pek tabi. O yüzden yarışmacı değilseniz definasyon veya bulk dönemlerinizi asla kısa esterli ilaçlarla geçirmemeye çalışın tercihleriniz her zaman uzun esterden yana olsun. Tamam siz profesyonelsinizdir o zaman kesinlikle kısa, uzun bu denklemde gitmenizde fayda var ama öteki türlü kısa esterler hem kesenize zarar verir hem devamlı günlük veya gün aşırı enjeksiyondan kaslarınıza çeşitli ödem komplekslerinden dolayı zarar verecektir. İLACIN İÇİNDEKİ YAĞ İLE ALAKALIDA OLABİLİR! Evet arkadaşlar bir ihtimal ilaç içindeki yağa vücudunuzun toleransı olabilir. Bir çok marka zeytin yağından, ceviz yağına, şeftali yağına veya klinik yağlara kadar farklı yağlar kullanabiliyorlar. Ve bazen vücut buna tepki gösterebiliyor bu durumda farklı bir markayı denemeniz sizi çözüme götürecektir. SONBAHAR - KIŞ DÖNEMİ YAPILAN HATALARDAN KAYNAKLI OLABİLİR! Evet arkadaşlar yazın havalar sıcak ilaç muhafaza edildiği yerde tabiri caizse mutasyona uğramaz. Ama sonbahar haliyle kış aylarında havalarla beraber oturduğumuz hanelerin içi veya o evlerde muhafaza ettiğimiz ilacın saklandığı haznelerin olduğu alanlarda ciddi ısı kayıpları olabiliyor peki daha sonra ne oluyor? İLAÇ KRİSTALİZE oluyor bilmeyenler bunu vuruyor ve yarı donmuş ilaç vurulan bölgede %100 apse yapıyor. Peki bu durum nasıl aşılabilir? Bu durum ilacı oda sıcaklığında her zaman muhafaza ederek veya bunu atladık ilaç kristalize oluyor evimiz soğuk, ısıtamıyor olabiliriz ilacı her enjeksiyon öncesi ufak bir kaseye su doldurup ılık bir su çok sıcak olmamalı içine bırakalım ve kristalize kıvamı normal vurulabilir kıvama gelince enjeksiyonumuzu yapalım böylelikle apse sorununu da aşmış olacağız. HERŞEYİ DENEMEME RAĞMEN HALA AĞRI VE APSE VAR NE YAPABİLİRİM? Arkadaşlar sorun yok problemleri yine asli tıp yöntemleri ile çözeceğiz. Şimdi size 2 tane jel önereceğim bunları kullanım detaylarıyla size anlatacağım ve %99 sorunu çözeceksiniz. (İkisini aynı anda uygulamayın aralıklarla bölgeye uygulayabilirsiniz) NAPROSYN PLUS - KULLANIM ALANI VE DETAYLARI Osteoartrit, romatoid artrit, periartrit, tendinit, tenosinovit ve bursit gibi romatizmal hastalıklar Ezilme ve burkulma gibi yumuşak doku travmaları Ağrı, enflamasyon ve kas gerginliği ile kendini gösteren kas iskelet sistemi hastalıkları Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi: Günde 2-6 defa ağrılı yere tamamen emilene kadar hafifçe ovularak sürülür. HİRUDOİD JEL - KULLANIM ALANI VE DETAYLARI Yüzeyel flebit (toplardamarların yangısı) Hematomlu (zedelenmiş bir damardan sızan kanın dokuda birikmesi) veya hematom olmayan künt yaralanmalar. Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi: Günde 1-2 defa ağrılı yere tamamen emilene kadar hafifçe ovularak sürülür. Not : İlaç Prospektüslerini mutlaka uygulamadan okuyun ve size sorun çıkaracak yan etkiler var mı yok mu kontrol ediniz. APSE YAPAN BÖLGEYİ MUTLAKA 1-7 GÜN DİNLENDİRİN FARKLI ALANLARDAN ENJEKSİYON YAPIN (Omuz, bacak, kalça) GEÇMİŞ OLSUN KEYİFLİ FORUMLAR
  2. 38 points
    Merhaba arkadaşlar; 11 ayın sultanı tüm Müslümanlar için çok şey ifade eden ramazan ayında kürde olan sporcular neler yapmalı? Nasıl yapmalı veya tam tersi neyi nasıl yapmamalı! Bunları değerlendireceğiz bu konuda. Öncelikle tüm İslam aleminin Ramazan ayını canı gönülden, en içten dileklerimle kutlar ve mübarek olmasını dilerim. 1. SORU RAMAZAN AYINDA BULK VEYA DEFİNASYON KÜRÜNE GİRİLİR Mİ? Arkadaşlar bu konu pek mantıklı değil oruçlu olacağınızdan sebep dilediğiniz gibi üst seviye beslenme ile bulk kürüne girmek çünkü bildiğiniz gibi ilaçların asli görevlerinden biriside protein ve karbonhidrat sentezi ve bunların yanında önem arz eden günün belirli saatleri yapılacak yüklemeler. Oruçtan sebep zaten günün genelinde aç kalacağımız için gün sonu iftar vakti yiyeceklerimiz bu süreci sağlıklı götürebilmemiz için uygun değildir. Peki bu süreçte definasyon yapılabilir mi? Evet bu kulağa biraz daha sıcak geliyor çünkü genel anlamda gün boyu aç kalacağımız ve vücudumuz devamlı stres altında olacağı için özellikle aç kalmaya bağlı yağ yakım süreci ve detoks sürecimiz daha net sonuçlar verecektir. Bu süreci gün içinde çalışıyorsak zaten vücut enerjiyi yemeklerden alamadığı için yağ gruplarından stok yağlardan almaya çalışacak buda biz sporcuların işine gelecek bir şey. Ama ilim sahibi olmamakla birlikte niyetimizide ramazanda Allah rızasından ziyade yağ yakmak adına da esprisinde olsa yapmasak iyi olur gibi. Çünkü gerek kendi çevrem gerek dinleyip, gözlemlediklerimizden kg verip detoks yapmak adına oruç tutan kadın, erkek bazı kişiler olabilir hazır aradan sevapları da kurtaralım kiloları da verelim diyerekten. O yüzden ne derler "Ameller niyetlere göredir." Definasyon dönemi günü bu şekilde geçirip iftar sonrası aldığımız kkal notunu tutup önce onu aradan çıkarıp sonra hedef günlük kardiyo yağ yakım kkal üzerine çalışırsak daha başarılı olur. Yani iftarı yaptık aldıklarımızı yaktıktan sonra vücudu daha zorlayarak yağ yakımını devam ettirmemiz lazım. 2. SORU BULK KÜRÜNDEYİM AĞIR KG DEVAM EDEBİLİR MİYİM? Bu kesinlikle kocaman bir '' HAYIR '' arkadaşlar. Çünkü ilk başta buna hayır yerine evet der antrenman atmaya başlarsanız hiç sorun yok dilediğiniz kilolarda harika performans sergilersiniz ama bunu en fazla 1 taş çatlasın 2 hafta yaparsınız mide küçülüp beslenme özellikle karbonhidrat yüklemeleriniz azaldıktan sonra tekrarlar çıkmayacak ağırlıklar düşecek ve burada cümlenin başında bahsettiğim HAYIR kısmına geliyor olacaksınız. Unutmayın bu yazdıklarımın hiç birini kitaplardan okumadım veya birisinden dinlemedim bizatihi tüm doğrularımı yanlış yaparak bulmuş birisiyim haliyle siz bu yanlışları yapmayın istiyorum. Sonra salon ayılıp, bayılmaya başlarsınız ona göre. Bu dönemde mümkünse iftarı yaptıktan sonra doğru su tüketimi ve karbonhidrat alımı sonrası 1 veya 2 saat sonrasında antrenmana başlamanızı tavsiye ediyorum. Antrenmanlarınızın ana amacı '' ÇALIŞACAĞINIZ BÖLGEYE '' kan göndermekten ibaret olsun. Yani yine ağır girmiyoruz aksine en ideal kaldırdığımızda bizi titretmeyecek kolaylıkla indirip, kaldıracağımız ağırlıkları seçelim böylece hedef bölgeyi esnetip liflerimiz ve kasların olduğu alanlarda kan akışını sağlayalım doldur boşalt yaparak vücudumuzu diri tutalım yoksa böyle bir süreçte üstüne koyacağını düşünenler varsa yanılıyorlar ana hedef '' VÜCUDU DİRİ TUTMAK '' neden? Çünkü vücut oruçlar beraber strese girecek suyu verecek kısa sürede haliyle küçüldüğünüzü sanıp triplere gireceksiniz. Ama bu çok normal panik yok ilaç olduğu için sıfır olmayacaksınız vücut tamamen suyu vermeyecek 2,4 kg arasında olur genelde bu süreçte kayıplar bunun tamamı da su diyebiliriz ilk etapta. 3. ÇOK AĞIR İLAÇLARLA KÜRDEYİM ANTRENMAN DA YAPMAK İSTİYORUM ORUÇTA TUTMAK İSTİYORUM NE YAPMALIYIM? Evet burada ilaçların türevi , mg ölçüleri ve bir takım başka detaylar önemli arkadaşlar. Ben kendimden örnek vereyim sizi de bu konuda özgür bırakmış olayım tercih olarak. Ben şahsen çok yüklü bir kürdeysem ramazanda testosteron haricinde tüm ilaçları kesiyordum maliyeti ve süreci doğru yönetebilmek adına. Bu durum kürü bırakmanızı gerektirebilecek hastalık veya kaza dönemlerinde de geçerli çünkü unutmayın neyi bırakırsanız bırakın testosteronu bıraktığınız an geri dönüşü zor yollara girmeye başlarsınız. Sıkı antrenman yapamadığınız dönemde yüksek mg ve çeşitli çoğul ilaçları vücudunuzda tutmanızın da anlamı yok! Beslenemiyorsunuz , antrenmanların hakkını veremiyorsunuz vs. Ha ben tutmayacağım zaten diyorsanız bu yazdıklarımın hiç birini kale almanıza da gerek yok. Tutup tutmamak kişiyi ilgilendirir ve kimse buna karışamaz ama ben şükür çocukluk dönemlerimden gerek aile terbiyem gerek aldığım takva terbiyesi muteberinde hiç kaçırmamışımdır ama vücut geliştirme ilk dönemlerimde ilaçla tanıştığım vücudumun en patladığı zamanlardaki bir anımı paylaşacağım belki referans alanlarınız olur. Yüklü ilaçlar giriyor ve vücudumda muhteşem performans alıyordum tepki olarak aynaya baktığımda adeta büyüleniyordum ve zamanımı, paramı tamamen bu sürece ayırmıştım sonra ramazan ayının gelmesi ile acaba ne yapmalıyım hiç durmadan devam etmeli miyim boşuna mı gidecek bütün ilaçlar soruları ile aklım meşgul olurken kendi kendime bir kaç soru sordum onlardan bazıları inançlarım bağlamında şunlardı! Burak bugün tek bir sağlık sorunun var mı? Burak uzuvlarından herhangi birisi eksik mi? Burak uzuvlarından herhangi birisi işlevini yerine getiremiyor mu? Burak boyun posun her şey istediğin hatta daha iyisi mi? Sana bu vücudu inançların dahilinde kim nasip etti? Bu ve benzeri soruları kendime soruduğumda evet son sorudaki ''Sana bu vücudu inançların dahilinde kim nasip etti?'' şıkındaki soruya şu cevabı verdim diğerlerine verdiğim pozitif cevaplar sonrası '' Bana bu vücudu veren Allah'a hamd olsun! '' Dilerse burnumdan bir sinek kaçar ömrümün kalanını midemden işeyerek ve yiyerek geçirebilirdim de veya sonrasında da bu olabilirdi! Diye düşünüp tüm bu nimetlere karşılıksız kalamazdım ve bu dönemlerde ağır kürlerden kaçındım hatta uzunca bir süredir bir kaç yıldır benim kürlerim genelde yıl bazında olur '' Ramazan aylarında asla antrenmana gitmem sadece testosteron kullanırım bu dönemlerde ve her iftar sonrası yediklerimi midem de yatırmam mutlaka kardiyo yapar bolca su tüketir ve sonrasında sahura hazırlanırım. '' Yani tutup tutmama arasında olanlara belki referans olur diye paylaşmak istedim yoksa kimsenin haddine değil kimsenin hayatına eleştirisel oranda tavsiye veya markajlarda bulunmak. Şimdilik aklımda olanlar bunlar bunları dikkate alırsanız faydanıza olabilir arkadaşlar. HAYIRLI RAMAZANLAR.
  3. 33 points
    Merhaba arkadaşlar; Normalde prim vermemek adına bu tarz içeriklere yer vermiyorum platformda ama artık bazı şeyler kul hakkında da öteye gitmeye başladı '' psikolojik '' sorunları olan kişiler yüzünden 15 yıldır gözüm gibi baktığım sıfır hata mottosu ile projelendirdiğim ve bunun savaşını verdiğim platform hakkında iftira, yalan, çamur at izi kalsın politikalarını belgeleriyle bu sektörde işlerin nasıl ilerlediğini gözler önüne sermenin vakti geldi Şimdi arkadaşlar bu sektörde doğru veya eğri iş yapmanızın pek kıymeti yok eğri iş yapan zaten bir yerden sonra kaybolup gidiyor zira doğru iş yapanda kıymet gördüğü kadar bu garip olaylara dahil ediliyor. Nedir bu garip olaylar şikayet, iftira konuları. İftira, yalan siyaseti üzerinden rant elde etmek kişinin egosunu tatmin etmek nedir hadi gelin biraz bu konuyu inceleyelim. Şikayet Var - Üzerinden olan (İftira ve yalanlar) Şimdi burası özünde bir forum platformu biliyorsunuz ve buranın 15 yıllık süre gelmiş bazı kanunları var hiyerarşiyi, adaleti kısacası asayişi sağlayabilmek adına siz kullanıcı olarak belirlenen kurallar çerçevesinde bir ömür bu çatı altında aramızda olabilirsiniz ama siz kurallara muhalefet etmeyi seçer uyarılara kulak asmazsanız platform enerjisini aşağı çekip diğer kullanıcıları ve düzeni bozmaya yeltenirseniz '' kalıcı süreyle uzaklaştırılırsınız! '' Sonra ne mi olur buyurun beraber inceleyelim. Gördüğünüz gibi kullanıcı uyarılmış daha sonra platformdan uzaklaştırılmış ve şikayet var üzerinden '' yalan, iftiraya '' dayalı bir girdi yapmış daha sonra bizim hukuk birimimiz bunu fark edip bana bilgi veriyor. Bu arada hukuk birimi kısmı size yabancı gelmesin yıllardır çalıştığım alanında uzman hukuk danışmanlığımı ve avukatlığımı yapan N.Ö. hatırlarsınız geçmişte A.F.D. isimli biri platform hakkında ileri, geri ithamlarda ve yalanlarda, iftiralarda bulunmuştu '' Ankara açık ceza evinde 15 gün mahkeme kararı ile yatınca '' ailesi başta olmak üzere kendi telefonda benden sayısını unuttuğum adedince '' özür dileyip kendisini affetmemi istemişti '' bende tekrarlanmaması sözüne ithafen affetmiştim. Neyse konumuza dönelim hukuk birimi şikayet var üzerinden bu kişilerin tüm bilgilerini alabiliyor telefon, isim, ip daha sonra bu kişiler hakkında direkt '' iftira, karalamaya '' dönük savcılığa suç duyurusunda belgeleriyle başvuruluyor sonra ağlamalar, sızlamalar, ben öyle demek istememiştim hezeyanları başlıyor! Bakın herkese hatırlatmakta fayda var '' Kanun koyucu sizin ne iş ile ilgilendiğinize değil size yapılan bizatihi suçlarla ilgilenir ve ona göre karar verir '' bu arkadaşların atladığı mevzu bu yani. Onlar sanıyor ki aaa bu şu yönde çalışıyor bu hiç bir şey yapamaz biz ne yapsak a! Öyle değil işte sonra ağlıyorsunuz daha sonra '' ne olur affet biz yaptık sen yapma '' diye... Haklılığımızın ispatı / İFTİRA KALDIRILDI : Böyle iftiraya dayalı yayınlar sonrası hukuk birimi kişiyi arayıp hakkındaki suç duyurusu savcılığa teslim edilmeden bir kere uyarı, ikaz sebebiyle arıyor hatasından dönerse kendi kârına. Hatasından dönmeyenlerle Türk Ceza hukuku nazarında buluşuyor kozlarımızı paylaşıyoruz. Yani forumda kuralları uyun bu kurallar sizin burada sağlıklı, özgürce hareket etmeniz için var kimsenin kişisel egosu için konulmuş kurallar değil '' forum kuralları '' Aksi halde uzaklaştırıldıktan sonra '' şeytana uyup '' böyle garip davranışlarda bulunuyor sonra pişman oluyorsunuz. Bu örnekte olduğu gibi arkadaşlar düşünsenize bir insanın 40 yaşında bir adamın annesine, en değerlisine nasıl böyle sinkaflı bir söylemde bulunabilir bir insan? Bunu sağlıklı birisi yapabilir mi? Düzgün psikolojide birinin yapabileceği bir davranış mıdır bu sizce? İşte bu yüzden nelerle uğraştığımı bu işlerin ne tip psikolojide insanların başının altından çıktığını görün ve anlayın çünkü ben her defasında bazı şeyleri ifade etmekten yoruldum ve o yüzden bu konuyu açma gereği duydum ki yarın öbür gün bu tip şeyler olursa konu linkini merak eden kişi veya kişilere göndermek için. Haklılığımızın ispatı / İFTİRA KALDIRILDI : Veya başka satıcılar - Üzerinden olan (İftira ve yalanlar) Arkadaşlar bu kısımda işin diğer son perdesi. Bizim bu sektör inanılmaz derecede karanlık, yalana dayalı iftiraya dayalı kazanç elde etme üzerine kurulu ne yazık ki. Bakın istediğiniz satıcı ile muhatap olun x marka hakkında veya satıcı hakkında bilgi isteyin hemen size '' ooo satıcı var ya! şöyle dolandırıcı! böyle yalancı! '' diye uzayıp giden yalanlar atarlar veya şu ürün nasıl dersiniz '' onlar çakma! herkes pişman! sakın paran çöpe gider , yerli üretim '' gibi onlarca klişe yalan duyar, okursunuz. Tabi şimdi böyle oluyor çünkü kişi satış kaçırmaması lazım, iftira atıp satış yakalaması lazım ve '' kul hakkı kavramı '' benim nazarımda devreye giriyor. İnançlar dahilinde domuza haram diyor yemiyoruz ama haramı domuz gibi yiyoruz. Ölünün yanında giyiniyor, dirinin yanında soyunuyoruz.. Böyle bir ülke ve sektördeyiz ne yazık ki! Sorsan herkes Müslüman (sözüm ona) ama iftiralar, yalanlar havada uçuşuyor. Bu örnekteki kişide başka bir satıcı ve sözde benimle çalıştığını, hastaneye kaldırıldığını söylemiş tabi yalan ve iftira hukuk birimi kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu iletişim bilgileri hepsi elimizde çünkü sanıyor ki ben iftira atayım ama öyle kalsın '' sonuçta yalandan kim ölmüş ki?! '' diyor ama öyle olmuyor bu işler kendisine en yakın karakoldan aranıp ifadeye çağrıldığında anlıyor '' bir takım yanlış eylemlerde bulunduğunu! '' Haklılığımızın ispatı / İFTİRA KALDIRILDI : Bakın yine belge yok, bilgi yok işin kötüsü iletişim bilgilerini aldığımızda farklı bir satıcı olduğunu gözlemledik kendisinin numarası üzerinde incelemeler yapıldığında. Şimdi buna gerek var mıydı? Öyle ki kendisini ömrümde ne gördüm ne duydum nede tanırım. Evet bu konuyu 15 yıl sonra açtım açtım ki herkes bilsin görsün bu işler nasıl oluyor, nasıl dönüyor birine iftira atmak ne kadar kolay veya gördüğünüz her yazılı, sözlü paylaşımların doğru olmadığı yanıltıcı olduğu sizlerde bu yanıltıcı unsurları kaale alırsanız hem '' kul hakkına ortak olursunuz '' hem de '' hukuksak olarak ben hakkımı ararken sizin de konuya dahil olmanıza sebebiyet verecek yanılgıya düşüp o oyunların içinde olmanızdan sebep başınız ağrır. '' SON SÖZ : Bakın değerli büyüklerim ve küçüklerim bu işlerin şakası yok siz bazı şeyleri çocuk oyuncağı sanıyorsunuz ama hukuk nezdinde işler farklı noktaya gidince telefonda sözlü veya yazılı '' defalarca özür dilemek zorunda kalıyorsunuz '' bunları yapmayın kimseye iftira atmayın! 2 kuruş fazla kazanayım diye yalan atmayın! Bir duruşunuz olsun, ilkeleriniz olsun, doğrularınız olsun en önemlisi de '' VİCDANINIZ OLSUN! '' Ben 15 yıldır bu sektördeyim ve hakkımda tek şikayet yok belge, bilgiye dayalı beni tanıyanlar bilir ne kadar ince eleyip sık dokuduğumu işimi ne kadar önemsediğimi hataya karşı sıfır toleransım olduğunu '' işim hususunda ne kadar alıngan olabildiğimi (haksız ithamda bulunulursa) '' aksine ben sorun çözmek için buradayım sorun çıkarmak için değil. İnternet ortamında veya çeşitli sosyal alanlarda duyduğunuz her şeye inanmayın, kanmayın benimle mutlaka muhatap olun tanışın inanın kötü biri değilimdir zaten benim iyi mi kötü niyetli biri mi olduğumu merak eden birisi forumdaki '' KİTAPLARDA YAZMAYAN BİLGİLER '' + '' PEPTİD TÜRKİYE REFERANSLARI '' ve '' PEPTİD TÜRKİYE HAKKINDA SÖYLEŞİ '' kategorilerini ziyaret edip orada yazdığım konuları ve bana ait yılların deneyimi ile tertip edilmiş referansları, bu referansların yaptıkları yazılı dönüşleri okusunlar size ne kadar değer verdiğimi işimi ne kadar önemsediğimi o zaman anlarsınız. Bakın peptidturkiye.com 15 yıldır Türkiye'nin en büyük sanal vücut geliştirme kütüphanesi olmayı başarmış bir platform birde diğer steroid sitelerine bakın devlet hepsini kapadı yeni açılanları da kapatıyor. Peptidturkiye.com instagram, twitch, facebook, twitter'da müşteri kovalayan bir yapılanma değildir aksine '' tüketici seçen bir platformdur! '' çünkü peptidturkiye.com'un genetiğinde sorun çıkaran ve problemli kişilerle çalışmak yok sorun çözümüne yatkın ve ne istediğini bilen kişilerle çalışma gayreti içindeydik hep ve her zamanda böyle olmaya devam edecek. O yüzden o gördüğünüz instagram satıcılarıyla, facebook grup kurucularıyla bu platformu ve beni lütfen bir tutmayın söylemlerine kanmayın benimle alakalı bir şey duyarsanız telefonum sol altta mevcut tıklayıp beni arayın halimi hatrımı sorun ve deyin ki '' şöyle bir şey duydum aslı var mıdır? '' bende cevaplayayım sükunetle sizde vereceğim cevaba göre kanaatinizi kullanırsınız konu ile alakalı. ANLAŞTIK MI? Bakın beni sevmek zorunda değilsiniz, benden hoşlanmak zorunda da değilsiniz peptidturkiye.com'u ziyaret etmezsiniz olur biter ama benden nefret etseniz de '' bana saygı duymak zorundasınız '' tıpkı benim size saygı duyduğum gibi o yüzden hakkımda yalan, iftira haksız yere karalama yapmayın unutmayın ki âh alırsanız aldığınız âh gelir sizi bir gün bulur. KEYİFLİ FORUMLAR
  4. 32 points
    Merhaba arkadaşlar; Bugün trenbolone ele alacağız çünkü piyasada kimse size şimdi anlatacaklarımı bu kadar derinlemesine anlatmayacaklardır. Peki neden anlatmayacaklardır? Anlattıkları taktirde satış yapamayacaklardır muhtemelen çünkü aklı olan trenbolon dan uzak durur. Ha aklı olan uzak durur derken bir kere deneyen de kolay kolay vaz geçemez çünkü trenbolone verdiği hazzı ve sonuçları dünyada başka verecek bir ilaç henüz keşfedilmedi. Trenbolone nedir? Tarihçesi... Trenbolone, çoğu sporcu tarafından süratle fiziğinizi değiştirmek için en güçlü, en etkili ve en tehlikeli steroidlerden biri olarak kabul görmüştür. Bu ürün 19-nor steroid ailesinin bir parçasıdır. Trenbolone gibi, bu 19-nor ailede oldukça popüler bir başka steroid de Nandrolone’dır (Deca Durabolin ve NPP) Nandrolone ve trenbolone’un etki mekanizmaları benzer olmakla birlikte gerçekte bu iki steroid den alacağınız sonuçları çok farklı olacaktır. Nandrolone grubunun bir androjen ve anabolik steroid modelidir. Deca durabolin'in yeni yani geliştirilmiş versiyonudur. Misal peptidler de follistatin ilk olarak çıktı sonra geliştirilmiş versiyonu Follistatin 344 çıktı veya herkesin tanıdığı bir ürün Yohimbe çıktı daha sonra saf ve üst versiyonu olan Yohimbe HLC geldi gibi düşünebilirsiniz. Deca ve Tren. iki kardeş arkadaşlar ama ikiz kardeşler değiller sadece kardeşler. Misal deca da libido konusunda sorunlar yaşarken tren. kullanımında aksi yönde pozitif çıkışlar yakalarsınız ve bizim camia'da '' BÜYÜMEK İÇİN DECA! ESTETİK İÇİN TREN '' sözü vardır. Deca sizin sinir sisteminize veya paranoya kavramınıza negatif etki etmez ama trenbolone bu kavramın tabiri caiz ise içinden deler geçer. Yani bunlar kardeş olmalarına rağmen iki farklı deneyim sunan ürün diyebiliriz. Konuyu çok dağıtmadan tren kullanıcıları nelere dikkat etmeli bunlara değinelim. Trenbolone kullanmaya karar verdim yan etkileri nelerdir? 2,6 HAFTALAR ARASI ATEŞİNİZİN ÇIKMASI 3,10 HAFTALAR ARASI YÜKSEK SİNİR 3,10 HAFTALAR ARASI YÜKSEK PARONOYA 2,6 HAFTALAR ARASI VÜCUT GENELİ VE AVUÇ İÇİ TERLEME 3,10 HAFTALAR ARASI NEFES DARLIĞI KOMPLİKASYONLARI 4,10 HAFTALAR ARASI ÖKSÜRME 3,10 HAFTALAR ARASI HALSİZLİK VE YORGUNLUK BELİRTİLERİ 4,10 HAFTALAR ARASI YÜKSEK TANSİYON BELİRTİLERİ Şimdi arkadaşlar bunların arasında en ağır yaşayacağınız 3 sorun YÜKSEK SİNİR PARONOYA ( AĞIR ŞEKİLDE ) NEFES DARLIĞI (NEFES ALAMAMA) 1 ve 2. madde konusunda eğer özünüzde sinirli, saman alevi gibi parlayan biriyseniz ve duydu durum bozukluğu, anksiyete, geçmişte veya ürünü kullanacağınız dönem psikolojik sorunlarınız oldu veya varsa '' kesinlikle uzak durun '' çünkü trenbolone öyle ağır şekilde bunları size yaşatır ki ya her gün adam döver veya dayak yersiniz. Kendimden bir hikaye anlatayım hemen; Tren kullandığım dönem sokakta yay geçidinden karşıya geçeceğim (özünde çabuk sinirlenen birisiyimdir ama saman alevi gibi hemen şeker adam moduna dönmem de çok basittir.) toplu taşıma şoförü olan adam kilitlendim bakıyorum (bana bakıyor sanıyorum) dedim bana posta koyuyor herhalde (ne alakaysa) yeşil yandı araçlara aracın önüne geçtim gidemesin diye sen niye bana bakıyorsun diye adamla kavgaya tutuştum adam yemin ediyor ya sana değil ışığa bakıyordum yeşil yansın da geçeyim diye. Neyse sonra aaa bir sn bende tren vardı sakin olmalıyım deyip yoluma gitmişliğim olmuştur bunun gibi nice hikayelerim vardır tren kullandığım dönemlere dair. Bakın tren öyle ilaçtır ki evliyseniz yuvanız bozulur, dağılır Sevgiliniz varsa ayrılırsınız. Ananız, babanıza ağır sözler söyler hatta el kaldırırsınız. Tren adamı böyle manyak eder haberiniz olsun. Bir gün destek verdiğim biriyle konuşuyoruz tren dedim nasıl gidiyor? İyi abi dedi. Ya dedim nasıl iyi? Paranoya falan yok mu dedim şuan bir şey yok dedim 1 belki 2 hafta sonra beni aradı abi dediğin gibi paranoya yaptım ama iyi ki tren kullanmışım yoksa fark edemeyecektim dedi. Dedim ki ne oldu? Abi kız arkadaşımla hiç telefonuna bakmaz, karıştırmazdım trenden galiba aldatıldığım paranoyasına kapıldım bir de ne göreyim? Aldatılıyormuşum üstelik başka bir vücut geliştirmeci çocukla!! Aldatılmak değil de çocuğun benden vücudunun daha iyi olması zoruma gitmişti abi demişti. (Bende gülsem mi ağlasam mı bilememiştim.) Peki trenbolone bu kötü özelliğinden nasıl etkilenmeden kullanabiliriz? Bunu kariyerimde kimseye anlatmadım çünkü parayla bile ölçülemeyecek değerde bir bilgi ve %99 çözüm sunuyor. Tren negatif etkilerinden kurtulmak için kür planınızı şu şekilde yapın bu yazdığım yan etkilerin neredeyse hiç birini görmeyeceksiniz arkadaşlar. MİSAL TREN KÜRÜNDE YAPILMAMASI GEREKEN : 1-15 HAFTA TESTOSTERON 1-10 HAFTA TRENBOLONE 1-5 HAFTA DIANABOL Böyle bir kürde genelde 500 testo + 300 tren + 30 mg dianabol yapar çoğu sporcu. Ama o yan etkileri görmemek için yapılması gereke düzenleme şu şekilde olmalıdır arakadalar. 1-15 HAFTA TESTOSTERON - 250 mg hatta 200 mg 1-10 HAFTA TRENBOLONE - 500/900 mg kadar çıkabilirsiniz bu dediğim formülde (sonuçlar şaşırtacaktır yan etki anlamında) 1-5 HAFTA DIANABOL - 30 mg Bu şekilde olduğunda en ağır baskın kötü özelliklerini trenbolone ekarte etmiş olursunuz. Ha şöyle de bir şey var forumda da o arkadaşlar aktif olarak aramızda benim destek sağlayıp bu formülü yapmadan rutin uygulamalar ile tren küründe 4,6 ay kalan ama gram yan etki hissetmeyen vücut gelişimi olarak muazzam sonuçlar alan sporcular yok mu? VAR! Ama 1000 kişi de 1 kişi arkadaşlar. O kişilerdenseniz zaten ömür boyu kullanın trenbolone hiç vazgeçmeyin. Bunu şöyle açıklayalım '' yahu öyle şey mi olur diyenler anlasın diye '' 1 masa olsun bu Masa'nın sağ ucuna sen sol ucuna ben oturayım. Önümüzde 4 tane y*ni rakı 70'lik olsun 2 sende 2 bende şeklinde. Sonra başlayalım içmeye ben 1. şişede sarhoş olup bayılıp kalayım sen 3. şişede çakır keyif ol bu mümkün mü? Evet mümkün dünyaları içip hala ayakta olan onlarca kişi var daha 1 bardakta ayılıp, bayılan kişileri de gördük değil mi? Eee şimdi diyebilir miyiz ya kardeşim aynı rakı sen ona gerçek bana sahte vermişsin? Hayır işte ilaç ve genetik böyle bir şey arkadaşlar dünyada bilimin inceleyip sonuca vardığı çoğu konuda tek spor dalı vücut geliştirme ama bilimin bile hala bulamadığı bazı gerçekler var bu durumda onlardan bir tanesi. Mesela dış kaynaklı forumları veya platform veya makaleleri inceleyin Avrupa'nın en sevdiği ilaçlar başında trenbolone gelir ve adamlar şaka değil 1 yıl kesmeden kullanırlar. O konuda bende bu eğilimi mantıklı buluyorum ama uzun kullanım yapacak arkadaşlar lütfen çok abartmayın uzunluğu ve mg kısımlarını tavsiyem bu yönde olacaktır. Parabolan insanlar için üretilen versiyonudur acetat ve ent. formu veteriner gruplarında vardır haliyle eczane ürünleri parabolan formatında üretir lab ürünleri acetat ve ent. olarak üretirler. Misal balkan pharma : parabolone alt markası sp : acetat ve ent. olarak piyasada bulunmaktadır. Peki vücuttaki işleyişi nasıl olur nelere etki eder nasıl çalışır diye bakacak olursak; Trenbolone, kas yapı dokusu içinde bulunan igf-1 hormonunun seviyesini çok büyük oranda pozitif yönlü arttırmaktadır. ( igf normalde gece biz uyurken beyinde salgılanan gh nin karaciğere ulaşması ve orada igf 1'e dönmesi ile gerçekleşir. ) Böylelikle kastaki igf-1 seviyesi 2,3 hatta daha fazla artıp kas uydu hücrelerinin yani hasarlı kas hücreleri'nin igf-1 ve diğer büyüme faktörlerine çok daha duyarlı hale gelmesini sağlar. Kas hücre oranlarına belirli paralelikte ilerleyen DNA ölçüsünü de oldukça fazla oranda attırır. DEDİKLERİMİ DOĞRULAR NİTELİKTE AÇILAN ÖRNEK KONULAR : Etkilerinden pozitif yanların dan hiç bahsetmedim kapanışı öyle yapalım arkadaşlar; TESTOSTERON DAN 500 KAT NEREDEYSE GÜÇLÜ BİR İLAÇ DÜŞÜNÜN YUNAN HEYKELİ BENZETMESİ VARDIR YA HEP HAH İŞTE O HEYKEL KIVAMINA GETİRİR SİZİ VÜCUDUNUZ KARAKALEM İLE ÇİZİLMİŞÇESİNE MUHTELŞEM DURUR KAS ADELE YAPINIZ SU DOLU DEĞİL ADELE/ET DOKUSU OLARAK YANSIR GÖREN GÖZLERE SOKAK TABİRİ İLE KAPANIŞ YAPALIM = MERMİ GİBİ BİR VÜCUDUNUZ OLUR Evet arkadaşlar trenbolone denilen ilacı iyisi ile kötüsü ile hatta bazı minik bilinmeyen duyulması zor sırlar ile sizlere anlatmaya çalıştım bu ilacı kullanmadan 10 kere düşünün tüm bunlara rağmen kullanacağım derseniz mutlaka doğru bir rehber ile bu süreci geçirin yoksa çok üzülürsünüz piyasa da 300,500,800 tl gibi tren tedariği sunumu yapanlara kanmayın tren. ve oxandrolone dünya da ham maddesi en pahalı 2 ilaçtır bunu unutmayın zaten özünde sakat bir ürün olan tren'e en doğru şekilde ulaşmak için en doğru seçeneği vücudunuza almak için uğraşın ilk çabanız bu yönde olsun. KEYİFLİ FORUMLAR
  5. 31 points
    Merhaba Canlar. Hepimizin ortak hobisi vücut geliştirme. Bu ortak hobi birbirimiz arasındaki bir bağ aynı zamanda. Sokaktaki herhangi birinden daha değerliyiz birbirimiz için. Çünkü oturunca konuşacak keyif aldığımız ortak bir konu var. Hatta öyle bir hobidir ki bu, uğrunda sağlığımızı riske atabiliyoruz. Böylesi bir tutku. Ve bu tutkuyu sizin gibi yaşayan bir sürü insan. Diğer taraftan kullandığımız hormonlar üzerimizde katalizör etkisi yaratıyor. Her duyguyu da daha şiddetli yaşayabiliyoruz. Daha çok sinirlenip daha coşkulu olabiliyoruz. Bu da zaman zaman yazımıza aksediyor. Daha dik, daha öfkeli, daha alıngan, daha umursamaz, daha üzgün olabiliyoruz. Yazının mimikleri yok. Karşı tarafın ruhaniyetini anlayamadığımız için çok kırıcı olabiliyor. Hobisi uğruna her şeyi göze almış insanlar olarak naçizane ricam, yazarken kürde olduğunuzu veya karşı tarafında kürde / PCT olabileceğini unutmadan, düşmana değil de arkadaşına yazıyormuş gibi bir üslupla yazmak. Suçlar / yıkıcı değil de yapıcı / çözer bir üslup ile yazmak. İnanın böylesi çok daha güzel olacak. Burası insanların ciddi fayda gördüğü bir platform. İnsan kaybetmeyelim, İnsan kazanalım. Hepinizi seviyorum. Saygılarımla.
  6. 29 points
    Merhaba değerli platform kullanıcıları ve ziyaretçileri; Uzun zamandır sektörde değinmek istediğim aynı zamanda sporun bu branşının kanayan yarası 18 yaş altı sporcularımızın hormon sevdası ve onların geleceğini önemsemeyip bu alana dahil eden art niyetli kişileri ele alacağız konu içeriğinde. 18 yaş altı sporcularımızın suçu kesinlikle yok! Suç tamamen eğitim düzeyi, kültür seviyemiz ve ticarete leke bulaştıran satıcıların suçu! Spor salonlarında 13,14 - 17 yaş aralığında kür yapma arzusu içinde olup bunu eyleme döken onlarca değil malesef ki binlerce genç arkadaşımız var! Bu çok acı verici çünkü önüne geçilmezse zaten bir takım sorunlarda gelecekte doğacak cinsel, mental sorunların çoğu bu dönemlerde tohumlanmış olacak ve bu sorunlara çok daha erken merhaba diyecek genç sporcular. 18 yaş altı sporcular neden böyle kararlar alıyorlar? Her sporcu bireydir ve her bireyin 18 yaş altı dönemlerinde dini, siyasi ve cinsel seçimlerini sorguladığı dönemlerdir. Bu sporcular dış veya iç yapım dizi, film vb video etkileşimleri ile karşı cinslerini kaslar ile etkileyeceği kanaatine varıyorlar. Erkeğin doğasında güç vardır, bu yaşlarda gücün sadece vücut iskelet sistemi üzerinde kas sistemine bağlı olduğunu sanıyorlar. Diğer arkadaş grupları ergenlik dönemine bağlık eksi yönde gelişmişlik hissedip kendilerini daha pasif hissetmemek adına. Ego bizim için yetişkinlik dönemi olan bir duygu değil ergenlik dönemi olan bir duygudur! Bu duyguya teslim olmayı seçerler. Gibi onlarca sebepten hormonlara bulaşabiliyor genç sporcular. Ama bu çok büyük bir yanlış, gaflet ve sorun dolu dönemi peşinde getirmektedir. Peki ya neden? Arkadaşlar ergenlik dönemi genelde erkeklerde 9-16 arasındadır ama bilimsel olarak bakıldığında bu 21-22 kadar uzayabilmekte olduğu ispat edilmiştir. Şimdi bu yaş aralığındaki arkadaşlara sesleniyorum; '' Henüz daha bireysel yaratılışınızın başlarında hormonlarınız oturmamışken siz hangi deli cesareti ile çok tehlikeli olan bu hormonları vücudunuza alıyorsunuz? Geleceğinizle oynuyorsunuz? '' Diyorum ama aslında sözüm size değil çünkü bu yaşlarda o kadar heyecanlı, aktif ve vurdum duymazsınız ki ben veya kim ne derse desin anlamayacaksınız! Çünkü bizde o yaşlardan geçtik bizde ne yazık ki büyükleriminiz telkinlerini anlamadık! Ha ne zaman bizim iyiliğimizi istedikleri sorunlarla karşılaştık işte o zaman '' Tamama haklılarmış! '' dedik. Ama iş işten geçmişti ne yazık ki! Ben belki binlerce kişiden 1 kişiye bile faydam olur bu yoldan onu döndürebilirim diye bu yazıyı kaleme alıyorum. 18 yaş altı sporcular hormonlara bulaşırlarsa başlarına neler gelecektir? Bakın neler gelebilir diye bitirmedim başlığın sonunu '' neler gelecektir! '' diye bitirdim demek ki tecrübe ile sabit anlatacağım çok önemli detaylar var bu konu hakkında. Arkadaşlar genç arkadaşlar hormonlar tehlikelidir bir silah gibidir adam vurursun başın belaya girer veya adam korursun yararına olur bunun gibidir ama siz bu yaşlardayken o silah %90 adam vurur adam korumaz çünkü çoğunuz kamikazesiniz hepiniz vücut sağlığını aynada gördüğünüz sanıyorsunuz ama aynada görünenin dışında iç organlar, genetik yapınız buradan ölçülüyor sporcunun ne kadar sağlıklı olup olmadığı. Benim yaşımdaki süreçlerde 40'lı yaşlara merhaba demiş biri olarak ergenlik dönemlerimizde oturduğumuz semt, kültür ve süreç dahilinde '' kızlar sigara içen erkeklerden hoşlanırlar! '' kompleksi vardır çünkü mantık şuydu '' Ben o yaşlarda sigara içiyorum sigma/alfa bir erkeğim! Korkmuyorum ailemden, bu durumda beni güçlü bir erkek yapıyor! '' kompleksinden başka bir şey değildi! Koca bir nesil erken yaşlarda sırf bu yüzden sigara denen zehir ile tanıştı bende onlardan birisiydim tabi zamanla bu durumu yendim ve hayatımda sigara veya benzeri şeylere yer vermedim! İşte o zamanlarda büyüklerimiz diyordu yapmayın, etmeyin ama anlamıyorduk! Başınıza yüksek oranda olası gelecek sorunlar : Kür dönemi sonu yapılacak sorunlu pct sonrası duygu durum bozuklukları uzun ay veya yıllar! Kür sonu yapılacak sorunlu pct sonrası lh, fsh ve total testosteron seviyelerinde kalıcı sorunlar! Kür harici henüz oturmamış hormon yapınız, ilaçlar ile daha karmaşık bir sürece girecek! Kür için karmaşık düzende olan hormon yapınız '' cinsel kimliğiniz ve tercihlerinize doğrudan etki edecek! '' Kür içi bilgisizlikten doğacak ilaç tepki ve sorunlarına bağlı sinir, stres ve daha fazlası problemlerle karşılaşılacak! Kür için ilaçlara bağlı libido fazlalığı ile oluşacak cinsel arzular sizi sapkınlıklara taşıyacak! Kür içi mct bilgisizliğinden doğacak iç organ ve kan değerlerine bağlı ciddi sağlık sorunları! Kür içi antrenman bilgisi eksikliğinden ego savaşları dahilinde sakatlanma riski çok daha fazla olacak! (ağır girme aşkı) Kür içi çok daha erken kıllanma, ses değişikliği ve daha yaşlı sizi gösterecek negatif kusurlar! Kür içi yaş dönemine bağlı daha fazlasını arzulama niyeti ile mg artırımına gitmek ve vücudun her zaman daha fazlasını isteyeceğini unutmak buna bağlı ileri dönemlerde kalp, damar yolları sorunlarının kaçınılmaz olması! Kür sonrası ani düşüşler ile psikolojik olarak sporcunun hazır olmaması sonrası, çevresel aaa sen küçüldün mü diyaloglarına bağlı hemen yeni kür dönemi ile yanıp, tutuşma psikolojisi ile ilaca manevi olarak bağımlı kalma durumunun yaşanması! Kür için beslenme bozukluklarına bağlı iç organ yağlanması ve sorunları ile karşılaşılması! Başınıza gelen sorunlara örnek : Yukarıda kalın puntolar ile belirttiğim kısmın bilimsel cevabı : Vücudunuza hormonları aldığınızda biz profesyoneller bile bunları zapt etme konusunda sorun yaşarken siz genç ve dinamik, egoları Everest dağını aşmış arkadaşlar hiç önemsemeyecek hatta tecrübelerime göre önemsemiyorlar da! Peki ne olacak bu durumda e2 (Estradiol - kadınlık hormonu) daha fazla olunca memelerde sulanma, büyüme hatta dönem dönem süt verme (süt, sıvı akıntısı) gerçekleşecek! Sonra o kalın puntolarla belirlediğim cinsel kimlik ve tercih döneminizde çok başka yerlere gidebilir tercihleriniz. Bu durum yaratılışımız gereği çoğu erkekte travma sebebidir ve bu travmaların sonu hiç iyi bitmez arkadaşlar bilginize. Gibi daha onlarca en az +50 madde daha çıkar ama bunlar en can alıcıları ve vazgeçmeniz için yeterli diye düşünüyorum. Bakın spor sağlıklı yaşamak için yapılır! Dışı sağlıklı içi halkalı çöplüğü gibi olsun diye yapılmaz sporcunun! Ha vücudunuzu doğal en tepe noktaya taşımışsınızdır ki bunu 10-14-15 yaş aralığında sporun bu branşına başlasanız gece gündüzünüzü geçirseniz salonlarda hazır olmanız tepeye çıkmanız tüm kas gruplarında 10 senene yani 20-25'li yaşlar! O zaman belki yarışma veya dediğim gibi bu sektörden ekmek yiyeceksinizdir o zaman belki düşünülebilir ama ufak yaşlarda asla arkadaşlar ASLA! Size bu yaşlarda destek veren ve ticari yakınlık gösteren satıcıların bilmesi gerekenler; Arkadaşlar hepimiz para kazanmak için çalışıyoruz, emek gösteriyoruz ve her zaman hayallerimize ulaşıp, karnımızı doyurabilmek adına çabalıyoruz bu doğru! Ama tüm bunları yaparken onurlu, şerefli ticaretten yana seçimimizi yapacağız, ufacık çocukların kanına 2 kuruş fazla kazanacağız diye girmeyeceğiz değil mi? Ne yazık ki böyle değil arkadaşlar! Bu sektörün %90'ı kendini geliştirememiş bu sektörde yanlış işler ile ortaya çıkan yüksek karlılık oranının rüyasına kapılıp dahil olanlar oldukları için sizin hedefleriniz, hormon yapınız, idealleriniz '' İNANIN HİÇ BİRİNİN UMURUNDA DEĞİL! '' O yüzden ne kadar abi, amca, dayı, yarışmacı, şu kadar bu kadar öğrenci kitlesi bunların hepsi ticari süslemeler ve satış arzularının kötü yanlarını saklamaya yarayan, örtmeye yarayan ana başlıklar. Kendimden yola çıkacak olursam gönlüm çok rahat burada 18 yaş altı sporculara bırakın hizmet vermeyi yazılı destek almalarını dahi yasakladım! Çünkü kimsenin günahına girmek istemiyorum, kimse bu günaha ortak olsun da istemiyorum benim dışımda forum kullanıcılarından. SON SÖZ; Sizlerin bu yaş gruplarında sporun her branşı hayatınızda olabilir hiç sorun yok! Ama hormonlardan uzak durun! Geleceğinizi programlamak adına kitap okuyun, hayvan sahiplenin, ailenizle vakit geçirin, sosyalleşin, okulunuza odaklanın, kendinize hedefler belirleyin, gezin, sevin ve sevilin '' AMA HORMONLARA BULAŞMAYIN! '' Evet genç, dinamik, akıllı ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayan dostlarımız! Belki bu konuyu içeriğini görüp '' aman kim okuyacak bunu! '' diyecek ve geçeceksiniz ama olurda okuyup bu satılara kadar gelir ve fikrinizi değiştirirseniz başta size akabinde buna sebep olduğum için '' NE MUTLU BANA '' esen kalın. Keyifli Forumlar.
  7. 28 points
    Merhaba arkadaşlar; bugün çok ama çok ciddi forumda gerek bazı konulara tartışma malzemesi olan gerek telefonda olan diyaloglarımdan sebep bugün bir konuya açıklık getirmek istiyorum laboratuvar ürünlerini tercih etmeden kendinize sormanız gereken 2 soru! Bu sorulara cevabınız evet ise laboratuvar ürünleri ile korkamadan çalışabilirsiniz. Konunun ana amacı size sağlığınızın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak. 1. SORU Arkadaş grubunuzla toplandınız ve hadi laflayalım dediniz. Sonra elinizde cipsler, çekirdekler, meyveli sodalar bir park veya bankların olduğu alana geçtiniz tam bank'a oturacakken birde baktınız ki '' BİRİSİ BANK'A TÜRKÜRMÜŞ! '' o banka oturur musunuz? %100 Hayır oturmam diyecektir konuyu okuyanların! Otursanız bile en fazla pantolonunuz kirlenir onu da evde çamaşır makinesine atar kurtulursunuz. 2. SORU Libidonuz çok yüksek uzun zamandır erekte olmadınız artık yerinizde duramıyorsunuz var sayımında bulunalım! Akabinde bir partner arayışı içerisine giriyorsunuz sonra ama şans ama sizin arzunuzla birisi karşınıza çıkıyor ve birliktelik kararı alıyorsunuz o esnada birisi sizde diyor ki '' BU X KİŞİ HIV VİRÜSÜ TAŞIYOR YANİ AİDS '' o kişi ile birlikte olur musunuz? %100 Hayır diyecektir konuyu okuyanların hepsi! Peki bu iki soruya aklı olan düşünebilen zihin fukarası olmayan herkes gibi hayır diyebiliyorken laboratuvar ürünü kullananlar veya kullanacaklar hangi akla hizmet bu ürünleri tercih ediyor? Eee hocam ne var yani tasarımı güzel, tanıdık hatta ünlü bir hocadan aldık pahalı da veya ucuz (geneli %95 ucuzdur) hem kimse ölmemişte şimdiye kadar?! Üstelik check kodları da var?! Arkadaşlar şunu kafanıza sokun nerede nasıl üretildiğini bilmiyorsunuz bu ilaçların! Bu işin merkezinde olan biri olarak bilgi anlamında diyeyim siz anlayın benim bildiklerimi bilseniz spor yapmaya küsersiniz! Bu ilaçların üretim hane demiyorum merdiven altı çalışma alanlarını görseniz köpeği koysanız köpek yaşamaz! Süslü etiket ve kutulara kanıyorsunuz ama tuvalet veya benzeri temizlikten ırak yerlerde hammaddeler stoklanıyor! Çalışma alanlarına bırakın yabancı insan girmesini güneş ışığı, temiz hava dahi girmez! Ürün yapım aşamasında havada, yerde göremediğiniz tüm partiküller ürün ambalaj veya şişelerine dahil oluyor! Hiç birinin üzerinde yazan içerikler yok! %99 İçinde aslında aynı ham madde var tek değişik olan etiket ve kutu tasarımları! Ürünleri gen mühendisleri üretmiyor sabah sokak köşelerinde millete laf atıp akşam köpek dövüştürecek zekada tiplerin elinden çıkıyor çoğu! Ürünlerin tasarım check kodu veya benzeri konularına gelecek olursak. Yol göstermek istemiyorum zira bilin istiyorum. Çoğu yerde pharmaticuals veya benzeri yabancı domain park sitelerinde satışa konan isimler var bunlar alınıyor o yerli alan adı ve domaini park eden bunu göz ardı edenler zaten ultra saf ülkemize özel satıcı gruplarından oluyor. Ama biraz aklını kullanan cin gözler dediğim yöntemi kullanır. Sonra web master forumlarında free lance iş bekleyen çok fazla profesyonel grafikerler var bunlara şişe ve etiket tasarımları yaptırılır çok ücra köşelerde spora veya benzeri işlere çok uzak atölyelerde bunlar bastırılır yüksek miktarda ve çok deneyimli php, java, asp veya benzeri dillere hakim yazılımcıya da kod sistemlerini yaptırdıklarında milyon tane kodu üretmeleri çeşitli programlar sayesinde sadece 1 saniyesini alıyor yazılımcının. O yüzden 12 yıldır avazım çıktığı kadar bağırıyorum! Lab ürünü ALMAYIN! Sp nazarın da konuşacağım yine beni tanıyanlar bilir arkasında dünya devi olmuş bu konuda bir marka Balkan olmasına rağmen '' ONUDA ALMAYIN!!!! '' sonra demesinler o kadar anlatıyor da kendini farklı yere koyuyor diye! Ama hocam bu dolar kurunda bu pahalılıkta nasıl eczane ilacı alalım? Paran yoksa doğal yap! Bugün bedava çeşmeden içtiğin suyu dışarıda iş....ken para veriyorsun değil mi? Bu dünya böyle bir dünya sen 3 lira 5 lira peşindeysen yapma, girme bu hormon işlerine ey genç arkadaşım, ey yaşıtlarım, ey büyüklerim! Canınız sağlığınız bu kadar mı değersiz? Direk tüm kan dolaşım sisteminize nerede nasıl üretildiğini bilmediğiniz '' ÇALIŞIYOR İŞTE '' diye geçiştirdiğiniz ürünleri sokacak kadar sağlığınıza düşmansanız o sizin tercihiniz. Bu kan dolaşım sisteminiz ile kanınıza giren zeytin tanesinin kabuğunun üzerindeki tortu dahi vücudunuzun her yerinde dolaşıyor! Evet anlık insanlalar ölmüyor belki ama 1 yıl 5 yıl 20 yıl sonra ak ciğerleriniz de beyninizin sağ lobunda mide çeperinizde kötü huylu geri dönünüşü güç veya imkansıza yakın olan hastalık veya hastalıklarla tanıştığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız. O alırken oh 100 lira 200 liraya yarım yamalakta olsa çalışır ürün buldum seviniciniz aylar, yıllar sonra ödemesi güç sağlık sorunları ile karşınıza çıktığında ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bu ürünleri babanızın oğlundan alsanız yine güvenmeyin! Gözünüzle görseniz yine güvenmeyin! BU PİYASA AKLINIZIN ALAMAYACAĞI KADAR KARANLIK! ECZANE İLAÇLARI ÜLKE GÖZETMEKSİZİN KULLANIN, KULLANILMASINI TEŞVİK EDİN!
  8. 27 points
    Merhaba; bugün özel bir konuya değinmek istiyorum çünkü bir çok kişi kandırılıyor veya süreci doğru yönetemiyor. Bu konu içeriğiyle birlikte yarışmak nedir? gerçekten gerekli midir? sorumlulukları nelerdir? gibi başlıklara değineceğiz. Arkadaşlar bildiğiniz gibi yıllardır bu sektörde bilgim dahilinde bir takım hizmetleri en doğru şekliyle sunmaya çalışıyorum haliyle bir çok amatör, orta seviye ve ileri seviye sporcularla muhatap oluyorum. Bu durum genelde giriş seviyesi veya orta seviye sporcularda çok dile geliyor. Şimdi arkadaşlar bu konuda yazılanlar altın değerinde ve harfiyen okuyun ona göre bir takım kararlar alın spor hayatınızda. Genelde sporcular bir heves bu branşa dahil olurlar sonra bakarlar ki doğal bazı şeyler çok zor kulaktan duyma veya eş dost söylemleri ile hormonları duyarlar ve bu tehlikeli maddelerle bir yola çıkarlar bazısı güzel süreçler geçirir bazıları geri dönülmesi yollarda harap ederler genetiklerini ve sağlıklarını. Dışarıdan aynaya baktıklarında tatmin olan kesim bununla yetinmez daha fazla ilaç daha fazla ego ile süreci çok daha ileri taşımaya kararlıdırlar. Tüm bunların sonun ki daha spor geçmişleri hormonlu halleri veya natural halleriyle bile 3,5 ay belki 9,10 ay'ı bile tamamladan YARIŞMA KARARI ALIRLAR! Ve ilk diyalog şudur; '' HOCAM MART VEYA EYLÜL'DE YARIŞACAĞIM '' düşünüyorum da değil bak net bir ültimatom ile karar veriyorlar. Peki bu kararın ağırlığının ne kadar farkındalar? %1 bile değil inanın. YARIŞMAK ADINA BİLİNMESİ GEREKENLER : GİRİŞ SPORCULARIN HAYAL DÜNYALARI Arkadaşlar öncelikle sporun bu branşından ziyade kendinizi spora adamanızı öneriyorum sporu sağlıklı yaşam adına yapmanızdan geçmesi lazım tüm ideallerinizin başlangıç çizgisi. İnsan vücudunun sınırlarının sonu yok hala yeni keşifler yeni bulgulara denk gelinebiliyor haliyle kendi vücudunuzu bilim bile tam anlamıyla çözememiş iken sizin ben vücudumu, genetiğimi çözdüm doğal olarak buraya kadarmış deyip 1,2 ay veya yılda hemen ilaca sarılmayın. Gerçekten kusursuz bir genetiğiniz varsa zaten bu bir şekilde fark edilir ve hayatınız ona göre şekillenir ama inanın bu çok düşük bir ihtimal özellikle her şeyin hormonlu olduğu eksik ve kusurlu beslenmenin oldukça fazla olduğu bu günlerde. Doğal olarak gidebildiğiniz kadar gidin! Yeni nesil arkadaş ve sporculara bakıyorum elde telefon sete her 30 saniye ara verdiğinde ya buddy ile muhabbet veya telefondan tinder dan stalk kasma peşinden gidiyorlar o 30 saniye ara oluyor 2 dk sonra kalbi tekrar vücudun geneline kan gönderip pump yakalaması için görevlendirmeye çalışmak kısacası olduğun yerde saymaktan başka bir şey değil. Biz eski old scholl sporcular yarış dönemi bile insulin girmezdik ama şimdikiler ilk kürde tren hatta insulin dahi kullanacak kadar gözleri karartıyorlar! Biz ne yapardık salona gider ve kusana kadar hatta bayılana kadar ağır ve doğru antrenmanlar atardık böylecek ne insuline gerek duyduk bu sahip olduğumuz vücutları inşa edene kadar nede çok yüksek mg'lara. Tüm bunlar es geçiliyor ve ilaca sarılıyor sporcu sonra ne oluyor ilaç onu pembe bulutların üzerine çıkarıp '' KÖR EDİYOR! '' o ilacın su tuttuğuna değil 1 tl'ye sizin vücut analizini döken makinaların şu kadar kas kazanmışsın yalanlarına kanıyor ve beslenmeyi öteliyor antrenmanları aksatıyor sırtını tamamen ilaca yaslıyor sonra ne oluyor ilacı kesiyor vücut tamamen su tuttuğu için suyu veriyor ve şu geçmişten gelen diyaloglar dile geliyor '' BIRAKINCA SAKIRYOR! '' yalan arkadaşım öyle bir şey yok! Senin saflığın bu durum beslenme yok antrenman demeye bin şahit ilacıda kestin eee ne yapacaktı vücut sen onu ödüllendirdin mi ki o seni mutlu etsin? Haliyle süreç böyle ilerlerken sporcumuza '' OOOO KANKA NE BÜYÜDÜN BEE! '' diyen adamlar kür bitince '' YAA KANKA KÜÇÜLDÜN MÜ SEN? '' demeye başlayınca sporcular maalesef ki iş bilmezlikleri ve ticari ahlakı olmayan satıcılar tarafından ilaca tekrar yakınlaştırılıp 2. kür 3.kür böyle gidiyorlar ve gayri resmi şekilde ilaca bağımlı olmaya başlıyorlar. İlaç öyle bir şeydir ki siz küre girince amatörlük dönemlerinizde size tüm gerçekleri unutturur yapmam dediğiniz hataları tekrar yaparsınız beslenmede kusur antrenmanda kusur vs gibi bu kavramları tamamen öğrenene kadar zaten uzun yıllar geçiyor. O arada maalesef ki bir çok sporcu beslenme, antrenman konusunda zafiyet göstermenin dışında ilacın verdiği özgüven ile birlikte '' YARIŞMA KARARI ALIYORLAR '' aslında bu karar tamamen bir rüyadan ibaret bazısı bu rüyadan erken bazısı çok geç uyanıyor. Burada yazdıklarım bu rüyadan en hızlı şekilde uyanabilmeniz adına! YARIŞMAK ADINA BİLİNMESİ GEREKENLER : EĞİTMEN VEYA SATICILARIN YARIŞMA SÖYLEMLERİ Bakın arkadaşlar geçmişten bu güne hep söylerim bu sektör tamamen '' KURTLAR SOFRASIDIR '' ve asla kimse kimsenin gözünün yaşına bakmaz hele ki sporun bu branşında ne olduğu belli olmayan markalarla 1'e 1000 kazanılan bu spor dalında asla sizin parayı, zamanı nasıl kazandığınızla sorunlarınızın olup olmadığıyla veya mental, psikolojik ruh halinizin ivmesi ile kimse ilgilenmez herkes cebinizdeki parayı nasıl alır ve kendi hayallerine giden yola bir basamak daha ekler buna bakar! O yüzden bir eğitmen beni gördü veya satıcının ya senin vücudun genetiğin çok iyi gel seni yarıştıralım veya sen yarış demesine aldanmayın! Bu kararı sadece siz vermelisiniz ama bu kararı da öyle hemen değil sporu ve ilgilendiğiniz branşı aynı zamanda vücudunuzu %100 tanıdım ben diyebileceğiniz seviye geldiğinizde ancak almalısınız böyle bir kararı. Aksi halde dahil olduğunuz bu pembe rüya bir kabusa dönüşecektir! YARIŞMAK ADINA BİLİNMESİ GEREKENLER : YARIŞMAYA KARAR VERMEK TEK BAŞINA YETERLİ Mİ? Arkadaşlar cebinizde diyelim ki 350bin Türk Lirası var ve bir araba alacaksınız ama bu parayı verince bankadaki bakiyeniz sıfırlanacak alır mıydınız? Evet alırdım diyorsanız sözüm size.. Bu arabayı o bakiye ile alırsanız o araba masraf çıkardığında, kaza yaptığında, bakımı veya tamirinde veya deposunu fullemeye gelince iş ne yapacaksınız? Patladınız değil mi? İşte tek başına alınan '' YARIŞACAĞIM! '' kararı da bu kadar anlamsız ve bir şey ifade etmeyen kelime. Çünkü yarışmak evet tek başına gram hormon almadan süslü bir mayo ile sahneye çıkabilir çıktığın gibi inebilirsin bu bedava ne beslenme ne hormon ne antrenman hiç bir şeye gerek yok ama o sahnede gururla durmak derece almak için tek başına '' YARIŞACAĞIM! '' demek maalesef ki yeterli değil arkadaşlar. ÇÜNKÜ; Evet çünkü bu kararın yanında ilaç ve beslenme ayrıca sosyal hayattan geri kalıp aile veya manevi bir çok değerinizi ötelemeniz gerekemektedir. Yani yarışmak birden fazla alt başlığı olan bir reaksiyon bunu asla unutmayın! Beslenme dedik bugün tavuk kilo fiyatı 50,60,70 tl aralığında! Kırmızı eti söylemiyorum bile! Sadece et ile bitiyor mu? Sebzeler kullanılması gereken vitaminler! Mesela solgar c vitamini 250 TL. olmuş?!!! Tek bir vitamin!!! Amacınız o podyumun hakkını verebilmek veya gerçekten derece ise ayda 3,4,5 bin tl sadece beslenmeye ayırmalısınız bunun altından kalabilecek misiniz? İlaç kısmına gelelim başlıklara kısmen değiniyorum yoksa çok daha fazla söylenecek şey varda! Neyse ilaç ya zaten piyanın %95'i belki daha fazlası tamamen karanlık! Doğru, sağlıklı ve kendini kanıtlamış marka/ilaçlara denk gelmeniz samanlıktaki iğneyi bulmanız kadar zor iken ne olduğunu bilmediğiniz ilaçlar bile ateş pahalısı ( sırf satıcıların aç gözlülüğünden sebep inanın bana ) iken doğru ilaçları siz düşünün dola 29.10.2022 taraihi ile 18.55 leri gösterirken ne fiyatlarda olduğunu az çok biliyorsunuzdur. Eee peki soralım bu kararı alan arkadaşlara siz sadece testosteron yanına boldenon definasyon dönemi de prop, tren, clen ile o podyumun hakkını verebileceğinizi düşünüyor musunuz veya derece alabileceğinizi? Evet sadece bunlarla da hatta dediğim gibi bunlarsız da hazırlanabilirsiniz ama o podyuma daha çıkmadan arkada boyanız yapılırken diğer vücutları gördüğünüzde stresten mide bulantılarınız başlar haberiniz olsun. Ne olduğu belli olmayan grupları bir kenara bırakalım doğru marka ve ilaçlarla bir podyum sezonu geçirecek olsanız inanın bana eskiden sıfır araba aldığınız rakamlara kürde anaca ilaç parası ödersiniz. Çok ufak örnek vereyim tek bir ilaç üzerinden! Sektörün altın vuruşu dediğimiz ürün '' GH '' büyüme hormonu podyumda yer edinmek isteyenlerin asla reddetmediği bir ürün aynı zamanda reddedemeyeceği bir ürün! Bakın gördünüz mü sadece tek ilaç ne kadar tuttu nerede bunun mct ürünleri belki supplementleri nerede bunun diğer destekleyici testosteronu, boldenonu, decası, treni vs? Şimdi beni daha iyi anlıyor musunuz? Son olarak antrenman kısmına gelelim hayatınız her şeyiniz antrenman olmalı sosyal hayat sıfıra inmeli varsa kız arkadaşınız veya ilişkiniz bu çok riskli çünkü yarışmacılara genelde bir ilişki tavsiye etmiyoruz çünkü en ufak psikolojiyi etkileyecek mental sağlığını bozacak bir tartışma sporcunun antrenman kalitesini direk düşürür hatta öteler haliyle bunu pek istemeyiz. Neyse konuya dönelim eee ilişki zafiyetiniz olacak ne dedik sosyallikten uzak? Tüm bunları yapabilecek misiniz? Yapabilirsiniz ama 1 belki 2 ay sonra bir şeyler size zor gelemeye başlayacak. Eee giriş seviyesindeyseniz daha vücudunuzu tanımadan yarışma kararı alacak kadar sapıtmışken nasıl doğru antrenman atacaksınız? Yarışacak derecede ağır antrenmanları nasıl oturtacaksınız vücudunuza? Uzaktan alacağınız o internette satılan 200,300,500 veya 1000 TL'ye domates ile pilavın tabloda yerini değiştirip herkese sattıkları programlar ile mi öğreneceğinizi düşünüyorsunuz gerçekten? Güldürmeyin beni. YARIŞMAK ADINA BİLİNMESİ GEREKENLER : HER ŞEY OLDU YARIŞTINIZ VE SONUÇLARI Hadi bunların hepsini yaptınız ve yarışmaya hazırlandınız siz sanıyor musunuz o ilk üçü size yedirecekler? Yetkili birimlerin idari oylayıcılarının salonlarına gitmediğiniz ilaçları onlardan almadığınız onların k. yalamadığınız sürece o podyumda derece yine samanlıktaki iğneyi bulmak kadar zor! Hadi imkansızı başardınız ve birinci oldunuz diyelim tüm bunlara rağmen ödül ne bunca paranın ver zahmetin karşılığı olarak 1 veya daha fazla hard line protein tozu vb. yanında n11.com da satılan 100 bilemedin 200 TL. değerinde bakır kupa Ha birde hard line taşıma çantası yani bizim zamanımızda böyleydi şuanda da böyle sanırım aksi veriliyorsa düzeltirsiniz. Tüm bu anlattıklarım sonrası hala yarışmayı düşünüyor musunuz? Aldığınız bu karar sizce gerçekten değer mi veya doğru mu? Bunu sorunun cevabını vicdanınıza danışın derim. Ha şu sualde çok geliyor, nedir o? Hocam yarışmam lazım çünkü ben bu sporun branşından ekmek yiyeceğim podyum görenlere daha çok yöneliyor sporcular. Hayır dostum bu referans değil herkes '' güzel vitrini olan mağazaya girmek ister! '' yani sen gerçekten genetiğini en iyi şekilde kullan o vücudun hakkını ver zaten senin elindeki kupaya tav olmuyor kimse vücuduna tav oluyor sen o kupayı alamadan o kadar parçalanmadan da o vücudu yapabilir ve ekmeğini taştan çıkarırsın merak etme o podyuma illa ihtiyacın yok. Ha dikkat edin çoğu sporcuda en minimal ilaçlar ile belki de bazen balkanlar da yurt dışında dereceler alıyorlar neden? Ya zaten ilgili ülkelerde ayda bir veya iki ayda bir kere yarışmalar yapılıyor podyuma 3,4 kişi çıkıyor o 4 kişiden 3 tanesi engelli kıvamında eee körler ülkesinde tek gözü olan kral olur haliyle bir çok sporcumuzda o podyumdan zaferler ile dönüyor. Tabi ne kadar zafer denebilirse bu duruma. (Bir kısım sporcuyu tenzih ederek konuşuyorum) İlle de meraklıysanız böyle bir şey yapar podyumda elinize kupayı alır sizinle gelen arkadaşınıza güzel bir kaç kare verir ülkeye dönersiniz. Ha birde bunları anlatırken ülkemizde yarıştın teste girdin yakalandın diyelim sana sporcu yarışma lisansını veren kulübe çok büyük yaptırımlar ve para cezaları veriyorlar seni 5 yıl diskalifiye ediyorlar ülkedeki yarışlardan vs vs. Anlat anlat bitmiyor gördüğünüz gibi. O yüzden tüm bunlara değer mi? Hala yarışmak istediğine emin misin? Ve inanın anlatmadığım o kadar çok şey var ki mesela; tüm bunları yaptın yarışa az kala hastalandın koca yıl yaptığını 1 haftada kaybedersin Bir gün yarışmada deneyimsizlik zamanlarımız eş dost ile gittiğimiz yarışma sabah olacak gecesi bir stres olduk vücut def sonrası dahi kalan suyu bir verdi vücut üçgenden sekizgen hale geldi Yani daha neler neler... Umarım bu yazdıklarımı sonuna kadar okur ve hayallerinizi süsleyen bu kararları alırken daha temkinli yaklaşırsınız. Keyifli Forumlar.
  9. 27 points
    Merhaba arkadaşlar; Konu başlıkları zaten içerik hakkında bayağı bilgi vermiş olması gerekiyor. Benim en çok karşılaştığım konulardan birisi özellikle acemi, giriş seviyesi sporucularda. Peki nedir bu konu hadi hep beraber inceleyelim. Çok ilaç çok kas demek mi? Arkadaşlar bu hatayı zamanında hepimiz yaptık ama özellikle hormon işlerine bulaşan arkadaşların en çok düştüğü hatadır bu peki sporcular için handikap satıcılar içinde öyle mi? Hayır elbette tüm satıcılar sizin gaza gelip çok ilaçla çok sonuç alacağınıza inanmanızı ister böylece 1,2 ilaç satacaksa 4,5 grup satar cebinizdeki parayı alır hayatına devam eder sizde harcadığınız parayla kalırsınız. Arkadaşlar şunu unutmayın her bardak çapı ve derinliği kadar sıvı alır doğru mu? Sporcunun adalesi yoksa biz yüz tane ilaç girse dahi inanın hiç bir şey değişmeyecek. Bunu şöyle garip ama anlaşılır bir örnekle size anlatmaya çalışayım. 2 PARTNERİNİZ VAR VE BU PARTNERLERİNİZDEN ÇOCUĞUNUZ OLSUN İSTİYORSUNUZ. Bir Partnerinizle günde bir beraberliğiniz olsun diğer partnerinizle günde defalarca birlikteliğiniz olsun. 9 ay geçtiğinden her iki partnerinizden de kaç çocuğunuz olur? Her ikisinden de bir tane doğru mu? Yani bu ne demek nasıl ki çok birliktelik çok çocuk olmadığı gibi çok ilaçta çok kas demek değil. O yüzden rica ediyorum adım adım yavaş yavaş ilerlemeye çalışın. Vücudu doldurmak, adale yapınızı geliştirmek inanın bana yıllarınızı alacak. Adale yapınız gelişene kadar çok ilaçla zamana bağlı tanışacaksınız. Ama adale yapınız geliştikten sonra onu ayakta tutmak için sadece testosteron işinizi görecektir. Ha yok ayakta kalmasının dışında detay, estetik, yağ oranı vb gibi durumlarda egonuza yenik düşerseniz diğer ek ürünlerde mutlak suretle kürlerinize dahil olacaktır. Bu işin kendine göre merkezinde olan biri olarak bu konuya dair ez cümlem '' Kendinize zaman tanıyın ve bazı şeylerin nakit ile değil vakit ile tamamlanacağına kendinizi inandırarak bu işlere başlayın. '' İlaçların etki alanı genetikle alakalı mı? Evet kesinlikle üzerine konuşulması gereken bir diğer başlık. Çünkü kürlerde şunlar oluyor '' ben dünya kadar ilaç girdim, arkadaşım sustanonla benden çok gelişti! '' şimdi arkadaşlar bu hem doğru hem yanlış bir tez! Çünkü çoğu sporcu egoisttir ve ne vurduğunu ne tür zorluklarla karşılaştığını anlatmazlar karşılarındaki sporculara. Sorsanız neredeyse tüm camia sarms veya 1,2 Anabolic, Androjenik ürünlerle o vücutları yapıyor. Bu koca bir yalan kimse ile aynı evi günün 24 saatini paylaşmıyoruz o yüzden o dediklerinin hiç biri doğruluğunu kanıtlamıyor dediklerinin. Neyse bu konuya pek dahil olmadan ana konu başlığına geçelim. Bakın arkadaşlar ilaçların sizi nereden alıp nereye getireceğine; Hormon bilginiz Beslenme bilginiz Antrenman bilginiz Genetik faktörler Bu gibi bir takım maddeler belirliyor bunlardan bir veya daha fazlası eksikse gelişiminiz törpüleniyor. Peki o zaman şöyle bir örnek üzerinden gidelim. 2 sporcu aynı deneyim aynı şartlarda yaş, boy, cinsiyet, deneyim vs küre giriyorlar bire bir aynı şeyleri uyguluyorlar ama bir sporcu diğer sporcundan çok daha fazla gelişiyor bu nasıl olabiliyor? İlaçlar, mg lar her şey aynı ama... İşte bunu şu örnekle siz izah etmek isterim. 2 kişi olsun misal biri ben diğeri de değerli vaktini ayırıp bu konuyu okuyan sen ol. İkimizde bir masada karşılıklı oturalım ikimizin önüne de '' 70'lik y*ni Ra*ı '' konmuş olsun. Ve bir kadeh sen bir kadeh ben derken ben birinci şişede sarhoş olup bayılayım ama sen 2 hatta 3. şişede aynı duruma gel! '' bu mümkün ve olağan mı arkadaşlar? Gayet hayatın içinden bir örnekle anlatmaya çalıştım. Evet mümkün! Peki bu nasıl oluyor ikisi de aynı litre aynı marka ikimizde erkeğiz, insanız, yaşımız, boyumuz her şeyimiz aynı ama ben 1 sen 2 şişede gittin. Şimdi bu önümüze konan şişelerden birisi sahte veya düşük doz diyebilir miyiz? Elbette ki hayır. İşte genetikte böyle bir şey arkadaşlar siz kendinizi parçalasanız da alacağınız etki, tepki ölçüsüne %70,80 genetiğinizin vereceği müsaade belirliyor. Kalanı ise diğer faktörler. Yani genetik olarak kusurlu sporculara dünyaları da versek bazı şeyler çok zor yerine oturuyor. Ama doğru genetik en minimal hareketlerle bile sizi çok güzel yerlere getirebiliyor. Ağır antrenman çok kas demek mi? Evet son ve en can alıcı başlıklardan birisi. Salonlara hepimiz gidiyoruz oralar adeta ikinci evimiz bizlerin. Haliyle kendimiz dışında bir çok sporcunun hikayesine ama gözlemleyerek, ama buddy olarak tam içinde veya çevresinde olabiliyoruz. Burada benim gözlemlediğim ve keşke bu durumu çok erken kavrayabilseler dediğim konu '' ÇOK AĞIRLIK ÇOK KAS DEMEK DEĞİL '' tıpkı '' ÇOK İLACIN ÇOK KAS OLMADIĞI '' gibi. Arkadaşlar ben 1.95 - +110 kg bir adamım ve çalıştığım ağırlıkları salonlarda görenler içinden şunu diyordur '' ya adamın boyuna posuna bak bir de ağırlıklarına bak '' evet bunu diyorlar eminim ama ileride edinecekleri tecrübeler kısacası zaman benim bu uyguladığım sistemin çok daha doğru olduğunu onlara öğretecek. Arkadaşlar salonlarda çoğu sporcu anormal ağırlıkların altına giriyor buddyleri de bu süreçte onalara destek veriyor ve böylece spor dönemlerinin ilk hafta, ay ve yılını geride bırakıyorlar. Ama tüm bu zaman geçerken ne yazık ki çok büyük sakatlıklar oluyor. Tüm sporcularımızın öğrenmesi gereken ana başlıklar şunlar; ZAMAN! ZAMAN! ZAMAN! DOĞRU AĞIRLIK ( BİLEK, EL, KOL KASLARININ TEPE ZORLANMA NOKTASI TİREME GELİRSE BİLİNKİ YÜSKEK AĞIRLIKTASINIZ) VE ZAMANDAN SONRA EN ÖNEMLİ KRITER!!!!!! '' DOĞRU AÇI! '' Arkadaşlar unutmayın ki zaman bu sporun bu alanında her alanda olduğu gibi zaman ayırmadığınız sürece ne gelişecek ne de tecrübe edineceksiniz. Vücudu doldurmak senelerinizi alacak. O 2,3 ayda veya 5,6 ayda dev gibi olan adamların hepsi su torbası hiç biri adale değil ama sanıyorlar ki hepsi adale basıyorlarda basıyorlar sonra kür bitiyor vücutlarına aldıkları hiç bir ilacı neredeyse vücut üretmediği için adale yapısını ayakta tutamıyor tüm suyu veriyor ve sonra şu diyaloglar dile geliyor '' BIRAKINCA SARKIYOR '' hayır sarkmıyor sen boş bir balona hava veriyorsun o balon şişiyor ve sonra sönüyor hepsi bu kadar. Doğru ağırlık ise işin gerçekten en öneli kısımlarından birisi salonlarda bakıyoruz adam öyle ağırlıklar altına giriyor ki sanarsınız dünya şampiyonasına çıkacak hayır arkadaşlar bu çok yanlış ilaçlı dahi olsanız doğru değil. İlaçlıyken tamam çok düşük ağırlıklar doğru değil gelişmek, ileriye gitmek için onları vücudumuza sokuyoruz bu doğru fakat ama orada da gidip 300 kg squat 180 kg bench press yapmanın kimseye yararı yok ciddi kas yırtılma ve sakatlık riski var her şeyin aksine. Doğru ağırlık nedir peki? Arkadaşlar doğru ağırlık ilgili alanın titreme seviyesi var tepe nokta o noktaya geldiğinizde tam misal dumbble press yapacaksınız bicepslere tam kol, bilek, omuzdan aşağı bir titreme geliyor evet o sizin doğru ağırlığınız çalışmak için. Ama bir bakıyoruz salonlarda adam '' AAAAARGHH!! OOOOGHHHH!!! HİİİİYAAGHHKKK !! '' diye bağırıp ağırlık basmaya çalışıyor kendini tatmin ediyor çevresine ağır rahatsızlık verdiğini unutuyor. Bu doğru değil arkadaşlar! Bir anımı anlatayım bu konuda son cümleye geçmeden. '' Bir gün salondayım çocuğun kulağında kulaklık bağıra bağıra 50 kg dumbbell ile tepe kasları yormaya, geliştirmeye çalışıyor. Ama bunu yaparken ben 1 metre kadar yanındayım hem ağırlığı basarken anormal garip sesler çıkardığı yetmiyor gibi bir de her yükleme de çok bariz gaz çıkarıyor ama öyle böyle gaz değil hem sesli hem hissedilen cinsten çevresindekilerin zira kulağında kulaklık olduğu için onu da fark etmiyor. '' Vücut öyle kasılıyor, zorlanıyor siz düşünün. Bu doğru değil arkadaşlar hem kendinize hem çevrenize zarar, rahatsızlık veriyorsunuz. Doğru açı detayı! Evet arkadaşlar kası geliştiren inanın bana çok ağırlık veya süslü hareketler değil doğru ağırlık seviyesinde doğru açı ve doğru tekrar. Çoğu sporcu bunu bilmiyor ne yazık ki. Çok kg çok tekrar derken sakatlıklar ve anormal estetik olmayan vücutlar ortaya çıkıyor. Bakın çok yüksek ağırlıkla çalışan bir sporcu bir kenarda diğer kenarda doğru ağırlık doğru açıda çalışan bir sporcuyu incelemeye alalım az kg ama doğru tekrar ve en doğru çalışma açısında olan sporcu çok daha doğru, güzel ve fazla gelişecektir. Yapmanız gereken öncelikli konu her hareketin doğru açısını öğrenmek. Misal ibadetten örnek alalım müslümanlar namaz kılarken nasıl ki bazı detaylar var eğilme, kalkma, rüku vb bunların hep doğru açıları var ve üslubu var değil mi kaideleri var değil mi? İşte bizim spor vücut geliştirmede öyle hepsinin doğru açı ve kaidesi var. Yapacağınız ilk şey tüm hareketlerin doğru açılarını öğrenmek. Final olarak bu tüm yazdıklarım tecrübeyle sabit şeyler arkadaşlar. Bunları sizlere kolay kolay kimse anlatmaz çünkü bazı şeyleri bilmenizi istemez bu işin ticaretini yapan kişiler. Ve çevrenizdeki çoğu kişide bu konularda telkinde bulunmaz çünkü kendisi de bu hataları yapıyordur ve yapılanların doğru olduğunu düşünür kendi de öyle yapıyordur çünkü. Umarım tüm yazdıklarımdan kendi payınıza olanları alır ve en doğru şekilde spor yaşantınıza devam edersiniz. Keyifli Forumlar, Saygılarımla.
  10. 25 points
    Merhaba arkadaşlar; Bugün yine çoğu kez kulağıma gelen ve hoşuma gitmeyen çoğu kişinin farkında olmadan ilaç veya destek sağlayan kişilere fırça atmasını sağlayan bir kaç husustan bahsedeceğim. Bunlardan bazısı ateşinizin çıkması, sinir üst limitinizin aşılma durumları veya vurduğunuz alanların apse yapması ile alakalı olacak. Çoğu diyalog halinde bulunduğum kişiden duyduklarımdan yola çıkalım. Hocam adam bana ne sattıysa testosteron diye 1,2 hafta ateşler içinde yattım! Evet bunun ne satıcıyla nede kötü varsayımında bulunduğunuz ilaçla net bir ilişkisi yok arkadaşlar. Bu durumu şöyle özetleyelim insan vücudu haftada 50 ila 80 mg testosteron üretiyor siz 500 mg vücuda aldığınızda kaç katı oluyor 50 mg üzerinden gidecek olursak '' 10 KATI OLUYOR '' bu ne demek biliyor musunuz? National geographic veya Animal planet gibi belgesel kanallarında hayvanların dönemsel, iç güdüsel anlarına tanıklık etmişizdir değil mi hepimiz izlerken? Orada olan hayvanlardan biri olan '' FİLLERİ '' baz alalım anlatımımızda. Bu devasa canlılar çiftleşme döneminde testosteron üretim oranları en üst tepe noktaya gelir normal off dönemleri boyunca çiftleşme dönemi dışında çok alt seviyelerde olan üretim özel kızışma dönemlerinde çok kat ve kat üst seviyelere çıkar akabinde şu aşağıdaki görüntüler ortaya çıkar. Karede bakınız bir ağacı deviriyor Karede birbirlerine giriyorlar İşte tam olarak yüksek testosterondan olan eylemlerden sadece ikisi! Yani bu örneği vermemin sebebi sizin ateşinizin çıkması vücudun ürettiğinin 10 katını alınca delirircesine anormal tepkiler vermesiyle sonuçlanıyor! Nedir bunlar? Yüksek sinir, Ateş basması veya terleme gibi durumlar (bunu çok deneyimlide olsanız sporcu olarak ara verdiğiniz çoğu dönem sonrası başlarken ama 1 gün ama 1 hafta hissedersiniz veya isterseniz 1 yıldır kesmemiş olun ilacı yüksek mg'larda vurduğunuz ertesi günü bir sinir, halsizlik, bitkinlik olabilir. Tüm bunlar tedarikçinin haliyle ilaçların kalite veya kalitesizliğiyle ilişki olmamasından aslında altında yatan bu sebepten kaynaklanıyor bilginiz olsun. O yüzden bu gibi durumlarda tedarikçinize veya ürünlere laf söylemeden 2 kez düşünün kul hakkına girmeyin derim. Hocam adam bana ne sattıysa yerime oturamadım apse veya şişlik 1 hafta geçmedi! Evet bunun ne satıcıyla nede ilaçla net bir ilişkisi yok arkadaşlar. Vücudumuz milyonlarca farklı genetik ve farklı sistemden oluşuyor her ne kadar yaratılma gayemizde birbirimize benzer huylarımız olsa da birisi 1 şişe rakı da bayılırken aynı masada olan başka arkadaşı 2 belki 3 şişede sarhoş oluyor doğru mu? İşte bunun gibi her metabolizma birbirinden çok ayrı ve çok farklı. Kendi tecrübelerimce konuşacağım her zaman olduğu gibi. Özellikle apse durumlarında %90 yakın tecrübelerimden gözlemlediğim vücudunuz o kullandığınız ilacın iççinde kullanılan yağı seçiyor. Bu gibi durumlarda mutlaka hemen farklı bir markaya geçmeyi deneyin sorununuz çözülecek. Misal bende Balkan Pharma ilk göz ağrım olmasına rağmen son 7,8 yıldır kendimde İran abur. testosteron kullanırım Balkan p. apse yaparken ve 1 hafta oturamazken İran'da bu sorunu bir kere yaşamadım veya başka bilgi akışı sağladığım birinde keza balkan da aynı durum olurken sp değiştirdiğimizde hiç bir problem olmadan yolumuza devam ettik ve bu durumu çokça yaşadık anlattığım şekilde de çözümünü sağladık. Peki neden? Balkan geçmiş dönemlerde klinik yağ kullanırken bazı gruplarında İran organik ceviz yağı kullanıyordu haliyle vücut bunu seçebiliyor emilim konusunda haliyle apse yapıyor ve ağrıya dönüşüyor çeşitli memnuniyetsizlikler doğuyor sporcularda. Bunu şöyle düşünelim sünger düşünün 2 tanede koca kovalardan birisinde su diğerinde yağ daha katı, kalın bir şey olsun süngerleri kovalara atalım hangisini daha sindirerek ve fazlaca çeker? Suyu değil mi diğer katı yağı çekmekte zorlanır işte bizim kas için enjeksiyonlarında da emici kısımda olan kas, lif yapımızda bu şekilde ayrıştırıyor ilaçları arkadaşlar. O yüzden bana gelip hocam bana ne sattılar şeref...izler ateşlendim, bayıldım, ayıldım diye başlıyorsunuz sonra bende üzülüyorum çünkü kimse kimsenin hakkını yemesin doğruyu bilsin ona göre atıfta bulunsun evet bunları anlatıyorum çoğu tedarikçi bu anlattıklarımı referans alacak belki ama olsun rehber olmak yerine göre benim incilerimi dökmez ben dahi hala öğrenciyim çünkü öğrenmenin sonu yok.. Tabi tüm bu anlattıklarımın dışında sterilazsyona bağlı benzer bulgular veya çok daha ağır şekilleri yaşanabilir bu anlattıklarım genelde ilk 1,4 hafta arasında yaşanır sonra mutlaka geçmesi lazım sinir, terleme, ateşten bahsediyorum bu süreler zarfında geçmiyor aksine beraberinde başka tepkimleride getiriyorsa mutlaka ama mutlaka ilacı kesin ve derhal ilgili alanında uzman hekimlere görünün, görünün ki iş işten geçmeden sağlığınızdan olmayın. Konunun özeti kısaca şu arkadaşlar; vücudunuza olanın üzerinde veya vücudun hiç tanımadığı bir şeyi aldığınızda vücut bunu yabancı bir madde, zehir olarak gözlemler ve aslında vücudun dili vardır kızarıklık, kaşıntı, ateş, sinir, kusma vb gibi size bu şekilde sinyaller verir geçici ise atlatırsınız bu sinyaller ne kadar uzun sürerse risk o kadar fazladır. Keyifli Forumlar.
  11. 24 points
    Merhabalar. Evet özellikle "UZMAN" kelimesini tırnak içine aldım. Çünkü bu arkadaşları uzman yapan kurum bizzat kendileri. Herhangi bir konuda biraz okuyup uzman oluveriyorlar. Aksi yönde gelen yorumları ya geçiştiriyor, ya siliyor, ya da engelliyorlar. Konunun ehli, eğitimini almış ve kendini bu noktada geliştirmiş insanların referanslı (bilimsel atıflı) yazılarını kendilerine referans olarak gönderdiğinde ise işleri bambaşka boyutlara taşıyıp geçiştirmeye özen gösteriyorlar. Çoğu ile birebir konuşuyorum. Ancak her zaman sizin tarafınızdayım. O yüzden bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Bu başlık sosyal medyada garip gördüğüm içeriğe denk geldikçe güncellenecektir. Bu aynı zamanda bir uyarıdır. Sosyal medya uzmanları ağız birliği yapmışçasına şu aralar paketlenmiş gıdaların, tatlandırıcıların, abur cuburların, vs vs ölçülü tüketildiğinde zararı olmadığı konusunda mutabıklar. İllaki denk gelmiş ve görmüşsünüzdür. Yani giren kalori ile çıkan kalori dengesinin esas olduğuna vurgu yapıp duruyorlar. Kağıt üzerinde haklı da olabilirler. Aldığın besinin saatinin ve sıklığının ise yine bu matematikle önemsiz olduğunu söylüyorlar. Peki iş böyle mi? Konuyu temelden ele alalım. 100 sene gibi inanılmaz kısa sürede erkeklerin doğal olarak ürettiği testosteron yarı yarıya düştü. 100 sene önce dünya savaş yeri iken bırak protein ağırlıklı beslenmeyi, koskoca kıtayı hayatta tutan şeyin adı patates ve / veya buğday idi. E bu bizim günümüz beslenme bilgi normlarına da uymuyor? Yani bu adamlar daha kötü beslenirken niye bizden daha heriftiler? Cevabını bilmediğim problemlerde başlangıç ve bitiş arasındaki sürece bakarım. İlk olarak bizden daha hareketli hayat yaşıyorlardı. Bu bilindiği gibi testosteron üretiminde pozitif durum. E ama çok ciddi sporcularımızın doğal testosteron ortalaması 1200'mü? değil. Bu bir etken olsa da ana sebep olamaz. İkinci olarak günde bir yada 2 öğün besleniyorlardı. IF beslenme biçimini (fasılalı açlık) hayat biçimi haline getirmiş insanlar var. Bunlara baktığımızda yine 1200 testosteronu göremiyoruz. Uzun açlıklar GH üretiminde çok faydalı bunu biliyoruz ama yine de bu bizim ana sebebimiz olamaz. Yaşam biçimlerini ele aldığımızda henüz endüstrinin yeni yeni gelişmesinden dolayı paketlenmiş gıda diye bir şeyin hayatlarında olmadığı görmek için uzman olmaya da gerek yok. O yıllardan bu yıllara değişen en önemli etken beslenme biçimindeki bozulma (evet bunun adı bozulma). Aynı zamanda doğal diye tükettiğimiz besinlerdeki iz elementlerin 100 sene öncesine göre daha az olması. E peki bu paketlenmiş gıdalar yüzünden veya bozuk beslenme düzeni yüzünden testosteron yarı yarıya gitmişken 1+1=2 diyebilir miyiz? Diyemeyiz arkadaşlar. Sosyal medya uzmanlarının söylediğinin aksine insan biyolojisi 1+1 değildir. Daha çok 2x+3y+z+5u gibidir. Siz beslenirken veya spor yaparken şimdiyi değil 100 sene öncesini referans almalısınız. Çünkü "ideal" şuan değil o zamanki erkeklerdir. Paketlenmiş gıdaları hayatınızdan çıkarmalı, beslenme biçimini düzenlemeli, şeker tüketimini kısıtlamalı, şeker kaynaklarını düzeltmeli, besinlerden alamadığınız iz elementleri dışarıdan almalısınız. Yapmaz çünkü bizim için vücudun anabolik modda kalması elzemdir. Bu yüzden kürden küre atlıyoruz. 1200 testosteron sahibi birine yedirdiğin 400gr tavuk ile 500mg testosterona sahip birinin yediği 400gr tavuk arasında uçurum var. Bir insanın takipçi sayısının çokluğu onu uzman yapmaz. İçinde bulunduğumuz zaman çok kirli zaman bilgiden yana. Olayları ve olguları değerlendirirken içinden değil, kendinizi dışına çekerek gözlemleyin. Yoksa hata yaparsınız. 43 yaşında bende doğal testosteron nerede ise 800. Yıllarca günde 2 öğün, paketlenmiş gıdalardan uzak (sevmiyorum), tatlı tüketeceksem yemekten hemen sonra şeklinde gitti. 10 sene önce sebebini anlamış olsam da artık bunun sebebini biliyorum. Genetik sandığımız çoğu şeyin aslında genetik değil bizden kaynaklandığını bilmelisiniz. 5 tane farklı farklı aşçının pişirdiği 1 tabak pilavın kalorisi aynı değildir. Attıkları yağ ölçüsü bambaşkadır. Biz bunu aynı diye genellersek, kilo alma sebebimizin genetik olduğunu düşünürüz. Oysaki öğretilmiş mutfak bilgisinden kaynaklandığını fark edemeyiz.
  12. 23 points
    Beyler bugün bu konuya değinmek istedim çünkü biz vücut geliştirmeciler çok yüksek oranda testosteron alıyoruz ve üretimin 10,20,30 katı testosteron alınca ne oluyoır? Deli dana gibi libido patlaması yaşıyoruz ve çoğu sporcu Türkiye de tek eşli değil böyle durumlarda tuttuğunu götürme peşinde ve ülkemizde bilinçli sex hayatı çok zayıf. Peki ne demek bilinçli sex hayatı? Kondom kullanımından tutalımda hijyenik olmaya kadar giden uzunca bir yol. Bakın genç arkadaşlarımız veya şimdi anlatacağım şeylere önem vermeden ilişkiye giren arkadaşlar. Partnerinizin herhangi bir sağlık sorunu yaşayıp yaşamadığını koklayarak, dilinizle, elinizle, gözünüzle anlayamazsınız. Kürde olduğunuz zamanlarda çok dikkatli olmanız lazım bu işlerin şakası katiyen yok! O yüzden evli olmayan ezbere ilişki yaşayan dostlar siz siz olun sakın korunmasız ilişkiye girmeyin çok eşlilikten kaçının ve mutlaka normal hormon değerlerinize baktırırken bu gibi HIV+ gibi korkunç testleride muhakak sıklıkla yaptırın bahsettiğim konularda esneklik gösteren biriyseniz. Çünkü ülkemizde aids ne yazık ki inanılmaz derecede artış gösterdi kaynaklara bakıldığında yazdıklarım doğrulanabilir. Haliyle bu kadar artış gösteren bir hastalık hızla yayılıyor benden size bir ağabey bir dost bir arkadaş tavsiyesi sakın ilişkilerinizde korunmadan anın enerjisine kapılıp bir şeyler yaşamayın sonra çok üzlürsünüz ve çok geç olabilir. HIV PCR Testi HIV PCR testi şüpheli temastan 9. günden sonrasında yapılabilir. HIV RNA PCR testi normal değerleri kişide virüs yok ise negatif yani saptanmadı olarak çıkar. Eğer kişide HIV virüsü var ise kopya sayısı olarak sonucu çıkmaktadır. Hem hassasiyeti hem de verdiği pozitif sonuçlarda kanın ml’sinde bulunan virüs kopya sayısını gösterdiği için, erken dönem tarama testi olarak ve pozitif tanı almış kişilerin tedavisinde takibi gereken “viral yük” sayısının belirlenmesinde etkin biçimde kullanılmaktadır. HIV RNA PCR testi sonucu güvenilirliği 28. günden sonra %98 - %100 kesinliğe ulaşmaktadır. HIV tespiti için yapılan testlerde alınan pozitif sonuçlar Western Blot Testi ile doğrulanmalıdır.
  13. 23 points
    Merhaba arkadaşlar; Uzun zamandır yaz dönemi yoğunluğu, sıcakları derken pek konu yazamaz oldum. Ama bu kategoride yazılan her şeyinde altın değerinde bilgiler olduğunu artık hepimiz biliyoruz o yüzden bugün çok azımızın bildiği bilenlerin pek bahsetmediği bir konuya değineceğiz. Konu başlığımız '' Glutatyon '' kısacası '' doku oluşturma ve onarma, bağışıklık sisteminizi güçlendirme ve tüm sistemlerin işleyişinin düzenlenmesi '' tüm bu konularda mucizeler yaratan bir yapı bizim için glutatyon. GLUTATYON NEDİR? NE İŞE YARAR? Glutatyon, doğanın en güçlü antioksidanlarından biridir. Bu temel besin, doku oluşturma ve onarma, bağışıklık sisteminizi güçlendirme ve tüm sistemlerin işleyişinin düzenlenmesi gibi vücudumuzun sağlıklı çalışmasında hayati bir rol oynar. Glutatyon eksikliği, yaşlanma sürecini ve birçok hastalığın oluşumunu hızlandırmada kilit rol oynayan oksidatif strese sebep olabilir. İntravenöz terapi yoluyla bu çok önemli besin alımını artırarak, sağlığınızı ve görünümünüzü iyileştirmeye yardımcı olurken aynı zamanda vücudunuzdaki hücresel hasarı önleyebilirsiniz. Dip not olarak tecrübe edinmediğim hiç bir şeyi bu kategoride size bahsetmiyorum glutatyon tecrübesi sonrası size bu konuyu oluşturma gereği duydum amaç ve maksatlarıyla beraber. Avrupa'da hep diyoruz ya xxx sporcular hem bu kadar yüklü ilaç giriyor üstelik ne saçları dökülüyor ne ciddi vücut, sağlık konusunda problem yaşıyorlar diye. Glutatyon o ek tedavi unsurlarından sadece birisi ama bizim ülkemizde klasik ovitrelle, klomen, cabaser, arimidex vb gibi ilaçlarla ağır kür dönemleri bitiriliyor ve sporcular hayatlarına bir şekilde devam ediyor. Şimdi benim tavsiyem kesinlikle PCT zamanı kısa veya özellikle '' uzun kürlere '' girenlerin glutatyon tedavi protokolünü uygulamaları. Günümüzde kanser hastalarına dahi kemoterapi sonrası uygulanan kurtarıcı bir tedavi yöntemlerinden birisi glutatyon. Vücudumuz glutatyona yabancı değil ama her zaman kolaylıkla üretebildiğin bir şey olmadığı gibi bizler yaşlandıkça bu durum oldukça büyük eksi yönlü handikaplar içeriyor vücudumuz için. Glutatyon yüklemesini yaptığınızda tüm ağır grip vb gibi hastalıklardan çok daha hızlı şekilde kurtuluyor veya bu ağır virüslerin bağışıklık sisteminizi ekarte etmesi çok zor oluyor. Hücre yenilenmesi konusunda mücizeler yaratıyor ve biz steroid kürlerinde başta bağışıklık sistemimiz çok ama çok zayıflıyor ve vücudumuz uzun kullanımlarda zarar görebiliyor bunun önüne geçebilmek için glutatyon büyük bir kurtarıcı. Günümüz şartlarında 1000-2000 lira tek serum rakamları değişebilmektedir. PCT protokolünüzü sağlıklı şekilde geçirdikten sonra mutlaka 2 adet serum 12 saat aralıklarla almanızı tavsiye edebilirim elbette ki doktor kontrolünde ve bilgisinde uygulama yapınız mutlaka. 6 ayda bir kere mutlaka 2 adet şeklinde uygulama yapın bu minimum kullanım miktarıdır 6 adet seruma kadar çıkılıyor normalde bu tip uygulamalarda. Peptid kullanıcıları için aynı şekilde tercih edilebilir özellikle TB500, BPC157 çeşitli ameliyatlara tabi olan kemik veya dokularında sorunlar yaşayan tüm kişiler bu ürünlerle beraber glutayon yüklemesi yapabilir ben oldukça fayda görecekleri kanaatindeyim. Ailenizde yaş orantısı 40 ve üzeri olan (altı olanlarda da ama özellikle üstü olanlarda) aile bireyleriniz içinde kullanabilirsiniz şahsen ben annem içinde kullanıyorum. GLUTATYON YÜKLEMESİ SONRASI NELER OLUYOR? Arkadaşlar ilaç biraz sert ve damar yolu ile alındığından yanma, ağrı olabiliyor ilk giriş sonrası ortalama bu durum 2,5 dk kadar sürüyor maks 7,10 dk sürüyor bu minikte olsa zorlu süreç. Daha sonra acı, ağrı sızı kalmıyor. Serum bittikten sonra yüksek oranda rahatlama ve uyku hali sizi bekliyor. Uyuduktan sonra sabah uyandığınızda belki de hayatınızın en dinamik, dinç ve güçlü kendinizi kuvvetli hissettiğiniz bir sabaha merhaba diyorsunuz. Son olarak! GLUTATYON FAYDALARI NELERDİR? Özellikle biz sporcuların kalitesi düşük içinde ne olduğu belli olmayan lab ilaçlarında en korktuğumuz olay olan '' ağır metaller '' kompleksini geride bırakmak için bir mucize glutatyon. Ağır metalleri, sebze ve meyvelerdeki zararlı kimyasalları, et ve süt ürünlerindeki hormonlar ve antibiyotikleri temizler. Sigara dumanındaki toksik maddeler ve serbest radikallerin en büyük düşmanıdır! Karaciğere detoks jimlastiği yaptırır. Liv52, nac 600 gibi ilaçlardan çok daha fazla üst seviye bir sonuç doğuracaktır biz sporcular için özellikle. Kas gücü ve verimliliğini arttırır. Beden enerjisini yükseltir. Tip II diabet ve insulin direncinin zararlı etkilerini azaltır. Leke tedavisinde güçlü bir yardımcıdır. Antiaging etkilidir. Glutatyon Eksikliği Yan Etkileri Nelerdir? Glutatyon eksikliğinde vücutta bazı problemler yaşanabilmektedir. Bu etkiler şu şekildedir. Vücuttaki stres düzeyi artar. Karaciğer vücuttan atması gereken yağı atamaz. Bu sebeple karaciğer yağlanması meydana gelir. Vücudun bağışıklık sistemi çöker. Kişiler daha kolay bir şekilde hasta olur. Hastalıklar ağır bir şekilde seyreder. Vücutta kanserli hücrelerde artış görülür. Vücutta toksik maddeler yok edilemeyeceği için bu maddeler ciddi derecede artar. Kemoterapi gören hastaların vücudunda glutatyon oranı azaldığında hastalar tedavi amaçlı aldıkları ışınlardan zarar görürler. Kandaki şeker oranı düzenlenemediği için kişilerde şeker hastalığı görülür. Glutatyon eksikliğinde damarlarda tıkanmalar ya da daralmalar görülebilir. Bu durum kalp hastalıklarına neden olur. Evet yazımızın son kısmında arkadaşlar bu ucuz bir yöntem değil öyle aldığımız eczane vitaminleri gibi değil ama söz konusu sağlığımız bu ve bunun gibi çok farklı yöntemler var pct ve sonrası süreçleri, sağlıklı yaşam adına bunları ne yazık ki kimse anlatmıyor piyasada anlatıp kendini yormuyor insanlarında onların bilgilerine muhtaç kalmaları belki de işlerine geliyor. Keyifli forumlar.
  14. 23 points
    Merhaba arkadaşlar; Bugün sektör dahilinde satıcıların avlama politikalarına değineceğiz. Burada yazacaklarımı iyice kavrayarak okursanız ava gidenleri avlayacak tecrübeye geleceksinizdir. Hadi başlayalım.. SATICIM PODYUM GÖRMÜŞ BİRİSİ SATICIM YARIŞMA DERECESİ OLAN ŞAMPİYON SATICIM PT ALDIĞIM EĞİTMEN VEYA SALON SAHİBİ SATICIM İNTERNET SİTESİ SATICIM SOSYAL AĞLAR Tüm bu grupların asılında neleri kullanarak sizi nasıl büyülediğini en ince detayına kadar anlatacağım. 1.SATICI GRUBU : PODYUM GÖRMÜŞ BİRİSİ Arkadaşlar genelde instagram veya benzeri sosyal etkileşim platformlarında slip giymiş üzerinde 1 kova boya ile podyuma çıkmış ama derece dahi alamamış veya Klasik x 4,5,6 yazanlarla dolu (derece alamamış oluyor bu) Ha klasik champ x 2 der bu 2 kere şampiyonluk gördüm demek zira yazanların çoğunun podyum fotoğrafı var ama derece belgeleri dahi yoktur ve o fotoğrafı sonuna kadar kullanırlar. Şimdi hepsiburada.com , n11, gittigidiyor gibi alışveriş platformlarından yarışma slibi alın 200,300,400 tl birde boya alın istediğiniz yarışa gerekli işlemler sonrası katılır ve o podyumda fotoğraf çekilirsiniz. Bu durumu kullanan yüzlerce satıcı podyum fotoğrafı üzerinden prestij sağlayıp bilmeyen işin daha başında olan çoğu kişiye ilaç pazarlar veya pazarlamaya çalışır. Bu gibi kişilerde özel premium ürün bulma ihtimaliniz çok zordur piyasada herkeste ne ürün varsa piyasanın genelinde a lab, b lab, c lab gibi onda da aynısı vardır çünkü üreticiler bu kişilere ulaşır ve inanılmaz cazip fiyatlara toplu ürün verirler bunlarda o podyum fotoğrafları sayesinde çoğu kişiyi güvenilir görüntüsü verip ağlarına düşürürler. Satana kadar da size hayatınızda değer verdiğiniz çoğu kişiden daha yakın sevgi, saygı gösterir ama sattıktan sonra yazarsınız 3 gün sonra belki 1 hafta sonra dönüş alırsanız şanslı hissedersiniz kendinizi. Baknz; 2.SATICI GRUBU : YARIŞMA DERECESİ OLAN ŞAMPİYON Evet en çok tercih edilen referans gösterilenler satıcı gruplarından ''yarışmacılar'' diye tabir edilen kesim. Bu kesim yine piyasada herkeste olan ürün gruplarıyla çalışırlar ve ilacı da pt desteğini de özellikle ilacı kendisinden alın isterler. Profilinde balkan şampiyonu gibi benzeri yurt dışı Avrupa'nın merkezine uzak alanlarda hormon testlerinin de aktif olduğu yarışmalarda aldıkları dereceleri paylaşırlar. Misal balkan şampiyonaları üzerinden gidelim. Balkanlarda arkadaşlar çok kısa aralıklarda devamlı yarışlar düzenlenir ve çeşitli sıkletlerde ama bu sıkletlerde sahneye çıkan yarışma 2,3,4 kişidir bunlardan iki tanesi spora yeni başlamış kıvamdadır kalan ikiden birisi bir şeyler yapmaya çalışmış ama yine çok pasiftir ve siz biraz tecrübeli iseniz yani bulk ve cut birbirinden ayıracak kadar diyelim o yarışta birinci olup derece alıyorsunuz ve sosyal ağlarda her yere BALKAN PSY X 1 CHAMP gibi anlayanların g. ile güldüğü anlamayanların offff be helal olsun dediği dereceye kavuşuyorsunuz. Bakın unutmayın uluslar arası arenalarda hala Türkiye'den 1 elin 10 parmağını geçmeyecek kadar adam ya çıktı yada çıkmadı. Geri kalanların hepsinin nereye nasıl geldiklerini gün gelir anlatırım yine. Ama Avrupa'nın merkezinde uluslar arası arenalarda çoğu sporcumuz sahneye çıkana kadar sinir stresten konsantre bile olamıyorlar katılacakları yarışlara çünkü uluslar arası sahnedekilerle şartlarımız bir değil maalesef ki. Ne oluyor sonra bu şampiyon kupası var her yayınladığı hikaye, story doğrudur her sattığı ilaç doğrudur diye sorunsuzdur diye yemi gören balık gibi oltaya takılıyorsunuz. Bu veya benzer kişiler hala bir yarış atı ve yarış atları jokeyler olmadan koşamazlar arkadaşlar. Yani bu yarış atları diğer podyuma çıkıp inan ilk sualdekilerden bir tık daha tecrübeliler ama hala yönlendirmeler ile onumu kullansam bunumu kullansam kafasında kişiler '' bu satırları bir jokey bu sektörün merkezinde biri olarak söylüyorum no name biri olarak değil.'' Bu veya benzeri kişiler tamamen title kısımlarını kullanıp sizin yaşınıza, parayı nasıl kazandığınıza, neyi hedeflediğinizi genelde gözetmezler ve fotoğraflarınız talep edilir, hedefiniz sorulur bu bağlamda size herkese sunulan süslü bir liste öneri başlığı altında gönderilir. Yaşınıza dahi bakmazlar diye başladım çünkü 14,15,16,17 yaşında gencecik çocuklara sırf katılacakları yarışların beslenme, ilaç vb maliyetleri çıksın diye görmezden gelirler. Not : Benden destek alıp hala aktif ilaç tedarikçisi olup kendine farklı destek ürünü kullanıp ve başkasına başka destek ürünü pazarlayan kişiler söz konusu yani yediği yemek başka yedirdiği yemek başka diyeyim belli çizgileri aşmadan siz anlayın. Baknz; 3.SATICI GRUBU : PT ALDIĞIM EĞİTMEN VEYA SALON SAHİBİ Şimdi en tehlikeli gruplardan birisi arkadaşlar bu gruplar Çünkü mekanlar belli instagram dan sadece fotoğraflarını gördüğünüz birisi olmanın dışında mekanın sahibi veya çalışanı pozisyonundalar. Bu kesimdeki kurnazlığı şu şekilde anlatacağım bu iki kategoride olan pt ve salon sahipleri de piyasada ne ilaç varsa onlarda da o ilaç oluyor. Çünkü bu adamların düzgün ürünle çalışmaları imkansıza yakın neden? Bu adamlar aslında yukarıda madde madde sıraladıklarımızın tamamına yakını para kazanıp cebindeki parayı katlamanın peşindeler ve 12 yıldır eczane gruplarına destek veren biri olarak bu adamların x grup ürünlerle hem karları %100 üzerinde hem de getir, götür, sınırdan öyle yap oradan böyle yap dertleri sıfır eee neden doğru ürünle vakit kaybetsinler? Hem kar yok hem zahmeti çok. Haliyle bir saloncu üzerinden matematikle yola çıkalım. Diyelim ki 1 kişinin salon ücreti yıllık 1500,2000 tl olsun yani bu şu demek 1 kişi 365 gün gelecek duşunu kullanacak dolaplarını kullanacak senin bilginden istifade edecek hoca o nasıl bu nasıl derken ve senin cebine 1500,2000 tl girecek doğru mu? Tamam peki işin içine ilaç girerse ne olacak? O 365 günde kazandığı parayı sadece 10 saniyede %100 yakını belki fazlası kar ile cebine indirecek. Hadi gel gelelim PT'lere; bu adamların tamamı salonda şanslı ise asgari ücret alırlar ama salonda verdikleri pt hizmetinden sebep hem salona belli komisyon verirler hem de maaşlarını bu şekilde katlamaya çalışırlar. PT asgari ücret aylık : 4.250 Türk Lirası PT ders başı 250 Türk lirası alsa yıllık öğrenci alsa 3000 Türk lirası yapar. Peki bu adam pt verdiği birine veya başka salon müdavimlerine el altında ilaç temin ederse asgari ücreti ve verdiği pt toplasanız o rakamın dahi çok ama çok üstüne çıkar ama bunu doğru ürünlerle yapamaz maalesef ki yerli gruplarla yapabilir çünkü yerli gruplar kişi değil para kazandırır. Şimdi soruyorum size bu grupta diğer gruplar gibi sizin parayı nasıl ne şartlarda kazandığınıza veya hedeflerinize dikkat ederler mi? inanın umurlarında bile değilsiniz! Baknz; 4.SATICI GRUBU : İNTERNET SİTESİ En büyük risk gruplarından başka birisi. Bu gruplar whatsapp üzerinden sadece görüşebilirsiniz açık hat kullanırlar web sitelerinin tüm bilgileri gizlidir ve devamlı devlet tarafından kapatılırlar. Sitelerine girdiğinizde tüm dünyada ki en çok güvenilecek markaları dahi görebilirsiniz ama tuzak tam olarak burada başlar! Çünkü buna '' OLTALAMA '' yöntemi diyorlar dolandırıcılıkta. Misal balkanın yıllardır bilgi anlamında desteğini veren biri olarak 43.30 $ çıkış nakliye vs derlem burada oluşu 55,60 $ hadi bakalım soruyorum size burada oluş masrafı 890 Türk Lirası olan ilaç nasıl 650,400 vb olur? Öyle ki bakın bir sitede 10 mg 50 tab 650 diğer başkar 2. resimdeki 10 mg hem de 100 tablet ama 400 tl İşte bu sisteme '' OLTALAMA '' deniyor! Siz bu rakamı görüyorsunuz siparişi online veriyorsunuz sonra elinize başka bir marka geliyor veya eski seri bir ürün veya en kötü ihtimal hiç bir şey gelmiyor! Biz en iyi ihtimal üzerinden konuşalım; tecrübelerime göre %100 bu şekilde olacak misal kargonuz geldi başka bir ürün marka çıktı kimsenin duyup bilmediği ve panik yapıp mail attınız bir şekilde kişilere ulaştınız. Dönüş aynen şu şekilde olur '' Kusura bakmayın efendim stoklar bitmiş biz web sitesinde yenilemeyi unutmuşuz size daha iyisini gönderdik! '' veya biraz daha vicdanlılarsa açık hattan arar veya yazarlar '' Efendim siparişinizi aldık fakat stoklar tükendi dilerseniz daha iyi satış ve geri dönüşleri daha olumlu olan şu markayı gönderelim '' derler ve sizde oltaya düşer tamam öyle yapalım dediğiniz an sizi Ferrari fotoğrafı gösterip şahine razı ederler. HA BU ARADA PEPTİDTÜRKİYE BİR SATIŞ SİTESİ DEĞİL BİLGİ PLATFORMUDUR 3.SATICI GRUBU : SOSYAL AĞLAR Bu gruplar tam olarak hayalettir arkadaşlar genelde maliyeti çok düşük kar oranı en yüksek gruplarla çalışırlar diğer gruplar gibi ama bunlarla sadece insta dm veya face vb sosyal mecraların özel mesaj kutusu yolu ile muhatap olabilir veya biraz şanslıysanız whatsapp üzerinden yazışırsınız whatsapp fotoğrafları yoktur satış yapana kadar saniyeler içinde yazar yaptıktan sonra ara ki bulasın. %95 bilgiyi Google'dan alıp size satarlar yani soru sorarsınız üst bildirimden mesajı açmadan bunu okur Google'dan çeşitli form ve makalelerde yazılanlardan bilgi alır kusura bakmayın şimdi gördüm diye cümleye girip biliyormuş gibi yazmaya başlarlar size ve bir şekilde bilgisine ikna ederler sonra alışveriş yaparsınız ve ansızın ortadan kaybolurlar instagram sayfası kapanmıştır telefon hattı kırılmış yeni bir sosyal medya adresi ve numara ile başka avlar aramaya başlarlar. Final olarak evet çok ama çok karanlık bir sektör tam bir '' kurtlar sofrası '' herkes nitelikli veya niteliksiz çoğu kişinin pay almak için birbiri ile kirlice yarıştığı bir sektör o yüzden bırakın hoca, şampiyon en yakınlarınızdan dahi bu sektörde çok derin ve geçmesi zor yaralarınız olabilir çok ama çok dikkatli olun. Bu sektörde olup bu yazdıklarımın dışında kalmaya çalışmış veya kalabilmeyi başarabilmiş tüm tedarikçilere sevgi ve saygılarımla. UNUTMAYIN BÜLBÜL GÜLE KARGA ÇÖPLÜĞE GÖTÜRÜR! KEYİFLİ FORUMLAR.
  15. 22 points
    Merhaba arkadaşlar; Uzun zamandır burada size bir şeyleri kabullendirmekten ziyade aydınlanmanızı sağlayacak bazı yöntemleri bulmanızı kolaylaştırmak adına bu kategoride bazı konuları ele alıyorum yazdıklarımı eminim doğru bulanlarınız yanlış bulanlarınız yeterli veya yetersiz bulanlarınız olacaktır. Şimdi o konulardan yeni bir tanesi olan '' TÜRKİYE'DE İLAÇ - FİYAT POLİTİKASINA BAKACAĞIZ '' Bugüne kadar 11,12 yıldır tek bir satıcıya veya portföyüne laf atmadım atmam da yine hiç bir satıcının ismini vermeden ellerindeki ürünlerin markalarına dair tek bir söylemim olmadan hepinizin ufkunu açacak bir yaşanmışlığı paylaşmak istiyorum sebebi de bana gelen mesajlar. O mesajlardan bazıları; HOCAM 250 TL TREN VAR SENCE ALINIR MI? HOCAM TESTOSTERON 150 TL SENCE ÇALIŞIYOR MUDUR? HOCAM BOLDENON 200 TL ALSAM MI? Ve tüm bu sorular gelirken tarihler 13.12.2021 gösterirken ortalama dolar kuru 14 küsur Türk lirası, 16 liralara yaklaşan euro kuru paralelinde geliyor. Bugün benzinin litresinin 11 tl olduğu marketlerde çeşitli grupların enflasyona bağlı uçtuğu günlerde marketlerden 1 kg tavuğun 30 küsur Türk lirasına yediğimiz günlerde zamanın da 250 Türk lirası için çemkirdiğimiz supplementleri 900,1000 Türk lirasına geldiği günlerde sizin hiç aklınız mantığınız bu yönde güçlü veya benzeri ilaçların bu fiyatlara olmasını kabul ediyor mu? Ve bu ilaçların tamamı çeşitli ülkelerden gelecek. Bu konuda aydınlanmanızı sağlayacak bir ''yaşanmışlığım''. Türkiye'de ham madde temini yapabilecek güçte tek birisi var yıllardır onun dışında ilgili destek ürünlerinde ham madde getirebilecek zeka, güç, kapasite ve maddiyatta başka biriside yok tüm iç piyasaya bu x kişi ham maddeleri verir iç piyasada çeşitli grupları çıkarır belirlediği marka ismi altında. Bu x kişiye şu soruyu soruyorum; '' Bu,şu, o bu ilaçları ürettiğini ham maddeyi senden aldığını biliyorum ama nasıl bu fiyata verebiliyor? '' dediğimde gelen cevap gerçekten çok şaşırtıcıydı. X kişi cevap verir : '' Evet güzel bir soru ben Türkiye'de testosteron dışında kimseye ham madde vermiyorum istemiyorlar yani '' diyor. Evet aydınlanmanızı sağlayacak olan kısım tamamen burada saklı arkadaşlar. Devam diyaloğunda ben derim ki; '' O zaman bu diğer ilaçlar nasıl oluyor da üretiliyor? '' Tüm ilaçların aroma kullanılan yağ ve renkleri ile oynanıp hepsinin aynı etken maddesi var yani boldenon,deca,tren vb. tüm ilaçlar aslında testosteron dedi. -------------------------------------------------------------------------------------------------------- BU ANLATTIKLARIMI DOĞRULAR NİTELİKTE YAKIN TARİHTE YAYINLANAN BİR KONU Sporcu sadece primabolan kullanmasına rağmen teste girdiğinde total testosteron >1500 üzeri çıkıyor. Yani her üründe testosteron var esasında. -------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yani buradan şunu anlıyoruz ki sporcu aslında birden fazla kombinde üst seviyede testosteron kullanıyor ve teste girdiğinde total >1500 gözüküyor tüm suç sporcuya kalıyor bak işte ilaç çalışıyor sen demek ki bir şeyleri eksik yapıyorsun deyip ilaç üreticileri yoluna devam ediyor. Çünkü bunun çok örneği geliyor benimle iletişim kuranlarda teste bakıyoruz her şey yolunda ama sonuç 1,5 kg arası alınmış ve sadece su topuna dönmüş sporcu beslenmesi, antrenmanı düzgün olmasına karşın. Prolaktin, hemoglobin aklınıza gelebilir ama illa tren, deca, bolde vb. benzer yollarla %100 anlaşılır diyemez kimse çünkü kimin vücudunun neye ne kadar toleranslı olacağını kestiremezsiniz o yüzden tek okumayı sağlıklı şekilde total testosteron üzerinden yapmaya çalışır herkes ve ortada sorun olarak kalacak hiç bir şey olmaz. Yani bu gördüğünüz 100,200,300 tl rakamların size ana sebebini anlattım ve aydınlanmanızı sağlayacak bir konu olduğunu düşündüğüm için buraya not düşmek istedim tüm detayları. Mantıken baktığınızda ampul, flakon, ilaç, etiket, kargo , temin zorlukları, ürünü sözde üretildiği yerden çekmek dolar kuru korona karmaşası eşittir 100,200,300 Türk Lirası? Pek mantıklı gelmiyor değil mi? Atalarımızın da dediği gibi; '' UCUZ ETİN YAHNİSİ YAVAN OLUR '' Dediğim gibi hiç bir ürün tedariği yapan kişi ismi veya ürün markası belirtmedim sadece yaşanmışlığımı paylaştım gerisi tamamen sizin hayal gücünüze bağlı. İşte her zaman deniyor ya eczane ilacından şaşmayın diye tam olarak bu yüzden en azından kendinize ne yaptığınızı neye para harcadığınıza emin oluyorsunuz. Eczane deyince ticari portföyünü eczane ilaçları üzerine kurgulamış kim varsa o aklınıza gelsin bu ilgili ülkelerin eczaneleri de olabilir bakınız ülkemizin eczanelerinde bulunan sustanon, primabolan gibi SUSTANON 1 AMPULU 30 TL neredeyse! PRIMABOLAN 40 TL 1 AMPULU! Anladınız mı şimdi o 100,200,300 TL lerin nasıl olduğunu? Kalite, güvenilirlik, ilgili ürünlerden emin olmanın bir bedeli oluyor ve bu bedelin rengi doların ateşine bağlı arkadaşlar. Keyifli Forumlar.
  16. 22 points
    Merhaba arkadaşlar; Yine kilit noktalardan biri olduğunu sandığım soru başlıklarından PCT yapılmazsa ne olur? Şimdi arkadaşlar size bunu anlayabileceğiniz şekilde farklı bir örnekleme ile izah etmeye çalışacağım. İnsan vücudu ilahi yaradılışa göre (kendi inanç parametrelerime göre anlatacağım) sorun çıkarmak üzerine değil sorun çözmek üzerine programlanmıştır doğru mu? Yani ne demek bu sorun çözmek hocam dediğinizi duyar gibiyim. Hemen ne olduğuna birlikte örnekleriyle geçelim isterseniz. Ufakken genelimiz haylazlıklar yapardık koşardık, hoplardık, zıplardık, kavgalar ederdik ve tüm bu aksiyonlar sonrası vücudumuzda bazı yerlerimizi yaralardık yere düşerdik belki, belki sınıflar arası kavga ederken birinin eli yüzümüze çarpardı (benim çocukluğumda çokça yapılan bir şeydi bu sınıflar arası kavgalar.) veya ağaca çıkıp komşunun eriklerini, dutlarını, incirlerini yağmalayalım derken yere düşer bir yerlerimizi kanatırdık. Peki o kanayan yerin önce kanaması dururdu sonra zamanla kabuk tutar ve iyileşirdi eski haline gelirdi değil mi? İşte ilahi yaradılışımız tamamen '' SORUN ÇÖZMEK '' üzerine programlı arkadaşlar. Bir başka örnek üzerinden gidelim grip olduk yediğimiz bir şey dokundu istifra ediyoruz, ateşler içinde yataktan çıkamıyoruz ama hiç bir ilaç almasak dahi bu süreç 1 belki 2 belki 3 gün içinde pozitife dönüyor belki de hafta nasıl oluyor? Al yuvar ve ak yuvarlar görevini yerine getiriyor vücut direnç kazanıyor mikroplara bir savaş açılıyor vs. ha çok anlamam al yuvar ak yuvar diyorum ama cahilcemle anlatıyorum pot kırıyorsam kusuruma bakmayın. Ne oldu vücut yine sorun veya sorunları çözdü değil mi? O yüzden insan vücudu sorun çözücü sorun çıkarıcı değil. Şimdi sanırım pct yapmazsak ne olurun cevabını anlamanız daha kolay olacak. Pct yapılmazsa ölmüyorsunuz ve ciddi üreme sorunlarınız yoksa kısırda kalmazsınız. Tabi bunu anlatırken kimse gaza gelip pct yapmayalım o zaman demesin ha! Pct %100 yapılmalı arkadaşlar çünkü pct ile bu süreci çok ama çok hızlı gerçekleştirmiş oluyorsunuz geri dönüşlerden bahsediyorum nasıl ki hasta olunca çeşitli ilaçlarla bu iyileşme sürecini hızlandırıyoruz kür sonrası pct de bu yüzden çok önemli! Peki pct yapmadım ne olacak?! Elbette vücut üzerine düşeni yapmak için çalışmalara başlayacak en hızlı şekilde ama pct sonrası dönüşler 2,4 ay içinde sizi sağlığınıza kavuştururken sırf bu konuları geçmişte tecrübe edinmek adına kendime çok zarar vereceğimi bildiğim halde pct yapmadım ve vücudum ilahı tasarımı sayesinde her şeyi eskiye döndürdü zira bunu ne kadar sürede yaptı size onu söyleyeyim tam olarak 13 ayda! O yüzden ben bu tecrübeyi edindim ki siz böyle kötü bir tecrübe edinmeden sağlığınızı kaybetmeden veya çok geç kazanmadan bir şeyleri öğrenin bu hataları yapmayın diye arkadaşlar. Keyifli Forumlar.
  17. 21 points
    Merhabalar. Bildiğiniz üzere uzun soluklu ve dinamik kürler yaptığım için artık yıl belirterek günlük konusu açıyorum. Bir önceki Blast & Cruise kürümü, bir önceki boldenon küründeki kadar olmasa dahi sivilce sebebi ile sonlandırmıştım. Çünkü sürdürülebilirlik mantığıma aykırı idi. Tahammül edilebilir bir sorunla değil sorunsuz sürdürülebilir olması gerekmekte. An itibari ile kür temelli sivilceler tamamen kurudu. Normalde de sırtımda omuzumda tek tük çıkabilen yazdan mütevellit sivilceler oluyor. Lakin bu sivilceler kürdeki gibi değil zaten. Yepyeni Blast & Cruise denemesi ile yeniden karşınızdayım. Bu sefer daha da düşük dozlarda ve daha temkinli, ağırlığı ise beslenme ve dinlenmeye vererek ilerleyeceğim. Bulk döneminde dahi kardio niyetine hayatımda başka sporlar da olacak. Bir sporcunun nabız ve nefes kontrolünün her zaman çok yüksek olması gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle elimde bol miktarda bulunan sustanonları bitirene kadar haftalık 250mg only sustanon ile başlayacağım. Sonrasında bana dick yapsa da çok iyi gelen, zerre sivilceye sebep olmayan DECA'nın kısa esteri NPP + çokça sevdiğim iran enhantate ile devam edeceğim. Bunlar kaç hafta sürecek artık onu forma göre belirleyeceğiz. Geçen ki cut döneminde %10 altı yağ ile 78kg idim. Bu sefer hedef %10 altı yağ ile 80kg olmak. Şuan %12-13 civarı yağ ile 78 kiloyum. Ki iş yoğunluğu + eşimin rahatsızlığı + senelik iznin peşpeşe gelmesi yüzünden neredeyse 1 aydır salona uğrayamadım. Ondan önceki 3 ay da çok disiplinli spor yapamadım. Ben böyle dönemleri nadas olarak görüyorum. Eski sporcular bilir ki bu uzun araların geri dönüşü çok daha sağlam oluyor. Program olarak ise daha önce uygulayıp iyi sonuç aldığım Full body - split karışımı bir programın yeni halime göre yeniden revizyonunu kullanacağım. Bu programı kendim için tasarladım. İsteyen olursa programı buraya atarım. Antrenman düzenimden bahsedebilirim. Planladığım başlama tarihi 10.09.2023
  18. 21 points
    Merhaba arkadaşlar; Bu konumuza da sporcuların kürdeyken başlarına gelebilen veya gelme ihtimali yüksek olan iki negatif başlığa değineceğiz. Kürdeyken hastalanabiliyor veya beklenmedik bir vücudumuz, sağlığımızla alakalı sorun sorası cerrahi müdahale kararı alındığında nelere dikkat etmeliyiz kürü bırakmalı mıyız yoksa farklı formüller geliştirip bu süreci nasıl atlatabiliriz bunları konuşacağız. KÜRDEYKEN HASTALANDIM KÜRÜ KESMELİ MİYİM VEYA NELERE DİKKAT ETMELİYİM? Arkadaşlar bildiğiniz üzere steroid grupları genel mana da vücut direncini, bağışıklık sisteminizi savunmasız bırakabiliyor veya direncini düşürebiliyor ama bunu biz doğru beslenme, doğru antrenman ve başka unsurlara dikkat ederek minimize ediyoruz. Başak unsurlar nedir antrenman yaptık terledik ve salondan terli, yorgun düştük diyelim salondan otoparka veya toplu taşımaya gidene kadar vücut zaten en yorgun savunmaya uzak olduğu anda ters rüzgar ile cereyan veya soğukta, esintide kalıp ters düz olabiliyoruz buydu o kısmın açılımı. Bunun dışında birde çeşitli mevsimsel virüs veya hastalıklar olabiliyor misal korona misal grip gibi. Tabi bunların dışında yeme bozukluklarına bağlı olmak kaydı ile isal, zehirlenmeye bağlı istifra gibi. Şimdi bunlar küçük hastalıklar diyebiliriz bu gibi süreçlerde dinlenmek en makbul olanı o yüzden aşağıda sıralayacağım maddelere uymanız sizin yararınıza olacaktır. Antrenman yapılmamalı Mutlak suretle vücudunuza zaman tanıyıp dinlenmelisiniz Hastalığınızın şiddeti 1,2 hafta bağlamında ise kürdeki hiç bir ilacı kesmemenizi tavsiye ederim Hastalığınızın şiddeti 3,4 hafta aralığında ise testosteron harici diğer ilaçları kesmenizi testosteronu kesmemenizi tav. ederim Hastalığınızın geçmesi akabinde salona gittiğiniz 1 ila 2 hafta özellikle ilk hafta ağır girmemenizi sadece kaslara kan pompalamanızı tavsiye ederim Hastalık sonrası antrenmandan ziyade bulk sürecinde bile olsanız düşük tempo kardiyoları aksatmamanızı hatta arttırmanızı tavsiye ederim vücut ter, idrar, dışkı ile detoks yapacaktır kardiyolar da malum en iyi ter atacak unsurların başında geliryor Hastalık sonrası hemen kan verip vücut değerlerinizi sayısal olarak değerlendirmeye almanız ve risk gruplarına yönelik hormonal emniyet gruplarına dahil olmalısınız beslenmeyi düzeltme, vitamin eksikliklerinin üzerine gitmek vb gibi Tüm bunlar sonrası her şey yoluna girmiş olur ve kaldığınız yerden süreci devam ettirebilirsiniz. KÜRDEYKEN KAZA YAPTIM VEYA HASTALIĞIM İLERİ BOYUTLARA TAŞINDI CERRAHİ MÜDEHALE OLACAK NE YAPMALIYIM? Arkadaşlar bu durum kürümüz için en riskli en dikkat edilmesi gereken bir süreç hem kür hem sağlığımız adına. Öncelikle unutmayın ki sağlığınız her şeyden çok daha mühim bir kere biz neden spor yapıyoruz? Çok daha sağlıklı olup görünmek adına. Steroid gruplarıyla sağlıklı görünüyoruz dışarıdan bakınca evet ama iç sağlığımız o kadar yerinde mi bu tartışmaya açık elbette çünkü unutmayalım ki steroid grupları uzun vadede kalp ve damar yollarında tahribata yol açarlar ha bu konuda ölen var mı only düşük doz kürler ile ben hiç denk gelmedim ama profesyoneller için öyle değil çok büyük kütleleri olduğundan o kas gruplarını taşımak adına girdikleri çok fazla ilaç ve çok yüksek mg ölçütleri söz konusu neyse konumuza dönecek olursak bu gibi durumlarda neler yapmalıyız aşağıda sıralayacağım maddelerde bunlara değineceğim. Antrenman zaten yapmanız imkansız Benim ana tavsiyem bu gibi süreçlerde direk tüm kür sürecinize veda etmeniz only testo hariç yine sebebi zaten bu süreçte çok stress ve sinir hali beslenememe durumları olacaktır haliyle idman kabiliyeti de sıfıra ineceği için vücut bu baskı altında yıkım hormonunu bolca salgılayacak önce vücut suyu yavaşça sonra şiddetli şekilde tasfiye edip sizin moral motivasyonunuzu daha da bozacaktır. Bu süreçte testosteron olmaz ise kandaki total testosteron sevviyeniz alt sınıra gelecek ve ani tramva, yüksek sinir, üşengeçlik, yemek dahi yeme arzunuz ortadan kakacak o yüzden çok ciddi bir cerrahi müdahale olmadıysa bir şekilde testosteronu devam etmenizi tavsiye edebilirim. Her iki süreçte de mutlak suretle su tüketiminizin sağlık sorununuza bağlı olmak kaydı ile düşmemesine dikkat edin. Dip not : Yazdığım tüm konular bireysel tecrübelerime dayalıdır doktorunuza danışmadan yazılan hiç bir şeyi esas almayın birinci önceliğiniz her zaman doktorunuzun takviye ve tavsiyelerine uymak olmalıdır. Geçmiş olsun / Keyifli forumlar.
  19. 20 points
    Selamlar arkadaşlar buralara kadar @Loving Burak hocamla yıllarca dile kolay 5-6 yıl kadar kendisinin bana olan emeği ve ürünleriyle zaman zaman konular açarak sizlerin gözleri önünde çok güzel uzun bir yol yürüdük değiştik büyüdük tecrübelendik öğrendik yanıldık zayıf düştük tekrar ayağa kalktık. Ve aşağıdaki son ama yarışma için ilk gün başlangıç formuma ulaştım. Şimdi ise planlamaya dahil olan büyük adımı atıp sonunda 2024 yarışması için Türkiye’nin önde gelen isimlerinden çok beğendiğim bir hocamla anlaşıp yarışma için dün itibariyle anlaşıp planlamalar yapıldı ürün desteği geçmişte olduğu gibi beni bu formuma getiren kişiden yani Burak hocamdan. Boldenon ( Noxy lab ) Testo enantaht ( Noxy lab ) Anapolon (İran eczane) Mg detayları ön bilgi: 500mg 500 mg 50 mg Eklenerek bir kaç gün sonrası ilk yarışma kürü başlangıcı olacak ayrıntıları beslenme ürün mgları kullanım süreleri farklı ürünlere geçişler antrenman planlamaları vb gibi konular konuyu takip ettikçe sizlerin merak edip sorduklarıyla birlikte sizlere bilgilendirme yapmakta olacağım sizlerden bu süreçte desteğinizi ve dualarınızı eksik etmemenizi istiyorum🙏bu aileden de podyumda birinin çıkıp ortalığı dağıtacağına inşallah şahit etmiş olacağım takipte kalın büyüklerime saygılar küçüklerime sevgiler Peptid Türkiye ailesi💪 2020 kür günlüğümü incelemek isterseniz aşağıdaki konuyu ziyaret edebilirsiniz: 2021 kür günlüğümü incelemek isterseniz aşağıdaki konuyu ziyaret edebilirsiniz: iyi seyirler
  20. 20 points
    Üç yılı aşkın süredir blast and cruise şeklinde kesintisiz devam ediyorum ve ilaçlı olmama rağmen baba oluyorum arkadaşlar. Mucize gibi bir şey benim için:) Yanlış hatırlamıyorsam %2 ihtimal vardı ve bu gerçekleşti. Eski tarihte bir arkadaş daha vardı burada, çocuk sahibi olan, postları okumuştum. Diğer taraftan pct yapmama gerek kalmadı blast&cruise a devam edeceğim:) Sevincimi sizlerle paylaşmak istedim.
  21. 20 points
    Merhaba arkadaşlar; Yeni bir konu ile tekrar farklı konulara, farklı yanlış bildiğimiz doğrulara yol alacağız bu konuda. Kür konularında en çok korkulan şeylerden birisi E2 seviyesine bağlı jinekomasti riski her kürde tüm sporcular için hep bir soru işarete veya koca bir ünlem bu konu. Ama aslında E2 ne kadar önemli bir hormon hipertrofi konusunda bunun yüksek olmasının avantaj ve dez avantaları neler? Jinekomasti öyle 1,2 kürle olabilen bir şey mi hepsine tek tek değineceğiz. Hazırsanız başlayalım! Öncelikle Jinekomastiden başlayalım. (JİNEKOMASTİ NEDİR VE TİPLERİ KAÇA AYRILIR?) “Erkeklerde meme büyümesi” veya “jinekomasti” nedir sorusunu kısaca “bir erkek memesinin, değişik nedenlerle, normalden daha büyük boyutlara ulaşması” şeklinde yanıtlayabiliriz. Bazen meme boyutları ileri dereceye ulaşabilir ve kadınsı bir görünüm yaratabilir. Tek ya da çift taraflı gözlenebilen bu durum yaşam kalitesini bozma ve ciddi psikososyal sorunlar oluşturma potansiyeline sahiptir. İstedikleri kıyafetleri giyemezler, büyümüş olan göğüslerini gizlemek için omuzlarını içeri verip öne doğru eğilirler ve kalıcı postural bozukluklar oluşabilir. Ama bu sayılanların hiç biri sizin psikolojiniz dışında hayat, yaşam aynı zamanda sosyal kalitenizi düşürmeye engel değil. Fiziğine çok dikkat eden görünüme önem veren biriyseniz evet o zaman bu sorun psikolojik olarak sizi birazcık yıpratır diyebilirim. Ama bu durumdan da meme küçültme ameliyatı ile bu sorundan kurtulabiliyorsunuz. Jinekomasti tipleri aşağıdaki gibidir. Bu tablodan kendinize yönelik tespitlerde bulunabilirsiniz. Memenin büyüklüğü ve derisinin durumuna göre yapılan başka bir sınıflama: Tip 1: Sadece meme başının altında bir miktar sert meme dokusu bulunur, meme derisi normaldir. Tip 2A: Meme orta derecede büyümüştür ancak deri fazlalığı yoktur. Tip 2B: Meme orta derecede büyümüş ve bir miktar deri fazlalığı vardır. Söz konusu deri fazlalığı ameliyattan sonra kendiliğinden büzülerek normale dönme potansiyeli taşır. Tip 3: Memenin görünümü bir kadın memesi gibi büyüktür ve deri fazlalığı da eşlik eder. Fazla deriyi çıkarmak için ek cerrahi işlem gerekir. Erkekte Meme Büyümesi En Çok Hangi Yaşta Görülür? Erkeklerin %35’ini etkileyen bu durum en sık 50-69 yaş grubunda görülür ve nedeni yıllar içerisinde kandaki erkeklik hormonu seviyelerinin azalmasıdır. Erkeklerde meme büyümesinin en sık gözlendiği yaş grupları ise yeni doğan, ergenlik dönemi ve 50 yaş sonrası dönemdir. Steroid yani hormonlar ile jinekomastinin bağı nedir? Hormonlar erkeklerde ve kadınlarda değişik oranlarda bulunur. Fakat biz dışarıdan özellikle testosteron gibi ek ve yüksek oranda hormon takviyesi yaptığımızda bu durum kaçınılmaz olabiliyor.. Buna bağlı meme büyümesi görülme sıklığı artıyor. ŞİMDİ BİZ SPORCULARIN ÖZELLİKLE BİLMESİ GEREKENLER E2 VE JİNEKOMASTİ HAKKINDA Arkadaşlar biz sporcular küre girdiğimizde jinekomasti riski ne ile birlikte gelip bizi buluyor? E2 seviyemizin artış göstermesiyle doğru mu? Tamam bu bir handikap ama aynı zamanda bulunmaz Hint kumaşı değeri taşıyor e2 yükselmesi vücudumuzda. Çünkü İnsülin kas inşası konusunda ne kadar önemli bir hormonsa e2 de kas inşasında en az onun kadar önemli bir hormon. Haliyle e2 çok sınırlar içinde tutulmasını uygun görmüyorum ben şahsen kür içinde. E2 den negatif etkilenmiyorsa vücudunuz kür boyunca baskılanması taraftarı değilim pek. Ama bazı sporcular bu konuda takıntılı olabiliyorlar veya çok fazla yan etki görebiliyorlar. E2 Vücudumuzda yükseldiğinde neler oluyor? Arkadaşlar e2 yükseldiğinde siz hemen jinekomasti olmuyorsunuz hatta bir çok sporcu jinekomastinin ne olduğunu bilmediği gibi bunu ne yazık ki hoca niteliği taşıyan kişilerin eksik anlatımlarından özü olarak görüyorlar. E2 yükseldiğinde vücudunuzda şu belirtiler mutlak suretle kendini gösterir. Peki nelerdir onlar? MEME UÇLARINDA BATMA GÖĞÜS KAFESİ BÖLGESİNDE KAŞINMA MEME UÇLARINDA LEBLEBİ GİBİ KİTLE OLUŞUMU Genelde ilk iki belirti ilk başlarda olur ilerleyen süreçte son belirti devreye girer. Son belirti ergenlik dönemlerimizde hatırlarsanız memelerimiz şişerdi, uçlarında kitle olurdu üstüne oturamazdık memeler kadın memesi gibi daha dişi gözükürdü acısı bazen can sıkardı ama ergenlik sonrası e2 seviyesine bağlı bu durumdan kurtulurduk. Yani o batma, kaşıntı ve kitlede olsa siz bunu önemserseniz bundan kurtulabiliyorsunuz ilaç kullanmasanız bile. Çünkü vücut kendini tamir etmek için tasarlanmış bir yapı bunu unutmayalım. Tüm bunları anlatıyorum herkes deli gibi nolvadex veya arimidex'e sarılıyor kürlerinde bu çok doğru bir yaklaşım değil. Kürdeyken özellikle arimidex aldığınızda bulk küründeyseniz özellikle hacime yönelik bir süreç ama arimidex almaya başladığınızda direk küçülmeye başlar 4,5 kg yakın su atar vücut. Özellikle kür süresini bırakın e2 seviyeniz yürüsün benim tavsiyem bu yönde ama kür biter bitmez önlemlerinizi alın özellikle meme ucunda kitle görmediğiniz sürece ben çok müdahale edilmesini doğru bulmuyorum dediğim gibi e2 seviyesine. Jinekomasti ameliyatı oldum küre gireceğim yine jinekomasti olur muyum? Evet arkadaşlar ameliyat oldum '' ohhh bu dertten ebediyen kurtuldum '' diye bir durum yok! Tekrar dikkatli olmaz bu sorunu önemsemezseniz jinekomasti olabilirsiniz. O yüzden jinekomasti riski taşıyan bu sorundan mustarip olmuş kişilerin biraz daha temkinli ve dikkatli davranmaları daha uygun olacaktır. Kürde arimidex e2 tertip etmek için ne sıklıkta veya oranda kullanılmalıdır? Arkadaşlar bu konuda çok net olayım isterseniz her gün 1 tablet alabilirsiniz isterseniz haftada 2 tablet alabilirsiniz bunların hepsi bilgi veya bilgisizlikle gelen öneriler. Çünkü yüklemeler önemli yani e2 seviyeniz ne olursa olsun yüklemeleri orantılı yapmanız lazım. Yüksek oranda e2 seviyeniz var ve bu seviyeyi tertip etmek istiyorsanız. Hafta - Gün aşırı bir tablet Hafta - Gün aşırı yarım tab Hafta - Üç günde bir yarım tab (yüklemeler e2 seviyesine bağlı uzayıp, kısalabilir veya artıp eksilebilir) Şeklinde uygulama yapabilirsiniz ama bu durumun uzunluğu artabilir e2 seviyenize göre ve ona göre tertip edilmelidir. Ama bakıyorum her kafadan bir ses çıkıyor haftada 2 tab diyen var her gün yarım tab diyen var. Var oğlu var! Peki buradan ne ders çıkarmalıyız? Arkadaşlar kesinlikle rehber olmadan başınızda kür serüvenine başlamayın kür sadece ilaçların parasını verip hadi ben giriyorum demekle bitmiyor. Arabanın marşına basmak çok kolay değil mi araba kullanmayı bilmenize gerek yok ama marşa bastıktan sonra araba kullanma becerisine sahip olmanız veya bu beceriye sahip birinin sizi gideceğiniz yere kadar bırakması lazım. İşte kürde böyle mutlaka e2 vb gibi kriterlerde sizin sağlığınızı ve hedeflerinizi gerçekten gözleyen, gözlemleyen kişilerle çalışın sonra hem sorun yaşamamış hem de ortada kalmamış olursunuz. Geçmiş olsun / Keyifli Forumlar
  22. 20 points
    Burak kardeşim her zaman yeniliklere açık ve üyelerine daima yardımcı olmayı, yüzleri güldürmeyi başarabilen bir insan. İsteğim üzere gelen grupların yanında bu minik kolye hediyesi beni oldukça şaşırttı ve mutlu oldum, hiç beklemiyordum. 🤗 Konuyla çok alakalı ve inceydi. Sağolsun 👏
  23. 20 points
    Merhaba arkadaşlar. Adet olsun diye kür başlığına fiziksel özelliklerimden bahsederek girmek istiyorum. Böylece emsal olsun ve bu tarz başlık açan arkadaşlar belirtsin ki sonrasında defaen sormak zorunda kalmayalım 175 boyunda, 80kg ve 42 yaşında kolay kilo alamayan, bu vesile ile 35-36 yaşında 52kg olarak spora başlamış, natural olarak bir hayli yol alıp devamında kür ile gitmeye karar vermiş biriyim. Sporu yemek yemek, su içmek, duş almak gibi görüp benimsedim ve hayatıma kattım. Vücut geliştirme hariç imkan oldukça basketbol, kickbox, yüzme vs gibi faaliyetlerde de bulunuyorum. Yapılan spor teklifini asla geri çevirmem. Bu süreçte en büyük motivasyonum şuan 10 yaşında olan oğlum idi. Sporu hayatının parçası yapmasını istediğim için ona boş boş "spor yap" demek yerine, bizzat ailemizin hayatının olağan akışına sokarak onunda sporu içselleştirmesi idi. Keza işe de yaradı. ********************************************* 28 mart 2022 günü yeni uzun kürüme başlıyorum. Yine hacim maksatlı tahminen 10 ay sürecek Blast and cruise yöntemini tercih edeceğim bir kür olacak. @Rdmdedemle beraber başlıyoruz. Öncelikle tüm kür boyunca farklı dozlarda ve esterlere testosteron muhakkak olacak. Duruma anabolizanlar da eklenecek. Yapı itibari ile düşük E2 değerine sahip olduğum için ve bulk kürü olacağı için ara ara testosteronda 700mg seviyesine çıkacağım. Bu doz ayarı kesinlikle testlere göre olacak. Zaten testosteronum yüksek olduğundan (PCT sonrası 700 idi. Şuan daha da yukarıdadır) ve vücudumun aromatize işine direndiğinden benim için kürdeki önemli değer E2 ve insülin olacak. Ara ara bunların testlerini yaptıracağım. Dozu da buna göre ayarlayacağım. Başlangıç 500mg testo mix ve 300mg deca ile olacak. Decayı ne kadar kullanacağımı ise göreceğim yan etkiye göre ayarlayacağım. Ancak aklımdaki azami süre 10 hafta. Eğer yan etkileri erken dönemde (4. hafta) görmeye başlarsam doz düşüreceğim ve öyle devam edeceğim. Son deca enjeksiyonundan sonra 6 hafta daha 500mg testo mix kullanıp peşi sıra 1 aylık TRT doz testosteron sürecine gireceğim. Amaç reseptörleri rahatlatıp tüm kür boyunca azami randıman almak. Kürün devamı da aklımda tasarlanmış halde lakin uzun kürlerde ezbere gitmek yerine vücuda göre hareket etmek çok daha doğru ve akıllıca olduğundan, devamını TRT sürecinin son haftasında yeniden gözden geçirip sizlerle paylaşacağım. Bu seferki hedef Tüm kür + PCT + 1 ay bekleme döneminde sonra 85kg'da kalmak. Saygılarımla.
  24. 20 points
    Merhaba değerli platform kullanıcıları ve ziyaretçileri; Bugün kaleme alacağım konu steroidler bağımlılık yapar mı? Arkadaşlar bu konu tüm samimiyetimle söylüyorum tüm bakış açınızı değiştirecek sıfır deneyimi olan birini bile pozitif deneyim adına yıllarca öteye götürecek bağlamda bir konu, anlatım olacak! Arkadaşlar steroidlerin hiç biri gerçek anlamda BAĞIMLILIK YAPMAZLAR! (Madde bağımlılığı gibi) AMA, LAKİN, FAKAT !!! Aslında işin karanlık yüzü tam olarak burada başlıyor. Her biri bilinçaltı bağımlığı yapar özellikle içlerinden bir tanesi ne yazık ki gerçek anlamda subliminal bağımlılık yapar %100 yapar üstelik! Peki ne demek hepsi bilinçaltı bağımlılık yaparken sadece bir tanesi ciddi anlamda bağımlılık yapar? Arkadaşlar adım adım gideceğim sindire sindire okuyun çünkü bu yazdıklarım kür adedi 5,6,7 ve üzeri olanlar için geçmiş olsun bu rakamın altındakiler için altın değerinde bir konu olacak. Şimdi öncelikle hepsinin bilinç altı bağımlığını ifade etmek isterim nedir, nasıl olur, böyle bir şey mümkün mü? Arkadaşlar tüm hormon grupları bilinç altınızda bağımlılık yapacak sebepler verir size. Misal aşağıda paylaştığım fotoğrafı baz alalım vücut olarak 1,2 kıvamındayken level olarak ilaçlarla 9,10 level bölümüne geçiyorsunuz ve ilaç sizleri pembe bulutlar üzerine çıkarıyor haliyle sporcu var olan, memnun olmadığı fiziğinden hayalini bile kurmakta zorluk çektiği vücuda geçince ister istemez o bağımlılığın ilk tohumları atılıyor! Siz hayatı boyunca kuru ekmek yemiş birisine bir yerden sonra hamburger vermeye başlarsanız hayatı boyunca alıştığı o tat o yemek ona artık basit gelir çünkü yeni bir tat almıştır farklı lezzetlerin olduğunu keşfetmiştir ve o güne kadar şikayet etmediği kuru ekmekten şikayetçi hale gelen biri olmuştur. İşte steroidler de böyle. Doğal genetiğinizin çok ötesine geçince steroidler maalesef bağımlılık yapıyor bilinç altında. Sporcu bir kür yapıp kenara çekilirse hiç bir sorun yok hadi iki kür yine sorun yok eee üçüncü kürü de yapsın! İşte sınır tam olarak buraları... Bu sınırı sporcular tutturtamayabiliyorlar çünkü o pembe bulutların üzerindeki zamanlar çok keyifli geldiğin için bir kür daha ee hadi bir kür daha derken kür bitince '' eeee sen küçüldün mü? '' soruları ile başa çıkamayan o hayal ettiği vücuda sahip olduğu günler aklına gelecek tekrar tekrar ilaçlara sarılacak aslında bilinç altı bağımlılığı tam olarak buna deniyor. Şimdi bu yukarıda anlattıklarım sporcuların kurtulabilecekleri bağımlılığı. Şimdi aşağıda anlatacağım KURTULAMAYACAKLARI bağımlılık olacak o yüzden bu satırları can pare okumanızda fayda var arkadaşlar. TESTOSTERON subliminal doğrudan bağımlılık yapıyor! (yine bilinçaltı ile ilişkili olarak elbette) Peki nasıl oluyor bu? Arkadaşlar bu durum tamamen total testosteron ve onunla paralel olan free testosteron oranınızla alakalı. Total testosteron ve paralelindeki free testosteron 3 ila 8 arasında bir yerlerde gezer referans aralığı olarak genetik yapınıza göre hayat yoğunluğunuz, stress seviyeniz ve ileri yaşa bağlı bu seviyeler herkeste farklılık gösterir! Tüm bunlardan sebep küre girmemiş ama total testosteronu problemli kişiler için tam bağımlılık sebebi testosteron çünkü erkekliğin, motivasyonun hatta bir adım daha öteye gidelim hayatı yaşamamıza başlıca sebep olan hormondur. Bu hormon ne kadar düşükse aşağıdaki sorunları yaşarız. Suç ve cezaya meyillidirler Günün, haftanın hatta yılın tüm zamanı depresiftirler Cinsel hayatları kötüdür veya olmasını umdukları gibi değildir yaşıtlarına göre Genelde bunları hiç mutlu göremezsiniz Ani iniş çıkışları vardır bir anda çok iyiyken bir anda çok negatif olabilirler Kendilerinden iyi veya kötü herkesi, her şeyi eleştirirler Her konuda kötü düşünürler Kendilerini devamlı yorgun hissederler Canları hiç bir şey yapmak istemeyebilir Paranoyak bir yaşamları vardır Genel mana da agresiftirler Özgüven eksiklikleri vardır buda beraberin de devamlı kendini ispat etme güdüsünü onlara katar Gibi daha nice madde ekleyebilirim buraya. Tüm bunları geride bırakırlar küre girince çünkü kürde testsoteron vardır ve yukarıda bahsettiğim gibi testosteron yeniden doğmak gibi bir şey olduğundan sporcu bu eksi yönde kompleksli hayatından çıkar adeta kendini yeniden doğmuş gibi hisseder. Bağımlılık tam olarak burada başlıyor! 2,3 olan total testosteron seviyesi 1500 > üzeri oluyor adam level 1 iken level 99 oluyor motivasyon olarak, libido olarak, özgüven olarak. Sizce bu adam bir daha testosterondan baz geçebilir mi? (Tecrübelerime göre hayır) Ama bu sorunu yaşayanlar için pozitif bağımlılık diyebiliriz buna çokta üzücü bir şey değildir yani çünkü kötü giden çoğu şey pozitif olmaya başlıyor kişi için. Birde buzdağının diğer tarafı total testosteronu çok iyi olan 7,8 seviyelerinde olan işte kötü tarafı bu sporcular için her zaman diyorum ki total testosteron seviyesi yüksek olan kişiler mümkünse o oranları yaşa veya başka sorunlara bağılı çok ciddi düşüşler göstermediği sürece girmesinler küre en azından testosteron olan kürlere. Çünkü 7,8 olan seviyelerinde olan seviye 1500 > üzeri olunca bu sporcu zaten iyidir her konuda çok daha iyi bir sürece adım atıyor 1,2,3,4 kür sorun yok ama sonrası devam eden kürler ile o süper ötesi total testosteronu maalesef eski seviyelerine gelemiyor çok çok çok zor şekilde gelmeye çalışıyor ama tembelleşen geri dönüş süreci sebebi ile o süper doğal testosteron seviyeleri de hayal oluyor sporcu için ve sonra güzel geçen tüm hayatı ilaç kesilince düşük testosteron sebebi ile bunalın. öz güven kaybı, depresif günler, geceler şeklinde gidiyor haliyle ilaca testosterona tekrar sarılıyor ve '' ya bu ilacı girmişken adam gibi kür olsun diyerek diğer ürünleri de dahil ediyor! '' böyle böyle dediğim konular vuku buluyor. Şimdi anladık mı bağımlılık yapıyor mu? Yapıyorsa sebebi ne? O yüzden HORMON KULLANMAYIN ! Kullanacaksanız da BİLİNÇLİ VE BİR ŞEYLERİ BİLEREK kullanın! Keyifli Forumlar
  25. 20 points
    Merhaba arkadaşlar; geçen gün forumda bir konu gördüm bir çok arkadaşımızda konu altında şu ülkenin eczane ilacı şöyle performanslı bu ülkenin eczane ilacı böyle performanslı gibi hararetli bir tartışma içerisine girmişti. Şimdi bu konuya bir açıklık getirmenin zamanı geldi. ECZANE İLACI SPORCUYA NEYİ GARANTİ EDİYOR? Dünyadaki tüm eczane ilaçları kendi ülkesinin sağlık bakanlığı ve yan kuruluşları tarafından denetlenmektedir ayrıca dünyada bu ilaç markalarına lisans hakkı veren kuruluşlar tarafından da denetlenmek bazı istenilen özellikleri yerine getirmelidirler aksi halde üretim lisansı alamazlar. NEDİR BU İSTENEN ÖZELLİKLERDEN EN TEMEL OLANLAR? HİJYEN / STERİLİZASYON İLACIN ÜZERİNDE YAZAN İLAÇ MİKTARI (ETKEN VE EK MADDELER) EN AZ ETİKETİNDEKİ KADAR OLMA GARANTİSİ SERİ ÜRETİM YAPACAK KADAR HAM MADDE STOĞU TUTMAK PROFESYONEL ÜRETİM TESİSİNİN OLMASI Evet eczane ilaçları sporcuya tam olarak bunları %100 sunmak ZORUNDA! Ama diye devam edip en kilit yere gelmem gerekiyor. Tüm bu maddelerin içinde 2.madde üzerinden yürüyeceğiz. Misal benim kullanımı konusunda destek verdiğim ürün İran aburaihan oxymetholone ve neredeyse %100 performans ile çalışıyor ama ülkemizde eczanelerde bulunan Abdi i. marka anapolon istenilen sonuçları vermiyor bu doğru! Çalışmıyor değil bakın istenilen performansı vermiyor! %30 %40 performans ile çalışıyor diyebiliriz. Eee listedeki 2. garantör madde ne oldu hocam o zaman sorusu aklınıza gelecek onun açıklaması da şu şekilde her ülke ham maddeyi belli yerlerden temin etse de aynı ham madde kalitesini yakalayamıyorlar şöyle düşünün Abdi i. çok ünlü bir marka ülkemiz adına özellikle bir çok ürünü de çok kaliteli ama anapolonda o performansı veremediğini gözlemliyorum sebebini de ilacın ham madde kalitesi konusunda problemlerinin olması. Şöyle örnekleyelim daha anlaşılır olması için; Şimdi baktığımızda hepsi protein değil mi ? Peki Protein sütteki protein kalitesi ile whey supplementteki aynı kalitede mi? Veya protein süt + whey kutuda olan proteinin toplam kalitesi organik yumurtadaki kadar kaliteli mi? veya protein süt + whey + yumurtada olan toplam protein anne sütündeki protein kadar kaliteli mi? Cevap çok net; '' ELBETTEKİ HAYIR '' değil mi? Ama bakıldığında lisanslı markalar , sağlık bakanlığından onaylı üretim ve hepsi protein! Ama işte hiç birinin kalitesi anne sütündeki protein ile eşit değil. Eczanelerdeki ham madde kullanımı, işlenmesi de bu şekilde. Biraz daha farklı anlatalım anlamayanlara. Eee hocam bu kurgu güzel ama anlamsız aynı şeyleri kıyaslamamız lazım diyorsanız hemen o konuda da örnek verelim. İkisi de lisanslı ürün ve bir takım üretim garantisi kapsamında dünya piyasasında birisi 1000 küsür lira diğeri daha ucuz bunun sebebi ABD ürününün sadece vergi vb den sebep pahalı yerli üretimin daha ulaşılır olmasından sebep ucuz olmasından kaynaklanmıyor! Elbette ki marka değeri var ama aralarında kalite anlamında da çok büyük farklar var bunun yansıması da kalite ve fiyat artısı olarak geliyor. İşte bazı ülkelerin eczane ilaçlarını da böyle karşılaştırabilirsiniz. Eczane ilaçlarında da referansları en kuvvetli ülkeleri seçmenizde fayda var! Ama dünyanın neresinde olursa olsun eczane ilacından korkmayın ve tercih edin! Merdiven altı yerlerden elinize gelen süslü şişelerin nerede nasıl üretildiğini görmek isterseniz size alt kısımda bir kaç fotoğraf bırakıyorum o fotoğraflara bakıp vücudunuza aldığınız sözde ilaçların başınıza ne gibi sorunlar açacağına ben değil sizler karar vereceksiniz. İnsan hayatı bu kadar ucuz ve biz bu ürünleri tercih eden sporcular bu kadar bilinçsiz olmamalı. Keyifli forumlar.
  26. 19 points
    Merhaba arkadaşlar; 2023 acısı ve tatlısı ile geride kaldı artık hepimiz için ülkemiz için, dünya için. Savaşlar, siyasi buhranlar, ekonomik sorunlar, inişler ve çıkışlar derken 365 günü bitirdik, bitirmenin arifesine geldik hep birlikte. Neredeyse burada 15 yılı beraber geçirdik sizlerle peptidturkiye.com aracılığıyla sizlerin gayreti ile binlerce hatta milyonlarca sporcuya ışık tutmayı başardık zorlu kür dönemleri öncesi, ortası ve sonrasında. Evet ben böyle bir platformu inşa etmenin mutlu gururunu yaşarken ve sizlere yıllardır aynı şeffaf, doğru ve ilkeli iletişim unsularını sunmanın mutlu gururunu yaşarken aslında en büyük parçanın sahibi siz değerli kullanıcılarımızsınız. Siz olmasaydınız burayı kendi sanal platformunuz, eviniz gibi önemsemeseydiniz peptidturkiye.com belki de çoktan diğer x platformlar gibi kepenk kapatmış ve milyonlarca sporcu art niyetli kişilerin ellerinde harap olmuştu. 2024 ile beraber platformda mesai harcayan ego dan uzak bildiği her şeyi paylaşan öğreten bilmediği her şeyi öğrenmekten çekinmeyen bugün aramızda olan çeşitli sebeplerden aramızdan ayrılan ve önümüzdeki koca yılda aramız katılacak tüm arkadaşlarımızın 2024 yılı mutlu, huzurlu, sağlıklı ve spor dolu geçirmesini en içten dileklerimle temenni eder güzel seneler dilerim.
  27. 17 points
    PEPTİD TÜRKİYE KURUCUSU OLARAK TÜM PLATFORM (KULLANICILARIMIZ) ADINA ELİMDEN GELENİ YAPTIM. (Minik bir anlatım) Hz. İbrahim'i içine atmak için nemrut o güne kadar görülmemiş büyüklükte bir ateş yaktırmış. Olacakları izleyen insanlar bir karıncanın ağzında su damlası ile ateşe doğru gittiğini görünce karıncaya "ne yapmaya çalışıyorsun?" diye sormuşlar. Karınca "ateşi söndürmeye gidiyorum" demiş. İnsanlar "ağzındaki bir damla su ile bu koca ateşi nasıl söndüreceksin?" diye gülmüşler... Karınca cevap vermiş "evet, belki söndürmez ama maksat safımız belli olsun". SAYGILARIMLA
  28. 17 points
    Sevgili genç,yakışıklı ama söz dinlemeyen arkadaşım Konuya katılım gösteren @hectordoyle @forbit @lepistes217 @rastlantisal @Feng @Endanger @Rdm siz istediğinizi söyleyin bu arkadaşımız kafasının dikine gidecek o kadar şey yazmışsınız yinede Bunu diyebiliyorsa söylenecek sözlerin bittiği yerdeyiz. Şimdi önce onu anlamaya çalışalım hangimiz onun yaşındayken söylenenlere kulak astık? Pembe bulutların üzerinde raks etmeye devam ettik hep kafamızın dikine gittik ama söylenenler ne zaman başımıza geldiğinde '' ahh bana demişlerdi keşke dediklerini yapsaymışım '' kabullenmesini yaşamadık? Hepimizde böyle olmadı mı? Şimdi bu genç arkadaşımız kendi ağzıyla diyor yaşıtlarım deniyor onlara olmadıysa bana neden olsun? Mantığı bundan öteye gitmiyor çünkü hayat tecrübesi ondan ibaret ama ona burada güzel telkinlerde bulunan abileri yaş ve hayat deneyimi çok ileride onun göremediği çokça şeyi görüp deneyim edindiler ama onun görebilmesini beklemeyin çünkü onun yaşında bizlerde böyleydik asiydik, söz dinlemezdik hatta aklımız çoğumuzun bir karış havadaydı veya ben kendi adıma demiş olayım son kısmı. Hayat tecrübeler sayesinde güzelleşen bir yer özellikle acı tecrübeler. Şimdi bu arkadaşımızın başına gelecek bir kaç acı tecrübeyi ben tarihe not düşeyim. TOTAL TESTOSTERON SEVİYESİ TEPEDE OLSA BİLE BİR KERE BOZARSA BİR DAHA ÖMÜR BOYU YERDE OLACAK TOPARLAMASI ÇOK GÜÇ OLACAK TOTAL TESTOSTERON SEVİYESİ GENETİK OLARAK GERİDEYSE İLAÇ KULLANDIKÇA BAĞIMLI OLACAK ÇÜNKÜ HAYAT STANDARTLARI DÜZELECEK SANIYORKİ KÜRDEYKEN VÜCUDU KAS YAPTI OYSA VÜCUDU SU TUTUYOR HİÇ BİRİ KALICI DEĞİL KÜRÜ BIRAKINCA HEPSİ GİDECEK ÇEVRESİNDEKİ SEN KÜÇÜLDÜN MÜ SÖZLERİ SONRASI TEKRAR BAŞA SARIP İLAÇLARA ATLAYACAK VE BAĞIMLILIK ARTACAK BU PİYASADA DOĞRU ANTRENMAN VE BESLENME YETMEZ DOĞRU İLAÇTA ÇOK MÜHİM O DOĞRU İLAÇLARI BULANA KADAR CANI ÇIKACAK GENÇ YAŞINDA TANRISAL GENETİK YAPISI ŞEKİLLENMEMİŞKEN İNSAN ELİ DEĞİMİŞ LAB İLAÇLARI İLE GENETİĞİNİN GARİP ŞEKİLDE ŞEKİLLENMESİNİ SAĞLAYACAK YAPACAĞI MCT VEYA PCT HATALARI İLE GERİ DÖNÜŞÜ ZOR YOLLARA GİRECEK UYKULARI KAÇACAK KÜRDEYKEN 2 KAPLAN GÜCÜNDEYKEN CİNSELLİK VE EREKSİYON KONUSUNDA KÜRDEN ÇIKINCA DERDİNİ NE PARTNERİNE NEDE SAĞ ELİNE ANLATAMAYACAK DÜŞEN LİBİDO SONRASI CIALIS GİBİ EK İLAÇLARA BAĞIMLILIK DOĞACAK Böyle en az 20 madde daha ekleyebilirim ama ben ne kadar eklesemde o arkadaş okumadan geçecek veya okusada bir kulağından girecek diğerinden çıkacak. Bu yaşta sporculara ilaç tedarik eden ve destek veren kim varsa Allah onları bildiği gibi yapsın yazık gencecik çocukların geleceği ile oynuyorlar sırf para için.
  29. 17 points
    Merhaba arkadaşlar, yaklaşık 1 yıllık sürecin ardından Allah’ın izniyle eşim gebe kaldı.Şehirdışında olduğumuz için durumu henüz ailemizle paylaşmadık.Ama insan birilerine anlatmak,paylaşmak istiyor, bu forumu da kendime yakın gördüğüm için sizinle paylaşmak istedim.Darısı herkesin başına çok garip bir duyguymuş, Allah herkese bu duyguyu nasip etsin.
  30. 16 points
    Herkese merhaba, Forumda uzun bir süredir başlıkları inceliyor ve kendime bir yol çizmeye çalışıyordum. En sonunda Burak hocamla iletişime geçtim. Sağolsun bana bütün süreçten bahsetti ve benim için en uygun olacak şekilde neler yapmam gerektiğini tek tek anlattı. Kendisi ve tecrübelerine duyduğum saygı ve güven ile Burak hocamla definasyon sürecine başlama kararı aldım. Kendimden emin bir şekilde ve sağlam bir mental ile 12.02.2024 tarihinde sürece başladık. Bu süreç kullandığım ürünlerin Burak hocamdan tedarik ettim. Kullanılan ürünlerin markası : NOXY LAB https://www.noxy-labs.com SR9009 GW-501516 Yohimbine Cardio ve beslenmeme çok dikkat ettim. Bu süreçte gerçekten mentalinizin çok iyi olması ve kararlı bir şekilde bu sürece başlamış olmanız çok önemli. Kendi nefsinizi terbiye etmeyi öğreniyorsunuz diyebilirim. Hem sıfır karbonhidrat olması hem de bu kadar sağlıklı beslenmeniz ilk başta zorluyor diyebilirim. Sonuçta şeker en büyük bağımlılık. İlk haftayı atlattıktan sonra sağlıklı beslenme düzenine çok güzel bir şekilde alışıyorsunuz ve yoksunluk hissetmiyorsunuz. SR 9009 ve GW-501516 açlık hissiyatını ortadan kaldırıyor ve enerjik hissetmenizi sağlıyor. Şöyle ki öğün sayım teke düştü bazen o tek öğünü bile yemek istemeyecek kadar aç hissetmiyordum ve iştahım olmuyordu. Tabiki sağlık açısından öğünlerimi ihmal etmedim. Burak hocaya bu süreçte sağladığı destek için çok teşekkür ederim. Her zaman ilgili ve disiplinli şekilde yaptığı işi sonuna kadar bütün ciddiyetle yapıyor. Kendisi bu konularda ve konuşmalarımızda kendisinden öğrendiğim yeni bilgiler ve bakış açılarıyla bana bir örnek, hoca, abi oldu diyebilirim. @L0ving Bulk küründe görüşmek üzere 👋🏼 Ölçülerim şu şekilde; Başlangıç - 12.02.2024 93 KG BEL 100 BOYUN 41 BACAK 59 KOL 34 OMUZ 124 GÖĞÜS 104 4 hafta sonra 81 KG BEL 87 BOYUN 38 BACAK 57 KOL 33 OMUZ 121 GÖĞÜS 100 8 hafta sonra 79 KG BEL 83 BOYUN 38 BACAK 55 KOL 36 OMUZ 117 GÖĞÜS 100
  31. 16 points
    Arkadaşlar öncelikle şunu belirteyim ben aspirin dahi yutmamış bir insandım hormonlarımda herhangi bir yerimde sorun yoktu bir gün libido öldü ilişki sırasında ereksiyon alamadım denemediğim şey kalmadı viagra tarzı şeylerle ereksiyon alıyorum sağlıklı olduğum için fakat sonu gelmiyor çünkü libido yok sonra araştırmalarımda sorunun pornografi olduğunu anladım çok fazla masturbasyon yapıyordum ve beynimin dopamin sistemi sınırsız cinsel içerikler yüksek kalite pornografig içerikler ile tahrip olmuştu artık uyarım almak için uç kategorilere kadar gittim belli bir yaştan sonra artık onlarada tepki vermemeye başladı ve öğrendim ki testo seviyesi normal olsa da cinsellikte tek hormon testo değil ödül sistemide önemli testo kadar eğer testonuz yüksek ise ve 20-45 yaş aralığındaysanız üstüne de fizyolojik bir probleminiz yoksa muhtemelen sorununuz cinsellikten laçka olmuş beyniniz 90 gün cinsellikten ve çağrıştıran şeylerden birde tetikleyen şeylerden uzak durun mesela sosyal medya gibi netflix gibi 90 günün sonunda muhtemelen düzeleceksiniz ben düzeldim artık sanal yapay cinsellikten uzak duruyorum bu süreci kolay görebilirsiniz önce 1 haftada yükselmeler başlıyor ufak ufak ereksiyonlar alıyorsunuz tam iyiyim derken dibe çekiyor libido tamamen ölüyor o arada dopamin sistemi kendini onarıyor 90 gün ortalama bir süre kimisi 40 günde düzelir kimisi 5 ayda bağımlılık seviyesi sağlık durumu vs gibi şeylere göre değişiklik gösteriyor aynı zamanda şunu da belirteyim masturbasyonu ve cinsel uyarılmayı kestiğinizde androjen reseptörlerinde artış sağlanıyor minimum testodan daha fazla faydalanıyorsunuz beden gücünde artış seste kalınlaşma özgüvende artış sosyal kaygı ve depresyonda azalma alan bir çok insanın hikayeleri var ile sağlıcakla kalın soracağınız birşey olursa yardımcı olurum yourbrainonporn.com sitesinden çeviri yardımıyla kapsamlı kaynaklara bakabilirsiniz söylediklerim yalnızca sağlıklı erkekler için geçerlidir
  32. 15 points
    Arkadaşlar merhaba sizlerle kendimde kullandığım kullandırttığım ve maksimum etki aldığım bitkisel kürlerden ilkini paylaşıyorum. bu kürde ki amaç aas lerden sonra ki ereksiyon kabiliyetini daha çok arttırmak libidoyu düzenlemek ve sperm sayısını arttırmak tarifimiz şu şekilde : 1 kavanoz keçiboynuzu özü (soğuk sıkım olacak marka olarak hünnap yada nivalis olabilir ben genel de nivalis kullanıyorum ) 50 gr çakşır otu toz haline gelecek 50 gr çoban çökerten toz haline gelecek 50 gr kuş üzümü çekirdeği tozu 30 gr ginseng 50 gr fındık tozu 50 gr zencefil tozu 20 gr arı sütü polen 30 gr propolis arkadaşlar tüm malzemeler iyice karıştırılacak eğer ki yapamazsanız aktar sizin için yapabilir. Kavanoz güneş ışığından ayrı serin bir yerde muhafaza edilecek her akşam yatmadan önce bir tatlı kaşığı yenilecek bu döngü 3 ay devam edecek sonra en az 1,5 ay ara verilip sizin durumunuza göre tekrar devam edilebilir. Şimdiden afiyet olsun bol şans.
  33. 15 points
    Merhaba arkadaşlar; Uzun zamandır bazılarınızın kavrayabildiği bazılarınızın neden diye sorguladığı bu konuyu yazıya dökme zamanı geldiğini düşünüyorum çünkü empati yeteneğinden bazılarımızın mahrum kaldığını görüyorum ve bu yetenekten uzak düşünceleri için çoğu kişiyi platformdan uzaklaştırmak durumunda kalıyorum haliyle buna dur demek adına bu konuyu dikkatlice okursanız çok mutlu olacağım. İlaç satıcılarının isimlerini veya kısaltma yoluyla da olsa konu açmak veya ileti yazmak neden yasak? Arkadaşlar bunun başlıca sebebi Peptid Türkiye platformu artık sizlerin de bildiği üzere yaşayan bir ansiklopedi ve marka değeri olan bir sanal yaşam alanı tabiri caizse. Haliyle sektörde satıcılar facebook, instagram veya youtube gibi alanlarda yorumlar kısmında, gerek içerik üreterek veya benzeri şekillerde müşteri kazanma peşindeler ama bu oldukça zahmetli olabiliyor onlar için haliyle buu platform hem sektörleri için bulunmaz Hint kumaşı çünkü hedef kitlelerinden oluşuyor tamamen sıradan bir kullanıcı gibi gelip burada şundan hizmet aldım, şunda şu ürünü gördüm gibi benzetmeler ile sizlerle bilen veya bilmeyen yani deneyimli veya deneyimsiz sporcular ile aralarında bağ kurmaları onlar için en leziz ve kolay seçeneklerden birisi. Bu sektörde kim, kime ne katarım derdinde asla olmadı bu gidişle olacak gibi de değil! Haliyle sizin sahip olduğunuz maddiyata nasıl ortak olurlar tamamen bunu ilke edinmiş durumda çoğu satıcı. İlkeli ve adaletli olanlar yok mu? Elbette ki var onların da zaten başkasının sırtından veya emeğinden nemalanmak gibi huyları olduğunu düşünmüyorum. Yani burada istem dışı paylaşılan bir isim bilmeyen, acemi sporcuları bir anda kurtların önüne atma durumuna benziyor. Oysa sporcu isimden ziyade marka ve ürünleri tanımaya başlamalı bu evreyi geçtikten sonra zaten doğruyu bir şekilde bulacak gerek yanlış yaparak gerek ilk seferde en doğru seçenekle buluşarak. Hangimiz şuan ki tecrübemize hata yapmadan geldik? Hata yapacağız hepimiz çünkü tecrübe ne yazık ki hata yaparak elde edilen bir argüman. Haliyle burası kimsenin tekelinde değil ben dahil! Baknz; Platform benim ve bugüne kadar sizlerin de büyük desteği ile ne sorunlarla boğuşa boğuşa 13 yılı geride bıraktım tabiri caiz ise tırnaklarımla kazıya kazıya bugünlere getirmeyi başardım platformu ben dahi kendimi, beni önermenizi hoş karşılamazken başkalarının reklam alanına platformun döndürülmesine göz yumuyor olmam mümkün değil. Kişisel iletişim bilgilerini paylaşmak neden yasak? Kullanıcıların birbirlerine ulaşmaları ne sorun yaratabilir? Arkadaşlar bu konuda çok mühim çünkü forum da özel mesajlaşma özelliği de aktif ve iletişim bilgileri paylaşımı yasak çünkü forum kültürü dünyada maalesef ki bitmiş durumda artık uygulamalar, web 3.0 dönemlerinin konuşulduğu zamanlardayız haliyle bu tükenmişlik içinde yıl bazında bakıldığında milyonların ziyaret alanı olan bu platformda herkes birbirine ulaşırsa sorunları telefonları, mailleri, sosyal medya mesaj alanlarında çözümlerlerse bu platformu nasıl ayakta tutarız? güncel kalmasını nasıl sağlarız? insanların ziyaret etmeleri için onlara çeşitli sebepler vermemiz lazım bunlarında başında da güncel bir yer sunulması lazım işte hedefim tam olarak bu hiç bir konu kapalı kapılar ardında çözülmesin bu platformda ilgili kategoriler altında binlerce konu başlığı olarak çözülsün böylece 13 yıldır destek alınan yer inşallah benim ömrümce 20,30,40,50 yıl daha ayakta kalıp sorun yaşayanların sorunlarına çare olmayı başarabilsin diye tüm çabam. Yani siz birinin sorununu whatsapp, telegram vb alanlarda size özel bireysel sayfalarda çözerseniz arama motorları o konuşmaları indexleyemiyor ve sorun yaşayan kişiler başsız horoz gibi bir o yana bir bu yana yana yakıla sorunlarını çözemeye uğraşıyorlar ve art niyetli kişilerin ellerine kapalı kapılar ardında sanal ortamda düşebiliyorlar bilmediklerinden sebep ne derse o kişi biat etmek zorunda kalıyorlar ama burada bir konu altında birisi art niyetli yorum yaptığında veya yanlış bilgi verdiğinde hemen dis like atıyor veya deneyimli kullanıcılar uyarıda bulunuyor '' bak sen böyle yazdın ama bu yanlış doğrusu bu! '' şeklinde. Satıcılar hakkında konu açmak neden yasak? Veya markalara yönelik şikayet bildirimi yapıldığında konular neden kaldırılıyor? Arkadaşlar şimdi biliyorsunuz ki art niyetli satıcılar olduğu gibi üzülerek söylemek isterim ki bilgisizlikten kaynaklı deneyimsiz çok fazla sporcu art niyetli olmasalar da deneyim eksikliğinden sebep panik yapıp satıcılara saldırabiliyorlar. Oysa her sorunun bir cevabı var çözülmeyecek sorun yok sadece iletişim kanalları kapatılmamalı böylece iki tarafta üzülmez zira bu durum ülkemizde biraz ötelenmiş durumda satıcılar sabırsız ve hrıslı belki de egolu sporcular deneyimsiz ve panik halindeler. Bu karışıklıklar da karalamaları peşinde getiriyor. Peptid Türkiye ilke ve doğruları niteliğinde ilerlemeyi seçen bir platform yaygara, iftira veya itiraf platformu değil çünkü bu durum da din, dil ve siyaset kadar tehlikeli bir alan. Satıcılar hakkında sorun yaşayan kullanıcılar haklarını hukuk önünde gerekli mercilere başvuruda bulunarak yapabilirler. Markalara yönelik çalıştı veya çalışmadı diyalogları eğer elinizde kür öncesi ve sonrasına dair test sonuçları yoksa tamamen iftiradan ibaret sayılmaktadır benim gözümde çünkü delil yok. ÇALIŞMADI! tamam çalışmadı da belgen var mı bunu ibraz edebiliyor musun? Eğer bu yönde öncesi ve sonrasına dair test sonuçların varsa o konuyu gönül rahatlığı ile açabilir ve ben yaşadığım sürece o konuyu hiç bir güç kaldırtamaz bana bu platformda! Ama gel gelelim bu testler yok ve sen bireysel bulgularına göre bazı ithamlarda bulunuyorsan bu doğru değil haliyle bunun yasaklanmasının sebebi de bu arkadaşlar. Dip not : Bakıldığında satıcıları kötülemeniz , markalara laf atmanız ben hukuksuz, adaletsiz her şeyden önemlisi şeref ve ar çizgisinden uzakta biri olsam en çok benim işime yarar diye düşünün tüm bunlara izin vermem lazım doğru mu? Bütün destek sağlayanlar ve ürün grupları kötü en iyi benim diyebilmek ve tüm pozitif okları üzerime çekmek adına. Ama öyle değil bakın 2021 yılında hangi konuyu açmışım. Sevgi ve saygılarımla // Keyifli Forumlar
  34. 15 points
    Daha önce dragon pharma hakkında düşüncelerimi ve tecrübelerimi paylaşmıştım. Şimdi aynı satıcının bodytech markalı ürünü hakkında şikayetler geldi ve kendisi konuya eklediğim bu yazıyı kendi sayfasinda paylaştı. Yani açık açık diyor ki çalışan ürünlerin yanında boşlarda var. Ve bu adam bunu tespit edebilmesi mümkün değil. Burdan alışveriş yapıp kürden verim alırken birden veriminiz kesilirse şaşırmayın. Garantiye almak istiyorsanız da size bi kardeş tavsiyesi burdan alışveriş yapmayın! Çalıştığının anlaşılması en kolay ilaç türevinden bodytech danabol kullandı arkadaşım ve aldığı etki ve sonuç rezaletti, bu kadar ucuz hammadde de bile böyle yapiliyorlarsa enjeksiyon anabolizanları düşünemiyorum. Sattığı Dragonlar steril değil, bodytech ise max %50-60 dolu keza yanında boş partiler de varmış. Aynı boş parti durumunu bir yarışmacı kardeşimiz herkesin bildiği ifbb pro birinden toplu zphc aldığında yaşadı. Bilmeyenler için daha önceki dragon pharma ifsa konumun özeti resmi marka saticyı, distribütörüyüm dediği markayı tanımıyor ve bu durum bu markada da olabilmesi muhtemel.
  35. 15 points
    Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaradanın kuluna lütuf ile muamele etmesine vesiledir. O yüzden diyor ya hani; Yunus Emre '' Yaratılanı severim, Yaradan'dan ötürü '' derken bizlere; Yaradan'ın yarattığı her şeye hoşgörü ile yaklaşmamızı tavsiye ediyor. Bende bu hoş görü ile sizlerden bir isteğim, arzum olacak forumun sol alt köşesine whatsapp ikonuna tıklayarak bana ulaştığınız da çokça; Hocam bu marka sizce nasıl? Hocam bu satıcı sizce nasıl? Hocam bu dolandırıcı mı? Hocam bu ilaçları kullanıyorum sizce iyi mi? Gibi sorular çokça geldiğin den konuya '' EDEP '' ile başladım sebebi bu sorularınıza vereceğim yanıtlar '' BEN SATICILAR VEYA MARKALAR HAKKINDA YORUM YAPMIYORUM KENDİMDEN SORUMLUYUM '' dan ibaret olacaktır tam olarak 11 yıldır! Herkes kendi ekmeğini yer arkadaşlar ben başkasına nasıl kötü diyebilirim? Nasıl sahte diyebilirim? Nasıl onun tezgahına iftira atabilirim? Bu bizim sektör de çokça yapılan bir şey maalesef ki. Hocam falanca kişiyi tanıyor musunuz? Diye sorarsınız adam daha o falanca kişiyi hayatında görmemiştir ama diyalog şöyle gelişir; YA BIRAK O SAHTEKARI! İŞİ GÜCÜ DALAVERE! İLAÇLARI DA ÇAKMA! KAÇTANE ÇOCUK ORGANLARINI ELİNE ALDI! Gibi bir sürü benzer diyalog duyarsınız. Ama bu edepsizliktir, hayasızlıktır.. O yüzden kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi asla başkasına yapmam yapılmasını da tasvip etmem. Lütfen bana satıcı ve x markalar hakkında soru sormayın! Marka Analizleri kategorisi var forum da oraya girin konu açın tecrübeli herkes yorumlar markaları zaten. Zira satıcı önerimi veya tartışması art niyetli diyaloglar doğabileceğinden sebep forum da yasaklanmıştır. '' HERKESİN İŞİ RAST GELSİN '' Sevgilerimle, Keyifli forumlar.
  36. 14 points
    Merhaba arkadaşlar; Çok hatta çokça uzun zamandır açmayı planladığım ama üşendiğim ama vakit bulamadığım ama açmasam mı acaba dediğim kategoriyi bugün açma kararı aldım. Ben çekirdekten kirli, paslı salonlar da old school zihniyetin bu sektöre kazandırdığı biriyim Haliyle çokça deneyimim bilimsellikten ziyade tecrübeye dayalı Eskiler bilir çok imkan yoktu ve bizler deneme yanılma yöntemi ile keşfederdik kendimizi haliyle gelişimimiz geç ama harika olurdu şimdi ise bilim ile birlikte hızlı ve harika sonuçlar almak daha da mümkün. Ama bilim ve ilkellik olarak gördüğümüz bireysel tecrübelerle kazandığımız oluşumları bu sektörde mekanik motoru olan bir araba ile teknoloji harikası elektrikli süper spor bir araba gibi kıyaslayın düşünün.. O içten yanmalı mekanik araba belki daha zahmetlidir ama kullanana yolda gittiğini hissettirir diğer elektrikli günümüz teknolojisi araba ise işin bilimsel kısmı olsun daha rahat kullanım daha fonksiyonel ama teknoloji ile alınan hazzın yarılanmasını düşünün Umarım izah edebilmişimdir.. İşte ben ve benim gibi yetişenler o içten yanmalı hızlanmak için motoru ısıttığınız ama yola çıktığınız da o hazzı size her zaman veren içten yanmalı mekanik araçlar gibiyiz. Bu örneği vermemin sebebi sizlerle bu yeni açtığım kategoride örneklerine pek denk gelmeyeceğiniz sektöre dair anlatımlar yapacağım hem sizler yeni bilgiler edinmiş olacaksınız bende bilgilerimi tazelemiş üzerinden geçmiş olacağım. Bu kategoriye sadece ben konu açabiliyor olacağım sizler ise yazarak dilerseniz katılım gösterebilirsiniz. Keyifli Forumlar.
  37. 14 points
    Merhaba arkadaşlar; Bugün bu konuda ele alacağımız konu başlıktan da anlaşılacağı gibi vücut geliştirmede ten rengimizin önemi olacak. Vücut geliştirme denince aklımıza sıkı antrenmanlar, güzel ve düzenli beslenme gelir değil mi? Evet ama bunların dışında çok önemli bazılarımızın atladığı belki de bu yorucu takvimde atladığı bir detay ten rengi. Ten renginiz ne kadar açıksa detay o kadar az gözükecektir arkadaşlar bunun aksine ten renginiz ne kadar koyu ise detaylarınız o kadar fazla ve bunun yanında hacminizde minik ışık illüzyonları ile çok daha fazla neredeyse 2 katı gözükecektir. Tüm bunlardan sebep yarışmalar öncesi tartı, kayıt işlemleri derken sıra boyamaya gelir ve tüm vücudunuz eşiniz, dostunuz veya eğitmeniniz tarafından kusursuza yakın şekilde boyanır sonrasında podyuma çıkar emeğinizin karşılığı için büyük bir savaş verirsiniz. Podyum öncesi boya seansı da aslında tam yukarıda anlatılanlardan sebep yapılır tüm oblik, detay, hatlar kendini en güzel haliyle göstersin ve karşıdan sizi izleyen jüri vücudunuzdaki hacmi, detayları, keskinliği en iyi şekilde görsün diye. Peki bu durum sadece yarışlar için mi geçerli? Elbette hayır dikkat edin deneyimli veya profesyonel bir çok kadın, erkek sporcular kışın solaryumların en temel müşterileridir. Yazınsa güneş bağımlılığına döner bu durum hem gerekli vitaminleri alıp hem de ten renklerini en koyu noktaya götürebilmek için şarttır çünkü. Şimdi buradan tüm vücut geliştirme sporcularına şu öğüdü vermek isterim. Mutlaka ten renginizi mümkünse en sağlıklı şekilde güneş altında çeşitli tensel korumalar çerçevesinde en sert görünüme kavuşturun. Bu durum mümkün değil ve çeşitli sağlık konusunda hassasiyetleriniz yoksa solaryum ile ten renginizi en sert konuma getirirseniz böylelikle hacminiz bir illüzyon da olsa çok daha büyük ve hatlarınız çok daha detaylı ve keskin gözükecektir. Beyaz tenli olmayı seven veya böyle kalmayı seçen sporculara da elbette ki saygı duyuyorum çünkü ikisi de bir tercih meselesi. Zaten deneyimli sporcular bu durumun farkında ama benim bu konuyu açmamdaki ana sebep yeni sporcularımızın bu farkındalığı en hızlı şekilde öğrenip gidecekleri yolda hızlı adımlar atmasını sağlamak. Bir de doğuştan teni böyle olanlar var aşağıda örnekte gözüktüğü gibi. Bu durumda yaratıcının onlara armağanı olsa gerek.
  38. 14 points
    Bu konuyu hiç kimseyi eleştirmek adına değil, faydalı olması adına paylaşıyorum. Öncelikle eczanemizde sandığımızdan fazla ürün bulunuyor gidip merdiven altında hayvanın nefes almayacağı yerde üretilen ilaçları almadan bir düşünün, tamam çok güvenilir çok steril çok dolu bir ilaç buldunuz. BÜTÜN camianin uyarmasına rağmen ekonominiz iyi değilken küre giriyorsunuz, veya iyiyken giriyorsunuz hiç farketmez. Size B kompleks vitamin, karaciğer koruyucu, sağlam bir d vitamini, ve bir çok fazla destekleyici ürün lazım. Günümüz dünyasının pazarlama fırsatçılığına yenik düşen kardeşlerim, abilerim; Gidip 200 300 liraya b vitamini mi alacaksınız internetten, YANLIŞ. Eczanede yüksek gramajlı b vitamini ürünleri, benexol apikobal gibi ürünler 70-100 tl arasında. Gidip internetten saçma sapan bir nutrition markasından övülen yükseltilen milk thistle mı alacaksınız 300 400 tlye? YANLIŞ. Eczanede carsil 50 tl Karaciğer değerleriniz yükseldi, sivilceleriniz fırlaadı. İdrar ve dışkı sapsarı renk aldı. Gidip 300 liraya liv52 mi alacaksınız? YANLIŞ. Eczanede nac 600 80 tl. Hatta nac+c önerimdir 600de de 900de de var 110 tlden başlıyor c vitamini içerikli. Ve daha nice ürün, d vitaminlerinden tutun, arjininler vs vs. Ve çok okuduğum bir şey, askere gideceğim. Kürdeyim, pct yapamayacağım. Eczanede NEBIDO adında bir ürün var. 1000 mg testosteron undekonat içeriyor. Sizi sustanon gibi dalgalamadan götürür. Askerliğiniz uzun mu sürecek? 1 tane virigen testocaps. 5 günde 1 tane. Testo sevdalısı arkadaşlar için keşke testoviron adlı ürün de türkiyede olsaydı. Hepiniz sağlıcakla kalın keyifli sporlar. Lütfen merdiven altıcı hayat karartan heriflere para kazandırmayın.
  39. 14 points
    Merhabalar. Herkes gibi benim de forumda bulunma amacım steroidler hakkında bilgi almak ve kürüme başladığımda yanımda bilgili birkaç kişinin olması. Buna istinaden yaptığım araştırmalar sonucunda edindiğim bilgileri hem kendim için bir özet ve referans, hem de benim gibi bilgi edinmeye çalışanlar için bir konu açmaya karar verdim. Bu konuda bahsedeceklerim tavsiye değildir. Kendi kürümü hazırlarken izlemem gereken yolu daha kesin görebilmem için bir hatırlatmadır. Şimdi gelelim ilk kürümü hazırlarken nelere dikkat etmem gerekeceğine. Steroidler anabolizandır ve anabolizm bu ilaçlardan gelebileceği gibi, beslenmeden de gelir. Bunun anlamı şudur ki, eğer ki yemeğimi güzel ve düzenli bir şekilde yersem, yüksek dozda anabolizan almama gerek kalmaz. Dolayısıyla birçok yan etkiye de tolere etmek zorunda kalmam. Ama buna bu konuda değil, başka bir konuda değinirim. Gelelim steroidlere. Öncelikle kürümü tasarlarken kağıt üzerinde 16-20-24-30 haftalık gibi uzun süreler hesaplayamam. Çünkü vücudumun hangi PED'ye ve hangi doza, nasıl tepki vereceğini bilmiyorum. Aynı sebepten ötürü birkaç farklı steroid de eklememem gerekir. Vücutta halihazırda üretiliyor olan ve en çok tolere edebildiği steroid testotsteron'dur. Bu yüzden kürüme ilk başta testosteron eklemem gerekir. Blast adını vereceğimiz yüksek dozlarda steroidler kullanarak gelişim sağlayacağım zaman, testosteronu yan etkisiz şekilde hangi dozda alabildiğimi öğrenmem gerekir. Bu haftalık 250mg da olabilir, 750 mg da. Önemli olan yan etkinin ya kontrol altına alınabilir olması, ya da tolere edilebilir olmasıdır. Testosteronun minimum efektif dozu her 1 kiloya 2 mg olarak hesaplanabilir. Ben 72 kiloyum. Bu da demek oluyor ki aşağı yukarı 150 mg testosteron ile başlayabilirim ve yan etkileri görene kadar artırabilirim. Diyelim ki 500 mg testosteronda yan etki görmeye başladım. Benim için doğru olan doz 400-450mg civarı olmalıdır. Şimdi buradan devam edip, kan testimi tekrardan yaptırıp duruma göre yanına sinerjik olarak çalışacak bir steroid seçebilirim. Örneğin östrojenik yan etkilerden yakınıyor olacaksam, bu çok su tutabileceğim anlamına gelir. Dolaylı yoldan tansiyon sorunları meydana gelebilir. Bu durumda yapabileceğim şey testosteron seviyemi düşürmek olacağı gibi, yanına seçeceğim 2. compound'un aromatize olmaması, su tutmaması gerekir. Ya da Aromataz İnhibitörleri kullanılabilir. Eğer ki herhangi bir AI kullanılacaksa, benim tercihim Aromasin olur. Çünkü Lipid seviyelerini en az etkileyen inhibitör Aromasin'dir. Bir başka yan etki olan akne ve saç dökülmesi başlamışsa eğer ki (androgenic alopecia), bu demek oluyor ki Testosteronun yanına seçeceğim 2. steroid DHT varyantlarından olmamalı. O zaman Primabolan, Anavar, Proviron, Winstrol, Anadrol, Superdrol, Masteron gibi steroidleri kesinlikle kullanmamam gerekir. Karaciğer enzimlerimde sorunlar varsa ve kür içinde 2. compound ı seçmeden önce yaptığım testlerde yüksek çıkmışsa, bu demek oluyor ki herhangi bir oral steroid de kullanmamam gerekir. Çünkü bu steroidler karaciğere çok fazla yüklenir. Ancak ve ancak karaciğer değerlerimi referans değerleri arasına veya üst sınır yakınlarına çekmeyi başarabilirsem düşük dozlarda başlayabilirim ve maksimum 3 haftaya kadar kullanabilirim. En sağlıklısı 2. haftada tekrardan test yaptırıp o şekilde devam etmek olur çünkü alınan steroidin dozu ve süresi önemli faktörler. Tüm yan etkileri ortadan kaldırıp veya tolere edilebilir düzeyde tutup buna göre kalan seçeneklerden amacıma uygun olan steroidi bulduktan sonra yapmam gereken şey, en etkili minimum dozda bu steroidi kullanmaya başlamak. Bu 2. compound zaten testosteron ile sinerjik çalışacağı için, yüksek dozda almama gerek yok. En azından yüksek dozda başlamama gerek yok. En düşük efektif dozda başlarım, o dozda alabileceğim verimi aldıktan sonra gerekirse ya yükseltirim, ya da yanına 3. bir compound seçip onun da minimum efektif dozunda başlarım. Bunu yaparken de elbette kan testimi verip karar veririm. Salon hocama veya internette gördüğüm X kişinin kür günlüğüne göre karar vermem.
  40. 14 points
    Arkadaşlar bildiğiniz üzere kür içi ve sonrası bazen mct, pct gerekli olabiliyor; bu aralar zaten bunun araştırması içerisindeyim. Yapmış olduğum -AR.- sonuçları yeni veriler elde etmemi sağladı. Belki bu anlatacaklarımı biliyorsunuzdur! Ancak yeni bir arayış içerisin de olan, yeni bitirimlerin doğru ve güvenilir - türkçe kaynaklara erişebilmesi için bu konuya değinme gereksinimi duydum. Arimidex nasıl çalışır? Arimidex erkeklerde ne ise yarar? Arimidex vücut geliştirme camiasın da (Estradiol) düşürmek için kullanılan bir kanser ilacı olarak faliyet göstermektedir. Ancak çalışma mantığına gelecek olursak garmadan özet geçmek istiyorum; Öncelikle 1 tablet 1 mg. Arimidex aldığımız da vücudumuz da bulunan estradiol miktarını %70 oranın da yaklaşık 24 saat içerisin de azaltır. Bu miktarı azaltması sonucun da test sonucun da çıkan 100 değeri 30 40 50 varyasyonların da gözlemlenmektedir. Kişiden kişiye değişebilir. 24 saat sonrasın da 2. arimidex 1 mg. tablet aldığımız da vücutta çalışma mekanizması doğrudan ostrojene değil, aromataz inhibitörlerine yöneliktir. Her yeni gün de alınan 1 mg. Arimidex aromotaz inhibitörlerini baskılamaya ve yeni ostrojen, üretimini engellemek üzerine çalışmaya devam eder. Bugular doğrultusun da arimidex sadece ostrojeni düşürmekle kalmıyor artan anaztrazol aromatazı bloke ediyor. Böylece vücudumuz da aldığımız 500 mg testosteron enanthat %2 si ostrojene dönüştürülmesi gerekirken dönüştürülemiyor. Bununla birlikte kanda bulunan (SHBG) Seks Hormon Bağlayıcı Globulin ve "Serbest Testosteron" miktarı artıyor. Anahtar Kelimeleri ve Kaynakları: Arimidex ayrıca testosteron replasman tedavisi (TRT) alan bazı erkekler için etiket dışı reçete edilebilir. (1) Arimidex, aromataz inhibitörleri adı verilen bir ilaç sınıfına aittir. Aromataz adı verilen bir enzimi (bir tür protein) bloke ederek çalışır. Bu enzim hormonları östrojene dönüştürmek için çalışır. (1) Arimidex estradiol (bir estrojen formu) seviyesini 24 saat içinde yaklaşık %70 oranında düşürmüştür. (1) Anastrozol, eksemestan ve letrozolün etki mekanizmalarında herhangi bir farklılık olup olmadığını incelemek için bir dizi laboratuvar çalışması gerçekleştirdik. (2) Anastrozol ile tedavi, doku E(2), E(1) ve E(1)S düzeylerini %89,0 (%73,2--95,5), %83,4 (%63,2--92,5) ve %72,9 (47,3--) oranında baskıladı. (3) Aromatazın inhibisyonu, östrojene dönüşmesini engeller. (4) İmplant döngüsü boyunca düşük estradiol seviyeleri korunmuştur. (5) Testosteron ile tedavi edilen hastalarda toplam testosteron, serbest serum testosteronu ve doğrudan serbest testosteronda önemli bir artış oldu. (6) Kaynaklar: 1. https://www.healthline.com/health/drugs/arimidex 2. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7299827/ 3. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11350888/ 4. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/11900212/ 5. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31315085/ 6. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/29293461/
  41. 14 points
    Merhaba arkadaşlar; Bugün yine tarafıma çok iletilen 3 soruyu konu alacağız bir çok kişiye de tecrübe olacağı kanaatindeyim. 1.SORU : İLAÇLARDA RENK DEĞİŞİMİ (KARARMA/KOYU OLMA DURUMU) NEDEN OLUR? Arkadaşlar bu durum tamamen ilacın hava alması ile alakalı. Hava alma durumunu şöyle özetleyelim et, sebze, meyvelerin dondurulmuş vakumlu hallerini görürüz market veya satış alanlarında içlerindeki hava tamamen alınır böylece deformasyona uğraması engellenir bu durum kullanılan ilaçlarda da geçerli. Hep deriz ilaç uzun sürede beklese hava ve ısı değişiklikleri ile boğuşmadığı sürece kullanılmasında pek sakınca görmüyoruz diye. Tüm bunlardan mütevellit ilaçlar üretim sonrası hemen paketlenirler ve hava ile olan bağları kesilir böylece elinize suyun ana rengi veya kolonya rengine yakın halde gelir çoğu ürün ama hava aldıkça bu su rengi ''idrar rengine'' dönmeye başlar çünkü hava ile enjektör için giriş çıkış veya preslerde hava alır flakonlar. Böylece ilk aldığınız sarım tırak renkte olan ilaç zamanla rengi koyulaşır. Ha şu da olabilir ilk geldi karaydı zaten! Diyebilirsiniz. O durumda üretim döneminde ürün hava almış şekilde bekletilmiş olabilir sebebi odur. ilacın renginin gittikçe koyuya dönmesi ''beni artık kullan ve bitir'' cümlesinin dile gelmesi ile eşit anlamı taşır. 2.SORU : İLAÇLAR BİRBİRİ İLE KARIŞTIRILIP AYNI ENJEKTÖRDE VURULABİLİR Mİ? Arkadaşlar burada ilk söylenmesi gereken her ilaç aynı enjektörde match edilemez. Çünkü ilaçlarda kendi içinde çeşitli sınıflara ayrılıyor. Bu sınıfsal farklılıklardan birisi bazı ilaçların su bazlı bazılarının ise yağ bazlı olması o yüzden su bazlı ilaçları aynı sınıf yağ bazlı ilaçları da aynı sınıfta olan diğer ilaçlarla karıştırıp vurabiliyorsunuz. Misal; EFEDRİN - Su bazlıdır /// Misal; Testosteron Propionat yağ bazlıdır. Misal; WİNSTROL - Su bazlıdır /// Misal; Trenbolone acetat yağ bazlıdır. Haliyle efedrin ve winstrol aynı enjektörde vurulabilirken T. propionat ve trenbolone da aynı enjektörde vurulabilir çünkü sınıfları aynı. Hangi ilacın ne bazlı olduğunu google üzerinden araştırarak bilgi edinebilirsiniz. 3.SORU SAKLAMA KOŞULLARI NELERDİR İLAÇLARIN? Yağ bazlı ilaçları genelde dolaba koymuyoruz su bazlı grupları da zira su bazlı gruplar konulsa da problem yaşamayız ama yağ bazlı gruplar '' KRİSTALİZE '' oldukları için dolaba dış alan sıcaklığı 30,40 derecelerde olmadıkça. Çünkü yağ bazlı gruplar konduğunda ne dedik kristalize oluyorlar dedik haliyle dışarıya çıkardığınızda hemen enjekte edemezsiniz onu mümkünse sıcak alan veya ılık suda bekletip kristalize olmuş yarı donmuş halinden soyutlamanız gerekmektedir. Aynı durum sarmslar içinde geçerli tavsiyem yağ bazlı gruplar gibi oda sıcaklığında 20,25 dereceye kadar güneş görmeyen alanlarda muhafaza edilmesini daha uygun buluyorum tecrübelerimce. Peptid sınıflarına gelecek olursak dolapta durmalarında bir sakınca yok karışmadan fakat karıştıktan sonra kesinlikle dolaptan çıkarılmamalı. Keyifli Forumlar.
  42. 14 points
    Merhaba; bu konu bu platform yaşadıkça var olacak hatta sabitlemeyi düşünüyorum. Tüm forum kullanıcıları ona göre üslubunu koruyarak Hata yapıp düüşmüş birini azarlamak yerine bir büyük bir abi gibi yaklaşarak psikolojik olarak zor süreçte olan bu genç arkadaşımıza yardımda bulunmaya çalışacaktır zaten. Ara ara yaşım 17,18 şu bu küre gireceğim diye konu açan arkadaşlara ibret için bu konu burada kalacak. Şimdi o arkadaşların konularını neden kitlediğimi neden bu işin ticaretini yapan biri olarak kullanmayın bu ürünleri dediğimi hatırlıyorsunuzdur herhalde? Bu yaşlarda kişilerin hayat içinde milyon tane düşünmesi gereken gelecek kaygıları varken bu gibi egoyu kırbaçlayacak eğilimlere girmemelerini neden istemediğimi bu konu çok güzel anlatıyor bence. Bu ürünler mevlüt şekeri değil genç arkadaşlar bunu bilin bunu görün o filmlerde izlediğiniz adamlar gibi olmak karşı cinsi etkilemek adına hormonlarınızı bozmanın sonuçları sizi dönüşü olmayan yollara sokabilir.Spor sağlık için yapılır başka bir şey için değil. Söylenecek çok fazla söz var ama daha fazla uzatmayacağım arkadaşın problemine yönelik konuşacağım. Şimdi 16 yaşında ergenliğin baharında hormonların henüz sistemsel şekilde vücudunda tölare olmamışken sen nor19 grubu ürünlerin en güçlü olanı ve ben kendimce profesyonel sporcu olmama karşın 10 yıllık deneyimden bahsediyorum tren bana koli ile al para istemiyoruz deseler ben yine alıp yine kullanmam. Ha kullandım mı evet sonuçları muhteşem mi? muhteşem hafif kalır ama yan etkileri? ateş basmaları,nefes darlığı,paranoya ve çok daha fazlası ve prolaktin nedir ne değildir bilgisi olmayan adamı geçin olan adamı bile ciddi sonuçlar ile karşı karşıya bırakan bir ürün.Sen kimin aklına uyduysan ki çocukluk aklı 16 yaşında biri neye nasıl akıl erdirsin diyeceğim ama o ürüne bulaşmayı akıl etmişsin. Şimdi iş işten geçti nasihat bir yana artık nasıl neler yapılabilir onlara geçelim. Artık ölene dek hayatında hormon olmayacak Hemen doktora gidip başka ne sorunların varsa testlere tabi olup hekim yorumlarına bağlı hayatına devam etmek Ailene konuyu hemen anlatmalısın gerekirse hüngürhüngür ağlayarakta olsa bunu yapmalısın ailen senin her zaman iyiliğini ister Sana bu ürünü bu yaşta kim sattıysa yada önerdiyse babana o kişinin numarasını bir ver baban bir görüşsün o kişi ile ve o kişiye tek soru sorsuz kötü konuşmasın soru şu olsun; ''senin çocuğun var mı? var yada yok.. olsaydı yada varsa bu ilacı kullandırır mıydın? desin ve seni Allaha havale ediyorum deyip kapasın telefonu o kişide gram bırak öyle koca kos koca yüreği gram adamlık,namus,şeref, Allah korkusu varsa gece uykuları kaçması lazım. Hayatındaki tüm işlerini ailene danışmadan yapma Bugünden sonra yeni bir başlangıç yap ve tüm zararlı arkadaşlardan besinlerden içeçeceklerden uzak dur Bu kötü tecrübenin sana ve çevrendekilere hakikatli bir yaşanmışlık olarak kalmasına müsade et Psikolog ile görüşmeyi iste ailenden bu konuda yardım iste bu delilik manyaklık demek değil sağlıklı her insanın bile rutin bunu yapması lazım Evrim öyle 16,18 arası olmuyor ben evrim (mecazi) denen olayı 25 yaşımdan sonra yaşadım senin yaşında adnan şensese benziyordum. (Rahmetli) Saç, deri bunların hepsi düzelir ama hekim kontrolünde biz şunu iç bunu ye diyemeyiz kimse diyemez biz lisans sahibi insanlar değiliz sadece bu spora bu işe gönül vermiş amatörleriz. Spor demek ağırlık kaldırmak değil yüzmek,ata binmek,güreş,koşu vb bunlarda spordur bunları yap sabah kalk koş para isteyen mi var? ha zor geliyor dersen o zaman böyle yaşamaya devam et. Ama pes etme kanser hastası nice kişiler bile pes etmeyip özzenilecek vücuda kavuşuyorlar. Bizim toplumumuzun sıkıntısı sabırsız bir şeyleri hemen istemesi halbuki kız arkadaşın olsa onun kalbini kırsan sonra özür dilemek için kapısına gitsen 1 kere seslenip döner misin aaa çıkmadı deyip dışarı yoksa sabaha kadar kapısında bekler misin ? Eeee hayatta böyle istediğini sana vermez hemen spor da öyle o kapının önünde sabahlamak lazım yani. Benden sana bir abi büyük olarak bunlar nasihat olsun umarım uygularsın.
  43. 13 points
    Öncelikle selamlar, Yaş : 22 Boy : 1.83 8 haftalık kısa süreli bi Bulk serüveninin son haftasındayım. Sürece başlamadan önce kafamda birtakım soru işaretleri mevcuttu. Açıkçası sadece sarms kombinasyonu aracılığıyla kütle koyabileceğim kanaatinde değildim. Forumda açılan ve Burak hoca'nın himayesi altında sürdürülen başarılı sarms kürlerini görünce Burak hoca ile irtibata geçtim. Sağ olsun sürekli soru sormaya teşvik etti, her aradığımda tüm suallerime anlaşılır biçimde çözüm odaklı hareket ettiği için kendisine fazlasıyla müteşekkirim. Kür öncesi referans aldığım konu : Küre girmeden belirtmem gereken hususlar, herhangi bir şekilde uzun süreli spor geçmişim yok, zaten spor için gerekli zamanı ayırabilmem de olabildiğince güç. Aktif olarak Suriye'de görev yapmaktayım. Sık sık meskun-mahal , intikal, vb. faaliyetler dolayısıyla disiplinli bi süreç geçiremediğimi belirtmek de isterim. Kendimce antrenman yapabileceğim ekipmanlarım ve ufak bi kulübeden salonum var. Aynı zamanda söylemek isterim ki sürece başlamadan önce göğüs bölgemdeki kemiklerim sayılıyordu , sırtım da yine aynı şekilde idi. Şeffaf konuşmak gerekirse henüz başlangıç seviyesinde iken kendimi tatmin edecek bi seviyeye ulaştığımı düşünüyorum. Teşekkürler, esenlikler.. Kür başlangıcı : Başlangıç : 59.400 Kür detayları : İlk 4 hafta : Mk677 Son 4 hafta ise : Mk677 / Rad-140 Mix Ürün Şeklinde süreci tamamladık Kür bitişi : 68.150 kg
  44. 13 points
    Merhaba arkadaşlar; Aslında geç kalınmış çok daha önce yapılması gereken uygulamayı bugün itibarı ile tamamlamış bulunuyoruz. Peptid dozaj hesaplayıcısı nereden alışveriş yaparsanız yapın yurtiçi veya yurtdışı aldığınız peptidleri nasıl kuracağınıza dair mcg ayarını nasıl yapacağınız hususunda kolaylaştırıcı bir rehber olacak size. Pc veya tablet üzerinden web sitemizi ziyaret ediyorsanız yukarıda menü kısmında yer alan '' Peptid Dozaj Hesaplayıcısı '' kısmına tıklayarak veya BURAYA TIKLAYARAK direk ilgili sayfaya ulaşabilirsiniz. Peptidlerinizi adım adım nasıl hesaplayacağınızı aşağıda anlatıyor olacağım: ADIM : ŞIRINGA MODELİNİZİ SEÇİNİZ ADIM : SATIN ALDIĞINIZ ÜRÜNÜN TOPLAM MCG / HACMİNİ SEÇİNİZ ADIM : EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BAKTERİYOSTATİK SU MİKTARINI SEÇİNİZ ADIM : GÜNLÜK KAÇ MCG ENJEKTE ETMEK İSTEDİĞİNİZİ SEÇİNİZ Ve son adım olan en alt kısımda yer alan cetvelde kaça kadar çekeceğinizi göreceksiniz. Evet artık bu kadar basit ne kadar çekmeniz lazım ne kadar su karışırsa kaç mcg tekamül eder hepsini gözlemleyebileceksiniz. Not : Doz miktarı kısmında '' Diğer '' diyerek daha fazla manuel seçeneği belirleyebilirsiniz. KEYİFLİ FORUMLAR
  45. 13 points
    Merhaba değerli platform kullanıcıları ve ziyaretçileri; Bugün biraz olsun kullandığımız ilaç gruplarının içeriğine bakacağız. Bu konu biraz daha Müslüman sporcuları ilgilendiren bir konu olacak. İnançlar doğrultusunda dini bazı gereklilikler söz konusu onlardan biriside tüm Müslümanların kırmızı çizgilerinden birisi olan '' domuz ürünleri '' çoğu kişi bu anlatacaklarımın farkında olmadan çoğu ilaç grubunu kullanıyor buna steroid grupları da dahil ne yazık ki. Bu konu farkındalık yaratmak için tarafımca yazılmaktadır. Herkes istediği şekilde hareket etmekte özgürdür, konu hiç bir zorunluluğu öğütlememektedir. Şimdi çoğumuz vitamin grupları olan çoğu ürünü kullanıyoruz ama kullanırken ülkemizdeki en büyük sorunlardan birisi olan okuma alışkanlığımız olmadığı için ilaç prospektüsünü okumadan geçiyoruz direk kullanıyoruz bırakın ana detayları yan etkilerine dahi çoğumuz bakmıyor ne yazık ki. Şimdi çoğu markaya sağlık bakanlığımız şunu diyor; Ya Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ilaç kodeksine göre ilaç içeriği üreteceksin (sığır ürünleri) Veya Üretici firma hayır ben ilaç içeriğimi belirtmek istemiyorum diyorsa prospektüs içinde bunu belirteceksin (domuz ürünleri) Gibi şartlar sunuyor firmalarda bu hassasiyetle üretim yapıyorlar veya yapmayıp ekte yüklediğim prospektüsü alanındaki gibi küçücük puntolarla bunu belirtiyorlar. Türk üreticilerde bu duruma denk gelmedim ama yurt dışı kaynaklı olanların geneli domuz ürünleri kullanıyor arkadaşlar. O yüzden konu başında belirttiğim gibi inançları dahilinde bu gibi detaylara takılan, dikkat eden sporcularımız varsa bu farkındalık ile içtikleri ilaçları kontrol ederlerse kendileri adına faydalı olabilir okuduğu bu konu. Tabi işin diğer tarafında oral veya enjeksiyon steroid hormon grupları geliyor. Bakın bu yukarıda bahsettiklerim yasal markalar için geçerliydi siz bir de nerede nasıl üretildiği belli olmayan oral steroid veya diğer hormon gruplarını düşünün içinde neler olabileceğine dair Konuyu şu şekilde bitirmek isterim; arkadaşlar çoğu kişi okurken ya şunlar bunlar varken sıra bunları düşünmeye mi geldi diyecek olurlarsa bu konu bir bilgi aktarımı konusudur yoksa hayat içerisinde milyonlarca benzer hassasiyetlere dikkat edilmesi gerekiyor ve bu dikkat edilmesi gereken hususlar tamamen kişileri ilgilendirir inançlar sorumlu tutulamaz. Umarım izah edebilmişimdir. Keyifli Forumlar.
  46. 13 points
    Şimdi bu konuda sahte zphc konusuna değinmek istiyorum ülkeye ilk girdiği zaman popüler olan ama sonra sahtesi dünya piyasasına çıkmasıyla tüm güveni kaybeden ve eski popülerliği kaybolan ciddi güven zedelenmesi yaşayan marka zphc. Balkan pharma gibi balkan pharma da 2018-19 yıllarına kadar dünyada en çok sahtesi üretilen markaların başında geliyordu çünkü markanın kod sistemi sıkıntılıydı ve bundan yararlanıp fake üreticiler çok ekmek yedi. Ama balkan 2019-20 gibi yeni bir hamle yaptı check kodları ve hologram ile o yıllardan bu günlere kadar asla taklit edilemedi. Şimdi aynı sorunla zphc savaşıyor o yüzden tüm sporcular çok dikkatli olsun. Platformda görüyorum fake zphc almış adam diyor ki OLSUN ÇALIŞIYOR veya SATICIM BU TAKLİT AMA ÇALIŞTIĞINI SÖYLEDİ. Gibi diyaloglar kol geziyor forumun her yerinde yazık. Sevgili dostlar bu ilaçlara hem gırla para veriyorsunuz hem de ne yaptığınızı bilmiyorsunuz bu çok yanlış. Şimdi buraya rehber konu niteliğinde bir arşiv bırakıyorum ona göre dikkatlice okuyun, gözlemleyin sonra yok bilmiyorum kandım demeyin. ŞUAN PİYASADA TÜRKİYE VE DÜNYA PİYASASINDA ANORMAL DERECEDE FAZLA ZPHC ÇAKMASI VAR! ANA FİRMA BİLE BU DURUMDAN ÇOK MUTSUZ ÇÜNKÜ KİMSE KORKUSUNDAN ÜRÜNLERİNİ TERCİH ETMİYOR ARTIK Tüm detayları ile görseller ile anlatmaya çalıştım tercih etmeden mutlaka bu detaylara dikkat edin. Mümkünse hiç bulaşmayın malum hava kararınca at izi it izine karışır. SAHTE ALINAN ZHPC ÜRÜNLERİNE DAİR KONULAR ZPHC İÇERİK KONUSU İLAÇLARI %80 DOLU TAM İÇERİK YOK NE YAZIK Kİ ( ORİJİNAL ZPHCDEN BAHSEDİYORUM )
  47. 13 points
    Merhaba arkaşadaşlar; Bir konuyu araştırırken önüme çıkan, ingilizce yazılmış ve türk araştırmacıların yaptığı fareler üzerindeki çalışmaya göre, anabolik steroidlerden en hafiflerinden biri olan rimobolanın vucuttaki femur ve humerus kemikleri üzerindeki etkileri, uzamayı durdurduğu yönünde sonuçlanmış.Buna göre daha büyümesi durmamış, kemiklerdeki plakları kapanmamış arkadaşlar umarım sağlıklarını riske etmezler artık... "Anabolik steroidlerin sporcular tarafından performanslarını artırmak için kullanıldığı ve birçok sağlık sorununa neden olduğu bilinmektedir. Bu çalışma, egzersizle birlikte metenolon enantat takviyesinin sıçanların kemikleri üzerindeki etkilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışma, Deneysel Tıp Araştırmaları Başkanlığı'ndan temin edilen 28 günlük 28 Wistar erkek sıçan ile gerçekleştirildi.Araştırma , Selcİngiltere Üniversitesi. Sıçanlar dört gruba ayrıldı: C (kontrol, n:6), E (egzersiz, n:7), M (metenolon enantat, n:7) ve ME (metenolon enantat+egzersiz, n:8). Metenolon enantat verilen gruplar için gerekli dozlar, sıçanların canlı ağırlıklarına göre haftalık olarak düzenlenmiştir. Sıçanların ön ve arka ekstremite kemikleri diseke edilerek humerus ve femur kemikleri kurutuldu. Her bir kemiğin uzunluğu, korpus kalınlığı, korteks kalınlığı ve medüller çap noktaları belirlendi. Sonuçlar ortalama±SD olarak sunuldu. Verilerin gruplar arası karşılaştırılmasında ANOVA ve Duncan testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık eşiği p<0.05 idi. di. Femur uzunluğu C grubunda 32,46±0,29, E grubunda 32,60±0,64, ME grubunda 31,37±0,50 ve M grubunda 31,67±0,52 iHumerus uzunluğu C grubunda 26.42±0.28, 26.23±0 idi. E grubunda 59, ME grubunda 25,31±0,40 ve M grubunda 25,35±0,45. Femur ve humerus uzunluğu, metenolon enantat takviyesi (M ve ME) alan gruplarda diğer iki gruba göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha kısaydı (p<0.05). C, E, M ve ME grupları arasında korteks ve korpus kalınlıkları ile femur ve humerus kemiklerinin medullar çapları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Çalışma sonuçlarına göre metenolon enantat takviyesinin sıçanların femur ve humerus kemiklerinde erken epifiz kapanmasına neden olduğu ve bu kemiklerin boy uzamasını durdurduğu sonucuna varıldı. Ayrıca egzersizin metenolon enantatın bu olumsuz etkisini azaltmadığı bulundu. " https://dergipark.org.tr/tr/pub/tsed/issue/48519/555433
  48. 13 points
    Merhaba arkadaşlar; Açılan konular sonrası bu kategoride tarafınızdan gerek özelden gerek whatsapp yolu ile fazlaca teşekkür, tebrik mesajları aldım o mesajlar içinde bende sizlere bir kere daha teşekkür ederim çünkü her zaman ne dedik? '' BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR '' Şimdi bugünkü konumuz da STEROİDLER ZARARLI MI VEYA YARARLI MI? ayrıca YAN ETKİLERİ konuşacağız. Sevgili büyüklerim değerli küçüklerim unutmamanız gereken başlıca husus '' STEROİDLER SAĞLIĞINIZA ZARARLIDIR '' uzun kullanım dönemlerin de (ciddi uzun kullanım dönemlerinden bahsediyorum 1,2,3 yıl değil çok daha fazla) kalp ve damar yollarınıza zarar vermektedirler. Tüm bunlardan sebep '' HORMONLAR DAN UZAK DURMANIZI HİÇ BİR ZAMAN VÜCUDUNUZA SOKMAMANIZI '' önem ile tavsiye ediyorum. Bazılarınız şunu der gibi oluyor eminim; '' Dinime küfür eden Müslüman olsa '' Arkadaşlar dediklerimi yapın, yaptıklarımı yapmayın diye anlatıyorum sizlere bunu. '' Eee senin yaptığın sektör dahilindeki destekler de neyin nesi hocam '' diyenlere cevabım da ben bir rehberim ve uzmanlık lisansımı bu sektör üzerine yaptım tam 11 yıldır! Haliyle siz tüm bu anlattıklarıma rağmen bu yola girerseniz ben bu yolda size rehberlik edebilecek güçte ve donanımda biriyim sadece bunu bu şekilde değerlendirmeniz de fayda var arkadaşlar. Şimdi şöyle düşünelim neden zararlıdırlar neden doğal sistemimizi bozmamalıyız? Bakın arkadaşlar eskiden biz bu destek ürünlerine ulaşmak için en kaba tabiri ile '' Anamız dan emdiğimiz süt burnumuzdan gelirdi. '' ama şimdi peynir ekmek kıvamında doğru ve yanlış olma koşulunda bu destek ürünlerine ufacık daha suratında tüy bitmemiş arkadaşlarımız dan sakalı ağırmış büyüklerimize kadar herkes ulaşabiliyor. İşte gerçek sorun burada başlıyor. Hiç unutmam bir gün çalıştığım (antrenman yaptığım) salona sanırım 4 yıl önce daha ağzı süt kokan bir kardeşimiz belki 15 belki 16 yaşında salona kür programı ile geldi elinde ben bunları kullanıyorum nasıl bir antrenman yapmam lazım abi? Diye bir söylemde bulundu bana ve ben hayatımın şokunu yaşamıştım. Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum tehlikenin farkında mısınız arkadaşlar? Dünya bizim milletimiz kadar uzun bir yolu kısaca gitme arzusun da olan başka bir millete denk gelmedim ben. Haliyle bu arzuda olan kişiler için hormon grupları büyük tehlikeleri peşinde getiriyor. HORMONLAR SİLAH GİBİDİR ARKADAŞLAR! Silahlar bir canlıyı korumaya da ! Bir canlıya zarar vermeye de yarar ! Doğru mu? İşte hormonlar da bu şekilde hedefleriniz doğrultusun da doğru şekilde ve tüm handikaplarını göze alarak kullanırsanız sizi hedefinize taşırlar ama siz egonuzu kamçılamak adına bu silahı vücudunuza alırsanız inanın bana kimseye değil kendinize zarar verirsiniz. Yani kimler ne şartlarda hormon KULLANABİLİR? Gerçekten mesleki anlam da kendini sporun bu dalına adamış tabiri caiz ise ekmek teknesi olarak vücudunu seçmiş biri bu gruplara fiziki anlamda en tıkandığı kendini bir veya daha fazla tık öteye taşımak istediğinde tüm handikaplarını göze almışsa kullanabiliyor benim gözlemlerim hep bu yönde oldu iç ve dış piyasaya oranla veya kendisi yarışmacıysa uluslar arası alanlarda iddia sahibiyse tüm sporcular gibi açıktan olmasa da gayri resmi şekilde ulaşıp kullandıkları doğrudur. Çünkü olaya şöyle bakınız; 2 tane mağaza olsun birisi dünyaca ünlü diğeri ise 2. sınıf bir marka olsun ve siz bu iki mağazanın önünden geçiyorsunuz diyelim dünyaca ünlü markaya mı 2.sınıf mağaza mı ilginizi çeker ve mağazanın içine girersiniz? Tabi ki dünyaca ünlü markanın vitrini gerek ürün gamı gerek kalitesi çok daha ileride olduğu için oraya girer bakarsınız. İşte bu sektördeki profesyoneller de bunu bildikleri için '' VİTRİN NE KADAR ZENGİN OLURSA TALEP O KADAR FAZLA OLUR '' prensibi ile bu yola baş koyabiliyorlar. Yani kimler ne şartlarda hormon KULLANMAMALIDIR? Sağlığına önem veren herkes '' KULLANMAMALIDIR '' sporu sağlık için, hobi olarak yapanlar kullanmamalıdır. Özellikle belirtmek isterim ki ergenlik dönemindeki 10,20 (20,25 istisna) yaş aralığında henüz ilahi hormon haritaları bile sağlıklı şekilde vücuduna nüfus etmemiş arkadaşlar kesinlikle uzak durmalıdırlar. Çünkü hormonal anlamda gelişmekte olan arkadaşlar aslında o dönem vücutlarının ve hayatlarının en güzel en sağlıklı dönemleridir bir binanın temelini inşa ettikleri dönemdir ergenlik dönemleri olurda bu temele çimento katmak yerine çakıl taşları ile harmanlanmış kum eklerseniz o bina çökmeye mahkumdur veya çokça tadilat gerektirir ilerde bilginiz olsun size bir abi nasihatı. YOK BEN İLLA KULLANACAĞIM AMA SAÇIM DÖKÜLÜYOR! SERTELEŞEMİYORUM ! KISIR KALIRIM KORKUSU VAR! NE YAPMALIYIM? Diyenler den misiniz? O zaman şimdi yazacaklarımı dikkatlice okuyunuz. Evet alışmış kudurmuştan beterdir bir kere bu toz pembe serüvene çıkarsanız o tadı bir kere alırsanız bir daha muhakkak ki bu sürece dahil olursunuz bende zamanın da plaj vücudu yapacağım 1 kere kullanıp hayatıma devam edeceğim diye bu yola çıktım bırakın plaj vücudunu şimdi sizlere bir şeyler öğretip sizlerden yepyeni şeyler öğrenecek kabiliyet ve tecrübeye geldim. Yani bir kere yapıp bırakacağım kafalarını UNUTUN! Hormonlar sizi öyle bir hayal dünyasına sokar ki yerden göğe çıkarsınız bulutların üstünde gezersiniz ama deneyimsizseniz o bulutların üzerinden yere çakılmanız üstelik tepeleme Çok zaman almayacaktır arkadaşlar. Haliyle bu süreçte muhakkak bu yolda mesai harcamış engin tecrübelere sahip ama tüm bunların yanın da bu sektörü para karşılığı olarak değil '' İŞİNİ AŞK İLE YAPAN '' kişilerle çalışmayı destek almayı seçin. Aksi halde diğer kişiler için sadece birer para istasyonun dan farkınız olmayacaktır. O tren o para istasyonun da duracak paranızı alacak ve başka istasyona devam edecektir. Gelelim saçım dökülüyor, sertleşemiyorum, kara ciğerimi elime alır mıyım? , kısır kalır mıyım gibi şehir efsanelerine. Şimdi size sormak istiyorum arkadaşlar; bir futbolcu düşünelim .. Bu futbolcunun bir şampiyonalar ligi kupası hayali olduğunu düşünelim haliyle o kupaya ulaşmak için çıkıp çok iyi oynaması lazım ve takımının da her maçı olmasa da bir çok maçta galip gelmesi lazım doğru değil mi? Tamam işte bunların olabilmesi için o futbolcu sahaya çıkacak, ayağına tekme yiyecek, offside kalacak, omuz omuza mücadeleye girecek doğru mu? Çünkü bunlar futbolun doğasında olan şeyler doğru mu? Doğru dediğinizi duyar gibiyim.. İşte saç dökülmesi efendim alt veya ast değerlerinin sapıtması e2 seviyenizin alıp başını gitmesi prolaktin değerlerinizin eksi veya artı önde değişiklik göstermesi gibi durumlar da hormon dünyasının doğrularından sadece bir kaç tanesi. Bizim akıllı sporcularımız istiyor ki; '' HEM AYRANIM DÖKÜLMESİN HEM DE EN İYİ VÜCUT BENİMKİ OLSUN! '' yok öyle bir dünya maalesef arkadaşlar. O saçta dökülecek o penis yeri geldiğinde sertleşme sorunu da yaşayacak! Bu tamamen genetiğiniz ve alacağınız önlemler ile ilişkili hormonların seviyelerinin ne yönde değişeceği veya sizlerin bu handikaplardan ne yönde eksi olarak etkileneceğiniz. Misal kendimden örnek vereyim; sülalem de saçı olan tek insan '' ANNEM '' baba kel kardeşim kel dedem kel Ama ben 11 yıldır bu destek ürünleri ile yaşamayı seçerken son 7 yıldır tam anlamı ile merkezindeyim bahsi geçen destek gruplarının ama saçlarımı gören '' MAŞALLAH '' demeden geçmez ve yaşım 40'a geldi neredeyse ve ekstra tek bir özel önlem aldığım söylenemez! Eee nasıl oluyor? Bu genetik kısmın açıklamasıydı.. Başka bir örnek bundan 11 yıl önce bu destek ürünlerini ilk tercih ettiğim zamanlar da hemen jinekomasti olurdum memelerde kitle ve batma şiddetli kaşıntılar vs. ama son 7 yıldır ağzıma bir kere arimidex veya benzeri bir şey sürmedim ve jinekomasti belirtisi nedir bilmez duruma geldim. Bu anlattığım nasıl oluyor? Bağışıklık arkadaşlar. O yüzden bu dünya çok geniş ve keşfedilmeyi bekleyen bir dünya unutmayın '' BİLİMİN İNCELEDİĞİ TEK SPOR DALI VÜCUT GELİŞTİRMEDİR. '' Şimdi anladınız mı oram dökülür mü aman DHT baskılasak aman o şampuanımı kullansak aman şunu az mı yesek durumları aslında işin en basit kısmı. Olacağı varsa önem almanıza müteakip o korktuğunuz şey mutlaka olacaktır veya olmayacaktır oluyorsa ağlanmak yerine derhal bu destek ürünlerinden uzaklaşıp hayatınıza normal şekli ile devam etmenizi tavsiye ediyorum sizlere. KISIR KALIRMIYIM ? gibi avare başlıklara yazılara hiç aldırış etmeyin aksine kısırlığa çeyrek adım kalmış bir çok kişi benzeri destek grupları ile bu yaşadıkları sendromdan kurtuluyor veya kurtulmak için çare arıyorlar testosteron takviyesi gibi vs. Dünya tarihine bakın II. dünya savaşından bu güne hormonlar hayatımız da bir kişi kısır kalmış mı? Yok öyle bir haber veya kaynak o yüzden tüm dediklerimi dikkatle okuyun ve çıkılması gereken yola o şekilde çıkın. Ha siz bu grupları kullanır çok bilinçsizce hareket ederseniz doğurganlığınız yani gebe bırakmana durumunuz partnerinizi veya o yolda çekilecek dert ve çilelerin tonajı çok daha zor ve fazla olacaktır bu gerçeği de göz ardı etmeyelim. Arkadaşlar zaman ayırıp bir kuruş bile vermeden bu tecrübeleri edinmeniz sektördeki kurt adamların tezgahına düşmemeniz adına dakikalarımı belki de saatlerimi ayırıp sizlere bu yazıları zihnimdeki aklımdaki yıllarımı verdiğim tecrübelerimi aktarıyorum o yüzden lütfen can kulağı ile dinleyin ve çevrenize nasihat edin. Sevgilerimle, Keyifli forumlar.
  49. 13 points
    Sevgili dostlar, arkadaşlar bir yılı daha bu çatı altında beraber geçirdik kırılmışlıklarımız oldu sevinçlerimiz oldu acısıyla, tatlısıyla hepsi geride kaldı 2022 yılının tüm camiaya hepimize hayırlı olmasını diliyor küçüklerime, büyüklerime sevgi ve saygılarımı iletiyorum. @Loving böyle güzel bir ortamı bize sunduğunuz için teşekkürler hocam.
  50. 12 points
    Abilerim ve kardeşlerim, Eskiden bilgisayar bağımlısı, sokağa çıkmayan, herkes tarafından dışlanan, yüksek yağlı gıdalar ve fastfoodlar yiyen, kızlar tarafından aşağılanan yıkık bir insandım. Kısacası bir insan hayatının en güzel dönemlerinde lise birde 1.72 boyunda 117 kilogram ağırlığında bir birey düşünün. Sağlık sorunları da cabası tabii. Karaciğer yağlanması, yüksek şeker (neredeyse şeker hastası oluyordum), deride iyileşmeyen yaralar, yüksek tansiyon vs... DAHA 15 YAŞINDAYIM!!! Sonrasında yüksek bir bunalım ve depresyon haline girdim. Antidepresan almaya başladım ve uzun bir süre kullandım. 17 yaşıma geldiğimde kendi kendime dedim ki ben ya zayıflayacağım ya da kendimi öldüreceğim. Bir seçim yapmak zorunda hissetim kendimi. 6 ay boyunda günde sadece 1000 kalori alarak 78 kiloya kadar düştüm. Sağlıksız olduğunun farkındayım ama canıma tak etmişti artık. Ama aynaya baktığımda hala mutlu değildim. Spora başlama kararı aldım ve bu kararı almam üzerinden 2 sene geçti (1 sene powerlifting 1 sene bodybuilding). Şuan 19 yaşındayım. Sonuçlar fotoğraftaki gibi. İnanınca ve disiplinli bir hayat çerçevesinde kendi benliğinizi odak noktasına getirip hayatta sizi sizden başka kimsenin sevmediğini anlayınca, kafayı kırdıktan sonra her şeyi başarmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. Hedeflerinizden asla vazgeçmeyin...

Copyright © 2010 Peptid Türkiye. Tüm hakları saklıdır.

5651 sayılı yasaya göre forumumuzdaki mesajlardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
Şikayet; info@peptidturkiye.com Adresine mail atıldığı taktirde, ilgili konu en geç 48 saat içerisinde kaldırılacaktır.


Tıbbi Sorumluluk Reddi / Yasal Uyarı! Bu sitede yer alan yazıların tümü, bilgi edinmek isteyen ziyaretçiler için hazırlanmıştır. Bu bilgiler, hiç bir zaman hastalık ve diğer sorunlara yönelik teşhis ve tedavi amaçlı olarak kullanılmamalıdır. Yazılar, sadece yazarların bilgilerini, deneyimlerini ve fikirlerini aktarmaktadır. İçeriği başkaları tarafından doğru ve geçerli bulunmayabilir. Sitede yer alan yazı ve resimlerin kopyalanması, her türlü kullanımı ve bilgilerin uygulanması sonucu doğan hukuki, ahlaki, mesleki, sağlık ve yaşamsal sorunlar sadece bu eylemi gerçekleştiren kişilerin sorumluluğundadır. Bunlardan dolayı ortaya çıkabilecek hiç bir sorundan site ve yazarları sorumlu kılınamaz. Doktorunuza Danışmadan sitede yer alan diyet veya benzerlerine başlamayınız.
×